3 Temmuz 2025 Perşembe

Lazca- Türkçe Fabllar- 6/ CESUR TAVŞAN- GURONİ MƷKVİT̆URA

 

 

 


 

Lazca- Türkçe Fabllar- 6/ CESUR TAVŞAN- GURONİ MƷKVİT̆URA

 

Tavşan, ormanda doğmuş. Her şeyden korkuyormuş. Nerede bir dal kırılsa, nerede bir kuş uçsa, nerede ağaçtan bir parça kar düşse, Tavşanın yüreği ağzına geliyormuş. Bir gün korkmuş. İki gün korkmuş. Bir hafta korkmuş. Bir yıl korkmuş. Büyüyünce o korkusu artık geçmiş:

--Ben hiçbir şeyden korkmam!

Bu sözleri bütün ormanda yankılanmış:

-- Ne olursa olsun, ben hiç korkmam!

-- Şaşkın Tavşan, Kurttan da korkmuyor musun?!

-- Kurttan da korkmuyorum. Ne Tilkiden, ne Ayıdan, hiç kimseden korkmuyorum!

Sonra bağırmış:

--Neden fazla konuşayım ki?! Hele, Kurt elime bir düşsün, bir lokmada yerim!

[Hele, ne gülünç bir Tavşan! Ne kadar da akılsız!]

Diğer Tavşanlar, “Kurt, Kurt” diye bağrışıp eğleniyorlarmış.

Kurt birden ortaya çıkmış.  Meğerse o sırada ormanda geziniyormuş.

Karnı açıkmış:

--Ah, bir Tavşan olsa da yesem!

Tavşanlar, yakın bir yerlerde eğleniyorlarmış. Kurt, Tavşanların kendi adını da andıklarını duymuş. Durmuş. Dinlemiş. Şöyle bir havayı koklamış. Tavşanlar oynaşıyorlarmış. Yavaş yavaş yaklaşmış.  Kurt, kendisiyle alay ettiklerini iyice anlamış. En çok da şaşkın, uzun kulaklı, kısa kuyruklu Tavşan, kendisiyle alay ediyormuş.  

Kurt içinden şöyle geçirmiş:

--E, kardeş, bekle hele, seni yiyeceğim!

 Kurt, önce kendisiyle çok övünen o Tavşanı yakalamak istiyormuş.

Tavşanlar henüz hiç hiçbir şeyin farkında değillermiş. Şakalaşıp eğleniyorlarmış. Çok da neşelilermiş. Eğlenceleri bitince o Kibirli Tavşan bir ağacın dibine zıplamış. Arka ayaklarının üzerine oturmuş.  Diğer Tavşanlara şöyle demiş:

-- Dinleyin, korkaklar! Hem dinleyin hem de iyi bakın! Şimdi size bir şey göstereceğim… Ben… Ben…

İşte tam da o anda Tavşan, Kurdu görmüş. Kibirli Tavşanın dili damağı kurumuş…

Diğer Tavşanlar hâlâ Kurdun farkına varamamış.

Kibirli Tavşan korkudan nefes bile alamıyormuş.

İşte ondan sonra hiç duyulmadık bir şey olmuş. Kibirli Tavşan, bir hamleyle yükseklere zıplamış. Sonra korkuyla Kurdun alnının çatısına düşüvermiş. Oradan da Kurdun sırtına yuvarlanmış. Havada bir de takla atmış. Sonra öyle bir fırlamış ki, derisinin sıyrıldığını sanmış.

Tavşan çok koşmuş. Güçten düşene kadar koşmuş. Kurdun hâlâ kendisini kovaladığını sanıyormuş:

--Vay, şimdi beni dişleriyle kapacak!

Sesi de kısılmış. Gözlerini kapatmış. Yabani otların içine düşüp yuvarlanmış. Orada da öylece kalmış.

Kurt, kendisine çarpanın Tavşan olduğunu hiç anlamamış. Avcıların kendisine kurşun attığını sanıyormuş. Kurt ta korkuyla hâlâ başka bir yöne doğru koşuyormuş. Bir yandan koşuyor diğer yandan da kendi kendine söyleniyormuş:

--Aman, ormanda başka Tavşan mı yok?! Zaten o Tavşan kudurmuş gibiydi!

