24 Şubat 2024 Cumartesi

Qazaqişi Gazeti/ ყაზაყიში გაზეთი

 


 


 

“Qazaqişi Gazeti/ Köylü Gazetesi” (ARŞİV)


 

(Yazan: Joakim Enwall [+] Türkçeye çeviren: Ali İhsan Aksamaz)

 

Megrelce, “Kartveluri” veya “Güney Kafkas Dil Grubu” olarak bilinen dört dilden bir tanesidir. Glottokronojikal araştırmalara göre; Megrelcenin ve Lazcanın dâhil olduğu Zanuri alt grup M. Ö. 800 yıllarında [1] veya “çağımızın başında” [2] “Kartveluri “ dil ailesinin ayrı bir kolu haline geldi. Gamsakhurdia’ya göre [3]; Megrelce, Gürcücenin bir diyalektidir. Gamsakhurdia, Megrelceyi standart Almanca ile Suabia [+ +]  diyalekti arasındaki ilişkiyle karşılaştırmaktadır. Ancak bu tutum gerçeklikten çok uzaktır.

            Megrelce, Batı Gürcistan’da; esas olarak Abaşa,Tzalencikha, Çxorotzqu, Gali, Martvili, Poti, Senaki, Khobi ve Zugdidi [+ + +] bölgelerinde konuşulur. Ancak önceleri daha doğudaki bölgelerde de konuşulmaktaydı. Aleksandre Tsagareli’nin “Mingrel’skie Etiudy” [4] adlı eserine göre; Gürcüce ve Megrelce arasındaki sınır, Tskhkenistzqali nehri setidir. Ancak İ. Kipşidze, “Grammatika Minrel’skago (İverskago) Jazyka” [5] adlı kitabında bu sınırın daha batıya, Megrel alanının her iki tarafına da yayıldığını, Gürcücenin Megrelceyle yer değiştirdiğini ve Megrelcenin Abkhaz bölgesine kadar yayıldığına işaret etmektedir.

            Megreller, nüfus sayımlarına “Gürcü/ Kartveli” olarak geçirildikleri için, Megrelce konuşanların sayısı hakkında kesin bir bilgi edinmek zordur. İ. Kipşidze, 290.000 rakamını vermektedir. Günümüzde ise, Megrelce konuşanların sayısı yaklaşık 400.000 kişi (Klimov, 1986) olarak tahmin edilmektedir. Fakat resmî olmayan kaynaklara göre; bu sayı bir milyon kadar olabilir. [6] Bu rakam Megrelya’da da kabul görmektedir. Ancak bu yüksek tahminlerin esas olarak Megrel soyadları taşıyan bireylerin sayısından kaynaklandığı görülüyor (soyadları “-ia”, “-ava” ile bitenler). Bu yaklaşım ise, Megrelceyi iletişim dili olarak kullanabilenleri veya “anadili” Megrelce olan kişilerin gerçek nüfuslarını yansıtmamaktadır.

            “Georgian/ Gürcü/ Kartveli” terimi kısmen; 1. Anadili Gürcüce olan bir kişi, 2. Gürcistan’da yaşayan ve anadili olarak “Kartveluri” dillerinden birini konuşan kişi” gibi iki farklı anlama geldiğinden, Megrel etnik yapısı derinine inemeyeceğim kadar zor bir sorundur. Bu nedenle bu çalışmam, yazılı bir dil olarak Megrelcenin kullanımıyla sınırlıdır ve ayrı bir dil olan Megrelceden ve Gürcücenin bir diyalekti olmadığından (bana göre anlamsız bir sınıflandırma) bahsederken, bunun elbette Megrelleri Gürcü halkından kolaylıkla ayırt edilebilecek bir halk olarak ifade etmediğinin üzerinde önemle durmak isterim. Bir antropolog veya etnolog değilim ve bunun için, bu uzmanlık alanlarına girmek istemiyorum.

