13 Kasım 2025 Perşembe

Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-2 [Lazca-Türkçe]

 

 



Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-2 [Lazca-Türkçe]

 

Birinci Bölüm: https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi.html

 

Yarasa:

[…]

“Kızıl Lazistan Kolhozu”na dâhil olan çiftçilere durmadan sıtma bulaşıyor.  Sıtma nasıl bulaşıyor?! Sıtmayı bulaştıran sivrisinektir; insana musallat olur, ısırıp sıtmayı bulaştırır.  Böylece insan sıtmaya tutulmuş olur. Yarasa, akşamüstü ve geceleri ortaya çıkar; uçup sivrisinekleri yakalar, yer. Kırlangıç da sivrisinek ve sinekleri yer.

Hekimin dediği gibi hareket etmek gerekir:

--Ev temizlik ister. Tavanarasına ve duvarlara kireç sürmek gerekir.

Çanaoğlu Ömer, hekimin bütün bu dediklerini defterine not aldı. Eve gelince de anne ve babasına okuyup, anlatıp şöyle dedi:

--Artık biz de sağlığımızı böyle koruyalım!

Güneş:

[…]

Güneş yükseldi. Derken Horoz öttü. Nuri, kalkıp jimnastik yapıyor. Annesi; elbiseleri, yatağı güneşe çıkarıyor. Güneş ışığı ilaç gibidir; bütün mikropları öldürür. Evin pencereleri büyük olursa, güneş ışıkları içeri girip odaları temizler.

[…]

Dede, sırt sepeti örüyor. Sırt sepetiyle elma, lahana, soğanı eve taşıyorlar. Bugün emekçilerin imecesi var, birbirlerine gidip çalışıyorlar. “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda herkes imeceyle çalışıp fazla eziyet çekmiyor.

[…]

Bugün mısır kırıyorlar. Delikanlılar, genç kızlar, herkes tarlaya gitti. Tarlada çalışıyorlar. Biz okuldaydık. Okulda dersimizi bitirdikten sonra biz de hep beraber tarlaya gidip onlara yardım ettik.

Öğrenci Anne:

Memnune, alfabe kitabını annesine götürdü:

--Hele, anne, kitabımızı oku!

Annesi okuyamıyordu, yazıyı bilmiyordu.

Memnune sordu:

--Anne, neden okuyamıyorsun?!

 --Bizim zamanımızda kadınları okumaya göndermiyordular ki, kızım! Hocalar, bize okumanın kadınlara için ayıp olduğunu söylüyordu. Bizi karanlığa mahkûm ettiler. Öyle zamanlardı işte, evladım!

Memnune, annesine şöyle dedi:

--Anne, bundan sonra okula git! Büyükler için akşam okulları var. Oraya git, anne, orada öğren! Ben de sana yardımcı olacağım. Akşamları ikimiz birlikte okuyalım!

--İyi olur, canım evladım, gideceğim.

Annesi, şimdi her akşam yeni birşeyler öğreniyor, okuyor. Memnune de ona yardımcı oluyor. 

Siz de böyle yapıyor musunuz?! Anne ve babanıza okumayı öğretin! Onlara kitabınızı okuyup fakirler için öğrenimin neden gerekli olduğunu izah edin!

Öğrenimli Olsunlar:

Memleketimizin esas sahibi işçi ve çiftçilerdir. İktidar onların elindedir. Bu sebeple şimdi her emekçinin okuma- yazmayı bilmesi gerekiyor. Lenin, sağlığında şöyle diyordu:

-- İşçi ve çiftçiler, ülkemizin gerçek sahipleri oldukları için okumaları gerekir.  Okumamış insan meseleleri kavrayıp karar veremez. Böylece de düşman onları bir güzel kandırır.  Bizim inşa faaliyetlerimizin işçi ve çiftçilerin içinden çıkmış mühendis, tarım uzmanı ve öğretmenlere ihtiyacı var. Bu sebeple okuma-yazmayı öğrenmek- öğretmek için memleketimizin her tarafında bir mücadele var. Bunun için de iktidarımız; çocuklar ve yetişkinler için yeni okullar açıyor, kültür kulüpleri ve yüksekokullar inşa ediyor. Şiarımız: “Öğrenimli olsunlar!”.

Akşamleyin:

Saniye, babasına şöyle seslendi:

--Baba, sen okuma- yazmayı neden bilmiyorsun?!

--Hey gidi, kızım, Lazca okuma- yazmayı öğrenmemiz için bize kim imkân tanıyordu ki?! Devrim öncesinde Lazca okuma- yazma yoktu.

Devrimden önceki zamanlarda Burjuvazi Hükümetinin küçük milletleri yok etmek istediğini,   bunun için de küçük milletlere kendi dillerinde eğitim- öğretim vermediğini babası Saniye’ye bir güzelce anlattı.

Hocalar da şöyle diyordu:

--Aman aman, Lazca okuma- yazmayı öğrenmeyin, bu büyük günahtır!

Emekçileri işte böyle kandırıyorlardı.

Saniye, babasına sordu:

--Neden öyle yapıyordular ki?!

--“Okuyunca ayaklanırlar; fabrikamızı, toprağımızı elimizden alırlar,” diye düşünüyordu zenginler. O sebeple de emekçilere öğretim- eğitim hakkı tanımıyordular.

Devrim Öncesi Eğitim- Öğretim:

Bugün Kadir’in annesi de derse geldi. Öğretmen, çocuklara eğitim- öğretim faaliyetlerinden bahsediyordu.

Kadir’in annesi derste şunları söyledi:

--Öğrenmek çok faydalıdır, daima öğrenin, çocuklar! Günümüzde öğrenmek çok kolay! Fakat Devrim öncesi böyle değildi.

Öğrenciler sordu:

--Nasıldı?!

Öğretmen ve öğrenciler Kadir’in annesine yalvardılar:

--Ne olur, bize anlatın! Devrim öncesi eğitim- öğretim faaliyetleri nasıl oluyordu?!

Kadir’in annesi razı oldu:

--Çocuk, altı yaşına gelince annesi, çocuğu okula götürüp hocaya teslim ediyordu.  Eğer zenginin çocuğuysa, annesi, hocaya şöyle diyordu: “Peynir, sana Abaza peyniri getirim!” Fakirin çocuğuysa, annesi, hocaya: “Canım hoca, imecen olduğunda sana yardım edeceğim, çocuğuma göz kulak ol!” deyip çocuğunu teslim ediyordu. Hoca, zenginin çocuğuna elma, portakal, küme, artık ne istiyorsa, onu ikram ediyordu. Fakirin çocuğuna ise durmadan sopa atıyordu. Çocuk ağlaya ağlaya evine gidiyordu. Ertesi gün çocuk, “ben artık öğrenmeye gitmiyorum,” deyip ağlıyordu. Zavallı annesi, çocuğu bir daha okula götürüp hocaya yalvarıyordu: “Çocuğumu dövme!” Hoca da anneye şöyle diyordu: “Sen artık çocuğuna hiç karışma! Bu çocuğun eti artık benim, kemiği senin! Hocanın vurduğu yer Cehennemde yanmaz!” Hoca, masanında önünde oturuyor. Büyük de bir sopası var, öğrencilere kadar ulaşıyor. Çocuğu karşısına geçirip günde on defa sopa atıyor. Öğrencilerden biri, Lazca bir şey söylediğinde, hoca, ona bağırıp şöyle diyordu: “Lazca konuşma!” Sonra da sopa atıyordu. Eğitim- öğretim eskiden böyleydi. Dayak, yalnızca dayak!

 […]

İlkbahar Geliyor:

İlkbahar geliyor! Herkes toprağı kazımaya hazırlanıyor. Kolhozumuzdaki tek konuşma mevzusu ilkbaharda tohum ekim faaliyetleri. Toprağı erkenden kazıyın! Bir tek gün bile boşa geçmesin! Kolhoza dâhil olan çiftçiler tütün tohumu hazırlıyorlar. Ellerinde hiç fide yok. Rasim’in ekibi fidan için toprağı kazıyor; çitle çeviriyor. Herkes birlikte çalışıyor. [Toprağı erkenden kazı, ürünün verimli olacak!]

Biz de Çalışıyoruz:

Piyonerler, sebze- meyve bahçesi oluşturmaya karar verdiler. Biz komsomollar da razı olup piyonerlerle bahçede çalışıyoruz. Okulun yakınında bize tahsis edilmiş bir arazimiz var.  Bugün kolhoz başkanlığına gidip kazıma konusunda talepte bulunduk. Kolhoz başkanlığından “iyi olur, size yardım edeceğiz,”  dediler, - sabahleyin bir kazıma aleti göndereceğiz. Fakat, çocuklar, bahçeniz örnek olsun!” Bugünden sonra hergün bahçemizde çalışacağız. Lâhana, soğan ve diğer farklı sebzeleri ekip biçeceğiz.

Annelere Yardım Edelim:

Bugün piyonerler istişare toplantımız vardı. Oymak önderimiz, ilkbaharda ekim faaliyetleri  konusunda bizi bilgilendirdi. Kolhozumuzun ayrıntılı bir planı var. Tütün ekmek gerekiyor, bahçe oluşturmak, bu yıl büyük de bir bağ oluşturmak gerekiyor: İncir, erik, fındık ekiyorlar. Çalışmalarımız için fazla insana ihtiyaç var.

Oymak önderimiz sordu:

--Çalışacak bu kadar insanı nereden bulacağız?! Nereden bulacağımızı biliyor musunuz, çocuklar?! Annelerimize yardım edelim, küçük çocuklarla biz ilgileneceğiz, onlarla oynayacağız!

Piyonerler razı oldu:

--Güzel olur!

--Biz komsomolar da piyonerlere yardım edeceğiz.

Zengin Hasan:

Kolhozumuzda o kadar güzel bir filelik yapılmıştı ki!

Bir gün Tevfik şöyle dedi:

--Zararlı danaburnu haşeresi hiçbir yerde kalmasın!

Tevfik daha sonra da fideliğe gitti. Güzelce inceledi. Zararlı danaburnu haşeresine fidelikteki hiçbir yerde rastlamadı.  “Hele, biraz nefesleneyim,” deyip bir ağacın gölgesine oturdu. Biraz sonra ayak sesleri duydu. Bir de baktı ki Zengin Hasan, mandaları fideliğe doğru yönlendiriyor.  

Tevfik bir köşeye saklanıp kendi kendine sordu:

--Acaba niçin böyle geliyor?!

Zengin Hasan gidip fidelik çitlerini tahrip etmeye başladı. Sonra da mandaları fideliğin içine yönlendirdi.

Tevfik saklandığı yerden fırladı. Hasan’a yaklaşıp sordu:

--Ne yapıyorsun?!

Zengin Hasan, sopa tutan elini Tevfik’e vurmak için kaldırdı.

