Lazca ders kitaplarında sınıf
mücadelesi metinleri-2 [Lazca-Türkçe]
Birinci
Bölüm: https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi.html
Yarasa:
[…]
“Kızıl Lazistan Kolhozu”na
dâhil olan çiftçilere durmadan sıtma bulaşıyor.
Sıtma nasıl bulaşıyor?! Sıtmayı bulaştıran sivrisinektir; insana
musallat olur, ısırıp sıtmayı bulaştırır.
Böylece insan sıtmaya tutulmuş olur. Yarasa, akşamüstü ve geceleri
ortaya çıkar; uçup sivrisinekleri yakalar, yer. Kırlangıç da sivrisinek ve sinekleri
yer.
Hekimin dediği gibi hareket
etmek gerekir:
--Ev temizlik ister.
Tavanarasına ve duvarlara kireç sürmek gerekir.
Çanaoğlu Ömer, hekimin
bütün bu dediklerini defterine not aldı. Eve gelince de anne ve babasına okuyup,
anlatıp şöyle dedi:
--Artık biz de sağlığımızı
böyle koruyalım!
Güneş:
[…]
Güneş yükseldi. Derken
Horoz öttü. Nuri, kalkıp jimnastik yapıyor. Annesi; elbiseleri, yatağı güneşe
çıkarıyor. Güneş ışığı ilaç gibidir; bütün mikropları öldürür. Evin pencereleri
büyük olursa, güneş ışıkları içeri girip odaları temizler.
[…]
Dede, sırt sepeti
örüyor. Sırt sepetiyle elma, lahana, soğanı eve taşıyorlar. Bugün emekçilerin imecesi
var, birbirlerine gidip çalışıyorlar. “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda herkes
imeceyle çalışıp fazla eziyet çekmiyor.
[…]
Bugün mısır kırıyorlar.
Delikanlılar, genç kızlar, herkes tarlaya gitti. Tarlada çalışıyorlar. Biz
okuldaydık. Okulda dersimizi bitirdikten sonra biz de hep beraber tarlaya gidip
onlara yardım ettik.
Öğrenci
Anne:
Memnune, alfabe
kitabını annesine götürdü:
--Hele, anne, kitabımızı
oku!
Annesi okuyamıyordu, yazıyı
bilmiyordu.
Memnune sordu:
--Anne, neden
okuyamıyorsun?!
--Bizim zamanımızda kadınları okumaya
göndermiyordular ki, kızım! Hocalar, bize okumanın kadınlara için ayıp olduğunu
söylüyordu. Bizi karanlığa mahkûm ettiler. Öyle zamanlardı işte, evladım!
Memnune, annesine şöyle
dedi:
--Anne, bundan sonra
okula git! Büyükler için akşam okulları var. Oraya git, anne, orada öğren! Ben
de sana yardımcı olacağım. Akşamları ikimiz birlikte okuyalım!
--İyi olur, canım
evladım, gideceğim.
Annesi, şimdi her akşam
yeni birşeyler öğreniyor, okuyor. Memnune de ona yardımcı oluyor.
Siz de böyle yapıyor
musunuz?! Anne ve babanıza okumayı öğretin! Onlara kitabınızı okuyup fakirler
için öğrenimin neden gerekli olduğunu izah edin!
Öğrenimli
Olsunlar:
Memleketimizin esas sahibi
işçi ve çiftçilerdir. İktidar onların elindedir. Bu sebeple şimdi her emekçinin
okuma- yazmayı bilmesi gerekiyor. Lenin, sağlığında şöyle diyordu:
-- İşçi ve çiftçiler,
ülkemizin gerçek sahipleri oldukları için okumaları gerekir. Okumamış insan meseleleri kavrayıp karar
veremez. Böylece de düşman onları bir güzel kandırır. Bizim inşa faaliyetlerimizin işçi ve
çiftçilerin içinden çıkmış mühendis, tarım uzmanı ve öğretmenlere ihtiyacı var.
Bu sebeple okuma-yazmayı öğrenmek- öğretmek için memleketimizin her tarafında
bir mücadele var. Bunun için de iktidarımız; çocuklar ve yetişkinler için yeni
okullar açıyor, kültür kulüpleri ve yüksekokullar inşa ediyor. Şiarımız:
“Öğrenimli olsunlar!”.
Akşamleyin:
Saniye, babasına şöyle
seslendi:
--Baba, sen okuma-
yazmayı neden bilmiyorsun?!
--Hey gidi, kızım,
Lazca okuma- yazmayı öğrenmemiz için bize kim imkân tanıyordu ki?! Devrim öncesinde
Lazca okuma- yazma yoktu.
Devrimden önceki zamanlarda
Burjuvazi Hükümetinin küçük milletleri yok etmek istediğini, bunun için de küçük milletlere kendi dillerinde
eğitim- öğretim vermediğini babası Saniye’ye bir güzelce anlattı.
Hocalar da şöyle diyordu:
--Aman aman, Lazca
okuma- yazmayı öğrenmeyin, bu büyük günahtır!
Emekçileri işte böyle
kandırıyorlardı.
Saniye, babasına sordu:
--Neden öyle
yapıyordular ki?!
--“Okuyunca ayaklanırlar;
fabrikamızı, toprağımızı elimizden alırlar,” diye düşünüyordu zenginler. O
sebeple de emekçilere öğretim- eğitim hakkı tanımıyordular.