Kurt hâlâ koşuyormuş…



https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/05/lazca-turkce-fabllar-1-civciv.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-2-bildircin-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-3-baykus-ile-adam.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-4-kedi-ile-kopek.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-5-kirpi-buzgi.html

 

GURONİ MƷKVİT̆URA

 

Mʒkvit̆ura germas dibadu do mtelişe aşkurinet̆u. T̆k̆vaʒun soti t̆ot̆i, yeputxun k̆inçi, ncas

mtviri na melas, Mʒkvit̆uras şkurnate gurik ubangals. Ar dğas aşkurinet̆u Mʒkvit̆uras, jur dğas

aşkurinet̆u, ar dolonis aşkurinet̆u, ar ǯanas aşkurinet̆u. Edo ok̆ule didi divuşi, emedeni şkurna mek̆ulu.

-- Mutuşe var maşkurinen! -Haşo dotku mteli germas sersi kogondginu.

-- Çkar var maşkurinen, mutxa ginon t̆as!

-- Ç̆e toli gula, Mgerişeti var gaşkurineni?

-- Mgerişeti var maşkurinen, varti Melişe, varti Mtutişe, mitişe var maşkurinenya!

-- Dido mot bisinapa! -Uramt̆u Mʒkvit̆urak. Mgeri keǯamilas na, aşvacis obimxors.

[Hele, mu ožiʒinoni Mʒkvit̆ura! Mu nosi- tutxu ren!]

Mgerişeni uraman Mʒkvit̆urapek, Mgeriti emedeni keçkindu. Gulut̆u muk, goxtu mteli germas muşi Mgeris dulyaşeni, amşkorinu do guris komek̆ulu ki:

Ar soti Mʒkvit̆ura op̆ç̆k̆omat̆ik̆o. Niucams ki, sontxa xolos Mʒkvit̆urapek uraman do heya brest̆i Mgeri şinaman! Kododgitu Mgeri, kodişuru do tamo-tamo mexolapus kogyoç̆k̆u. Konaxolu Mgerik naisternan Mʒkvit̆urapes. Niucams muç̆oşi hentepek hemus nožiʒaman, edo mtelişe dido toli- gula, uci gunže, k̆udeli mk̆ule, ti muşi naomskvams Mʒkvit̆urak nožiʒams.

“E, cuma, diyondi, si gç̆k̆omare”, bresti Mgerik isimadams do “Namu Mʒkvit̆urak muşi guroni ovapumu omskvanamsya” oǯk̆omilus kogyoç̆k̆u. Mutu var žiraman Mʒkvit̆urapek do daha dido ixelaman. Hemute diçodu ki, ti-mamskvanu Mʒkvit̆ura kap̆is yeʒxont̆u, uk̆açxeneri k̆uçxete kodoxedu do otkus kogyoç̆k̆u:

-- Niucit tkva, maşkurinalepe! Niucit do ma moǯk̆edit. Ehe haǯi goǯiraten ar şei… Ma… Ma…

Hem oras ti-mamskvanuşi nena mitam konaç̆abu. Mʒkvit̆urak Mgeri kožirudoren. Çkvapek var žiramt̆es, ama muk žiromt̆u do şuri var aşvanet̆u. Ok̆ule navar ignapen şei divu.

Ti-mamskvanu Mʒkvit̆urak jin keʒxont̆u do şkurnate Mgerişi mçire k̆vas komelu. Muk

bultisteri mgerişi k̆ap̆ulas kogongrinu, arçkva havas geiktu do ok̆ule heşo oxut̆k̆vaʒu ki, muşi t̆k̆ebis gamaxtimu na unt̆usteri, haşo aǯonet̆u. Dido darçu Mʒkvit̆ura, mencelis meluşakis t̆arik̆amt̆u. Hemus heşo aǯonet̆u ki, Mgeri hemus notxozun do ehe haǯi k̆ibirepete gyak̆nasen.