1860’larda Rus yetkilileri, muhtemelen “çarist”  divide et impera [+ + + +] politikasının sonucu olarak, Megrelce yazı dilini [7] uygulamaya koymak istediler. Şüphesiz bu uygulama kendi içinde kötü bir fikir olduğu anlamına gelmez; bazen gerici tutumlar bile ilerlemeci sonuçlara yol açmıştır. Asıl belgeleri şimdi bulamadım ancak azat edilen serflerle ilgili Megrelce olarak yayımlanmış bir belge var. Bu belge Rusça olarak da yayımlandı:” Dopolnitel’nyja pravila o krest’janax, vyşedsix iz krepostnoj zavisimosti v Mingrelii” ve beraberinde Megrelce olan eki: “gejinelikanoni Samargaloşot” var. 1895’de Sinod, [+ + + + +] Megrelceye tercüme edilecek olan Kitab-ı Mukaddesi [+ + + + + +] sipariş etti. Ancak Megrel Din Adamları, Megrelcenin “evde” kullanılan bir dil olduğunu ve Megrelce vaazın “komik” [8] olacağını ileri sürerek bunu reddettiler.

            1880’de Aleksandre Tsagareli’nin “Mingrel’skie  Etiudy”  adlı kitabı, Gürcü alfabesiyle “merkezî sesli (iracionaluri harfleri” ve gırtlaksılarla beraber yayımlandı.

Tsagareli’den sonra, Megrelce çalışmaları , “Kafkas Çalışma Heyeti (Upravlenie Kavkazskogo Uçebnogo Okruga)” tarafından da sürdürüldü ve bu metinler “Kiril alfabesi”yle yayımlandı. Bu yüzden, Megrel okullarında kullanım maksadıyla bir kitabın basımı, “Mingrel’skaja Azbuka”, “büyük bir şüpheyle” karşılandı.

            Megrelcenin yazılı bir dil olmasına “Gürcü aydınları” arasında da kuvvetli bir mukavamet vardı. Örneğin; İlia Çavçavadze.

            Gürcistan’da Sovyet Yönetiminin kurulmasından sonra, Megrelya’da İsak Jvania önderliğindeki bir grup komünist, Gürcistan içinde Megrel Özerk Yönetimi ve Megrelcenin yazılı bir dil olması için çalışmaya başladı.

 


Qazaqişi Gazeti’yi Zugdidi’de yayınlayan kadro ve İsaki Jvania  ile Mamanti Kvirtia


 

            1 Mart 1930’da İsak Jvania [+ + + + + + +], Mamanti Kvirtia ve diğerleri ilk Megrelce gazete olan “Köylü Gazetesi/ Qazaqişi Gazeti”yi, Gürcistan Komünist Partisi Merkez Komitesinin “resmî” yayın organı olarak yayınlamaya başladılar.

            Başlangıçta beş günde bir yayınlandı. Fakat 10 Mart 1932’den başlamak üzerek “günlük” olarak yayınlanmaya başladı. Amacı; Gürcüceyi “hiç bilmeyen” veya çok az bilen Megrel köylülerine “yeni ideolojiyi” tanıtmak ve sosyal gelişmeler hakkında bilgi vermekti. Tirajı, 1933 yılında 15.000’e ulaştı. Zviad Gamsakhurdia’ya [9] göre; tiraj başlangıçta 17.000 kadardı.