Devrim
Öncesi Eğitim- Öğretim:
Bugün Kadir’in annesi de
derse geldi. Öğretmen, çocuklara eğitim- öğretim faaliyetlerinden bahsediyordu.
Kadir’in annesi derste
şunları söyledi:
--Öğrenmek çok faydalıdır,
daima öğrenin, çocuklar! Günümüzde öğrenmek çok kolay! Fakat Devrim öncesi
böyle değildi.
Öğrenciler sordu:
--Nasıldı?!
Öğretmen ve öğrenciler
Kadir’in annesine yalvardılar:
--Ne olur, bize anlatın!
Devrim öncesi eğitim- öğretim faaliyetleri nasıl oluyordu?!
Kadir’in annesi razı oldu:
--Çocuk, altı yaşına gelince
annesi, çocuğu okula götürüp hocaya teslim ediyordu. Eğer zenginin çocuğuysa, annesi, hocaya şöyle
diyordu: “Peynir, sana Abaza peyniri getirim!” Fakirin çocuğuysa, annesi,
hocaya: “Canım hoca, imecen olduğunda sana yardım edeceğim, çocuğuma göz kulak
ol!” deyip çocuğunu teslim ediyordu. Hoca, zenginin çocuğuna elma, portakal,
küme, artık ne istiyorsa, onu ikram ediyordu. Fakirin çocuğuna ise durmadan sopa
atıyordu. Çocuk ağlaya ağlaya evine gidiyordu. Ertesi gün çocuk, “ben artık öğrenmeye
gitmiyorum,” deyip ağlıyordu. Zavallı annesi, çocuğu bir daha okula götürüp
hocaya yalvarıyordu: “Çocuğumu dövme!” Hoca da anneye şöyle diyordu: “Sen artık
çocuğuna hiç karışma! Bu çocuğun eti artık benim, kemiği senin! Hocanın vurduğu
yer Cehennemde yanmaz!” Hoca, masanında önünde oturuyor. Büyük de bir sopası
var, öğrencilere kadar ulaşıyor. Çocuğu karşısına geçirip günde on defa sopa
atıyor. Öğrencilerden biri, Lazca bir şey söylediğinde, hoca, ona bağırıp şöyle
diyordu: “Lazca konuşma!” Sonra da sopa atıyordu. Eğitim- öğretim eskiden böyleydi.
Dayak, yalnızca dayak!
[…]
İlkbahar
Geliyor:
İlkbahar geliyor!
Herkes toprağı kazımaya hazırlanıyor. Kolhozumuzdaki tek konuşma mevzusu ilkbaharda
tohum ekim faaliyetleri. Toprağı erkenden kazıyın! Bir tek gün bile boşa
geçmesin! Kolhoza dâhil olan çiftçiler tütün tohumu hazırlıyorlar. Ellerinde
hiç fide yok. Rasim’in ekibi fidan için toprağı kazıyor; çitle çeviriyor.
Herkes birlikte çalışıyor. [Toprağı erkenden kazı, ürünün verimli olacak!]
Biz
de Çalışıyoruz:
Piyonerler, sebze-
meyve bahçesi oluşturmaya karar verdiler. Biz komsomollar da razı olup
piyonerlerle bahçede çalışıyoruz. Okulun yakınında bize tahsis edilmiş bir arazimiz
var. Bugün kolhoz başkanlığına gidip
kazıma konusunda talepte bulunduk. Kolhoz başkanlığından “iyi olur, size yardım
edeceğiz,” dediler, - sabahleyin bir
kazıma aleti göndereceğiz. Fakat, çocuklar, bahçeniz örnek olsun!” Bugünden
sonra hergün bahçemizde çalışacağız. Lâhana, soğan ve diğer farklı sebzeleri ekip
biçeceğiz.
Annelere
Yardım Edelim:
Bugün piyonerler
istişare toplantımız vardı. Oymak önderimiz, ilkbaharda ekim faaliyetleri konusunda bizi bilgilendirdi. Kolhozumuzun
ayrıntılı bir planı var. Tütün ekmek gerekiyor, bahçe oluşturmak, bu yıl büyük de
bir bağ oluşturmak gerekiyor: İncir, erik, fındık ekiyorlar. Çalışmalarımız
için fazla insana ihtiyaç var.
Oymak önderimiz sordu:
--Çalışacak bu kadar
insanı nereden bulacağız?! Nereden bulacağımızı biliyor musunuz, çocuklar?!
Annelerimize yardım edelim, küçük çocuklarla biz ilgileneceğiz, onlarla
oynayacağız!
Piyonerler razı oldu:
--Güzel olur!
--Biz komsomolar da
piyonerlere yardım edeceğiz.
Zengin
Hasan:
Kolhozumuzda o kadar
güzel bir filelik yapılmıştı ki!
Bir gün Tevfik şöyle
dedi:
--Zararlı danaburnu haşeresi
hiçbir yerde kalmasın!
Tevfik daha sonra da fideliğe
gitti. Güzelce inceledi. Zararlı danaburnu haşeresine fidelikteki hiçbir yerde
rastlamadı. “Hele, biraz nefesleneyim,”
deyip bir ağacın gölgesine oturdu. Biraz sonra ayak sesleri duydu. Bir de baktı
ki Zengin Hasan, mandaları fideliğe doğru yönlendiriyor.
