Önemsen(mey)en
‘Z Kuşağı’
“X, Y, Z ve Alfa Kuşağı’ gibi terimler ‘Batı’
kaynaklı. Bu terimler, İster istemez bizde de kullanılıyor. Konumuz ‘Z Kuşağı’
ve ‘2023 Genel Seçimleri’.
‘Z Kuşağı’ terimi, 2000 yılı ile ‘günümüz zaman
dilimi’ içinde doğmuş demografik grubu genel olarak tanımlamak için
kullanılıyor.
Bizim ‘Z Kuşağı’nın en belirgin özelliği, ‘dijital
ortam’/ ‘internet’ içine doğmuş ve büyümüş olmaları. ‘Z Kuşağı’, ‘dijital
oyuncak ve oyunlar’la haşır neşir olarak büyüdü. Bu ülkenin vatandaşları ve
ailelerinin evlâtları olmalarına rağmen, ‘zamanın ruhu’na uygun olarak âdeta
‘ayrı bir dünya’nın bireyleri olarak yetiştiler.
Aileleri hangi toplumsal kesimden olurlarsa olsun,
hangi etnik kökenden ve hangi siyasî eğilimden olursa olsun, ‘Z Kuşağı’, benzer ‘dijital oyuncak ve
oyunlar’larla ‘internet’in ‘çoğulcu’
ortamında büyüdüğü için; olay,
olgu ve süreçler karşısında önceki kuşaklara göre çok farklı tutum ve
davranışlar takınıyorlar.
Kimileri, ‘Z ve Alfa Kuşakları’nı ‘yitik kuşaklar’
olarak da tanımlıyor. Kuşkusuz bu değerlendirmelerin objektif olduğunu söylemek
pek de mümkün değil.
‘Mahalle kültürü’nü hiç tanımıyorlar. Çok konuşmuyor ve çok yazmıyorlar, fakat
duygu ve düşüncelerini yalnızca ‘emojiler’le değil, ‘like’ ve ‘dislike’larla da
ifade ediyor. Haksızlığa uğradıklarını düşündüklerinde hemen tepki
verebiliyorlar.
Sabah Gazetesi yazarlarından Engin Ardıç, ‘Z
Kuşağı’nı hor görüyor. Onları ‘elektronik bağımlısı’ bir kuşak olarak tanımlıyor.
Engin Ardıç, ‘Z Kuşağı’ çocuk ve gençlerinin bilgilerinin, bilgisayarda karşılarına çıkan çoğu zırva ve
yalan yanlış ‘site malumatı’yla sınırlı olduğunu da yazıyor. Engin Ardıç,
bununla da yetinmiyor, ‘Z Kuşağı’nın içinde
‘mal ergen’ tabir edilenlerin oranın hayli yüksek olduğu iddiasında da
bulunuyor.
Engin Ardıç, ‘Z Kuşağı’nın ortaya çıkmasına sebep
olan sosyo-ekonomik şartları irdelemek ve bu kuşağı ve bugünkü sorunlarını
anlamaya çalışmak ve sorunlarına çözüm yolları üretmeye çalışmak yerine, onları
hedef tahtasına yerleştirmenin daha uygun bir davranış olduğunu düşünüyor.
Söylenenlere göre, ‘Z Kuşağı’ günde ortalama 6
saatini ‘İnternet ortamı’nda geçiriyor. Yine İnternet’e yansıyan bilgilere
göre, bu kuşak gençlerinin yüzde 90’ının ‘sosyal medya hesabı’ var.
Günümüzde yapılan hesaplamalara göre, 2023’te
yapılacak ‘Genel Seçimler’de ‘Z Kuşağı’ndan yaklaşık 7 milyon genç ilk kez oy
kullanacak. Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici, 2023’de yapılacak
seçimlerinde oy kullanacak her 5 seçmenden birinin ‘Z Kuşağı’ndan olacağına
dikkat çekiyor. Bu durum, siyasî partilerin gözünden de kaçmıyor.