-- Burada ne yapıyorum?!

Tam da o sırada başkalarının konuşma sesleri duyuldu. Zengin Hasan korktu. Sanki mandalar, çitleri kendileri kırıp fideliğe kendi başlarına girmişler gibi bağırmaya başladı:

 --Lanet olasıca mandalar, siz nereye girdiniz öyle?!

Tevfik bu olup bitenleri kolhoza dahîl olan bütün çiftçilere anlattı. Akşamleyin milis teşkilatına mensup görevliler geldi. Zengin Hasan’ı yakalayıp ifadesini almak üzere merkezlerine götürdü.

Toprağı İlk Kazıma Günü:

Çocuklar bugün erkenden kalkıp koşa koşa okula gitti. Kolhoza dâhil olan çiftçiler bir o yana, bir bu yana karınca gibi koşuşturuyorlar. Kolhoz başkanlığı binası da baştan aşağıya süslenmiş,  afişler yapıştırılmış: “Tohumlama- ekim planını gerçekleştiriyoruz!”/ “Yaşasın toprağı ilk kazıma ve Kolhozun Emek Bayramı!

Herkes toplandıktan sonra, kolhoz başkanlığı yetkilisi konuşmaya başladı:

--Arkadaşlar! Bugün Emekçiler Bayramı. Kazımaya, kazmaya ve tohum ve fideleri ekmeye başlıyoruz.  Hocalar, “olmaz  Kurban Bayramı geldi, günah,” diyorlar. Ama biz onlara hiç kulak asmıyoruz.  Biz, sosyalizmi inşa edenleriz, bizim bayramımız Emek ve Mücadele Bayramı 1 Mayıs! Şimdi herkes toprağı kazımaya, herkes iş başına. […]

Toprağı Kazımak:

Traktörler sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyor. Bu demir atlar yorulmak nedir hiç bilmiyor. Traktör sesleri duyuluyor. “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda toprağı erkenden kazıyorlar. Bir yandan traktör toprağı kazıyor, diğer yandan da atlarla toprağı kazıyorlar, nefes almadan çalışıyorlar. İşte kolhoza dâhil olmamış çiftçi, elinde çapasını tutuyor; kan ter döküyor, bunca eziyeti çekiyor. Çapayla ne olur ki?!  Derin kazamıyor, onun için de ürünü verimli olmayacak. Kolhozun topraklarını kazımayı on beş günde bitirdiler; diğer işlerine başladılar. Kolhoza dâhil olmamış çiftçiler hâlâ tek başlarına topraklarını kazıyor.

Kolhoza dâhil çiftçiler karar aldı:

--Kolhoza dâhil olmamış fakir çiftçilere yardım edeceğiz!

Traktörle, pullukla kolhoza dâhil olmamış fakir çiftçilerin tarlalarına da gittiler. Çok kısa bir zaman içinde köydeki bütün işlerini tamamladılar.

Önceden kolhoza dahîl olmamış fakir çiftçilerden Ömer şöyle diyordu:

--Birlikte çalışmak verimli! Bir araya gelmeye ve imeceyle çalışmaya biz fakir çiftçilerin  ihtiyacı var! 

 Fakir çiftçi Ömer böyle düşünüp kolhoza katılmak için ertesi gün istidasını verdi. […]

Sovyetin Olmadığı Yerlerde:

Çen-Tsi dokuz yaşında; bir ipek fabrikasında çalışıyor. Akşam evine yorgun argın ve aç biilaç  geliyor. Yorgunluktan hep uyuyor. Çen-Tsi’ye fabrikada çok az bir para veriyorlar. O parayla ancak azıcık çürük pirinç satın alınır.

 Jim ise siyahi bir işçi; ülkesi Afrika. Jim daha küçücük bir çocuk ama bir işçi. Toprağın altında, hiç ışığın olmadığı maden ocaklarında bütün günü geçiyor. Maden ocaklarının karanlığında Jim’in gözleri ağrıyor. Jim, hergün zenginlere beddua ediyor.  

Bir Mayıs:

[…]

Bugün 1 Mayıs. Dünyanın bütün emekçileri bayram yapıyor. Sovyet Cumhuriyetlerinde işçi ve çiftçiler mutlu; şarkılar söyleyerek sokaklara çıkıyorlar. Bujuvazinin hâkim olduğu ülkelerde 1 Mayıs Bayramları hiç de böyle olmuyor; 1 Mayıs Bayramı yasak. Fakat işçiler yine de işlerini güçlerini bırakıp sokaklara çıkıyor; gösterilere katılıyor. “Yaşasın 1 Mayıs!” şiarlarıyla korkusuzca,  emin adımlarla işçi kortejlerine katılıyorlar.

Yaşasın 1 Mayıs:

Bugün 1 Mayıs! Erken kalkıyorum. Jimnastiğimi, banyomu yapıyorum. Annem de yemeği hazırlamış. Yemeğimizi yiyip beraberce dışarı çıkıyoruz. Yola koyuluyoruz. Annem kolhoz başkanlığına, ben okula gidiyorum. Çocukların hepsi bayrama hazırlar. Ben, Ali ile beraber bir pankart taşıyorum. Pankartta şöyle yazıyor:

“1 Mayıs, Dünyanın Bütün Emekçilerinin Bayramıdır. Yaşasın 1 Mayıs!”

Biz bütün öğrenciler trampetleri çalarak kolhoz başkanlığına gidiyoruz. Orada herkes toplandıktan sonra da Köy Sovyeti’ne gidiyoruz. Köy Sovyeti’nin önünde herkes toplanıp, şarkılar, marşlar söylüyor, horona duruyor. Sonra da bir toplantı yapıp 1 Mayıs Bayramı’nın anlam ve önemini bize anlatıyorlar.

Robert Smith:

Robert Smith tam altı aydır işsiz. Evsahibi de evinden attı. Robert Smith sokakta kaldı. Her gün aş hanenin önünde bedava yavan bir tas çorba ve bir parça ekmek için sıraya giriyor. Üzerine gazete kâğıdı örtüp bulvardaki bir bankın üstünde uyuyor. Robert Smith’in elbiseleri eskidi, pabuçları parçalandı. Robert Smith’in tek düşüncesi var:

--İş arayayım!

Gel gör ki iş nerede?! Amerika’da oniki milyon işsiz var. Robert Smith ne yapsın?! Ölsün mü?! Hayır, Robert Smith yaşamak istiyor.

Yaşasın Sovyetler:

Almanyanın işçileri flamalarıyla sokaklara çıktı. Flamalarında şöyle yazılı: “İş arıyoruz! Karnımız aç!”

Şimdi de çocukların korteji geçiyor. Bunlar küçük yaştaki işçiler; yüzleri soluk, ağırbaşlı.

Çocuk işçiler, kortejlerinde şiarlarını haykırıyor:

--Kahrolsun çocuk emeği sömüren sermayedarların fabrikaları! Çocukları okula gönderin!

Bir başka kortej de şiarlarıyla geçiyor:

--Yaşasın bütün dünya proleteryasının gücünü gösterme günü: 1 Mayıs!

--Yaşasın bütün dünyanın Ekim Devrimi!

--Kahrolsun sermayedarlar! Yaşasın Sovyetler!

Polisler bağırıp cop kullanıyor:

--Geri dönün!

--Bizler, komsomollar ve piyonerler, işçi ve emekçilerin çocuklarıyız!

Dünyanın bütün emekçileri, düşmanları sermayedarlarla mücadele ediyor. Bu mücadelenin önderi Komünist Parti’dir. Bir araya gelen gençler Komünist Partide örgütlendi. Emekçilerin çocukları büyüklerine mücadelelerinde yardım ediyor. Her piyoner, işçi ve çiftçilerin neden mücadele ettiklerini biliyor; bütün dünya proleterlerinin aynı düşünce ve amacı taşıdıklarını biliyorlar. Beyaz, siyah, sarı ırklardan işçi ve çiftçiler hep birlikte tek yürek hâlinde, el ele vererek dünyada yeni bir hayatı inşa etmek için mücadele ediyorlar. Emekçiler, farklı dilleri konuşuyorlar ama hepsi de aynı işi yapıyor, aynı şekilde düşünüyor. Sovyet, Komünist, Komintern’in ne anlama geldiğini hepsi biliyorlar.

Kreş:

Kolhozda yapacak o kadar çok iş var ki! Tütün ekmek, çapalamak, ipek böceğiyle ilgilenmek, inekleri sağmak ve bundan başka yapılması gereken pek çok iş! Herkes tarlada çalışıyor. Kadınlar da tarlada çalışıyor. Piyonerler, kararlarını hayata geçirmek için bir çocuk parkı düzenlediler. Hükümet de onlara yardım edip bir kreş inşa etti. Şimdi kadınlar işe giderken bebeklerini kreşe bırakıyorlar. Kreşteki bebeklerle çok iyi ilgileniliyor.  Zamanında yemekleri yediriliyor, zamanında uyutuluyor. Bebekler kilo aldılar. Piyoner ile komsomolların da çok işi var; kimi tarla işlerine yardım ediyor, kimi bebeklerle ilgileniyor, oynuyor. Annelerimiz artık rahat; çalışmak şimdi onlara daha iyi geliyor. Akşamleyin tarladan gelip bebeklerini evlerine götürüyorlar. Kolhozumuzdaki kreş ve çocuk parkı faaliyetleri işte böyledir.

[Devam edecek…]

+

 

Burbu:

[…]

“Mç̆ita Lazistani”-s na renanpes çxe dido ağoden. Çxe mute ağoden? K̆orğoni ren, hemuk çxeşi ağu numers. K̆oçis noxedun, numxors, çxeşi ağu doskidun. Hemute çxe ağoden. Burbu lumcis do seri putxun, k̆orğoni ç̆opums. Mşkirdonikti k̆orğoni do mç̆aci imxors. Hekimis nusimini, hemuk na tkumers-steri oxenu oxenu unon:

--Oxori skanis opağu unon. Ç̆eri do k̆odapes k̆irite osumu unon. Hemute muçitur.

Ç̆anaşi Omerik, hekimik na tku-steri mteli-xolo donç̆aru. Oxori muşis nana do babas uk̆itxu, oxoǯonapu do tku:

--Haǯi çkuti pçvat sağlamoba çkuni!

Mjora:

[…]

Mjora kextu. Mamulik kodik̆iu. Nuri isels do jimnastik̆a ikoms. Nanak dolokunu, oncire mjoraşa gamimers. Mjoraşi te ç̆amisteri ren. Hemuk oxroʒk̆inams mteli mik̆robepe. Oxorişi pencere didi ren na, mjoraşi te amulun do pağums odape

[…]

P̆ap̆ulik k̆alati şums.  K̆alatite uşkuri, lu, k̆romi oxorişa mendimelan. Handğa noderi ikoman, arti-k̆atişa nulunan do içalişaman. “Mç̆ita Lazistani”-s mtel noderite içalişaman do dido ezieti var ǯoruman.