Uk̆açxendo, dilamsu guri meç̆usi Mʒkvit̆ura, toli kok̆odu do mt̆k̆as, tude keǯicinu.

Hem oras Mgeri majura k̆elesa unk̆ap̆ut̆u.

Mʒkvit̆ura hemus komeluşk̆ule, hemus daǯonu ki, mitxak k̆urşumi ot̆k̆oçu.

Mgeriti imt̆u. “Çkva Mʒkvit̆ura germas dido ren, ižiren heyati mutxa lasaronisteri t̆uya” do

unk̆ap̆un.

 


[Kaynak kitap: Ǯitaşi İskenderi, M. Vanişi, S. Koseşi, “Oitxuşeni Supara/ Majurani fila” , Abazistanişi Devletiş gamamşkumale, Sohum, 1937, Gürcistan SSC., SSCB (1937 Latin Alfabesinden 1984 Latin Alfabesine çevriyazı ve Lazcadan Türkçeye tercüme: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1997)]

aksamaz@gmail.com

 

https://www.circassiancenter.com/tr/lazca-turkce-fabllar-6-cesur-tavsan-guroni-m%ca%92kvit%cc%86ura/

30 Haziran 2025 Pazartesi

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 3: “Ticaret yapmak için Cvari’ye gittik!”

 

 



 

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 3: “Ticaret yapmak için Cvari’ye gittik!”

 

İki yıl önce Osman Davitoğlu, Hasan Davitoğlu, Hakkı Osmanoğlu ve ben, Hüseyin  Reşidoğlu [ახალ სანაკი ]/ Akhal- Senaki’ye gittik. [ბათუმი]/ Batum’dan trene binip Akhal- Senaki’ye gittik. Orada büyük bir otel var. O otelde kaldık. Ertesi gün sabah, oradan otobüs için bilet satın alıp [ზუგდიდი]/ Zugdidi’ye gittik.  Zugdidi’de bir gece kaldık. Oradan da sabah kalkıp paytona bindik. Böylece Cvari’ye ulaştık.

 

Cvari’de biri vardı… Esas adını biliyordum, şimdi unuttum. [Диакон / დჲაკონი]/ Dyakoni dedikleri biri vardı. Güzel bir adı vardı ama şimdi hatırlayamıyorum… Dyakoni’nin evinde kaldık. Bizi misafir ettiler. Hizmette hiç kusur etmediler; yemeğimizi yedirdiler, yatağımızı serdiler. Sordular:

 

--Siz buraya neden geldiniz? Burada ne işiniz var?

 

Şöyle dedik:

 

--Biz buraya ticaret yapmak için geldik. Keçi satın alacağız! Buradan ticaret yapmanın kârlı olduğunu söylediler. O sebeple geldik.

 

Aslında oraları hiç bilmiyorduk. Sabahleyin kalktıktan sonra bizi misafir edenlere şöyle dedik:

--Biz buranın köylerini bilmiyoruz. Kimseyi de tanımıyoruz. Yanımıza birilerini katın da bizi köylere gönderin. Onlarla beraber gidelim.

 

Biz oraya ticaret yapmak için giden dört kişiydik. İki gruba ayrıldık. Dyakoni, rehberlik yapması için ikimizin yanına kendi çocuğunu verdi.  Diğer ikimize ise kendisi rehberlik etti. Böylece iki grup hâlinde ötedeki, berideki köylere gittik.

 

Keçi satın almak için gittiğimiz köylerde bize şöyle dediler:

--Satılık keçi yılın bu zamanlarında bulunmaz. Biraz daha önceki bir zamanda gelseydiniz, satılık keçi bulabilirdiniz.

 

İki gün boyunca Dyakoni’nin evinde kaldık. Üçüncü gün [დელიჯანი]/at arabasıyla geri döndük.  Zugdidi’ye kadar at arabasıyla geldik. Zugdidi’den Akhal- Senaki’ye kadar yine bir başka at arabası tuttuk.  Oradan trene binip Batum’a geldik. Hava çok yağmurluydu. Sonra da  evimize geldik.