Tevfik bir köşeye
saklanıp kendi kendine sordu:
--Acaba niçin böyle geliyor?!
Zengin Hasan gidip
fidelik çitlerini tahrip etmeye başladı. Sonra da mandaları fideliğin içine
yönlendirdi.
Tevfik saklandığı
yerden fırladı. Hasan’a yaklaşıp sordu:
--Ne yapıyorsun?!
Zengin Hasan, sopa
tutan elini Tevfik’e vurmak için kaldırdı.
-- Burada ne yapıyorum?!
Tam da o sırada
başkalarının konuşma sesleri duyuldu. Zengin Hasan korktu. Sanki mandalar, çitleri
kendileri kırıp fideliğe kendi başlarına girmişler gibi bağırmaya başladı:
--Lanet olasıca mandalar, siz nereye girdiniz
öyle?!
Tevfik bu olup bitenleri
kolhoza dahîl olan bütün çiftçilere anlattı. Akşamleyin milis teşkilatına
mensup görevliler geldi. Zengin Hasan’ı yakalayıp ifadesini almak üzere
merkezlerine götürdü.
Toprağı
İlk Kazıma Günü:
Çocuklar bugün erkenden
kalkıp koşa koşa okula gitti. Kolhoza dâhil olan çiftçiler bir o yana, bir bu
yana karınca gibi koşuşturuyorlar. Kolhoz başkanlığı binası da baştan aşağıya
süslenmiş, afişler yapıştırılmış: “Tohumlama-
ekim planını gerçekleştiriyoruz!”/ “Yaşasın toprağı ilk kazıma ve Kolhozun Emek
Bayramı!
Herkes toplandıktan
sonra, kolhoz başkanlığı yetkilisi konuşmaya başladı:
--Arkadaşlar! Bugün Emekçiler
Bayramı. Kazımaya, kazmaya ve tohum ve fideleri ekmeye başlıyoruz. Hocalar, “olmaz Kurban Bayramı geldi, günah,” diyorlar. Ama
biz onlara hiç kulak asmıyoruz. Biz,
sosyalizmi inşa edenleriz, bizim bayramımız Emek ve Mücadele Bayramı 1 Mayıs!
Şimdi herkes toprağı kazımaya, herkes iş başına. […]
Toprağı
Kazımak:
Traktörler sabahtan
akşama kadar durmadan çalışıyor. Bu demir atlar yorulmak nedir hiç bilmiyor.
Traktör sesleri duyuluyor. “Kızıl Lazistan Kolhozu”nda toprağı erkenden kazıyorlar.
Bir yandan traktör toprağı kazıyor, diğer yandan da atlarla toprağı kazıyorlar,
nefes almadan çalışıyorlar. İşte kolhoza dâhil olmamış çiftçi, elinde çapasını
tutuyor; kan ter döküyor, bunca eziyeti çekiyor. Çapayla ne olur ki?! Derin kazamıyor, onun için de ürünü verimli olmayacak.
Kolhozun topraklarını kazımayı on beş günde bitirdiler; diğer işlerine
başladılar. Kolhoza dâhil olmamış çiftçiler hâlâ tek başlarına topraklarını
kazıyor.
Kolhoza dâhil
çiftçiler karar aldı:
--Kolhoza dâhil olmamış
fakir çiftçilere yardım edeceğiz!
Traktörle, pullukla
kolhoza dâhil olmamış fakir çiftçilerin tarlalarına da gittiler. Çok kısa bir
zaman içinde köydeki bütün işlerini tamamladılar.
Önceden kolhoza dahîl olmamış
fakir çiftçilerden Ömer şöyle diyordu:
--Birlikte çalışmak verimli!
Bir araya gelmeye ve imeceyle çalışmaya biz fakir çiftçilerin ihtiyacı var!
Fakir çiftçi Ömer böyle düşünüp kolhoza
katılmak için ertesi gün istidasını verdi. […]
Sovyetin
Olmadığı Yerlerde:
Çen-Tsi dokuz yaşında;
bir ipek fabrikasında çalışıyor. Akşam evine yorgun argın ve aç biilaç geliyor. Yorgunluktan hep uyuyor. Çen-Tsi’ye fabrikada
çok az bir para veriyorlar. O parayla ancak azıcık çürük pirinç satın alınır.
Jim ise siyahi bir işçi; ülkesi Afrika. Jim daha
küçücük bir çocuk ama bir işçi. Toprağın altında, hiç ışığın olmadığı maden ocaklarında
bütün günü geçiyor. Maden ocaklarının karanlığında Jim’in gözleri ağrıyor. Jim,
hergün zenginlere beddua ediyor.
Bir
Mayıs:
[…]
Bugün 1 Mayıs. Dünyanın
bütün emekçileri bayram yapıyor. Sovyet Cumhuriyetlerinde işçi ve çiftçiler
mutlu; şarkılar söyleyerek sokaklara çıkıyorlar. Bujuvazinin hâkim olduğu
ülkelerde 1 Mayıs Bayramları hiç de böyle olmuyor; 1 Mayıs Bayramı yasak. Fakat
işçiler yine de işlerini güçlerini bırakıp sokaklara çıkıyor; gösterilere katılıyor.