[…]

Handğa lazut̆i t̆axuman. Biç̆epe, bozope mteli-xolo onaşa mendaxtes. Onas içalişaman. Çku doguronis biguramt̆it. Dersi doboçodinit-şk̆ule isa onaşa bidit do mevuşvelit.

Nana-Mamgure:

Memnunek albonişi supara nanaşa niğu do tku:

--Hele, nana, ik̆itxi çkuni supara!

Nanas va ak̆itxu, hemus ç̆ara var uçkit̆u.

--Muşeni ç̆ara var gak̆itxen?- k̆itxu Memnunek.

--Çkuni oras, oxorca ok̆itxuşa va naşkumert̆es, bozo çkimi!- dotku nanak,-ok̆itxu oxorcaşeni oncğore renya, xocapek miǯumert̆es do uk̆itxu, mǯk̆upobas domit̆alamt̆es. Haşo zamani t̆u, bere çkimi!

--Nana, si haǯi idi oguruşa,- uǯumert̆u nanas Memnunek,- Lumcineri oguru ren didilepeşeni. Hek idi, nana, hek iguri. Mati si megişvelare. Juriti limcis bik̆itxat!

--K̆ayi iven, şurimşine bere çkimi, bidare.

Haǯi k̆ata lumcis nanak igurams, ik̆itxums do Memnunek mus nuşvelams. 

Tkvati haşo ikomt̆iti? Ogurit nana do baba tkvanis, uk̆itxit supara do oxoǯonapit mot unon umutelepeşeni oguru.

K̆itxeri T̆an:

Çkuni ǯalonaşi mance- madulye do maxaçk̆alepe renan. Mutepeşi xes ren Hukumeti. Hamuşeni haǯi k̆at̆a mazahmat̆es onç̆aru-ok̆itxuşi oçkinu unon. Leninik zop̆ont̆u: Madulye do maxaçkalepe çkuni ǯalonaşi asli mance na t̆anşeni, mutepes unon k̆itxeri ovapumu. Uk̆itxus hukmi va axenen: Duşmanik k̆ai xeşa moğordinasen. Çkuni ok̆odus, madulye do maxaçkalepes na gamaxtes inceneri, agronomi do magurapale dido uk̆orems. Ham gurişeni, çkunda iri k̆ele, onç̆aru-ok̆itxuşi oçkinuşeni ok̆ok̆idinu ren. Hamuşeni Hukumetik gonǯk̆ums berepe do didilepeşeni ağani doguronepe, k̆oduman k̆lubi do mağala mektebepe. --Mteli k̆itxeri t̆han! Hasteri ren lozungi çkuni.

Lumcis:

--Baba,- ducoxu Saniyek,- si mot var giçkin Lazuri onç̆aru do ok̆itxu?

--Ç̆e, bozo çkimi!- tku Saniyeşi babak,- Lazuri oguruşi izni mik momçamt̆es? Ǯoxle var t̆u Lazuri onç̆aru do ok̆itxu.

Saniyes baba muşik koxoǯonapu ki, ǯoxleni oras, burjuazişi Hukumetik ç̆ut̆a miletepeşi gondinu unt̆u do hamuşeni mutepeşi nenate oguruşi izni var meçamt̆u. Xocapekti zop̆ont̆es:

--Lazurot onç̆aru do ok̆itxu mo iguramt, didi k̆rima renya!

Haşote moğerdinamt̆es mazahmet̆epe.

--Mot haşo ikomt̆es?- k̆itxu Saniyek.

–K̆itxeri t̆anşi, kyedgitanoren, fabrik̆a, let̆a goǯomiğanoren do, haşo isimadept̆es zenginepek do hamuşeni oguru var meçamt̆es.

Ǯoxleni Oguru:

 Handğa dersişa K̆adirişi nana komomtxu. Dersis, mamgurapalek oguruşeni berepes uǯumert̆u.

--Oguru k̆ayi ren, igurit, berepe!- tku K̆adirişi nanak,--haǯineri oguru dido k̆olayi ren. Ǯoxle haşo var t̆u.

--Ama muç̆o t̆u?- k̆itxes berepek.

Mamgurapalek berepek̆ala K̆adirişi nanas oxveǯes:

--Ǯoxle muç̆oşi oguru t̆u, domiǯvit!

K̆adirişi nana razis divu do berepes p̆aşura duǯu:

--“Bere aş [6] ǯaneri divaşk̆ule nana muşik k̆ap̆ulas mok̆ideri doguronişa mendiyonamt̆u, edo xocas komeçamt̆u. Zenginişi bere t̆u na uǯumert̆u ki: K̆vali, Abazuri k̆vali komogimerya. Fuk̆araşi bere t̆u na, xoca, şurimşine, noderi giğut̆aşi,  megişvelareya do, bere çkimis oǯk̆ediya!- do bere xocas komeçams. Xocak zenginişi beres uşkuri, p̆art̆ok̆ali, kyume mutxani unon komeçams, fuk̆araşi beres biga geçams. Bere mgariner- mgarineri oxorişa mendulun. Majurani ndğas berek, -oguruşa va mebulurya,-do imgars. A çkva, zavali nana muşik bere oguronişa mendiyonams do xocas oxveǯams: -- Bere mo geçamya! Xocak uǯumers: --Skani beres çkva va k̆atur! Ha bereşi xorʒi çkimi ren do ili skani ren. Xocak na geças sva Cennemis va iç̆venya! Xocak haǯi st̆oliş ǯoxle koxen do didi omç̆ek̆ale kuğun. K̆at̆as nunç̆işun. Edo ndğas goloyonams do vit [10] fara baxums. Mitik Lazurot dotku na, becğams xocak:--Lazurot mo tkumer!- do dobaxums. Haşo t̆u oguru. Xvala obaxu do obaxu. […]

Mulun Purkinora:

Mulun purkinora! İrik ontxoruşa xazirums. Çkuni k̆olmanis osinapu ren xvala purkinoraşi otaşuşeni. Ordo ntxorit! Ar ndğa var gondunas! Çkuni k̆olmanurepe tutunişi tasi xaziruman. Norge vanoren. Rasimişi brigadak norguşeni let̆a ntxorums, ğoberi ğobums, mtelik artot içalişaman.[Ordo let̆a ontxori, monoçane k̆ayi dogavasen!]

Çkuti Biçalişamt:

P̆ionerepek ont̆uleş oxvenuşeni kagonk̆vates. Çkuti Ok̆tyabrulepe razis dobivit do haǯi p̆ionerepek̆ala ont̆ules biçalişamt. Doguronişe xolos ar meçkineri sva komiğunan. Handğa k̆olmanişi ti-gemçalobaşa bidit do ontxoruşeni boxveǯit. --K̆ayi iven!- domiǯves ti-gemçalobas,-Megişvelaten. Ç̆umen ar mantxorale meboşkvaten. Ama, berepe, ontule tkvani oǯiramuşi t̆as! Haǯişk̆ule çku k̆at̆a ndğas, ont̆ule çkunis biçalişaten. Lu, k̆romi, çkvadoçkva zamzavati borgaten.

Mebuşvelat Nanapes:

Handğa p̆ionerepeşi ok̆onç̆inu miğut̆es. Borgoşi goǯoncğonerik purkinaşi oxaçkuşeni miǯumert̆es. Çkuni k̆olmanis didi p̆lani uğun. Tutuniş orgu unon, getasule oxenu, hanǯodidi bağiti oxenuşi ren: Luği, omuri, ntxiri orgaman. Dido k̆oçi unon oçalişuşeni.--So bžirat mç̆alişu k̆oçi? Haşo tku goǯoncğoneri çkunik. --Kogiçkinani so bžiraten, berepe? Nana çkunepes mebuşvelat, ç̆ut̆a berepes boǯk̆edaten, bisteraten mutepek̆ala. --K̆ayi ren! Razis dives p̆ionerepe. Çkuti Oktyabrulepe mebuşvelaten p̆ionerepes.

Xasani- Xampa:

Çkuni k̆olmanis, hak̆o mskva norgepuna xeneri ren. Ar ndğas Tofik̆i: --Ğvap̆a soti var t̆as!- do norgepunaşa idu. K̆ayi xeşa goǯk̆edu, doʒadu mteli mžgalepes, ğvap̆a soti var ažiru. --Hele mʒika mobişvaca!- docaş tude kodoxedu. Mʒika oraşk̆ule adimişi sersi ognu. Mendaǯk̆eduşi, Xasani- Xampak camuşis gyotxozun do norgepunaşa gza dokaçams.--Mot mulun p̆ea- do Tofik̆i dot̆k̆obu.  Xasani- Xampa ğoberişa mextuşi, oǯk̆us kogyoç̆k̆u. Doǯk̆uşk̆ule camuşepe kamaşku. Keʒxontu Tofik̆i do--Mu ikom?- k̆itxu do xampaşa konoxolu,-hak mu bikom- do ç̆epxe na okaçun xe geçamuşa keǯazdu. Ham anis k̆oçepeş osinappuşi sersi kognu. Aşkurinu xampas. --So kamaxtit, veranepaya! Do camuşepes ourus kogyoç̆k̆u, mitam camuşepe muşeborot kamaxtes. Tofik̆ik mteli-xoloşeni k̆olmanurepes duǯu. Lumcis miliʒioneri komoxtu, Xasani-xampa oç̆opu do mendiyonu.