Evde sordular:

--Neden keçi satın almadınız?

--Pahalıydı! Oralarda yoktu!

Komşular gülüştü:

--Siz keçi nasıl satın alacaktınız ki?! Keçi satın alacak adam sizin gibi olmaz. Siz kalem efendisisiniz.  Efendi efendi dolaşıp geri gelmişsiniz!

 

Bizle böyle eğlendiler.

 

 [Devam edecek…]

 



https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-1-once.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-2-kendimden.html


 

“Cvarişa Bigzalit!”

 

Jur ǯana ǯoxle çkun bidit – Osman Davit- oğli, Xasan Davit-oğli, Hak̆i Osman- oğli do ma, Xusein Reşid-oğli- Axal- Sanak̆işa. Maşinas gepxedit Batumis, Axal- Sanak̆işa bigzalit maşinate. Hek ar didi oteli ren. Hek bincirit. Hekolen-- ç̆umani divu, opt̆omobilis biletepe yep̆ç̆opit,  Zugdidişa bigzalit. Ar seris heko kodobdgitit, Zugdidis. Hek-ti ç̆umani ebiselit do payt̆onis gepxedit do Cvarişa bigzalit.

 

Cvaris ar ondi t̆u… Dyak̆oni uǯumelan, coxo miçkit̆u, gomoç̆k̆ondu… K̆ai coxo uğut̆u, gomoç̆k̆ondu. Hemuşi(!) oxois kodobdgitit. K̆ai mixezmet̆es; oç̆k̆omale, oncire kodomirçes. Miǯves ki, “Tkva muşeni moxtit? Mu dulya giğut̆es hak?” Çkunti buǯvit ki, “Txaşen moptit! Txa yep̆ç̆opate! Hakoni dulya k̆ai iven- ya, miǯves do yep̆ç̆opaten!” Ç̆umani ebiselit-şi, “Çkun kyoepe va miçkinan- ya, -buǯvit, - e-do elmak̆atit, myonit!” Arkadaşepeşen jur baraber bidat – Bere muşi elemik̆ates, juristi muk elak̆atu. Hentepe juri heşo ides, çkun juri haşo bidit kyopeşa.

 

“Gamaçamoni txa haǯi var ižiren”- ya, miǯves kyopes. “Mʒika ǯoxle moxtat̆k̆o-ya, kižiret̆u”- ya.  Ju’ndğas hek bort̆it, hemuşi oxoris. Masumani dğas geri gobiktit delicanite, Zugdidi-şakis delecanite moptit. Zugdidis xolo dobokaçit başka delecani Axali Sanak̆işa. Heko maşinas kodopxedit,  komoptit Batumişa. Mç̆ima t̆u. Uk̆ule komoptit oxorişa, Oxoris p̆k̆itxes ki, “Txa muşeni var mo’onit?” Çkunti buǯvit- ki, “Paxali t̆u. Va rt̆u heko!” K̆onk̆şepek memožiʒes: “Tkvan txa muç̆o egaç̆opet̆es” – ya, miǯves. “Txa na eç̆opums k̆oçi tkvani steri’ k̆oçi va iven”- ya, miǯves. “Tkvan efendi k̆oçepe ret! Efendi’steri goxtit!”… do memožiʒes.

[Naqonasunon…]

 

 

[Kaynak kitap: Arnold Çikobava, (27./ Kaynak kişi: Xusein Reşid- oğli), “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆ Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos Piliali, Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)] 

aksamaz@gmail.com

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1293695&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&L%C3%82ZCA-T%C3%9CRK%C3%87E-S%C3%96ZL%C3%9C-TAR%C4%B0H--3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

24 Haziran 2025 Salı

Lazca- Türkçe Fabllar-5/ KİRPİ- BUŽGİ

 

 

 


Lazca- Türkçe Fabllar-5/ KİRPİ- BUŽGİ

 

Dana, Kirpiyi görmüş:

-- Seni yiyeceğim!

Dananın, kendisini yiyemeyeceğini Kirpi meğerse hiç bilmiyormuş. Çok korkmuş. Hemen yumak gibi olmuş.