“Yaşasın 1 Mayıs!” şiarlarıyla korkusuzca,
emin adımlarla işçi kortejlerine katılıyorlar.
Yaşasın
1 Mayıs:
Bugün 1 Mayıs! Erken
kalkıyorum. Jimnastiğimi, banyomu yapıyorum. Annem de yemeği hazırlamış. Yemeğimizi
yiyip beraberce dışarı çıkıyoruz. Yola koyuluyoruz. Annem kolhoz başkanlığına,
ben okula gidiyorum. Çocukların hepsi bayrama hazırlar. Ben, Ali ile beraber
bir pankart taşıyorum. Pankartta şöyle yazıyor:
“1 Mayıs, Dünyanın
Bütün Emekçilerinin Bayramıdır. Yaşasın 1 Mayıs!”
Biz bütün öğrenciler
trampetleri çalarak kolhoz başkanlığına gidiyoruz. Orada herkes toplandıktan
sonra da Köy Sovyeti’ne gidiyoruz. Köy Sovyeti’nin önünde herkes toplanıp,
şarkılar, marşlar söylüyor, horona duruyor. Sonra da bir toplantı yapıp 1 Mayıs
Bayramı’nın anlam ve önemini bize anlatıyorlar.
Robert
Smith:
Robert Smith tam altı
aydır işsiz. Evsahibi de evinden attı. Robert Smith sokakta kaldı. Her gün aş
hanenin önünde bedava yavan bir tas çorba ve bir parça ekmek için sıraya
giriyor. Üzerine gazete kâğıdı örtüp bulvardaki bir bankın üstünde uyuyor. Robert
Smith’in elbiseleri eskidi, pabuçları parçalandı. Robert Smith’in tek düşüncesi
var:
--İş arayayım!
Gel gör ki iş nerede?!
Amerika’da oniki milyon işsiz var. Robert Smith ne yapsın?! Ölsün mü?! Hayır,
Robert Smith yaşamak istiyor.
Yaşasın
Sovyetler:
Almanyanın işçileri flamalarıyla
sokaklara çıktı. Flamalarında şöyle yazılı: “İş arıyoruz! Karnımız aç!”
Şimdi de çocukların
korteji geçiyor. Bunlar küçük yaştaki işçiler; yüzleri soluk, ağırbaşlı.
Çocuk işçiler,
kortejlerinde şiarlarını haykırıyor:
--Kahrolsun çocuk emeği
sömüren sermayedarların fabrikaları! Çocukları okula gönderin!
Bir başka kortej de şiarlarıyla
geçiyor:
--Yaşasın bütün dünya proleteryasının
gücünü gösterme günü: 1 Mayıs!
--Yaşasın bütün
dünyanın Ekim Devrimi!
--Kahrolsun sermayedarlar!
Yaşasın Sovyetler!
Polisler bağırıp cop
kullanıyor:
--Geri dönün!
--Bizler, komsomollar
ve piyonerler, işçi ve emekçilerin çocuklarıyız!
Dünyanın bütün
emekçileri, düşmanları sermayedarlarla mücadele ediyor. Bu mücadelenin önderi
Komünist Parti’dir. Bir araya gelen gençler Komünist Partide örgütlendi.
Emekçilerin çocukları büyüklerine mücadelelerinde yardım ediyor. Her piyoner,
işçi ve çiftçilerin neden mücadele ettiklerini biliyor; bütün dünya
proleterlerinin aynı düşünce ve amacı taşıdıklarını biliyorlar. Beyaz, siyah,
sarı ırklardan işçi ve çiftçiler hep birlikte tek yürek hâlinde, el ele vererek
dünyada yeni bir hayatı inşa etmek için mücadele ediyorlar. Emekçiler, farklı
dilleri konuşuyorlar ama hepsi de aynı işi yapıyor, aynı şekilde düşünüyor.
Sovyet, Komünist, Komintern’in ne anlama geldiğini hepsi biliyorlar.
Kreş:
Kolhozda yapacak o
kadar çok iş var ki! Tütün ekmek, çapalamak, ipek böceğiyle ilgilenmek, inekleri
sağmak ve bundan başka yapılması gereken pek çok iş! Herkes tarlada çalışıyor.
Kadınlar da tarlada çalışıyor. Piyonerler, kararlarını hayata geçirmek için bir
çocuk parkı düzenlediler. Hükümet de onlara yardım edip bir kreş inşa etti.
Şimdi kadınlar işe giderken bebeklerini kreşe bırakıyorlar. Kreşteki bebeklerle
çok iyi ilgileniliyor. Zamanında
yemekleri yediriliyor, zamanında uyutuluyor. Bebekler kilo aldılar. Piyoner ile
komsomolların da çok işi var; kimi tarla işlerine yardım ediyor, kimi
bebeklerle ilgileniyor, oynuyor. Annelerimiz artık rahat; çalışmak şimdi onlara
daha iyi geliyor. Akşamleyin tarladan gelip bebeklerini evlerine götürüyorlar.
Kolhozumuzdaki kreş ve çocuk parkı faaliyetleri işte böyledir.
[Devam
edecek…]
+
Burbu:
[…]
“Mç̆ita Lazistani”-s na
renanpes çxe dido ağoden. Çxe mute ağoden? K̆orğoni ren, hemuk çxeşi ağu
numers. K̆oçis noxedun, numxors, çxeşi ağu doskidun. Hemute çxe ağoden. Burbu lumcis
do seri putxun, k̆orğoni ç̆opums. Mşkirdonikti k̆orğoni do mç̆aci imxors.