Maartani Ontxoruşi Ndğa:

Handğa berepe ordo keyseles do k̆ap̆ineri- k̆ap̆ineri doguronişa ides. K̆olmanurepeti hem k̆ele, ham k̆ele dumç̆k̆usteri unk̆ap̆unan. Ti-gemçaloba ma ren oxori moǯopxeri ren, p̆lak̆at̆epe noç̆abunan: “Tişa-mobiyonamt otasu-orguşi p̆lani. Mteli Onapeşa!”/ “Skidas Maartani Ontxoruşi do K̆olek̆t̆iviş Zahmet̆işi Bayrami!”/ Mteli-xolo kok̆oibğeşk̆ule, k̆olmanişi ti-gemçalobaşi umçanek otkuşi nenas kogyoç̆k̆u.--Manebrape! Handğa mazahmet̆epeşi bayrami ren. Çku geboç̆k̆amt ontxorus, oxaçku do orgus. Xocapek zop̆onan ki: Var iven K̆urban Bayrami komoxtu, k̆rima renya! Ama çku var mebusiminamt. Çku soʒializmişi mak̆odalepe boret, çkuni bayrami, zahmet̆iş do ok̆ok̆idinuşi bayrami ren--Maartani Maisi. Haǯi mtelik ontxoruşa, mtelik dulyaşa. […]

Ontxoru:

Ç̆umanişe lumcişakis içalişaman t̆rakt̆orepek. Uç̆k̆inderi renan k̆ik̆inaşi ʒxenepe. T̆u-t̆u-t̆u... İgnapen t̆rak̆t̆orişi sersi. Ordo ntxoruman “Mç̆ita Lazistani”-s. Ar k̆ele t̆rak̆t̆orik ntxorums, majurani k̆ele ʒxenepete ntxoruman, k̆ap̆ineri dulya ikoman.  Ehe ntxorums k̆olmaniş gale na renk, bergi xes dokaçeri. Upi geçams. Hak̆o ezieti ǯorums. Bergite mu iven?! K̆ut̆ali var antxoren, hamuşeni monoçaneti k̆ayi var avasen. K̆olmanis vit̆oxut [15] ndğas ontxoru doçodines. Majurani dulyapes kogyoç̆k̆es, xvala na renk xolo ntxorums.--Mebuşvelat k̆olmaniş gazle n arenan fuk̆arapes!- k̆agonk̆vates k̆olmanurepek. T̆rakt̆orite, k̆otanite ides fuk̆arapeş onapeşa.  A şvacis ontxoru doçodines mteli oput̆es. --Nebra oçalişu k̆ayi renya. Ok̆omotu do noderi, hentepe fuk̆arapes uk̆oreman! -Haşo nisimadu fuk̆ara Omerik do majurani ndğas, k̆olmanis amaxtimuşeni oxveǯinu komeçu. […]

Hek, So Va Ren Soveti:

Çen-Ʒi çxoro [9] ǯaneri ren. Muk met̆akseşi fabrik̆as içalişams. Oxorişa mendulun guri- moxtimeri do mşkorineri. Oç̆k̆indinute Çen-Ʒis p̆anda anciren. Cen-Ʒis oçalişuşi para ç̆ut̆a meçaman, dido ç̆ut̆a, hemute xvala kʒaperi pricişi ar xepa iç̆k̆omen. Jimi- ar uça negri ren. Dobadona muşi Afrik̆a ren. Jimi ç̆uç̆ut̆a ren ama artuk madulye ren, Let̆aş tude, şaxt̆apes, so te çkar va ren, ndğa muşi mek̆ulun. Şaxt̆aşi mǯk̆upobate Jimis tolepe aç̆un. Jimik k̆at̆a ndğas zenginepes mejaçams.  

Maartani Maisi:

Handğa Maartani Maisi. Mteli dunyaşi mazahmet̆epek ikoman mutepeşi bayrami. Sovetyari Cumhuriyetepeşi ok̆ok̆atus madulye do maxaçkalepe xeleri, obirute gamulunan sok̆ağepeşa. Haşo va ren burjuazişi ǯalonepes. Hek Maisişi Bayrami yasaxi ren. Ama madulyepek met̆k̆omelan dulya oxenu, gamulunan sok̆ağepeşa do zorite mendulunan demonstraʒiaşa.--Skidas Maartani Maisi!- Ocoxinute, uşkurne, k̆ap̆et̆i adimite nulunan madulyepeşi svarelepe.

Skidas Maartani Maisi:

Handğa Maartani Maisi! Ma ordo kebiselam, jinastik̆a bikom, k̆ayi xeşa bibonum. Nanasti gyari xaziri uğun. Bimxort, isa gamabulurt do gza bokaçamt, nana k̆olmaniş ti-gemçalobaşa, ma doguronişa. Berepe mteli xaziri renan. Ma, Ali-k̆ala ar didi p̆lak̆ati bokaçam. Hemus ç̆areri ren: “Maartani Maisi- Mteli Dunyaş Mazahmet̆epeşi Bayrami ren. Skidas Maartani Maisi!” Mteli mamgurepe, daulite mebulurt ti-gemçalobaşa. Hek mteli kok̆oibğeş- k̆ule obirute oput̆eş Sovetişa mendabulurt. Sovetişe xolos mteli ok̆oibğenan, ibiran, xoronaman. Ok̆ule ok̆obğala ikoman do Maisiş bayramişeni oxoǯonopaman.

Robert Smit̆i:

Aş tutas Robert Smit̆i udulyeli ren. Oxor- mancek oxoris kogamoçku do Rober Smit̆i sok̆ağis kodoskidu. K̆at̆a ndğas, muk dodgitun nobetis upareli ogyaronaş ǯoxle do ezdims tutxu çorba do kovalişi parça. Muk incirs bulvarişi gelaxunonis, gazeta motumaleri. Robert Smit̆işi dolokunu dvamcvelu, modvalu dubruǯu. Robert Smit̆is xvala ar fikiri uğun: “Dulya dobgora!” Ama dulya va ren. Amerik̆as vit̆ojur milioni udulyeli ren. Robert Smit̆ik mu vas?! Ğurasi?! Var, Robert̆ Smit̆is oskidinu unon.”

Skidan Sovetepe:

Bandarapete kagamaxtes sok̆ağepeşa Alemaniaşi madulyepe. Bandarepes ç̆areri ren: “Dulya bgorumt! Çku mamşkorinenan!” Nulunan berepe. Hentepe ç̆ut̆a madulyepe renan. Mutepes uğunan peri geǯurdineri do ciddi nunk̆upe. “Yeç̆k̆odas berepeşi monk̆a zahmet̆i semayecepeşi fabrik̆apes! Berepe doguronişa mendoçkvit!”-Haşo ucoxuman berepeşi svarelepek. A çkva nulunan.

--Skidas Maartani Maisi, mteli dunyaş p̆rolet̆ariat̆işi menceliş oǯk̆omiluşi ndğa!

--Skidas mteli dunyaşi Oktyabri!

--Yeç̆k̆odan sermayecepe! Skidan Sovetepe!

--Qak̆onaxtit!-uraman p̆olisepek.

Lastik̆işi bigak içalişams do içalişams. Çku Oktyabruli do p̆ionerepe, Madulye do maxaçkalepeşi boret berepe! Mteli dunyaşi mazahmet̆epek ok̆obunan mutepeşi duşmanepe- -sermayecepe-k̆ala. Ham ok̆ok̆idinuşi goǯoncğoneri ren K̆omunist̆işi P̆art̆ia. Ağnemordalepekti kok̆oinç̆es ar teşkilatis-ağanmordalepeş k̆omunist̆işi ok̆ok̆atus. Mazahmet̆epeşi berepek nuşvelaman didilepes mutepeşi ok̆ok̆idinus. K̆at̆a p̆ioneris uçkin mot ok̆obunan madulye do maxaçkalepek. Hemus uçkin ki, mteli dunyaşi p̆rolet̆arepes uğunan ar osimadu, ar gurişgedvalupe. Kçe, uça, siyah, sari madulye do maxaçkalepek ok̆obunan ar gurite, xe-ok̆ok̆lieri, ağani oskedinuş oǯopxuşeni. Airi- airi nenapete isinapaman mazahmet̆epek, ama irik ar dulya ikoms, irik ar isimadems. İris kuçkin mu tkvala ren: Soveti, K̆omunist̆i, K̆omint̆erni.

Berepeşi Baği:

Didi oçalişu ren k̆olmanis. Tutuniş orgu, omolu, met̆akseş munt̆uris oǯk̆omilu, pucepeş onç̆valu do haşo hemuşen çkva oçalişonepe. Mtelik onas içalişams. Oxorcalepeti onas renan. P̆ionerepek, mutepeşi gonk̆vatu tişa moyonu doves berepeşi meydanik̆a. Hukumetikti nuşvelu do dovu berepeşi baği. Haǯi oxorca dulyaşa nulut̆aşi, bere muşi bağişa mendiyonams. Bağis berepes k̆ayi oǯk̆enan. Mui oras gyari çaman, onciraman. Dimgvanes berepe. P̆ionerepe do Ok̆tyabrulepes dido dulya uğunan, mik onaşi dulyas nuşmelams, mik berepek̆ala isters. Çkuni nanape haǯi raxati renan. Oçalişuti k̆ai nulun. Lumcis onaşe mulunan do berepe oxorişa mendiyonaman. Haşo ren k̆olmani çkunis baği do meydanik̆aşi dulya.

[Naqonasunon…]

 


[Kaynak kitap: İskender Ǯitaşi, Çkuni Ç̆ara [Albonişi Supara], AbazastaniÖ. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1932, (1932 Latin Alfabesinden 1984 Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 2006]

aksamaz@gmail.com

 

https://sonhaber.ch/lazca-ders-kitaplarinda-sinif-mucadelesi-metinleri-2-lazca-turkce/

 

 

 

 

 

8 Kasım 2025 Cumartesi

[Lazca-Türkçe masallar-2]: “Tövbekâr eşkıya”

 


 

“Tövbekâr eşkıya”

 

Bir eşkıya çok günah işlemiş. Doksan dokuz kişiyi öldürmüş.

Bir gece yatmadan önce Allah’a dua etmiş:

--Ne olur Allah’ım, bu günahlarımdan nasıl kurtulacağımı bana rüyamda göster!

O gece rüyasında aksakallı ihtiyar bir adam görmüş. İhtiyar adam şöyle demiş:

--Falanca yerde bir dükkân inşa et! Dağda bir yeri temizleyip aç. Bir şeftali fidanı dik! Bu fidan büyüyüp çiçek açınca günahlarından arınmış olacaksın.

Eşkıya sabahleyin kalkar kalkmaz, rüyasındaki aksakallı ihtiyar adamın tarif ettiği yere gitmiş. Dağdaki o yeri temizleyip açmış. Bir dükkân inşa etmeye başlamış. Şeftali fidanını da dikmiş. Derken dükkânın inşaatını bitirmiş. Oradan gelip geçen herkese yemek ikram ediyormuş. Gel gör ki o şeftali ağacı bir türlü çiçek açmıyormuş.

Bir gün yoldan bir atlı geçiyormuş. Eşkıya, bu adamı durdurup çok yalvarmış ama atlı acelesi olduğunu söyleyerek kendisine ikram edilen yemeği yememiş. Eşkıya çok kızıp adamı tüfeğiyle öldürmüş. Sonra da pişman olup endişelenmiş:

--Ben ne yaptım böyle?!

Bütün gece boyunca gözüne uyku girmemiş:

 --Yüzüncü adamı da öldürdüm. Günahım daha da arttı!

Ancak sabaha karşı uykuya dalabilmiş. Eşkıya, rüyasında yine o aksakallı ihtiyar adamı görmüş:

--Sen dert etme! Aslında çok iyi bir iş becerdin! O öldürdüğün adam, birbirlerini seven oğlan ile kızı ayıracaktı. Onların düğününü bozmak istiyordu. Sen o kötü adamı öldürmekle iyi bir işe vesile oldun. Böylece de bütün günahların affedildi.

