22 Ağustos 2022 Pazartesi

“Varlar ama yoklar”

 

 

 


 

“Varlar ama yoklar”

 

 

Araştırmacı- yazar (Anzor Keref) Yalçın Karadaş’ın son çalışması “Varlar ama yoklar” geçtiğimiz günlerde “Papirüs Yayınları”nın “Kafkasya Dizisi”nden kitaplaştı. Kitabın alt başlığı ise şöyle: “Türkiye’de Demokrasi Mücadelesi ve Çerkes Meselesi”.

 

“Varlar ama yoklar”, Yalçın Karadaş’ın 1991’den 2022 yılına kadar yazdığı makalelerden bazılarını içeriyor. Kitaptaki makalelerin bazıları “Kafkasya Gerçeği Dergisi”, “Jineps Gazetesi”, “Radikal Gazetesi”, “Bir gün Gazetesi”, “Evrensel Gazetesi” ile “Taraf Gazetesi”nde de yayınlanmış. Kitapta ayrıca Yalçın Karadaş ile “sonhaber.ch” için yapılmış bir söyleşi de yer alıyor: “Gerçekler Saptırılarak, Yok Sayılarak Yok Olmaz”. Kitabın  “Okuma Önerileri” başlıklı bir bölümü de var. Bu bölümde okuyucuya 150 civarında kitap önerisinde bulunuluyor.

 

Yalçın Karadaş, bu çalışmasıyla bir yandan tanımayanlara Çerkesleri tanıtmaya çalışırken diğer yandan da Çerkes aydınlarını somut gerçeklikten hareketle Çerkes kimliğini yaşatma mücadelesinde ortak bir duruşa davet ediyor. Ayrıca Çerkes aydınlarına da eleştirilerde bulunuyor, sorular yöneltiyor: “Çerkes Aydınlarına 100 Aykırı Soru”. Çerkeslerin nüfuslarını Kürtlerin nüfuslarıyla kıyaslayarak, nüfuslarının daha az olmasından hareketle   Çerkesleri yok sayan çalışan bazı aydınların anlayışını da mahkûm ediyor. Nüfusuna bakılmaksızın her kimliğin ve anadilinin eşit derecede yaşamaya ve kurumsal olarak geleceğe taşınmaya hakkı olduğunu önemle vurguluyor.

 

Yalçın Karadaş; Çerkeslerin kökenleri, tarihleri, kültürleri, anavatanları ve günümüzde hangi ülkelerde yaşadıklarına ilişkin ansiklopedik bilgileri vermekle kalmıyor, anadillerinin her geçen gün yok olmaya yüz tuttuğunu da dikkat çekiyor. Çerkes kimliğini yaşatmaya yönelik somut önerilerde bulunuyor.

Yalçın Karadaş, bu çalışmasıyla yalnızca Çerkes kimliğine değil, doğru olduğu üzere, Türkiye’nin her kültürel- dilsel kimliğine ayrım gözetmeyerek sahip çıkıyor. Böylelikle de gerçek bir aydın tavrı sergiliyor. Geçmişten günümüze taşınan bütün toplumsal sorunların çözüm yolunun, tüm kurum ve kurallarıyla her alanda ve her zaman uygulanması gereken  demokrasiden geçtiğine bir kez daha  işaret ediyor.

 

+

 

(Önerilen okumalar: Yalçın Karadaş: “Ezberleri Bozmamız Gerekiyor!”, 19 XII 2018,   circassiancenter.com.tr;  Yalçın Karadaş: “Gerçekler Saptırılarak, Yok Sayılarak Yok Olmaz!”, 12 I 2022, sonhaber.ch)

 

 

aksamaz@gmail.com

 

 

      

https://sonhaber.ch/varlar-ama-yoklar/#more

 

 

+


 

  • Söz uçar, yazı kalır

 

 

Yalçın Karadaş, bu çalışmasıyla ilgili bir makale kaleme almamı istedi. Hemen bilgisayarımın

başına geçtim. Kendisini ne zaman tanıdığımı hatırlamaya çalıştım. Hafızam beni yıllar

öncesine götürdü.

Önce kendisini 1990’lı yılların ikinci yarısında Kadıköy’de, Nart Yayınları’nda

tanıdığımı hatırladım. Çok geçmeden hafızamın beni yanılttığının hemen farkına vardım.

Yalçın Karadaş’ı Nart Yayınları’nda değil, Ogni Kültür Dergisi’nin Aksaray’daki

idarehanesinde tanıdığımı hatırladım. Kutarba Hayri Ersoy ile birlikte gelmişti. Ogni Kültür

Dergisi’ni yayımlayan Laz aydınlarıyla tanışmak istemişler.1993 yılının sonlarıydı.

Alaşara Dergisi idarehanesine gidip geldikçe kendisiyle zaman zaman karşılaştığımı

ve sohbet ettiğimizi hatırlıyorum. Sonra uzunca bir süre görüşme imkânımız olamadı. Aradan

epey zaman geçti.