            Qazaqişi Gazeti’nin sayfalarında yer alan Megrelce ile ilgili tartışmaların bazı bölümlerini (kendi tercümemle) aktaracak ve analiz edeceğim. Tartışma, toplumsal planlama (Megrelce yazı dilinin kullanımıyla ilgili hazırlık) ve külliyat planlaması (terimlerin ve kelimelerin bulunması, dile Rusça ve Gürcüceden geçmiş kelimelerle nasıl yer değiştirileceğiyle) ile ilgilidir. 21 Eylül 1930 tarihli “Bazı Yoldaşların Dikkatine” [10] başlıklı makalede takma isimli birisi ,(Mojgire) şunları yazıyor:

            “Megrelce gazete yayımıyla bağlantılı olarak kamuoyu bölündü: Bir kısmı gazeteyi “düşmanca” duygularla karşıladı. Diğer kısmı ise coşkuyla. Gazete, esas olarak din adamları, asiller, kulaklar ve “aydınlar” tarafından düşmanca duygularla karşılandı. Megrelcenin dil olmadığını iddia ettiler. Onlara göre; Megrelce bir dilse, Kakhetçe, İmeretçe ve Guryaca da ayrı birer dildi o durumda. Ama Megrelce bilim tarafından (Marr, Tsagareli, Kipşidze ve diğerleri) varlığı ispatlanmış bir dildir. Bu dil sadece Megrel Halkının bir bölümü (köylüler) tarafından konuşulur. Megrel köylüsü Megrelce konuşur ve bu dilde yaşar. Fakat bu durum, kültürün diğer dillerini öğrenmeyeceğimiz anlamına gelmez. “Günümüzde sadece bir dili konuşmak hiç kimse için yeterli değildir. Mademki  Megrel köylüsü, “daha iyi bir dili” (italik benim) bilmiyor, Megrelce kullanılmadır.”  

            Burada Megrelcenin vasıta bir dil, gerekli, ama “ikinci derece bir dil olarak” değerlendirildiğini görüyoruz.

            Makale, 26 Eylül 1930’da da devam ediyor:

            “Parti ve devletin, Megrelcenin köylülerle ilgili olarak kullanılacağına karar verdiği doğrudur fakat ne yazık ki, bazı kişiler için “bu” sadece kâğıt üzerinde kalıyor.”

            Bu son sorun, İşçi (Muşa) adıyla yazan kişi tarafından da, 26 Mart 1931 tarih ve “Devletin karar verdiği Megrelce kullanımını bazı köylerin nasıl uygulamaya koyduğu”[11] başlıklı makalede tartışıldı:

            “Bazı köyler, hükümetin kararına uymuyor. Örneğin; Gali Bölgesindeki Otobaia Köyünde ve Zugdidi’de (yetkililer) köylülerden resmî belgeleri Gürcüce olarak istiyorlar ve Megrelce yazılmış belgeleri kabul etmiyorlar.”

            Megrelcenin uygulamaya konulmasıyla ilgili sorunlar, “eski öğretmen”, Kolia (Nikoloz) Bukia tarafından da, 11 Temmuz 1932 tarih ve “İlk Eğitim Dili Üzerine” [12] başlıklı makalede tartışıldı:

            “Sovyetler Birliği Komünit Partisi (Bolşevikler) Merkez Komitesinin 5 Eylül ve 31 Ekim 1932 tarihli kararları tamamen doğrulandı ve gerekliydi. Bu kararlara göre; ulusal azınlıkların dilleri üretimde ve ilkokul öğretiminde kullanılacak. Ders kitapları hazırlanana kadar, diğer dillerdeki ders kitaplarının metotlarından faydalanmalıyız.”

            Sadece sorunlar tartışılmaz. Megrelcenin kullanılmasının önemli etkileri üzerinde de durulur. D. Çanturia, 12 Eylül 1932’de şunları yazıyor:

            “Gürcüce eğitim gören bir Megrel çocuğu, iki ya da üç yıl zorluk çekmek zorundadır: Kendisine Gürcüce konuşulduğu veya okunduğu zaman, ilk önce Megrelceye tercüme etmeli ve ondan sonra ne dendiğini anlamalıdır; böylece de bu (Megrelcenin okulda kullanımını], bölgemizin (Megrelya) kültürel gelişmesine çok yardım edecektir.”