Eşkıya uykusundan fırlayıp pencereden dışarı bakmış. Şeftali ağacının çiçek açtığını görmüş. Çok sevinmiş:

--Çok şükür, günahlarımdan kurtuldum!

Bundan sonra da her zaman hayır hasenat işleri yapmaya başlamış.

[Görüyorsunuz, bir insan, başkalarının kaderine, evlilik işlerine karışırsa, bozarsa, bu insan öldürmekten bile kötüdür; büyük bir günahtır.]

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/10/lazca-turkce-masallar-1-tebdili-kyafet.html

 

“Ar eşkiaşi ambai”

 

Ar eşkias dido gyunaxi uğut̆u xveneri. Otxeneçdovit̆onçxovro [99] k̆oçi uqount̆u qvileri.

Ar seis onciapaşa Trangis oxveǯu:

--Mu iqven, Trangi çkimi, izmoce komoǯii, aya gyunaxepe muç̆o moiǯk̆aya.

Em seis izmoces ar badi kožiu. Aya badik uǯuki:

--Astei, astei yeis ar dukani dok̆idi, daği donç̆vai do ar ant̆amaşi nergi kodorgia. Aya nergina irdas do ipukias, gyunaxi moǯk̆ei gaqvenya.

Ç̆umanişina iselustei, badikna nogu yeişa igzalu. Daği donç̆vau, dukani ok̆idus kogyoç̆k̆u. Ant̆amaşi nergiti kodorgu. Dukani dik̆idu. Mitxani mik̆ilat̆u mtelis gyai çapt̆u, hama ant̆ama xolo va ipukiu.

Ar dğas ar k̆oçi ʒxeniten nit̆u. K̆oçis eşkiak oxveǯu hama gyai vaç̆k̆omu acele voe yado. Eşkias komeşvabğu do t̆ufeğiten k̆oçi doqvilu.

Derdis kodololu, aya mu mağoduya. Mteli sei va unciun: “Oş k̆oi dop̆ilia, ar gyunaxi çkva komomanžinuya.”

Ç̆umanik̆ele kodvanciu. Žiops izmoces xolo aya badi, “derdi mo ikipya, si aǯi dido k̆ai dulya qvia, ina qvili k̆oçik qoopeli biç̆i do k̆ulani ok̆oǯk̆asint̆u. Entepeşi dugunişi ok̆oxu unt̆u, hama si aya k̆ai dulyas xe nuǯqvia, p̆at̆i k̆oçi doqvilia do mteli gyunaxi kamuiǯk̆ia,” u3’u badik.

K̆oçi yeʒxont̆u do pencereşen gamiǯk̆edu. Gamiǯk̆eduşi, ant̆ama dipukieleen. Dido k̆ai aǯonu gyunaxepe kamomaǯk̆uya do. Emuşk̆ule mteli sebabişi dulyape ikumt̆u ya k̆oçik.

[Xoş žiopt, igbalişi, oçilu-okimocuşi dulyapesna k̆oçi ak̆atas do ok̆oxvas aya dulya dido gyunaxi yen, k̆oçi oqviluşen dido p̆at̆i dulya yen.]

 


 

[Kaynak kişi: K̆ak̆e Memedis Asuli Doliže- Narak̆ize, 1919 doğumlu, Sarpi Köyü, Batum, (Kaynak kitap: Ʒiala Narak̆iže, “Lazuri T̆ekst̆ebi”, Gamomʒemloba “Batumis Şota Rustavelis Saxelmʒ̆ipo Universit̆et̆i, Batumi, 2015, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Lazcadan Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 2020)]

aksamaz@gmail.com

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1297102&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&[Lazca-T%C3%BCrk%C3%A7e-masallar-2]

 

 

4 Kasım 2025 Salı

Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-1 [Lazca-Türkçe]

 

 


 

Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-1 [Lazca-Türkçe]

 

Kolektif:

--Kolektif ne anlama geliyor? İnsanların bir araya gelerek bir işi ortaklaşa yapmaları anlamına geliyor. Biz öğreniyoruz. Hepimiz bir işi ortaklaşa yapıyoruz.  Bu bizim öğrenim kolektifimiz. Köyde de malı mülkü olmayanlar ortak mülkiyet işletmelerini örgütlüyorlar.

--Ortak mülkiyet ne anlama geliyor?

-- Köy insanlarının evleri, toprakları, bütün malları ortak mülkiyettir. Bu ortak mülkiyetin sahibi de yine kendileridir. Bu ortak mülkiyete kısaca kolhoz deniyor. [Очамчира-Скурча/ ოჩამჩირე-სქურჩა/  Oçamçire-Skurça Limani yakınlarındaki] “Kızıl Lazistan Kolhozu” Lazlara ait. [სარფი/]Sarpi köyünde de mandalina kolhozu var.

--Başka nerede kolhozlar var?

Hükümet, Sovyet işletmelerini, kısaca söylersek, sovhozları, büyük işletmeleri örgütlüyor.  

[…]

At:

Kolhozun atları toplu olarak ahırda barındırılıyor. Ahır her zaman temiz. Büyük büyük de pencereleri var. Bu ahırda atlar üşümüyor. Atlarla seyisleri ilgileniyor. Seyis; otunu, mısırını, suyunu verip atları temiz tutuyor. Ahırı da seyis temizliyor. Sizin köyünüzde bu işler nasıl oluyor? Sizin kolhozunuzda atların nasıl barındırıldığını öğrenin! Kolhoza dâhil olmayan   köylülerin, atlarını nasıl barındırdıklarını öğrenin!

[…]

Fabrika:

Fabrikalarda durmadan kolhozlar ve köyler için çeşitli ürünler, kibrit gibi kimyasal ürünler, pulluk ve trakörler üretiliyor. Fabrika işçileri, köylere de gidip çiftçilere yardımcı oluyor. Kolhoz ve sovhozlarda kent ve fabrikalar için hangi ürünler üretiliyor?

Ali, Ayşe’ye sordu:

--Fabrikalar daha önceleri kimlerin elindeydi? Şimdi fabrikaların sahibi kim?

Ayşe, bu soruyu cevaplayıp sırasından Ali’ye sordu:

--Önceleri toprak kimin elindeydi, şimdi kimin elinde?

Ali de bu soruyu cevapladı.

Devrimle birlikte zenginlerin ve ağaların bütün toprakları ve fabrikalarına işçi ve çitçilerin el koyduğun Ayşe ile Ali çok iyi biliyorlar. Siz bütün bunları biliyor musunuz?

Günümüzde İşçiler fabrikalarda yedi veya altı saat çalışıyorlar. On sekiz yaş altı gençler beş veya dört saat çalışıp yılda bir ay boyunca da tatil yapıyorlar.

[…]

Çocukluğunda Lenin:

Vladimir İlyiç Ulyanov, Lenin,  [Симби́рск/] Simbirsk kentinde dünyaya geldi. On yaşındayken okula başladı. Okulda başarılı bir öğrenciydi.  Çok akıllı ve açıkgöz bir çocuktu. Lenin, her işte arkadaşlarına yardımcı oluyordu. Başkalarıyla birlikte ortaklaşa üretmekten hoşlanıyordu.

Önder Lenin:

Lenin’in ağabeyi vardı; işçi ve çiftçilerin kurtuluşu için faaliyet gösteriyordu. Bu faaliyetleri sebebiyle Çar’ın Hükümeti Lenin’i ağabeyini idam etti. Bundan sonra Lenin, emekçi milletin kurtuluşu için çok kafa yormaya başladı. Kurtuluşun ancak bir araya gelerek gerçekleşeceğini bilen Lenin, bu sebeple Bolşevik Partisini örgütledi. İşçiler, partilerinin önderi olarak Lenin’i seçtiler. 

[…]

Devrimden Önceki Hayat:

Eski hayat emekçiler için çok zordu. İşçiler, gece gündüz çalışıyordu. İşçilere canları çıkmayacak kadar az para veriliyordu. Fabrika sahipleri durmadan zenginleşiyordu, herşeyleri vardı; büyük evlerde yaşıyorlardı; hiçbir iş de yapmıyorlardı. Gel gör ki işçiler açlıktan ölüyor; derme çatma karanlık gecekondularda yaşıyordu. İşçilerin çocukları elbisesiz, ayakkabısız dolanıp duruyorlardı; cahil kalıyorlardı. Dokuz, on yaşındaki çocuk bile fabrikada çalışıyordu. Fabrikada on- oniki saat boyunca çalışıyordu. Köydeki verimli toprakları ağa ve zengin çiftçiler sahiplenmişti. Fakir köylülere ancak dik ve çorak topraklar kalmıştı.  Fakir köylüler, hayatta kalabilmek için ağa ve zengin çiftçilere yalvarmaya gidiyordu:

--Bana toprak ver; atını ve pulluğunu da ödünç ver!- diye ağaya yalvarıyordu.  

Ağa gülüyordu:

--Al bakalım, ama yetişecek ürünün yarısı benim olacak!

Ağa ve zenginler, emekçileri böyle çalıştırıyordu.

Kanlı Pazar:

İşçiler büyük ekonomik sıkıntı içindeydi. Fabrikalarda greve gitmeye başladılar.  

--Ne yapalım?!- diyordu işçiler.

Çar’ın Hükümeti, kandırmak için işçilerin aralarına ajan- provakatörler gönderdi.

Ajan- provakatörler grevdeki işçilere şöyle diyordu:

--Çar’a gidelim! Hâlimizi ona söyleyelim. Çar, iyi yürekli bir insan, muhakkak bize yardım edecektir!

--Çar’a gitmeyin!-diyordu Bolşevikler,-Çar’ın herkesten çok toprağı var, o en büyük işçi düşmanıdır!

Gel gör ki İşçiler, bu sözlere kulak asmayıp yalvarmak için Çar’a gittiler. Saraya yaklaştılar. Sarayın önünde askerler tertibat almıştı. Tüfeklerini, meramlarını anlatmak isteyen insanlara doğrultulmuştular. Askerler bir, iki, çok sayıda ateş açtılar. Çok sayıda insanı öldürdüler, yaraladılar. Tarih 9 Ocak 1905’di.

Bolşevikler:

Lenin’in sözünü dinleyenler partide, Bolşeviklerin Partisinde bir araya geldi. Bolşevikler her şeyi anlayan, önde gelen işçilerdi. Lenin, onların arasında faaliyet gösteriyordu. Emekçilere kurtuluş yollarını gösteriyordu. İşçiler yavaş yavaş Bolşeviklerin doğru zeminlerde durduklarını anlayıp partiye katılmaya başladı. Sonraki yıllarda Bolşevik Partisi büyümeye başlayacaktı. Lenin’in ve onun Bolşevik Partisinin önderlik etmesiyle, işçiler mücadeleden galip çıkınca Ekim Devrimi oldu. Şimdi biz, Lenin’in önceden işaret ettiği gibi Sosyalizmi inşa ediyoruz. Burada da bize önderlik eden Bolşeviklerin Komünist Partisidir.