[Hele bir dene...]

Akılsız Dana, kuyruğunu dikmiş. Kirpiyi kapmaya çalışmış. Vurmak da istiyormuş. Ön ayaklarını açmış. Kirpiyi yalamaya başlamış. Yalamış, yalamış…

-- Oy, oy, oy!

Dananın dili çok acımış. Böğürmeye başlamış. Sonra da yakınlardaki İneğe koşup şöyle demiş:

 -- Kirpi, dilimi ısırdı!

İnek, başını şöyle bir kaldırıp bakmış. Yine otlamaya devam etmiş.

Kirpi, yuvarlanarak hemen mağarasına gitmiş. Eşine şöyle demiş:

-- Ben bugün çok büyük bir hayvanı yendim. Belki de Arslandı!

O günden sonra Kirpinin ne kadar cesur olduğu kulaktan kulağa dört bir yana yayılmış.


 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/05/lazca-turkce-fabllar-1-civciv.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-2-bildircin-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-3-baykus-ile-adam.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-4-kedi-ile-kopek.html


BUŽGİ

 

Gyenik Bužgi kožiru do zop̆ons:

-- Ma si gç̆k̆omare!

Gyenis Bužgi na var aç̆k̆omen Bužgis var uçkit̆u, aşkurinu, murgisteri divu do dopurtinu.

[Hele ʒadi...]

Uğnose Gyeni k̆udeli muşi jin keǯazdu, eǯank̆ap̆inus kogyoç̆k̆u, geçamuti unt̆u, ok̆ule ǯoxleni k̆uçxepe kogontxu do Bužgis nolosku, nolosku...

-- Oy, oy, oy!

Gyenik dimğoru do Pucişa unk̆ap̆u.

-- Bužgik nenas gemak̆ibinuya! -Gyenik Pucis uǯu.

Pucik ti eǯazdu, osimadute Gyenis oǯk̆edu do xolo cums.

Bužgik k̆ap̆ineri mağara muşişa geingrinu do uǯumers oxorca muşis:

-- Ma didi ar avis gebocgini, bekiti arslani t̆u!

Hemuş-k̆ule Bužgi guroni na renşi iri k̆ele ambayi goxtu.

 




[Kaynak kitap: Ǯitaşi İskenderi, M. Vanişi, S. Koseşi, “Oitxuşeni Supara/ Majurani fila” , Abazistanişi Devletiş gamamşkumale, Sohum, 1937, Gürcistan SSC., SSCB, (1937 Latin Alfabesinden 1984 Latin Alfabesine çevriyazı ve Lazcadan Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1997)]

 

aksamaz@gmail.com

 

https://www.circassiancenter.com/tr/lazca-turkce-fabllar-5-kirpi-buzgi/


Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 2: “Kendimden bahsetmeye devam edeyim!”

 

 

 


 

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 2:  “Kendimden bahsetmeye devam edeyim!”

 

 

Daha önce de söylediğim gibi, ben çok küçük yaşta öksüz ve yetim kaldım! Eğer annem ve babam olsaydı, yazmayı da öğrenirdim, okumayı da öğrenirdim; iyi elbiseler giydirirlerdi, iyi yemekler yedirirlerdi, bana iyi davranırlardı. Beni Camiye okumaya da gönderirlerdi. Eğer Camiye gitmeseydim, zorla gönderirlerdi. Beni adam etmeye çalışırlardı. Sonunda da ben daha düzgün bir adam olurdum.

 

Başkalarının elinde büyüdüm. Başkalarının evinde yaşadım. Başkalarının ekmeğini yedim. Beni yedirsinler, giydirsinler diye hep başkalarının eline bakıyordum…

 

Biraz büyüdükten ve yavaş yavaş aklım başına gelmeye başladıktan sonra yanlarında büyüdüğüm ağalar şöyle dedi:

--Seni bir zanaata verelim. İstersen seni bir ayakkabı ustasının yanına, istersen bir potin ustasının yanına çırak verelim de bir zanaat öğren!