Hekimis nusimini, hemuk na tkumers-steri oxenu oxenu unon:
--Oxori skanis opağu
unon. Ç̆eri do k̆odapes k̆irite osumu unon. Hemute muçitur.
Ç̆anaşi Omerik, hekimik
na tku-steri mteli-xolo donç̆aru. Oxori muşis nana do babas uk̆itxu, oxoǯonapu
do tku:
--Haǯi çkuti pçvat
sağlamoba çkuni!
Mjora:
[…]
Mjora kextu. Mamulik
kodik̆iu. Nuri isels do jimnastik̆a ikoms. Nanak dolokunu, oncire mjoraşa
gamimers. Mjoraşi te ç̆amisteri ren. Hemuk oxroʒk̆inams mteli mik̆robepe.
Oxorişi pencere didi ren na, mjoraşi te amulun do pağums odape
[…]
P̆ap̆ulik k̆alati
şums. K̆alatite uşkuri, lu, k̆romi
oxorişa mendimelan. Handğa noderi ikoman, arti-k̆atişa nulunan do içalişaman.
“Mç̆ita Lazistani”-s mtel noderite içalişaman do dido ezieti var ǯoruman.
[…]
Handğa lazut̆i t̆axuman.
Biç̆epe, bozope mteli-xolo onaşa mendaxtes. Onas içalişaman. Çku doguronis
biguramt̆it. Dersi doboçodinit-şk̆ule isa onaşa bidit do mevuşvelit.
Nana-Mamgure:
Memnunek albonişi
supara nanaşa niğu do tku:
--Hele, nana, ik̆itxi
çkuni supara!
Nanas va ak̆itxu, hemus
ç̆ara var uçkit̆u.
--Muşeni ç̆ara var
gak̆itxen?- k̆itxu Memnunek.
--Çkuni oras, oxorca
ok̆itxuşa va naşkumert̆es, bozo çkimi!- dotku nanak,-ok̆itxu oxorcaşeni oncğore
renya, xocapek miǯumert̆es do uk̆itxu, mǯk̆upobas domit̆alamt̆es. Haşo zamani
t̆u, bere çkimi!
--Nana, si haǯi idi
oguruşa,- uǯumert̆u nanas Memnunek,- Lumcineri oguru ren didilepeşeni. Hek idi,
nana, hek iguri. Mati si megişvelare. Juriti limcis bik̆itxat!
--K̆ayi iven, şurimşine
bere çkimi, bidare.
Haǯi k̆ata lumcis nanak
igurams, ik̆itxums do Memnunek mus nuşvelams.
Tkvati haşo ikomt̆iti?
Ogurit nana do baba tkvanis, uk̆itxit supara do oxoǯonapit mot unon
umutelepeşeni oguru.
K̆itxeri
T̆an:
Çkuni ǯalonaşi mance-
madulye do maxaçk̆alepe renan. Mutepeşi xes ren Hukumeti. Hamuşeni haǯi k̆at̆a
mazahmat̆es onç̆aru-ok̆itxuşi oçkinu unon. Leninik zop̆ont̆u: Madulye do maxaçkalepe
çkuni ǯalonaşi asli mance na t̆anşeni, mutepes unon k̆itxeri ovapumu. Uk̆itxus
hukmi va axenen: Duşmanik k̆ai xeşa moğordinasen. Çkuni ok̆odus, madulye do
maxaçkalepes na gamaxtes inceneri, agronomi do magurapale dido uk̆orems. Ham
gurişeni, çkunda iri k̆ele, onç̆aru-ok̆itxuşi oçkinuşeni ok̆ok̆idinu ren.
Hamuşeni Hukumetik gonǯk̆ums berepe do didilepeşeni ağani doguronepe, k̆oduman
k̆lubi do mağala mektebepe. --Mteli k̆itxeri t̆han! Hasteri ren lozungi çkuni.
Lumcis:
--Baba,- ducoxu
Saniyek,- si mot var giçkin Lazuri onç̆aru do ok̆itxu?
--Ç̆e, bozo çkimi!- tku
Saniyeşi babak,- Lazuri oguruşi izni mik momçamt̆es? Ǯoxle var t̆u Lazuri
onç̆aru do ok̆itxu.
Saniyes baba muşik
koxoǯonapu ki, ǯoxleni oras, burjuazişi Hukumetik ç̆ut̆a miletepeşi gondinu
unt̆u do hamuşeni mutepeşi nenate oguruşi izni var meçamt̆u. Xocapekti
zop̆ont̆es:
--Lazurot onç̆aru do
ok̆itxu mo iguramt, didi k̆rima renya!
Haşote moğerdinamt̆es
mazahmet̆epe.
--Mot haşo ikomt̆es?-
k̆itxu Saniyek.
–K̆itxeri t̆anşi,
kyedgitanoren, fabrik̆a, let̆a goǯomiğanoren do, haşo isimadept̆es zenginepek
do hamuşeni oguru var meçamt̆es.
Ǯoxleni
Oguru:
Handğa dersişa K̆adirişi nana komomtxu.
Dersis, mamgurapalek oguruşeni berepes uǯumert̆u.