            Qazaqişi Gazeti’de dil kullanım sorunlarıyla ilgili bazı makaleler de buldum. İlki; “Birinci İşçi ve Çiftçi Muhabirleri Konferansı”ndan bir öneri ve 21 Mayıs 1931’de yayımlanmış. Bu makale daha önce Qazaqişi Gazeti’de yer alan ve bunların yerine hangi kelimelerin veya “hecelerin” kullanılması gerektiğini belirten bir listeyi de kapsıyor:

            “Amxanagi; doğrusu: ma’ale (yoldaş); tavmcdomare; doğrusu: dudmaxvenci (başkan); qazaxi; doğrusu: qazaqi (köylü); çrdiloeti; doğrusu: oorue (kuzey).”

            “Dudmaxvenci”, yeni kelime üretmenin sadece bir örneği. Gürcücedeki gibi bir benzetmedir.

            Qazaqişi Gazeti’de daha önce açıklanan bir başka görüş, “takma” adla yazan bir başka kişiye ait; şöyle yazıyor:

            “Megrelceye yerleşmiş olan yabancı kelimeler dilde kalmalıdır. Örneğin;  “pancara”, “akoşka” ve sasinta (pencere). “Sasinta” kelimesi Megrelcedir ama kullanılmamaktadır. Megrel köylüsü, “akoşka”yı kullanır. Bunun Rusça bir kelime olduğu doğrudur ama Megrelceye yerleşmiştir ve artık değiştirmek ve onun yerine “pancara” veya “sasinta”yı kullanmak mümkün değildir.”

            7 Eylül 1931’de İlia Gogia’nın “Megrelce yazmaya başlamak üzerine” başlıklı [13] yazısı yayımlandı. Yazısında Megrelcenin gelişmesi hakkındaki endişesini açıklayarak  Qazaqişi Gazeti’de dil tartışması için çağrı yaptı:

            “Edebiyata veya en azından edebiyatın başlangıcına ve onun kurumuna sahip olan, bütün vasıtaların üstünde bir gazeteye sahip olmak. Bir halkın dili, bu dilde yazım başladığında en tehlikeli zamanıdır. Böyle zamanda tüm kötü ve doğru olmayan şekilde kullanılan kelimeler ve “formlar”; bütün kaba ve gramer olarak gereksiz şekiller sıkça kural olur; kullanıma girer ve adım adım yer edinir ve dili “formlar” ve istisnalarla” yükler. Bunun için; en büyük tedbire ve uyanıklığa, sınırsız, şevkle desteğe ihtiyacımız var. Yazımızın, bu başlangıç döneminde, “bu saf suları” bulanık yapmamak için. Bugün gerçekten dilimizin ortografisine ve fonetiğine ve stilistik yaratımıyla ilgili sorunlara daha fazla özen gösterme zamanıdır. Fikir değişimine sevk etmek amacıyla, Qazaqişi Gazeti’de bu sorunlar üzerine “küçük” bir tartışma başlatmak gereklidir.”

            Bu durum, Megrelce yazı dilinin standartlaşmasına yol açabilecek ciddî bir dil tartışmasının başlamış olduğunu göstermektedir.

“Bazı nedenlerden dolayı”, Qazaqişi Gazeti’nin yayımı 1933’de durduruldu ve Megrelce’nin yazılı bir dil olması konusunda bundan sonra herhangi bir girişim olmadı. Yine de, sıkça, 1895’de Kitab-ı Mukaddes’in Megrelceye tercümesine karşı olan Megrel din adamlarından gelen eleştiriler ve 1930’larda Qazaqişi Gazeti’ye karşı yapılan eleştiriler benzeri tartışmalar günümüze kadar devam etmiştir.

            Megrelce hâlâ, Gürcücenin bozulmuş şekli olarak görülmediğinden, daha sıkça “damaxincebuli Kartuli/ çarpık Gürcüce”dir. Bu görüş ilk defa 11. yüzyılda Leonti Mroveli ve daha sonra da “Zgurtuli (cıvıldama, heyecanlanma)” kelimesini, hazırladığı Kartuli Leksikoni’de (1685- 1713) “Megrult mrudi laparaki, gina çxikvta da kaçkaçta laparaki” (Megrelerin bozulmuş konuşma şekilleri veya kargaların ve saksağanların konuşma şekli) olarak niteleyen Sulkhan- Saba Orbeliani tarafından açıklanmıştır.