 

Madem annem ve babam yoktu o hâlde başıma buyruktum! O zaman böyle düşünüyordum.  Beni büyüten ağalara o günkü aklımla şöyle dedim:  

 

--Ben o işleri yapamam. Bana iyi bir tüfek satın alın!

 

Ayakkabı ustasına iyi bir de fişeklik yaptırdım! “Tüfeği omuzuma atıp, fişekliği belime bağlayıp o düğün senin, bu davet benim dolaşayım, imecelere gidip kızlarla gezip tozayım!” O zamanki aklımla böyle düşünüyordum. Daha sonra aklım başıma gelecekti ama ben bütün bunları o yaşlarımda bilemiyordum. Evlerinde büyüdüğüm ağalar şöyle dedi:

--Sen bir tüfek ile bir de fişeklik mi istiyorsun? Tabii satın alalım. Bakalım sonunda ne kazanacaksın?!

 

Dediğim gibi de yaptım. İstediğim gibi gezip tozdum… Bugün artık 55 yaşımdayım. Görüyorum ki yeterince iyi bir adam olamamışım… Artık Mart ayı gelince, gençken tüfeğimi attığım bu omuzuma şimdi baltamı atıyorum! Tarlamdaki ayrık otlarını yoluyorum, yakıp temizliyorum. Ekim zamanı Nisan ayı gelince de, yine kazmamı omuzuma atıp tarlayı kazıyorum. Daha sonra çapalama zamanı geliyor. Sonra bir kat daha çapalıyorum. Mısır ekip biçiyorum işte.

 

Çapalama işi bitince eğrelti otlarını biçmeye başlıyorum. Eğrelti otlarını ahırdaki ineklerin altına seriyorum ki gübre yapsınlar da sonra bahçeye yayayım! Eğrelti otu işi bitince yine ot biçmeye başlıyorum. İneklerin yiyeceği otları biçiyorum. Ot biçme işi bitince tarladan mısırları toplamaya başlıyoruz. Mısırları kırıyoruz. Kırdıktan sonra taşımaya başlıyoruz. Mısırları serenderin altına yığıyoruz. Daha sonra mısır imecesi yapıyoruz, gece imecesi. Aslında bazen imece yapıyoruz, bazen mısırları kendimiz ayıklıyoruz! Mısırları ayıkladıktan sonra serendere yığıyoruz. Daha sonra mısır saplarını demetleyip ağacın altına yığıyoruz. Sonra dağdan odun kesmeye gidiyoruz. Odun kesme işi bitince odunları sırtımızda ta dağdan eve kadar getiriyoruz.

 

Bütün bu çalışmaya insan dayanır mı? Bunca işe el mi dayanır? Elim nasır içinde. Öğretmeniniz bize misafir gelmişti. İlaç yapıp elime bağladı. Bu yaşımda işte bütün bu işleri yapıyorum… Biz bu hâlde yaşıyoruz işte! Okuyun çocuklarım! Öğretmeninizin sizlere öğrettiklerini iyi dinleyin! Size her ne öğretiyorsa iyice öğrenin! Okuma ve yazma bilen insan ekmeğini daha rahat kazanır. Maaşınızı her ay tıkır tıkır alırsınız. Ekmeğiniz hazır olur.  Katığınızı ayağınıza getirirler. Yağmurda dışarılarda çalışmaz, ıslanmazsınız. Güneşte dışarılarda çalışmaz,  kavrulmazsınız. Soğuk havalarda sıcacık odanızda oturursunuz. Hükümetin işleyişi nasılsa, ona göre öyle rahat rahat okuyup yazarsınız!

 

Okuma ve yazmayı öğrenirseniz, öğrenim görürseniz,  benim gibi bu yaşta böyle elleri nasırlı, sırtı yara bere içinde dolaşmazsınız! Şimdi okuyun ki daha sonra rahat yaşayın! Günümüzde artık yaşayacak pek yer bile kalmadı!