--Oguru k̆ayi ren,
igurit, berepe!- tku K̆adirişi nanak,--haǯineri oguru dido k̆olayi ren. Ǯoxle haşo
var t̆u.
--Ama muç̆o t̆u?-
k̆itxes berepek.
Mamgurapalek
berepek̆ala K̆adirişi nanas oxveǯes:
--Ǯoxle muç̆oşi oguru
t̆u, domiǯvit!
K̆adirişi nana razis
divu do berepes p̆aşura duǯu:
--“Bere aş [6] ǯaneri
divaşk̆ule nana muşik k̆ap̆ulas mok̆ideri doguronişa mendiyonamt̆u, edo xocas
komeçamt̆u. Zenginişi bere t̆u na uǯumert̆u ki: K̆vali, Abazuri k̆vali
komogimerya. Fuk̆araşi bere t̆u na, xoca, şurimşine, noderi giğut̆aşi, megişvelareya do, bere çkimis oǯk̆ediya!- do
bere xocas komeçams. Xocak zenginişi beres uşkuri, p̆art̆ok̆ali, kyume mutxani
unon komeçams, fuk̆araşi beres biga geçams. Bere mgariner- mgarineri oxorişa
mendulun. Majurani ndğas berek, -oguruşa va mebulurya,-do imgars. A çkva,
zavali nana muşik bere oguronişa mendiyonams do xocas oxveǯams: -- Bere mo
geçamya! Xocak uǯumers: --Skani beres çkva va k̆atur! Ha bereşi xorʒi çkimi ren
do ili skani ren. Xocak na geças sva Cennemis va iç̆venya! Xocak haǯi st̆oliş
ǯoxle koxen do didi omç̆ek̆ale kuğun. K̆at̆as nunç̆işun. Edo ndğas goloyonams
do vit [10] fara baxums. Mitik Lazurot dotku na, becğams xocak:--Lazurot mo
tkumer!- do dobaxums. Haşo t̆u oguru. Xvala obaxu do obaxu. […]
Mulun
Purkinora:
Mulun purkinora! İrik
ontxoruşa xazirums. Çkuni k̆olmanis osinapu ren xvala purkinoraşi otaşuşeni. Ordo
ntxorit! Ar ndğa var gondunas! Çkuni k̆olmanurepe tutunişi tasi xaziruman.
Norge vanoren. Rasimişi brigadak norguşeni let̆a ntxorums, ğoberi ğobums,
mtelik artot içalişaman.[Ordo let̆a ontxori, monoçane k̆ayi dogavasen!]
Çkuti
Biçalişamt:
P̆ionerepek ont̆uleş
oxvenuşeni kagonk̆vates. Çkuti Ok̆tyabrulepe razis dobivit do haǯi
p̆ionerepek̆ala ont̆ules biçalişamt. Doguronişe xolos ar meçkineri sva
komiğunan. Handğa k̆olmanişi ti-gemçalobaşa bidit do ontxoruşeni boxveǯit.
--K̆ayi iven!- domiǯves ti-gemçalobas,-Megişvelaten. Ç̆umen ar mantxorale
meboşkvaten. Ama, berepe, ontule tkvani oǯiramuşi t̆as! Haǯişk̆ule çku k̆at̆a
ndğas, ont̆ule çkunis biçalişaten. Lu, k̆romi, çkvadoçkva zamzavati borgaten.
Mebuşvelat
Nanapes:
Handğa p̆ionerepeşi
ok̆onç̆inu miğut̆es. Borgoşi goǯoncğonerik purkinaşi oxaçkuşeni miǯumert̆es.
Çkuni k̆olmanis didi p̆lani uğun. Tutuniş orgu unon, getasule oxenu, hanǯodidi
bağiti oxenuşi ren: Luği, omuri, ntxiri orgaman. Dido k̆oçi unon
oçalişuşeni.--So bžirat mç̆alişu k̆oçi? Haşo tku goǯoncğoneri çkunik.
--Kogiçkinani so bžiraten, berepe? Nana çkunepes mebuşvelat, ç̆ut̆a berepes
boǯk̆edaten, bisteraten mutepek̆ala. --K̆ayi ren! Razis dives p̆ionerepe. Çkuti
Oktyabrulepe mebuşvelaten p̆ionerepes.
Xasani-
Xampa:
Çkuni k̆olmanis, hak̆o
mskva norgepuna xeneri ren. Ar ndğas Tofik̆i: --Ğvap̆a soti var t̆as!- do
norgepunaşa idu. K̆ayi xeşa goǯk̆edu, doʒadu mteli mžgalepes, ğvap̆a soti var
ažiru. --Hele mʒika mobişvaca!- docaş tude kodoxedu. Mʒika oraşk̆ule adimişi
sersi ognu. Mendaǯk̆eduşi, Xasani- Xampak camuşis gyotxozun do norgepunaşa gza
dokaçams.--Mot mulun p̆ea- do Tofik̆i dot̆k̆obu. Xasani- Xampa ğoberişa mextuşi, oǯk̆us
kogyoç̆k̆u. Doǯk̆uşk̆ule camuşepe kamaşku. Keʒxontu Tofik̆i do--Mu ikom?-
k̆itxu do xampaşa konoxolu,-hak mu bikom- do ç̆epxe na okaçun xe geçamuşa
keǯazdu. Ham anis k̆oçepeş osinappuşi sersi kognu. Aşkurinu xampas. --So
kamaxtit, veranepaya! Do camuşepes ourus kogyoç̆k̆u, mitam camuşepe muşeborot
kamaxtes. Tofik̆ik mteli-xoloşeni k̆olmanurepes duǯu. Lumcis miliʒioneri
komoxtu, Xasani-xampa oç̆opu do mendiyonu.