            Megrelce hâlâ hayatın her alanında yüzbinlerce insan tarafından konuşuluyor olmasına rağmen, bu dilde hiçbir “kitap”, gazete ve radyo programları bulunmamaktadır. Halkın büyük çoğunluğu Megrelce ve Gürcüce bilen, iki dil konuşan (bilingual) insanlardır. Megrelce- Gürcüce sözlük yoktur. Ancak bir çalışma Martvili Etnoloji Müzesi Müdürü Givi Elieva’nın, Tiflis Üniversitesi profesörü Korneli Danelia ile birlikte hazırladığı çalışmasıdır. 1975 yılında Givi Elieva “sözlüğü” hazırlamaya başladığında, bu sözlüğün “günlük” hayatta “insanlar” tarafından kullanımını amaçlamıştı fakat birlikte çalıştığı profesör Akaki Şanidze’nin “danışmanlığından” sonra, fiillerin “ayrıntılı” açıklamaları üzerine yoğunlaştı”.

            Megrelce kelimeler hem Martvili [14] hem de Zugdidi diyalektleriyle hazırlanacaktı. Ancak Akaki Şanidze ve Korneli Danelia, “buna” itiraz ettiler. Böylece sözlük Zugdidi diyalektiyle “sınırlandı” ve yalnızca “dilbilimcilerin kullanımı amaçlandı”.

 

 


1930’ların başlarında Zugdidi’de Megrelce olarak yayınlanan kitaplardan bazıları

 

 


            Megrelce ve kısmen Megrelce olarak yayınlanan kitaplara bakarsak, “aynı eğilimleri” gözlemleyebiliriz. 1930’ların başında Megrelce birkaç kitap yayınlandı. Örneğin; 1. İsaki Jvania, “Muço Lamenda Samargaloşi moxandeqazaqoba Sabçoepişi xeşuulobaşeni” (Megrelya’nın çalışan köylüsünün Sovyet İktidarı için nasıl mücadele ettiği), Zugdidi, 1931, (190 sayfa.); 2. “Kolektiuri xanda, Anbani Samargaloşi Şkolepişo” (Kolektif Çalışma, “Megrelya okulları için okutman”), Tpilisi, 1932, (198 sayfa); 3. Karl Marksi do Pridrix Engelsi, “Manifesti Komunisturi Partiaşi”, (“Komünist Parti Manifestosu”), Zugdidi, 1933, (Çeviren: Janier Rogava).

            Bu kitaplar akademisyenler için değil, Megrel Halkı için hazırlandı ve Megrelce bir iletişim aracı olarak kullanıldı. 1930’lardan sonra Megrelce olarak yayınlanan bütün kitaplar “dilbilim”, “etnoloji” ve ilişkili bilim dallarının uzmanları için hazırlanmıştır, sıradan Megrel insanı için değil. Benim bildiğim tek istisna “Kaplan Postlu Şövalye”dir.  Kaka Jvania’nın Megrelce tercümesi 1966’da yayınlandı. Şanava’nın tercümesi de 1991 yılında Sokhum’da yayınlandı.

“1.Kalistrate Samuşia, “Kartuli Xalkuri Poeeziis Sakitxebi, Megruli Nimuşebi” (Gürcü Halk Şiiri Üzerine, Megrelce Örnekler), Tbilisi, 1929.

2. Togo Gudava, “Kartuli Xalkuri Sitqviereba, Megruli Tekstebi- 1, Poezia” (Gürcü Halk Edebiyatı, Megrelce Metinler- 1, Şiir), Tbilisi, 1975.”