Bizim İnşa Faaliyetimiz:

 Sovyet Hükümeti, fabrikalar inşa ediyor, büyük solhozları örgütlüyor. Fabrikalardan tarlalara pulluk, tohum ekme makinası, büyük traktörler gidiyor. Hızlı bir şekide elektrik istasyonları inşa ediyorlar. Her yerdeki fakirler ve orta sınıf köylüler kolhozları örgütlüyor. Ülkemizde sosyalizm inşa ediliyor. Bizim inşa faaliyetlerimiz plan çerçevesinde yürütülüyor. Hükümet beş yıllık inşa planını hazırlıyor ve bu plana göre çalışılıyor. Biz bu plana beş yıllık plan diyoruz. “Beş yıllık planı dört yılda uygulamak!” deyip beş yıllık planı dört yıl içinde uyguladılar.

 

Nuriye’nin Hikâyesi:

Geçen yıl çok kar yağdı. Köyümüz (ცხარა შუბარა/)Tsxara- Şubara’da o kadar kar yağdı ki, evlerimizden çıkamadık. İnekler hiçbir yerde ot bulamıyordu. Evde elimizde de hiç şey kalmamıştı.  Zavallı inekler zayıflıyor, ölüyordu. Evimizin yakınında kolhoz vardı: “Lenin’in Yolu”. Kolhozdaki inekler besiliydi; ılık ahırda barınıyor, güzel güzel de süt veriyorlardı. Bu neden böyleydi? Bunun neden böyle olduğunu biliyor musunuz?! Kolhoza dâhil köylüler ot ekmişti. Ot yetişince de kesip kuruttular, kış mevsimi için de sakladılar. Kışın da bu kuru otları ineklere yediriyorlar. Rahatlar. Kolhoz dışındaki köylüler böyle yapmıyor. Yapamazlar da zaten. Bu iş böyle yalnızca kolhozda yapılabilir. Kolhoz dışında kalmayı seçen köylüler neden bu işi yapamaz? Çünkü toprakları fazla değil, tek başlarınalar, her işe yetişemezler. Kolhozdaki köylülerin toprakları birleştirilmiştir. Plan çerçevesinde herkes görevini yapıyor. Önce oturup neyin gerekli olduğunu aralarında konuşuyorlar. Sonra kolhoza dâhil olan köylüler önce plan yapıyor: “Şu kadar ot ekiyoruz; şu kadar tütün, mandalina, çay dikiyoruz; şu kadar mısır dikiyoruz, Şu kadar soğan, lâhana ve diğer sebzeleri ekiyoruz,” diye kararlaştırıyorlar.

Kolhozun Ahırında:

İşleyişini öğrenmek için kolhozu ziyaret ettik. Kolhoz büyüktü. Orada iyi cins tavuklar, kışlık  ekim bahçeleri, kültür klübü ile okulu gördük. İneklerin ahırını çok beğendim; ılık ve temizdi. Ahırdaki her ineğin durduğu bir yeri var. Her ineğin ahırdaki bölümünün önüne küçük tahta levhalar tutturulmuş. O levhada o ineğin adı, kaç yaşında olduğu, ne kadar ağırlıkta olduğu yazılıydı. Bu bütün inekler kolhoza ait. Kolhoza dâhil her köylünün de bir- iki ineği ver. Kolkoza dâhil her köylününün kendi evinin önünde de küçük ahır yapılmış.  Bu ahırda kendi at ve ineklerini barındırıyor. Ancak kolhoza dâhil olanların evlerinin önündeki ahırları, köydeki bizim ahırımız gibi değil, temiz, güzel inşa edilmiş ve pencereli.  Kolhoza dahil olan köylüler böyle yaşıyor. Kolhoz hayatı ve işleyişini ben çok beğendim. Kolhoz ziyaretimizden sonra eve geldiğimde bütün bu gördüklerimi anne ve babama anlattım:

 -- Baba!-dedim, biz de kolhoz oluşturalım.

--İyi olur, iyi!- dedi babam, -biz de kolhoz oluşturalım da senin gördüğün kolhoz gibi olsun!

“Kızıl Lazistan”:

Fakir Lazların toprağı yoktu. Yarıcılıkla yaşıyorlardı. Abhazya Hükümeti bu durumu bilip fakirlere yardım etti. [Очамчира-Скурча/ ოჩამჩირე-სქურჩა/ Oçamçire-Skurça Limani yakınlarında] onlara büyük bir arazi tahsis etti. Orada bir kolhoz örgütlediler.  Adını “Kızıl Lazistan” koydular. İnsanlar “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda nasıl yaşıyor? Yaşıntıları iyi. Bu kolhoza dâhil olan her köylünün hem kolhoz içinde ortak toprak ve hayvanları var, hem de kendisinin özel küçük bir işletmesi var. Kolkozdaki köylülerin ortak malları şunlar: Toprak, depo, ilgili teknik araç-gereç, sürüler, damızlık erkek sığırlar, mandalar, süt inekleri. Kolhoza dâhil olan köylülerin kendi özel işletmelerindeki malları ise şöyle: Yarım hektara kadar toprak, ev, ahır, kiler ile bindiği atı, iki-üç inek, tavuklar ile sahip olmak istedikleri diğer hayvanlar.

Çalışmamız:

 “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda nasıl çalışıyoruz?! Onu da söyleyeyim mi!  Ortak tarlalarda birlikte ekipler hâlinde çalışıyoruz. Her ekip kendisine tahsis edilmiş bölgede çalışıyor. Kolhozun bir çalışma planı var. Her ekip, planlamada kendisine tahsis edilmiş bölgede çalışıyor. Her ekibin her gün yapacağı bir vazifesi var. Bu vazifeye bir değer biçiliyor. Fakat bu değer biçme para üzerinden değil, yevmiye üzerinden oluyor. Kimin yevmiyesi fazlaysa, ona un, mal, ürün daha fazla veriliyor.  Kolhozda şöyle de bir kural var: Kim fazla çalışırsa, fazla kazanır; kim çalışmazsa, bir şey kazanmaz!

“Ayı” Yakaladık:

Akşamleyin okula gittik. Önce oyunlar oynadık sonra da bir arada oturup öğretmenin anlattıklarını dinledik:

“--Önceleri zenginler, fakirleri çalıştırıyordu, eziyordu ancak şimdi durum öyle değil. Fakirlerin hepsi kolhozlara dâhil oluyor, birlikte çalışıp birbirlerine yardım ediyorlar. Zenginler, bu yeni uygulamadan hazzetmiyor. Bu sebeple de kolhoz ve kolhoza dâhil olanlara kötülük yapmak için her zaman fırsat kolluyorlar. Bir keresinde bize ne yaptılar, biliyor musunuz, çocuklar?! Kolhozda bize kaliteli bal kovanı çerçeveleri verdiler. Bu çeşit kovanlarda arılar iyi barınıyor, iyi de bal üretiyorlar. Kolhozdaki köylüler çok sevindi. Gel gör ki, diğer gün sabahleyin kovanlığa gittiğimizde üç kovanın parçalanmış olduğunu gördük.  “Bunu kim yaptı?!” Ölçtük, biçtik sonunda da şöyle dedik: “Ayı gelip kırmıştır.”  Geceleyin ben ve bir arkadaşım, Osman ile kovanlığı beklemeye gittik. Epey zaman orada oturduk fakat herhangi bir şey olmadı. İkinci gece bir daha gidip yine orada oturduk. Gecenin tam ortasında bir ses duyduk. Dört gözle bakındık. Bir süre sonra ön tarafımızda ayıya benzeyen bir şey zuhur etti.  Kovana yaklaşıyordu. Biz de diğer taraftan yaklaşıp baktığımızda Uzun Hasan olduğunu gördük. Elinde de bir balta tutuyordu. Kendisi köyümüzün zenginiydi. Hemen bulunduğumuz yerden çıkıp sorduk: “Burada ne işin var?” Uzun Hasan çok korkup hiç ses çıkartmadı. Kendisini kolhoza götürüp herkesi çağırdık. “Ne iyi bir ayı!” deyip kolhozdaki köylüler gülüştü.”

Bizim Yardımımız:

Derste, öğretmen öğrencilere kolhozdaki seçimi anlattıktan sonra şöyle dedi:

--Artık Sovyetin ne olduğunu biliyorsunuz. Yalnızca emekçilerin seçme hakkı olduğunu da  biliyorsunuz. İnsanları çalıştıran zenginleri Sovyete almıyoruz. Varlıklılar, hocalar, zenginler;   emekçilerin düşmanıdır. O sebeple onların Sovyetteki seçimlere katılma hakkı yok. Bu günlerde Sovyette seçim olacak.

Daha sonra öğretmen, öğrencilere sordu:

--Biz, bu seçimlerde onlara nasıl yardım edeceğiz?

Öğrenciler cevapladı:

--Seçimlere katılma hakkı olanlara bildiriler hazırlayıp götürelim!

--Anne ve babalarımıza Sovyetin ne olduğunu, seçimlere katılmanın neden gereğini anlatalım!

Öğretmen, öğrencilerine mütemadiyen böyle görevler veriyordu.

 

8 Mart:

Devrim öncesinde emekçilerin hayatı zorluklar içindeydi. En fazla eziyeti çekenler de emekçi kadınlardı. Kocalarının çalıştığı kadar, onlar da fabrikada, tarlada çalışıyorlardı. Gel gör ki kadınlara daha az para veriyorlardı.  Bunun dışında emekçi kadınların evde çamaşır yıkmak, bulaşık yıkamak, dikiş, yemek yapmak, çocuklara bakmak gibi işleri de vardı. Hiç kimse, kadınların bu hâlini dikkate almıyordu. Yalnızca işçi ve çiftçilerin Hükümeti, kadınların bu hâliyle ilgilendi. Kadınların kurtuluşu için kentlerde ve kolhozlarda kreşler, ortak yemekhaneler ve çamaşırhaneler örgütleniyor. Kadınlar ancak bu şekilde kurtulup öğrenim görebilir, devlet dairelerinde ve kültür kurumlarında çalışabilir. 8 Mart’ta dünyanın bütün emekçileri sokaklara çıkıp emekçi kadınların kurtuluşu için taleplerini dillendiriyor. Sovyet Cumhuriyetlerinde 8 Mart’ta büyük bayram yapıyorlar. Yeni kreşler ve parklar ile yemekhaneler, çamaşırhaneler ve kültür klüpleri açıyorlar.