Maartani
Ontxoruşi Ndğa:
Handğa berepe ordo
keyseles do k̆ap̆ineri- k̆ap̆ineri doguronişa ides. K̆olmanurepeti hem k̆ele,
ham k̆ele dumç̆k̆usteri unk̆ap̆unan. Ti-gemçaloba ma ren oxori moǯopxeri ren,
p̆lak̆at̆epe noç̆abunan: “Tişa-mobiyonamt otasu-orguşi p̆lani. Mteli Onapeşa!”/
“Skidas Maartani Ontxoruşi do K̆olek̆t̆iviş Zahmet̆işi Bayrami!”/ Mteli-xolo
kok̆oibğeşk̆ule, k̆olmanişi ti-gemçalobaşi umçanek otkuşi nenas
kogyoç̆k̆u.--Manebrape! Handğa mazahmet̆epeşi bayrami ren. Çku geboç̆k̆amt
ontxorus, oxaçku do orgus. Xocapek zop̆onan ki: Var iven K̆urban Bayrami
komoxtu, k̆rima renya! Ama çku var mebusiminamt. Çku soʒializmişi mak̆odalepe
boret, çkuni bayrami, zahmet̆iş do ok̆ok̆idinuşi bayrami ren--Maartani Maisi.
Haǯi mtelik ontxoruşa, mtelik dulyaşa. […]
Ontxoru:
Ç̆umanişe lumcişakis
içalişaman t̆rakt̆orepek. Uç̆k̆inderi renan k̆ik̆inaşi ʒxenepe. T̆u-t̆u-t̆u...
İgnapen t̆rak̆t̆orişi sersi. Ordo ntxoruman “Mç̆ita Lazistani”-s. Ar k̆ele
t̆rak̆t̆orik ntxorums, majurani k̆ele ʒxenepete ntxoruman, k̆ap̆ineri dulya
ikoman. Ehe ntxorums k̆olmaniş gale na
renk, bergi xes dokaçeri. Upi geçams. Hak̆o ezieti ǯorums. Bergite mu iven?!
K̆ut̆ali var antxoren, hamuşeni monoçaneti k̆ayi var avasen. K̆olmanis vit̆oxut
[15] ndğas ontxoru doçodines. Majurani dulyapes kogyoç̆k̆es, xvala na renk xolo
ntxorums.--Mebuşvelat k̆olmaniş gazle n arenan fuk̆arapes!- k̆agonk̆vates
k̆olmanurepek. T̆rakt̆orite, k̆otanite ides fuk̆arapeş onapeşa. A şvacis ontxoru doçodines mteli oput̆es.
--Nebra oçalişu k̆ayi renya. Ok̆omotu do noderi, hentepe fuk̆arapes uk̆oreman!
-Haşo nisimadu fuk̆ara Omerik do majurani ndğas, k̆olmanis amaxtimuşeni
oxveǯinu komeçu. […]
Hek,
So Va Ren Soveti:
Çen-Ʒi çxoro [9] ǯaneri
ren. Muk met̆akseşi fabrik̆as içalişams. Oxorişa mendulun guri- moxtimeri do
mşkorineri. Oç̆k̆indinute Çen-Ʒis p̆anda anciren. Cen-Ʒis oçalişuşi para ç̆ut̆a
meçaman, dido ç̆ut̆a, hemute xvala kʒaperi pricişi ar xepa iç̆k̆omen. Jimi- ar
uça negri ren. Dobadona muşi Afrik̆a ren. Jimi ç̆uç̆ut̆a ren ama artuk madulye
ren, Let̆aş tude, şaxt̆apes, so te çkar va ren, ndğa muşi mek̆ulun. Şaxt̆aşi
mǯk̆upobate Jimis tolepe aç̆un. Jimik k̆at̆a ndğas zenginepes mejaçams.
Maartani
Maisi:
Handğa Maartani Maisi.
Mteli dunyaşi mazahmet̆epek ikoman mutepeşi bayrami. Sovetyari Cumhuriyetepeşi
ok̆ok̆atus madulye do maxaçkalepe xeleri, obirute gamulunan sok̆ağepeşa. Haşo
va ren burjuazişi ǯalonepes. Hek Maisişi Bayrami yasaxi ren. Ama madulyepek
met̆k̆omelan dulya oxenu, gamulunan sok̆ağepeşa do zorite mendulunan demonstraʒiaşa.--Skidas
Maartani Maisi!- Ocoxinute, uşkurne, k̆ap̆et̆i adimite nulunan madulyepeşi
svarelepe.
Skidas
Maartani Maisi:
Handğa Maartani Maisi!