Bu kitaplarla, Megrelce ve Megrel Edebiyatı oluşturma amaçlamamıştır. Böylece, “Yazılı Megrelce” yalnızca akademik çalışma düzeyine  “indirgenmiş” ve iletişim aracı olarak işlevini “yitirmiştir”.

            Son cümlede söylediğim, “günümüz” için geçerlidir. Ancak bu çalışmamda, böylesi “zor” bir sorun hakkında bir şeyler söylemek için “sosyo- linguistik” bir çalışmanın gerekli olduğuna inandığımdan, Megrelcenin geleceği konusunda herhangi bir yorum yapmaya “cüret” etmeyeceğim.

 


1930’ların başlarında  Zugdidi’de Megrelce olarak yayınlanan gazeteler



Dipnotlar:

[1] Klimov, G. A., “O glootochronologiçeskom metodedatirovki raspada prajazyka”, Voprosy teorii yazyka v zarubeznoj lingvistike”de, Moskva, 1961.

[2] Gamgrelidze, T. Ve Maçavariani, G., “Sonantta Sistema da ablauti Kartvelur Enebbşi”, Tbilisi, 1965.

[3] Zviad Gamsakhurdia, “Samegrelos Sakitchi”,Literatuli Sakartvelo, 3 Kasım 1989.

[4] Sankt- Petersburg, 1880.

[5] Sankt- Petersburg, 1914.

[6] Givi Eliava, Martvili Etnografi Müzesi Müdürü; kişisel iletişim.

[7] Megrel Dilinin Gelişimi; Zviad Gamsakhurdia’nın makalesinde de (“Samegrelos Sakitchi”, Literatuli Sakartvelo, 3 Kasım 1989) işlenmiştir. Onun yaklaşımı benimkinden oldukça farklı.

[8] Şukua Apridonidze; kişisel iletişim.

[9] Zviad Gamsakhurdia, a.g. y.

[10] “Namtine ma’alepişi oto’ujet”.

[11] Muço axorcielena tavrobasi danadginas Margaluri Ninaşeni namtine sopelepi.

[12] Pirveli daçqapuri gurapaşi Ninaşeni.

[13] Margaluri Çarilobaşi daçqapuri- çkima.

[14] Martvili, Givi Eliava’nın materyallerinin çoğunu kaydettiği bölgedir.

Türkçeye tercüme edenin notları:

[+] Stokhom Üniversitesi Öğretim üyesi sayın Joakim Enwall’un “Caucasian Perspectives”de yayımlanan bu yazısı (“Some Remarks on the Language Debate in the Mingrelian Newspaper “Qazaqişi Gazeti”) İngilizceden sadeleştirilerek tercüme edilmiştir.

[+ +] Saubia:  Almanya’nın güneybatısında bulunan bir eyalet.

[+ + +] Zugdidi: Krallık döneminde Megrelya’nın başkenti.

[+ + + +] Divide et impera: Böl ve yönet.

[+ + + + +] Sinod: Kilise Meclisi.

[+ + + + + +] Kitab-ı Mukaddes: Eski ve Yeni Ahit.

[+ + + + + + +] İsaki Jvania, “Sovyet” Gizli Polisi tarafından “malum bahanelerden biri uygun bulunarak” tasfiye edildi.

 

Kaynak: Joakim Enwall, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “ Qazaqişi Gazeti”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 5, İstanbul, 1994; “Megrellerin Sesi: Kazakişi Gazeti”, Alaşara Dergisi, Sayı 9- 10, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995.