Bir gün ortak dostumuz Semih Akgün aradı. “Ali İhsan, senin yayın dünyasında

tanıdıkların vardır. Bizim Yalçın Karadaş’ın bir kitap çalışması var. Tanıdığın yayınevi var

mı? Yardımcı olabilir misin?” diye sordu. Birkaç gün sonra Yalçın Karadaş ile

Sultanahmet’te, Erol Taş’ın kahvehanesi önünde buluştuk. Hemen yakınlardaki Sorun

Yayınları’na gittik. 2009 yılıydı. Kendisini Sırrı Öztürk ile tanıştırdım; oturdular, konuştular,

anlaştılar. Çok fazla bir zaman geçmeden de, “Çerkes Kimliği/ Türkiye’nin Sorunları” adlı

kitabı Sorun Yayınları tarafından yayımlandı. Yalçın Karadaş’ın bu değerli çalışmasının 2.

baskısı da çok geçmeden yayınlandı. Öyle hatırlıyorum. Bir diğer değerli çalışması, “100

Aykırı Soruda Türkiye’yi Tanımak” da Sorun Yayınları’ndan çıktı.

Sorun Yayınları Kolektifi  tarafından Sırrı Öztürk’ün moderatörlüğünde 31 Ekim 2009

tarihinde 28. İstanbul  Kitap Fuarı Büyükada Konferans Salonu’nda yapılan “Diller- Halklar-

Ulusal Sorun” başlıklı panel-söyleşide Yalçın Karadaş ile birer tebliğ sunduk.

 

11 Haziran 2012 günü İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde Kuban Kural’a

destek vermek için yapılan basın açıklamasında da; 4 Temmuz 2012’de  Ünal Çuğ’u

sonsuzluğa uğurlamak için Üsküdar Selimiye Camii’ndeki törende de Yalçın Karadaş ile

beraberdik.

7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde Yalçın Karadaş İstanbul 1. Bölgeden, ben 2.

Bölgeden Bağımsız Milletvekili adaylarıydık; bana oy verilmesi için nasıl çaba gösterdiğini

biliyorum.

2015 yılı sonunda beni fena vuran, önce iki ay kadar komada kalmama ve ardından da

bir süre yatalak yaşamama sebep olan amansız hastalık süresince Yalçın Karadaş’ın da beni

yalnız bırakmadığını öğrendim, biliyorum, hatırlıyorum.

Kendisiyle en son, Kutarba Hayri Ersoy’un Belge Yayınları’ndan çıkacak “Sürdüler

Sürgün Oldum”, “Sürgün Sessiz Ölür”, “Çöl Sıcağında Bile Üşürsün Sürgünsen” adlı

romanlarına redaksiyon katkısı sunmam için çıkışları eve getirdiğinde görüşmüştük.

 

Yalçın Karadaş ile tanışıklığımız ve hukukumuz konusunda kısaca bunları

söyleyebilirim. Hayat hikâyesi ve kültürel çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek

isteyenlerin, kendisiyle yaptığım söyleşiyi okumalarını tavsiye ediyorum: “Ezberleri

Bozmamız Gerekiyor!” (www.circassiancenter.com.tr)

Aradan uzun yıllar geçti. Pandemi sebebiyle bir araya gelme imkânımız olamadı.

Ancak ben, kendisini hem Türk basınından hem de sosyal medyadan hep izledim, izliyorum.

Yalçın Karadaş’ın, 11 Mayıs 2019’da Ulusal Kanal’da söylediklerini unutamıyorum.

Rahmi Tuna ile birlikte Osman Güdü’nün “Kent ve Yaşam” programına katılmıştı. Çarpıcı

açıklamalarda bulunmuştu.

15 Ocak 2022 tarihinde Bursa Birleşik Kafkas Derneği’nde yaptığı sunumu da canlı

olarak internet ortamında baştan sona ilgiyle izlediğimi belirtmeliyim: “Kafkasya ve Çerkesya

için Gelecek Vizyonu”. Yalçın Karadaş’ın bu sunumunda hiç bilinmeyen veya çok az bilinen

bazı konuları dile getirdiğini söylemeliyim. İngilenenler bu sunuma youtube’den ulaşabilirler.

Belirtmeliyim; Yalçın Karadaş ile 2. söyleşimi 2022’nin başında yaptım: “Gerçekler

Saptırılarak, Yok Sayılarak Yok olmaz!” (www.sonhaber.ch)

Yalçın Karadaş, bir aydın; aydın sıfatına lâyık bir insan. Yazdıklarıyla yalnızca

bugünü değil, geleceği de aydınlatıyor. Sürekli okuyor, yazıyor, yayımlıyor. Diğer insanların

aydınlanmasına da katkı sağlıyor.

Yalçın Karadaş’ın yazdıklarının daha nice yıllar hem bizleri hem de bizim aranızda

olamayacağımız zamanlarda bizden sonrakileri aydınlatacağına olan inancım tam. Söz uçar,

yazı kalır! Ali İhsan Aksamaz (9 V 2022)

aksamaz@gmail.com