NANANENA
Ax, ar gondineri tkvala kobžirik̆o,
memaʒ̆k̆astu nenaçkimişi gamank̆orerepe,
haʒ̆i mu p̆ik̆oti mutu varen!
Xark̆i dobavi çkva tiçkimisti ma,
"nananena dolokunu muşi rt̆udoren k̆oçişi",
ostibu ostibute ma nenaçkimi gomdini,
çkva nenapeşen tkvalape kodolubikuni,
haʒ̆i ma jurneçi odoni ar xanis jurneçi gyebureri
yorğani,
haʒ̆i ma Arap̆eburi naoxoʒ̆onams,
Latinuri nanç̆arums do Turkuli na isinapams ar
p̆agani, nananena goç̆k̆ondineri,
çkva nenapes nauxvamams,
domixasuri baba,
domixasuri dobadonaçkimi!
Adigesteri var pskidur mara çkva
Adigeburi bisiminam,
nananenaçkimi keyemotfit,
T̆ent̆eli bore,
ini maven...
(Şiiri: Çetin Öner/ Lazurişa tercüme: Osman Özel)
+
ANADİLİ
Ah bir tek yitik sözcüğü bulsaydım eğer,
çözülürdü dilimdeki düğümler
şimdi ne yapsam
ne etsem
nafile!
yabancılaştım artık kendime bile
"anadili giysisiymiş insanın"
susa susa ben dilimi yitirdim
başka dillerden sözcükler giydim.
şimdi ben
kırk odalı bir handa
kırk yamalı bir yorgan
şimdi ben
arapça anlayan
latince yazıp, türkçe konuşan bir pagan:
anadilini unutup
yadırgı dillere tapan.
bağışla beni baba,
bağışla anayurdum!
adige gibi yaşamıyorum ama,
artık adigece düşünüyorum.
anadilimi örtün üstüme,
anadilimi örtün!
çıplağım;
üşüyorum.
(Şiir: Çetin Öner/ Lazcaya tercüme: Osman Özel)