 


(Önerilen Okumalar: A. İ. Kiziria (Çeviren: Candan Badem), “Zan Dili”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı, 4, İstanbul, 1994; B. G. Hewitt ve Z. K. Khiba, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Megrelce Bir Masal: Kuzey Rüzgârı ve Güneş”, Kafkasya Yazıları, Sayı 5, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1998; Ali İhsan Aksamaz (/Faik Ateş), “Lazca ve Megrelce Arasındaki İlişki”, Ogni Kültür Dergisi, sayı 1, İstanbul, 1993; Ali İhsan Aksamaz, “Peacock’un Karşılaştırmalı Kafkas Dilleri Sözlüğü/1887”, Alaşara Dergisi, sayı 4, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; Ali İhsan Aksamaz, “Aynı Tarih ve Aynı Kültürün Dili Zanca’nın Günümüzdeki İki Diyalekti: Lazca ve Megrelce”, Kafkasya Yazıları, sayı 6, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999; Ali İhsan Aksamaz, “Sovyetler Birliği’nin Milliyetler Politikası ve Kafkasya”, Tarih ve Toplum Aylık Ansiklopedik Dergi,  Sayı: 199, Cilt: 34, Temmuz 2000/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Bakur Gogokhia: “Kimliğin en büyük nişanesi dildir!”, 29 XI 2018, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; “Cixaşkari Gürcistan’ın Zugdidi kentinde Laz Kalesi…” , 6 XI 2022, lazca.org; George Hewitt (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Güney Kafkasya ve Megrel- Lazlar’ın Kültürel Hakları”, Aylık Sosyalist Kültür Dergisi Birikim, Sayı 85, Birikim Yayıncılık, İstanbul, 1996/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com; Giga Kavtaradze: “Hayat yalnızca para ve yemek değil!”, 16 I 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; “Gürcistan’da ilk Megrelce dergi “Skani სქანი yayımlandı”, 13 V 2020, lazca.org; “Hayvan Çiftliği” Megrelce olarak yayınlandı”, 16 XI 2020, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr/ gurcuhaber.com; Givi G. Karçava: “Megrel mutfağı, dünyanın çok zengin mutfaklarından biri!”, 27 IV 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; Givi G. Karçava: “Bir dilde başka dillerden ne kadar çok ödünç kelime varsa, o dilin o kadar eski,  zengin ve bir kültür dili olduğunu anlayabiliriz!”, 6 V 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr/ hyetert.org; Givi G. Karçava:  “Kâzım, kültür devrimi yapan bir insandı!”, 13 V 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; Givi G. Karçava: “Kardeşliği canlandırmak istiyorum!”,  22 V 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; “İlk Gürcüce- Megrelce Sözlük Yayınlandı”, 11 I 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr/ gurcuhaber.com;  “Kâzım Koyuncu AK̆A T̆V’de”, 09 VIII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Jean Chardin, (Editör: Stefanos Yerasimos, Çeviren: Ayşe Meral),  “Chardin Seyahatnamesi/ İstanbul, Osmanlı Toprakları, Gürcistan, Ermenistan, İran”, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2014; Jean Chardin, (Çeviren: Hüseyin Göçmen),  “Megrelya Seyahati (1672)”, Lazika Yayın Kollektifi, İstanbul, 2016; Gogita Çitaia: “Tarihimiz övünülecek zenginlikte”, 5 VIII 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; İoseb Şengelia: “Yaşlılarımızdan masal, şiir ve mitolojiye ilişkin bilgiler derliyorum!”, 11 XI 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İoseb Şengelia: “Aynı akrabadan kız ve oğlanın evlenmesi büyük bir günah sayılıyor!”, 17 XI 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İoseb Şengelia: “Günümüzde Megrelya’da ancak birkaç aba ustası bulabilirsiniz!”, 22 XI 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İoseb Şengelia: “Hasta birisinin avlusunda horoz ötünce kötüye işaret sayılıyor!”, 24 XI 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İoseb Şengelia: “Lazca, Megrelce ve Svanca günden güne ölüyor!”, 1 XII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İuri Ğvincilia: “Dilimizin adını duymak bile istemiyorlar!”, 31 VII 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “Megrelce dergi çıktı: “Skani”/ “სქანი”,16 V 2020, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr/ gurcuhaber.com; “Megrelce Televizyon- AK̆A T̆V Bir Yaşında!”, 20 VII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “Kâzım Koyuncu “AK̆A T̆V”de”, 9 VIII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com; Kolkhuri podkast editörü (Lado Tskhakaia): “Kaç bin yıllık dil yavaş yavaş yok olma noktasında!” , 28 I 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Laşa Kodua, “Lazca dildir; başka bir dilin lehçesi değildir”, 26 IX 2019, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “Megrelistan’da üç gün”, 29 VIII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “Müzisyen Cihangir Bilgin Zugdidi’de”, 22 VIII 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Natia Poniava: “Biz Gürcistan’da, siz Türkiye’de dilimizi yaşatalım; bunu yapabiliriz!”, 23 II 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; Natia Poniava: “Anadilimiz kaybolursa, kimliğimiz de yavaş yavaş kaybolacak!”,  03 XI 2023, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Niyazi Koyuncu: “Kâzım’ın hasreti büyüyor!”, 12 VIII 2013, sonhaber.ch/ circassiancenter.com; Nodar Lomouri, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Egrisi/ Lazika Krallığının Tarihi”, Ogni Kültür Dergisi,  Sayı 5, Temmuz-Ağustos 1994, İstanbul; Nugzar Dzhodzhua (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Ben Bir Megrel’im”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 6, İstanbul, 1994/ kolkhoba.org/ circassiancenter.com; Ronald Wixman (Çeviri: Ali İhsan Aksamaz), “Sovyetler Birliği’nde Etnik Kimlik”, Kafkasya Yazıları, Sayı 7, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999; Tedo Sakhokia, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Megrel-Laz Kültüründe Akrabalık, Evlenme ve Cenaze”, Tarih ve Toplum Dergisi, Sayı 140, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995; Zaal Calağonia, “Yaşasın dillerimiz Lazca ve Megrelce!”, 28 VI 2022, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; ვისწავლოთ მეგრული! /Megrelce Öğrenelim!”, 17 II 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “ვისწავლოთ ლაზური! / Lazca Öğrenelim!”, 3 II 2024, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr)