Aslında siyasî partiler, ‘Z Kuşağı’ konusunda
‘duyarlılar’. Daha doğrusunu söylemek gerekirse, Meclis’te bulunan siyasî
partiler, ‘Z Kuşağı’nın oylarına çok duyarlı. Bu sebeple de AK Parti’nin, ‘Z
Kuşağı’nın oylarını almaya yönelik çalışmaları çok önceden başlattığı
anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 15 Haziran’da yapılan Ak Parti
Merkez Yönetim Kurulu toplantısına Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal bir rapor
sunmuştu. ‘Z Kuşağı’na ilişkin şunlar dile getirilmişti:
“Onların içinde doğdukları yeni medya düzeni, veri ve içerik
sağlayıcılar tarafından devlet otoritesi, egemenliği ve siyaseti de aşan bir
meydan okumayla karşımıza çıkmaktadır. Buna cevabımız dijital Türkiye ile
olmalıdır. Z kuşağı için sosyal medya çok önemli. Eğer belirttiğimiz gibi oy
verme davranışı dijital mecralar tarafından doğrudan manipüle edilebiliyorsa,
bunun örneklerini açıkça ortaya koyan belgesel filmler Cambridge Analytica
vakasını bizlere anlatıyorsa, bu yeni Z kuşağı genç seçmen kitlesi başta olmak
üzere tüm kullanıcılar yeni bir farkındalıkla donatılmalıdır. ”
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir
Ünal’ın dillendirdiği bu ‘doğru tespitler’ âdeta yakın gelecekte yaşanacaklara da
işaret ediyordu. (YKS) ‘Yükseköğretim Kurumları
Sınavları’, önce kononavirüs tedbirleri çerçevesinde ertelenmiş, sonra da 27-
28 Haziran tarihlerine geri çekilmişti.
YKS’den ‘bir gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın youtube üzerinden gençlerle kurduğu canlı bağlantılar sırasında ‘yaşananlar’
da dikkat çekti. ‘Gençlerle Buluşma’ adlı yayına yapılan ‘#OyMoyYok’ etiketli yorumların fazlalaşması üzerine
canlı yayın yorumlara kapatıldı. Bunun üzerine de ‘dislike’ tuşuna basanların
sayısında bir artış yaşandı. Aynı sırada ‘#OyMoyYok’
etiketiyle twitter üzerinden de bir kampanya başlatıldı. Bu kampanya oldukça ilgi
gördü ve twitter’de hemen birinci sırayı aldı. Mahir Ünal’ın ‘tespitleri’ doğru
çıkmıştı.
Hürriyet Gazetesi yazarlarından Abdulkadir Selvi, ‘dislike’
tepkilerine bir uyarıda bulundu:
“Bu da benden Z kuşağı gençlere
gelsin: Gençler, şimdiden uyarayım dislike atan dislike’lanır.”
‘Seçimler 2023’den önce (mi?)”
Aynı gazeteden
Ahmet Hakan ise, bu ‘dislike’ların muhalefet çevreler tarafından
gerçekleştirilmiş bir kampanya olduğuna inanıyor. Bunu da ‘dislike’ların
sayısının, videoyu izleyenlerin sayısından fazla olmasına bağlıyor. Ancak bu
kampanyanın ters tepebileceğine de dikkat çekiyor.
‘Dislike’ gündemine ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, gençlerin seslerini duyacaklarına ve daima onların seslerini
duyuracaklarına dair söz vererek şöyle dedi:
“Sevgili
Gençler, ‘yorumlarınızı engelleyerek’
haklılığınızı bastırmak isteyenler oldu. Sizi susturabileceklerini zannedenler
yanılıyor. Zira bir dislike bile çok şey ifade ediyor.”
Ak Parti
Kurmayları’nın ‘Z Kuşağı’nın oy potansiyalini ve bunun 2023Genel Seçimler’ndeki
belirleyici etkisini önceden tespit etmiş olmalarına rağmen, YKS
tarihini bir ileriye erteleyip, bir geri çekmeleri, yalnızca ‘dislike’ yapan
gençleri değil, kendilerine 2023’teki Genel Seçimleri’nde oy verecek ‘Z Kuşağı’
gençlerini de karşılarına almak anlamına geliyor. Bu da, Ak Parti’nin, ‘Z Kuşağı’nın oylarına ‘şimdilik’
ihtiyaç duymadığını gösteriyor. ‘Bütün bu ‘çelişkili gelişmeler’, Genel
Seçimler’in 2023’den önceki bir tarihte yapılacağına işaret ediyor olmalı.
(10
VII 2020)
Ali
İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com