Ma ordo kebiselam, jinastik̆a bikom, k̆ayi xeşa bibonum. Nanasti gyari xaziri
uğun. Bimxort, isa gamabulurt do gza bokaçamt, nana k̆olmaniş ti-gemçalobaşa,
ma doguronişa. Berepe mteli xaziri renan. Ma, Ali-k̆ala ar didi p̆lak̆ati
bokaçam. Hemus ç̆areri ren: “Maartani Maisi- Mteli Dunyaş Mazahmet̆epeşi
Bayrami ren. Skidas Maartani Maisi!” Mteli mamgurepe, daulite mebulurt
ti-gemçalobaşa. Hek mteli kok̆oibğeş- k̆ule obirute oput̆eş Sovetişa
mendabulurt. Sovetişe xolos mteli ok̆oibğenan, ibiran, xoronaman. Ok̆ule
ok̆obğala ikoman do Maisiş bayramişeni oxoǯonopaman.
Robert
Smit̆i:
Aş tutas Robert Smit̆i
udulyeli ren. Oxor- mancek oxoris kogamoçku do Rober Smit̆i sok̆ağis kodoskidu.
K̆at̆a ndğas, muk dodgitun nobetis upareli ogyaronaş ǯoxle do ezdims tutxu
çorba do kovalişi parça. Muk incirs bulvarişi gelaxunonis, gazeta motumaleri.
Robert Smit̆işi dolokunu dvamcvelu, modvalu dubruǯu. Robert Smit̆is xvala ar
fikiri uğun: “Dulya dobgora!” Ama dulya va ren. Amerik̆as vit̆ojur milioni
udulyeli ren. Robert Smit̆ik mu vas?! Ğurasi?! Var, Robert̆ Smit̆is oskidinu
unon.”
Skidan
Sovetepe:
Bandarapete kagamaxtes
sok̆ağepeşa Alemaniaşi madulyepe. Bandarepes ç̆areri ren: “Dulya bgorumt! Çku
mamşkorinenan!” Nulunan berepe. Hentepe ç̆ut̆a madulyepe renan. Mutepes uğunan
peri geǯurdineri do ciddi nunk̆upe. “Yeç̆k̆odas berepeşi monk̆a zahmet̆i
semayecepeşi fabrik̆apes! Berepe doguronişa mendoçkvit!”-Haşo ucoxuman berepeşi
svarelepek. A çkva nulunan.
--Skidas Maartani
Maisi, mteli dunyaş p̆rolet̆ariat̆işi menceliş oǯk̆omiluşi ndğa!
--Skidas mteli dunyaşi
Oktyabri!
--Yeç̆k̆odan sermayecepe!
Skidan Sovetepe!
--Qak̆onaxtit!-uraman
p̆olisepek.
Lastik̆işi bigak
içalişams do içalişams. Çku Oktyabruli do p̆ionerepe, Madulye do maxaçkalepeşi
boret berepe! Mteli dunyaşi mazahmet̆epek ok̆obunan mutepeşi duşmanepe-
-sermayecepe-k̆ala. Ham ok̆ok̆idinuşi goǯoncğoneri ren K̆omunist̆işi P̆art̆ia.
Ağnemordalepekti kok̆oinç̆es ar teşkilatis-ağanmordalepeş k̆omunist̆işi
ok̆ok̆atus. Mazahmet̆epeşi berepek nuşvelaman didilepes mutepeşi ok̆ok̆idinus.
K̆at̆a p̆ioneris uçkin mot ok̆obunan madulye do maxaçkalepek. Hemus uçkin ki,
mteli dunyaşi p̆rolet̆arepes uğunan ar osimadu, ar gurişgedvalupe. Kçe, uça,
siyah, sari madulye do maxaçkalepek ok̆obunan ar gurite, xe-ok̆ok̆lieri, ağani
oskedinuş oǯopxuşeni. Airi- airi nenapete isinapaman mazahmet̆epek, ama irik ar
dulya ikoms, irik ar isimadems. İris kuçkin mu tkvala ren: Soveti, K̆omunist̆i,
K̆omint̆erni.
Berepeşi
Baği:
Didi oçalişu ren
k̆olmanis. Tutuniş orgu, omolu, met̆akseş munt̆uris oǯk̆omilu, pucepeş onç̆valu
do haşo hemuşen çkva oçalişonepe. Mtelik onas içalişams. Oxorcalepeti onas
renan. P̆ionerepek, mutepeşi gonk̆vatu tişa moyonu doves berepeşi meydanik̆a.
Hukumetikti nuşvelu do dovu berepeşi baği. Haǯi oxorca dulyaşa nulut̆aşi, bere
muşi bağişa mendiyonams. Bağis berepes k̆ayi oǯk̆enan. Mui oras gyari çaman,
onciraman. Dimgvanes berepe. P̆ionerepe do Ok̆tyabrulepes dido dulya uğunan,
mik onaşi dulyas nuşmelams, mik berepek̆ala isters. Çkuni nanape haǯi raxati
renan. Oçalişuti k̆ai nulun. Lumcis onaşe mulunan do berepe oxorişa
mendiyonaman. Haşo ren k̆olmani çkunis baği do meydanik̆aşi dulya.
[Naqonasunon…]
[Kaynak kitap: İskender Ǯitaşi, Çkuni Ç̆ara [Albonişi Supara],
AbazastaniÖ. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1932, (1932
Latin Alfabesinden 1984 Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali
İhsan Aksamaz, İstanbul, 2006]
https://sonhaber.ch/lazca-ders-kitaplarinda-sinif-mucadelesi-metinleri-2-lazca-turkce/