 

Tek başına bir mısır ekmeğinin bile sofraya gelmesi ne kadar emek istiyor?! Mısır kuruyunca değirmene götüreceksin, öğüteceksin: Unu değirmenden eve taşıyacaksın. Deposuna dolduracaksın. Sonra ormandan sırtında odun getireceksin. Baltayla o odunu ince ince kıracaksın. Ateş yakacaksın. Ekmek pişirme taşını o ateşte ısıtacaksın. Unu eleyip tekneye koyacaksın. Tuz katacaksın. Sonra ılık suyla unu yoğuracaksın. Ateşten ekmek pişirme taşını indirip içine yoğurduğun hamuru dikkatle yayacaksın. Hamuru elinle düzeltip, üstünü de yapraklarla örteceksin. Sonra bunu közün üstüne yerleştireceksin! Bir saat boyunca pişecek. Ekmek pişince silkeleyip sofraya getirip koyacaksın. Sonra da yiyeceksin. Bir ekmeği bile yemek ne kadar da  meşakkatli değil mi?!  Bütün bu işlere dayanabilirseniz hiç okumayın! Ya da gece gündüz hiç durmadan okuyun!

[Devam edecek…]

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-1-once.html

 

+

[25.]

Ma Xolo Ti Çkimişen Giǯvare! Ma nana- babaşen yetimi bort̆i, yetimi dopskidi! Eger nana- baba mi’onut̆uk̆o, oç̆aru-ti biguramt̆i, ok̆itxu-ti biguramt̆i; k̆ai dolokunu-ti dolomokunamt̆es, k̆ai gyari-ti mçamt̆es, k̆ai-ti moğodamt̆es, cameşa-ti moçkumelt̆es. Eger cameşa var bidik̆o, zorite-ti mendimoçkumelt̆es e-do k̆oçi p̆ǯopxumt̆es. E-do mati k̆oçi dobivet̆u.

 

Xark̆iş oxois bort̆i, xalk̆iş gyais boǯk̆et̆i, xark̆ik miç̆as, dolomokunas- dei, boǯk̆et̆i…

 

Mʒika dobirdi-ş-k̆ule, ti çkimişa nosi moxtu-is, miǯves ki, “Si ar zanaxat̆is komekçamt, ginon çaplaciluğis, ginon potinciluğis, - ar zanaxat̆i kodiguri!”

 

Oki nana- baba var mi’onut̆u, ti çkimişi buyurci ma bort̆i- “Ma hentepe var maxenen”, - buǯvi. “Ar k̆ai t̆ofeği emiç̆opit- ma – buǯvi, “Ar k̆ai fişekluği-ti dooç̆apiti- ma çaplacis! Ey, t̆ofeği mobidva xucis, fişekluğiti kobit̆k̆a do dugunişa bida, davetişa bida, noderişa bida do bozopek̆ala eşo gopta!”- Uk̆açxe ti çkimişa mu moxtasen, hea var miçkin! P̆k̆itxes- ki ağapek oxoris: “Si t̆ufeği do fişekluği ginon-i? Moro kegiç̆opat do goxti! Edo bakalum, mu mogare?!”

 

E-do ma heşote gopti… Haǯiti jureneçdovit̆oxut (55)  ǯaneri bore. E-do ar k̆oçi var dobidoren… Mart̆i moxta-is, burç̆uli do arguni mobidumer (ǯoxle t̆ofeği mobidumert̆i!). E-do ‘onaşi kenarepe bğarum, -gomǯk̆um, dobç̆um do pağum. E-do oxaçku zamani Ap̆rili moxta-is, bergi xucis mobidumel e-do pxaçkum, lazut̆i pxaçkum. Uk̆ule k̆atişi obergu mulun, uk̆ule jur k̆at̆işi xolo bergum.