[Devam edecek…]

 



[Önerilen okumalar: “Abhazya Parlamentosu’nun Açıklaması”, Apsadgıl Derneği’nin Abhazca ve Türkçe yayınlanan yayın organı “Abazamyüa”nın 2 (3) nolu sayısı/ “Kafkasya Yazıları”, sayı 6, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999/ sonhaber.ch/circassiancenter.com.tr/ sakaryaabhaz.org;  Ali İhsan Aksamaz, “Yazılı Laz Edebiyatının Öncüsü İskender Tzitaşi Kimdi? Neden Öldürüldü?”, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 36 (1), İstanbul, 2001/ demokrathaber.org, 26. VIII. 2011; Ali İhsan Aksamaz, “Doğu Karadenižde Resmi İdeolojiler Kuşatması”, 1. Baskı Sorun Yayınları, 2003, 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul, 2012; Ali İhsan Aksamaz, “1930’lu Yıllarda Sovyet Abhazya’dan Türkiye’ye Gelen Lazlar”, jinepsgazetesi.com/ 12. V.  2011; Ali İhsan Aksamaz, Laz Kimlik Mücadelesinin Kilometre Taşı İki Kitap: “Oxesapuşi Supara” ve “Çquni Çhara- Albonişi Supara”, lazca.org/ circassiancenter.com.tr, 08. I. 2013; Ali İhsan Aksamaz, “Bir Kitap: Lazca Metinler (Lazuri T̆ekst̆epe)”, yusufbulut.com/ demokrathaber.org/ circassiancenter.com.tr/ sonhaber.ch,  24. I.  2013; Ali İhsan Aksamaz, “Laz Kimlik Mücadelesinde İskender Tzitaşi’nin Önemi”,  yusufbulut.com/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr, 14. IV. 2013; Ali İhsan Aksamaz, “Sovyet Lazları Halk Önderi İskender Tzitaşi ve Solun Ezberini Bozan Mektupları”,  sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr, 5. XII. 2013; Isqender Chitaşi, İrfan Ç. Aleksiva (Yayıma hazırlayan), “Çquni Çhara/ Albonişi Supara”, Laz Kültür Derneği Yayını, İstanbul, 2012; İrfan Çağatay Aleksiva, “Abhazya'da Bolşevik Lazların Gerilla Birliği: Laz Timi”, jinepsgazetesi.com, 1. II. 2020; İskender Ǯitaşi, Çkuni Ç̆ara [Albonişi Supara], Abazastani Ö. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1932; İskender Ǯitaşi, “Alboni”,  Abazastani Ö. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1935 [“Alboni” (Tıpkıbasım), Ali İhsan Aksamaz, Kendi yayını, Doyuran Matbaası, İstanbul, 1994]; İskender Ǯitaşi, “Ok̆itxuşeni Supara/ Majurani fila”, Abazastani Ö. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1937; Nuri Bagaps, Anri Çediya (Türkçeye çeviren) “20. Yüzyılda ve 21. Yüzyılın Başında Abhazya’da Laz Nüfusu: Demografik Durum ve Yerleşim Coğrafyasının Özellikleri/ The Laz Population in Abkhazia in the 20th Century and Beginning of the 21st Century: Demographic Situation and Features of the Geographic Settlement”, Kafkasya Calışmaları – Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Caucasian Studies Mayıs 2021 / May 2021, Yıl / Vol. 6, № 12/ dergipark.org.tr]

 

+

K̆olek̆t̆ivi:

 --K̆olek̆t̆ivi mu tkvala ren?

-- K̆olek̆t̆ivi ren ok̆ok̆atu mutu nebra oxenuşeni. Çku biguramt. Mteli-xolok ar dulya bikomt. Haya ren çquni oguruşi k̆olek̆t̆ivi. Oput̆esti umutelepek k̆olekt̆ivişi mancenala oteşkilaman.

--Mancenala mu tkvala ren?

Oput̆eş k̆oçişi oxori, let̆a mteli mali ren mancenala. Muk mance ren. K̆olek̆t̆ivişi mancenala, mk̆ule –k̆olmani itkven. “Mç̆ita Lazistani” Lazepeşi k̆olmani ren. Sarpisti mandarinaşi k̆olmani koren.

--Çkva so ren k̆olmani?

Hukumetik didi mancenalape oteşkilams--Sovetyari mancenalape, vana mk̆ule otkute –sovmanepe.

[…]

Ʒxeni:

K̆olmanis ʒxenepe bak̆is skidunan. Bak̆i paği ren, pencerepe didi uğun. Bak̆is ʒxeni ini var aven. Ʒxenepes maʒxenepe oǯk̆en. Maʒxenek tipi, lazut̆i meçams, ǯk̆ari gyubams do ʒxenepe pağums. Bak̆iti maʒxenek kosums. Tkvani oput̆es muç̆oşi ren? Oǯk̆edit muç̆o skidun ʒxeni tkvani mancenalas. Oxoǯonit, k̆olmaniş gale na ren oput̆arik muç̆oşi oǯk̆en ʒxeni muşis.

[…]

Fabrik̆a:

Fabrik̆as gamulun k̆olmani do oput̆epeşeni mali, ebza, kotani do t̆rakt̆ori. Fabrik̆aşi madulyepe nulunan oput̆eşa do nuşvelaman maxaçk̆alepes mutepeşi dulyas. K̆olmani do Sovmanepes mu gamulun noğa do fabrik̆apeşeni? Alik k̆itxu Ayşes:

--Ǯoxle mişi xes t̆es fabrik̆ape? Haǯiti fabrik̆apeşi mance mi noren?

Ayşek coğabi komeçu do muşi siras Alis k̆itxu:

--Ǯoxle mişi xes t̆u let̆a do haǯi mişi xes ren?

Alikti dotku. Ayşe do Alis uçkinan ki, ink̆ilabi t̆u, madulye do maxaçk̆alepek uncubales zengini do ağapes mteli let̆a do fabrik̆ape. Tkva haya giçkinani? Fabrik̆as içalişaman şkit [7] vana aş [6] saati. Vit̆oovro [18] ǯaneriş ǯale n arenan ağnemordalepes uğunan xut [5] vana otxo [4] saatoni oçalişuşi dğa do ǯanas ar tuteri moşvacinu.

[…]

Lenini Beralas:

Vladimiri İliaşi bere Ulyanovi- Lenini dibadu noğa Simbirsk̆is. 10 [vit] ǯaneri t̆uşi, çut̆a Vladimiri kamaxtu doguronis. Muk k̆ayi iguramt̆u, t̆u dido noseri do anaç̆i bere. Manebrape muşis Leninik dido nuşvelt̆u k̆ata dulyas. Hemus k̆ayi aǯonet̆u nebra dulya oxenu.

Lenini-Gyancğoneri:

Leninis umçane cuma uyonut̆u. Muk madulye do maxaçk̆alepeş moşletinobaşeni içalişamt̆u. Ham dulyaş gurişeni çarişi hukumetik Leninişi cuma oğurinu. Hamuşk̆ule Leninik dido isimademt̆u mçalişu miletişi moşletinuşeni. Hemus kuçkit̆u ki, xvala ok̆ok̆ateri mencelite ixenen dulya do hamuşeni doteşkilu Bolşevik̆epeşi p̆art̆ia. Madulyepek mutepeşi p̆art̆iaşi gyancğoneri Lenini doǯopxes. 

[…]

Ǯoxleni Oskedinu:

Dido çetini t̆u ǯoxleni oskedinu. Ser- ndğaleri madulyek içalişamt̆u, ama para hemus meçamt̆es şuri na var yextamt̆u k̆onari. Fabrik̆aşi mance izenginet̆u. Hemus mteli şei uğut̆u. Heyak skidut̆u didi oxoris. Çkar mutu var ikomt̆u. Madulyepe mşkorineri ğurut̆es. Skidut̆es mǯk̆upi paʒxapes. Madulyepeşi berepe udolokunu, umodvalu gulut̆es. Ugurapu doskidut̆es. Çxoro, vit ǯaneri bere fabrik̆aşa nulut̆u. Hek vit-vit̆ojur [10- 12] saatis içalişamt̆u. Oput̆es k̆ayi let̆a na t̆u ağa do xampas uğut̆es. Fuk̆ara oput̆aris okti ʒara let̆a doskidut̆u. Umuteli, ağa do xampaşa nulut̆u oxveǯinuşa.

--Let̆a komomçi, ʒxeni do k̆otani domoxrapiya do, -oxveǯamt̆u zenginis.

--Xa- xa-xa!- ižiʒamt̆u ağak,-kezdi, ama monoçaneşi gverdi çkimi t̆as!

Haşo oçalişapamt̆es ağa do xampapek.

Diʒxironi Bjaçxa:

Nandaru madulyepes. Fabrik̆apes kogyoç̆k̆es dulyaş met̆k̆oçus.

--Mu p̆at?!- ucoxumt̆es madulyepek.

Çarişi hukumetik muşi k̆oçepe madulyepeşi doloxe komeşoçku moğerdinuşeni.

--Çarişa bidat! Hemus dobuǯumert. Çari k̆ayi gurişi ren, memişvelanoren!- Haşo zop̆ont̆es Çarişi agent̆epek.

--Çarişa mo nulurt!-zop̆ont̆es Bolşevik̆epek,-Çaris irişe dido let̆a uğun, heya en didi mçalişpeşi duşmani ren!

Ama var nusimines madulyepek do oxveǯinuşeni Çarişa ides. Noxoles K̆onağişa. K̆onağiş ǯoxle dido ask̆eri dgin. Tufeği k̆oçepes meğireri ren. Ar, jur, dido fara ot̆k̆oçes ask̆erepek. Dido k̆oçi doiles, dido doyarales. Haya t̆u ǯanağaniş tutaşi 9 dğas [1905].

Bolşevik̆epe:

Leninişi nenas na nusiminespe kok̆uik̆ates p̆art̆ias, Bolşevik̆epeşi P̆art̆ias. Bolşevik̆epe mteli t̆es k̆ayi na oxoǯonaman, ǯoxle-mxtimu madulyepe. Mutepeşi doloxe Leninik içalişamt̆u. Oǯiramt̆u mazahmet̆epes mutepeşi moşletinuşi gza. Tamo- tamo dido madulyepek koxoǯones ki, Bolşevik̆epe isa gzas dginan do kogyoç̆k̆es mutepeşi p̆art̆iaşa elak̆atus. Ǯana- moǯanas irdet̆u Bolşevik̆epaşi P̆art̆ia. Leninişi do muşi Bolşevik̆epeşi P̆art̆iaşi goǯoncğonute, madulyepek gyocgines do Ok̆tyabrişi ink̆ilabi. Haǯi, Leninişi gamandvalute çku p̆k̆odumt socializmi. Hakti, çku na goǯomincğonaman ren Bolşevik̆epeş K̆omunist̆işi P̆art̆ia.