 


[Alaşara Dergisi önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Türkiye’de Bir Kafkasya Dili: Lazca”, Alaşara Dergisi, Sayı 7- 8/ Ekim- Kasım, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; Ali İhsan Aksamaz, “Kafkasya’dan Anadolu’ya Lazlar”, Alaşara Dergisi, Sayı 11, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1996; Ali İhsan Aksamaz, “Black Sea”, Alaşara Dergisi, Sayı 12, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1997; Cemil Kantoğlu: “Ahmet Kırım’a Katılmıyorum”, Alaşara Dergisi, Sayı 5-6, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; Joakim Enwall, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Megrellerin Sesi: Kazakişi Gazeti”, Alaşara Dergisi, Sayı 9- 10, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; “Lazlar” Çıktı”, Alaşara Dergisi, Sayı 12, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1997; Nugzar Zhodzhua, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Ben Bir Megrel’im”, Alaşara Dergisi, Sayı 5-6, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; “Ogni Sustu Mu?”, Alaşara Dergisi, Sayı 3, Temmuz, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; Peacok/ Robert N. Cust, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Peacock’un Karşılaştırmalı Kafkas Dilleri Sözlüğü”(“Original vocabularies of five West Caucasian Languages”, Journal of the Royal Asiatic Society, 1887) Alaşara Dergisi, Sayı 4, Temmuz, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995]

aksamaz@gmail.com

 

 

 


https://www.circassiancenter.com/tr/%e1%83%a7%e1%83%90%e1%83%96%e1%83%90%e1%83%a7%e1%83%98%e1%83%a8%e1%83%98-%e1%83%92%e1%83%90%e1%83%96%e1%83%94%e1%83%97%e1%83%98-qazaqisi-gazeti-koylu-gazetesi/


https://sonhaber.ch/qazakisi-gazeti-koylu-gazetesi-arsiv/