 

 

Obergu diçoda-is,  limxonaşi oç̆k̆orus kogeboç̆k̆am (ki pucepes eǯeburça-ki, lazma van! Ki gvanapaşeni livadis gebobğam!) E-do limxona diçoda-ş-k̆ule, tipişi oç̆k̆orus kogeboç̆k̆am- Pucepeşi gyari en tipi! Tipi diçoda-is, lazut̆i yezdimus, ‘onape yezdimus kogeboç̆k̆amt, lazut̆i dop̆t̆axumt, dopt̆axat̆ç̆k̆ule, ozdimus kogeboç̆k̆amt, bagenişi tude kok̆obobğamt. Uk̆ule noderi bikomt, serişi noderi (Min noderi bikomt, min çkinebura pʒxunumt!) Lazut̆i dopʒxunumt, dopʒxunat̆ç̆k̆ule bagenis kogebobğamt; uk̆ule çala ink̆ili (xeşi) dop̆k̆orumt. Uk̆ule ar caşi tude kok̆obobğamt. Hak bardi dobikomt, hem cas. Uk̆ule geboç̆k̆amt dişkaşi ok̆vatus dağis. Dişka tamami dobk̆vatat-ç̆-k̆ule, ozdus kogeboç̆k̆amt, k̆ap̆ulate.

 

Hayas k̆oçis konuxondun-i? Hak̆o dulyas xe konuxondun-i? Haǯi xe ç̆k̆ondineri miğun, domiç̆k̆ondudoren. Tkvani muelimi moxtudort̆un, çkimi oxoris musafiri rt̆u. E-do xes ç̆ami mixenu… E-do çkun haşoten pskidut. Tkvan haǯi heşo bognam-ki, ik̆itxamt, berepe çkimi. Muelimi tkvanis nusiminit, mutxani giǯvan, k̆ai isimadit, muntxani goguran, k̆ai igurit! Ok̆itxu do oç̆aru na uçkin k̆oçik, gyari hemuk imxors raxat̆i doxuneri! Ayluği k̆atta tuta eç̆opit,  xaziri gyari, ç̆veri, p̆osvari xeneri mogimelan(!) do ç̆k̆omit! Mç̆imas var goxtare, mjoras va iç̆vate, ‘ini oras t̆uʒa odas doxedate, Hukumetişi mu k̆anoni re, ik̆itxate e-do ç̆arate!

 

Ok̆itxu do oç̆aru va igurat-na, xe ç̆k̆ondineri, k̆ap̆ula gestikeri (gebriǯeri) goxtate! Gyoreisizi berepe ok̆itxus devami ivit e-do raxat̆i skidit! Haǯi soti va doskidu oskidinu-şi yeri!

 

Xvala ar mç̆k̆idişi gedvalus muk̆o dulya uğun? Lazut̆i xomba-is (doxomba-şi), hea dokurçola-şi, karmat̆eşa iğare, hea omkvinare, karmat̆eşen geri moiğare oxorişa,omkveris dolobğare, ok̆ule idare, dağişen dişka moiğare ar yuki, argunite hem dişka çitare mç̆ipe, uk̆ule daçxuri ogzare, ok̆ule gresta meladgare, ok̆ule sarğa gedvare oržos, ok̆ule mkveri onʒorus gyobğare e-do sarğas mʒorare, ok̆ule cumu moiğare do uk̆atare. Uk̆ule t̆uʒa ǯk̆aite şvelare, daçxurişen gresta geiğare do k̆eras geladgare, uk̆ule xamuri grestas gyobğare, ok̆ule xamuri xete grestas oduzanare, ok̆ule but̆k̆a gyotvare; but̆k̆a yotva-şi-k̆ule xurmali (maxvali) jin yobğare! Ar saatis iç̆vase. Diçva-ş-k̆ule mç̆k̆udi epatxare, epatxa-ş-k̆ule sufra dodgare. Mç̆k̆udi get̆axare sufras e-do ç̆k̆omare! Hentepeşa megaxondinenan-na do gaxenan-na, mo ik̆itxamt vana seri-ndğaleri mo dodgitut, ik̆itxit!

[Naqonasunon…]

 

[Kaynak kitap: Arnold Çikobava, (25./ Kaynak kişi: Xusein Reşid- oğli), “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆.  Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos Piliali, Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)] 

aksamaz@gmail.com

 

 

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1293541&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&L%C3%82ZCA-T%C3%9CRK%C3%87E-S%C3%96ZL%C3%9C-TAR%C4%B0H--2