Çkuni Ok̆odu:

Sovetyari Hukumetik k̆odums fabrik̆ape, oteşkilams didi sovmanepe. Fabrik̆aşe mendulun onapeşa kotani, otasuşi maşina, didi t̆rak̆t̆orepe. K̆ap̆ineri ğalepes k̆oduman elek̆trik̆işi stansionepe. İri k̆ele fuk̆ara do oşkanurapek oteşkilaman k̆olekt̆ivepe. Çkuni ǯalonas ik̆oden soʒializmi. Çkuni ok̆odu p̆lanite nulun. Hukumetik ikoms ok̆oduşi xut ǯaneri p̆lani do ham p̆lanite içalişaman. Haya p̆lanis çku buǯumert- xutǯanura.--Xutǯanura- otxo ǯanas!- dotkves madulyapek do maartani xut ǯaneri p̆lani doves otxo ǯanas.

Nuriyeşi P̆aşura:

Goǯos mtviri dido domtu. Ʒara- Şubaras, oput̆e çkunis, hak̆o mtviri t̆u ki, oxoris var gamamalat̆es. Pucepes tipi soti var ažiret̆es. Oxoristi çku mutu var miğut̆es. Dizaifes zavali pucepe, xorʒk̆ut̆es. Çkunde xolos k̆olmani t̆u. “Leniniş Gza”. Hek pucepe mgvaneri t̆es, t̆ubu bak̆is skidut̆es, bja k̆ayi- k̆ayi meçamt̆es. Mot haşo t̆u? Mot haşo t̆u, giçkini? K̆olmanurepes tipi taseri uğut̆es. Yextuşi doç̆k̆ores, doxomines do inuvaşa şeinaxes. Haǯi xomula tipi pucepes çaman, raxati renan. K̆olmaniş gale na renk haşo var ikoms. Varti axenen. Xvala k̆olmanis heya ixenen.  K̆olmaniş gale na rens mot var axenen? Hemuşeni ki, let̆a dido var uğun, xvala ren, var naç̆işen. K̆olmanis let̆a ok̆ok̆ateri ren. P̆laniten içalişaman.Ǯoxle doxedunan, ok̆oitkvenan mu unon, mu dvaç̆iren. Ok̆ule muşi p̆lani ikoman. Hak̆onari tipi ptasumt, hak̆onari tutuni, mandarina, çai borgamt, lazut̆i pxaçk̆umt, k̆romi, lu do çkva zamzavati. Haşo içalişaman k̆olmanis.

K̆olmanişi Bak̆is:

Çku k̆olmanişa bidit oǯk̆omiluşeni. K̆olmani didi t̆u. Hemus çku kobžirit k̆ayi cinsişi kotumepe, inuvaşi getasulepe, k̆lubi, doguroni. Ma k̆ayi domaǯonu pucişi bak̆i- didi, t̆ubu do paği. Bak̆is k̆ata pucis dodginuşi sva muşi uğun. K̆ata pucişe xolos ç̆ut̆a piʒari noç̆k̆adun. Hemus pucişi coxo, nak̆o ǯaneri ren do nak̆o iǯonen ç̆areri ren. Haya mtel k̆olmanişi pucepe renan. Ok̆ule k̆at̆a k̆olmanuris ar-jur puci muşi uyonun. K̆at̆a k̆olmanurişi oxorişe xolos ç̆ut̆a bak̆i xeneri ren. Hek muşi ar ʒxeni do pucepe skidunan. Ama k̆olmanurişiti bak̆i çku oput̆es na miğunansteri va ren. Heya paği ren, k̆ayi ç̆k̆aderi, penceroni. Haşo skidunan k̆olmanepes. Ma dido k̆ayi maǯonu k̆olmanişi oskidinu do oçalişu. Oxorişa mendaptişi, mtel na bžirepeşeni nana do babas dobuǯvi. Baba!-ptkvi ma, çkuti dop̆at ar kolmani. –K̆ayi iven, k̆ayi!- tku babak. Çkuti dobikom k̆omani do si na žiristeri haşo t̆as!

“Mç̆ita Lazistani”:

Fuk̆ara Lazepes let̆a var uğut̆es. Magverdaloba ikomt̆es do hamute skidut̆es. Abazastanişi hukumetik haya uçkit̆u do nuşvelu fuk̆arepes. Skurç̆aşi Limanis, ar didi sva komeçu mutepes. Hem let̆as doteşkiles k̆olmani do coxo kogyodves “Mç̆ita Lazistani”. --Muç̆oşi skidunan Mç̆ita Lazistani”-s? K̆ayi skidunan. Hentepes uğunan ar k̆ele mtelişi, ok̆olamtineri let̆a do mali, majurani k̆ele k̆at̆a k̆olmanuris uğun muşi, doxmeli mancenala. Mtelişi, ok̆olamtineri ren: Let̆a, mağaza, maşina do kotanepe; ok̆ule mçalişu cogi, xoci, camuşepe do bjaşi cogi- pucepe. Doxmeli mancenalas, k̆ata k̆olmanuris uğun: Gverdi hek̆tarişakis let̆a, oxori, bak̆i, bağu do uyonun: na gexedun ʒxeni, jur- sum puci, kotume do çkva hemus na unonsteri.

Çkuni Oçalişu:

Çku “Mç̆ita Lazistan”-is muç̆o biçalişamt , dogiǯvati?! Mtelişi, lamti onapes nebra dulya bikomt, ama brigadate. K̆ata brigadas meçkineri sva uğun, hem svas içalişams. K̆olmanis oçalişuşi p̆lani uğun. K̆ata brigadak p̆lanişi ar xesa ikoms. K̆ata ndğas brigadas oxenoni uğun. Oxenonis paxa gyodumelan. Parate var, ndğalurite paxa gyodumelan. Mis ndğaluri dido uğun, hemus mkveri, mali do mteli şei dido meçaman. K̆olmanis hasteri k̆anoni ren: Mik dido içalişams- dido mogams, mik var içalişams- mutu var mogams.

“Mtuti” Op̆ç̆opit:

Lumcis doguronişa bidit. Ǯoxle bistert̆it, ok̆ule ok̆obxedit do magurapaleşi p̆aşura mebiucit:

--Ǯoxle xampak fuk̆arapes oçalişapamt̆u, zet̆u, haǯi haşo va ren. Fuk̆arepe mteli k̆olmanişa nulunan, nebra dulya ikoman do nuşvelaman artik̆artis.  Xampas haya va unon do hamuşeni muk p̆anda p̆at̆inoba oğodams k̆olanis do k̆olmanurepes. Ar fara mu domoğodes, giçkinani,  berepe? K̆olmanis komeçes k̆ayi ramk̆aşi k̆avranepe. Hastei k̆avranepes but̆k̆uci k̆ayi skidun, topuriti k̆ayi ikoms. Dido axeles k̆olmanurepes. Ama majurani ndğas, ç̆umandeli, k̆avranepunaşa biditşi, sum k̆avrani t̆axeri kobžirit. Mik vu? Mebixesapit, mebixesapit do –Mtuti komoxtu do dot̆axu, haşo ptkvit.  Seri ma do a çkva manebra çkimi Osmanik̆ala oçumaluşa bidit. Dido dopxedit, ama mutu va t̆u. Majurani ndğas a çkva bidit, dopxedit. Serişi gverdis mutxa sersi bognit. Haǯi otxo tolite boǯk̆ert. Mʒika oraşk̆ule, çkunde ǯoxle ar mtuti k̆onari keçkindu. K̆avranişa noxolun. Çkuti meboxolit majurani k̆ele do mendaboǯk̆editşi, Xasani- Gunže arguni xes dokaçeri kobžirit. Oput̆e çkunis muk xampa t̆u. K̆ap̆ineri kagamaptit do- Hak mu dulya giğun?- dop̆k̆itxit. Xasani-Gunžes dido aşkurinu do, çkar nena var eşiğu.  K̆olmanişa mendebuyonit do iri-xolos dobucoxit. –Mu k̆ai mtuti renya- ižiʒamt̆es k̆olmanurepek. 

Çkuni Meşvelu:

Dersis, mamgurapalek Sovetis goşoʒxunuşeni berepes koxoǯonapuşk̆ule tku:

--Haǯi tkva giçkinan Soveti mu noren. Giçkinan ki, xvala mazahmet̆epes goşoʒxunuşi hak̆k̆i uğunan. Na oçalişamanpe Sovetişa var mevaşkumert. Xampa, xoca, zengini mçalişupeşi duşmani renan do hamuşeni goşoʒxunuşi hak̆k̆i var uğunan. Ham dğalepes Sovetis goşoʒxunu ivasen do çku mute mebuşvelaten? Berepes k̆itxu mamgurapalek.

--Goşoʒxunuşi hak̆k̆i na uğunanpeşa ognapale biğat!

--Nana do babas Soveti mu noren do goşoʒxunuşa oxtimu mot unon koxoboǯonapat!

Haşo oxenoni meçamt̆es do meçamt̆es mamgurepek.

[…]

8 Mart̆i:

İnk̆ilabişiş ǯoxle çetini t̆u mazahmet̆epeşi oskedinu. Edo irişe dido ezieti nǯoru mazahmet̆e oxorcak.  Fabrik̆as, let̆as muk içalişamt̆u, komolik na içalişam k̆onari, ama para hemus ç̆ut̆a meçamt̆es. Hemuş gale oxoristi unt̆u: Onaxu, oç̆u, gyariş oxenu, berepes oǯk̆omilu. Mitik guri var geçamt̆u oxorcaşi xalis. Xvala madulye do maxaçkalepeşi Hukumetik komendaǯk̆edu oxorcalepes. Oxorcaş moşletinuşeni ndğalepes noğapes do k̆olmanepes oteşkilaman berepeşi bağape, ogyarona do onaxonape. Hemute moişletinen oxorca do hemus aguren, açalişen dayrapes do k̆ult̆uraşi dulyas. Mteli dunyas 8 [maovrani] Mart̆is mazahmet̆epe gamulunan sok̆ağepeşa do goruman moşletinu mçalişu oxorcaşeni. Sovetyari Cumhuriyetepes 8 Mart̆i didi bayrami ikoman. Gonǯk̆uman ağani berepeş oxori do bağape, ogyarona do k̆lubepe.

[Naqonasunon…]




 

[Kaynak kitap: İskender Ǯitaşi, Çkuni Ç̆ara [Albonişi Supara], Abazastani Ö. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1932, (1932 Latin Alfabesinden 1984 Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 2006]

 

aksamaz@gmail.com

 

 

https://sonhaber.ch/lazca-ders-kitaplarinda-sinif-mucadelesi-metinleri-1-lazca-turkce/

 

 

 

 

 

+