5 Temmuz 2020 Pazar

TTK Başkanı Halaçoğlu: Kaş yapmak mı göz çıkartmak mı?

 

 

 

TTK Başkanı Halaçoğlu: Kaş yapmak mı göz çıkartmak mı?

 

18 Ağustos 2007 tarihinde, Kayseri İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda, Dadaloğlu Şenlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Uluslararası Türk Tarih ve Kültüründe Avşarlar”  konulu sempozyuma Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun, “Kürtler” ve “Kürt Aleviler” ile ilgili olarak dillendirdiği iddialar damgasını vurdu. Söyledikleri çeşitli gazetelerde ufak tefek farklılıklarla yer aldı. Halaçoğlu, Türkiye'de yaşayan Kürtler'in Türkmen kökenli, Kürt Alevileri'nin ise Ermeni kökenli olduğunu öne sürdü. Halaçoğlu’nun şaşırtıcı sözleri şöyle: “Müslümanlığı kabul etmiş ve kendisini Türk olarak kabul etmiş insanlar gelip Anadolu'ya yerleşmiştir. Dolayısıyla bunları bir mozayik olarak kabul etmek farkına varmadan ülke içerisinde de bir takım gruplaşmalara neden olmaktadır. Bu konuda özellikle siyasetçilerin çok dikkatli olması gerekir. Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların aslında yapısal olarak 'Türkmen asıllı' olduğunu, Kürt Alevi olarak bilinen vatandaşların ise “Ermeni kökenli” olduğunu gördük. Ülkeyi bölmeye çalışan 'TİKKO ve PKK' terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor. TİKKO ve PKK hareketi bizim bildiğimiz gibi Kürt hareketi değildir.”

            TTK Başkanı Halaçoğlu, kendisinin “bilimsellikten uzak” olmakla suçlanan ve hemen tepki çeken bu sözlerinden sonra kendisini savunarak, “Söylediklerim belgelidir. Araştırmamıza bilimsel değil diyenler bilimsellikten uzak” dedi. TTK Başkanı Halaçoğlu’nun neden bu iddiaları öne sürme ihtiyacı hissettiğini bilemeyiz. Ne var ki, söylediklerinin doğruluğunu pekiştirmek istediği açık. Dediklerine şunları da ekliyor: “Bütün bunları yabancı arşiv belgeleri ile o tarihlerde yapılmış birtakım araştırmalara dayanarak söylüyorum.”  Halaçoğlu’nun söylediklerinden  “Türkiye’nin bir takım grupları”, “Kürtler”, “Kürt Aleviler”, “Alevilik”, “siyasetçiler”, TİKKO ve PKK hareketi”, “yabancı arşiv belgeleri” ve “ yapılmış bilimsel araştırmalar” gibi konularda söyleyeceklerinin çok fazla olduğu ancak, fırsat bulamadığı anlaşılıyor. Basına yansıyan bu söylediklerinden hedefinin TİKKO ve PKK hareketi” olduğunu gibi gözüküyorsa da, aslında söylediklerinden bir başka sonuç da çıkıyor: “Ermeni düşmandır. Kürt Aleviler Ermeni kökenlidir. Kürtler Türkmen kökenlidir.”

 

            Halaçoğlu; bir kere, bir halkı, Ermenileri toptan düşman görmek ve göstermekle tavrını açıkça ortaya koyuyor. Ermeni olmanın aşağılanmayı hak eden bir durum olduğuna inanıyor ve herkesin de öyle inandığını sanıyor. Böyle konuşmakla, yalnızca Ermenilere hakaret etmiyor. Alevilere de Alevi Kürtlere de hakaret etmiş oluyor. Kendisine göre; Alevi Kürtleri Ermeni olarak “suçlamakla”, onları küçük düşüreceğini sanıyor. Onların utançtan kahrolacağını düşünüyor. Kendisi gibi düşünenlerin eline bir silah veriyor ve onlara diş bilenmesinin yolunu açacak ifadeler kullanıyor. Sonuç olarak; Kürt olmanın özellikle de Alevi Kürt olmanın bir utanç vesilesi olduğunu kafalara kazımak istiyor.

 

Türk Tarih Kurumunun, Müslüman, Hıristiyan, Museviler olarak ortak tarihimizi çok önemsendiği için kurulmadığı biliniyor. Bu kurum, bütün geçmişi boyunca resmî ideolojiye ciddiyetten uzak komik yeni tezler üretmiş ve üretilen böyle tezleri de desteklemiştir. Yurttaşları oldukları gibi kabul eden, kucaklayıcı ve birleştirici değil, zenginlikleri önemsizleştiren, dışlayan ve ayrıştıran tezlerin kaynağı olmuştur.   Bu kurumun ürettiği ve desteklediği tezlerin, Soğuk Savaşın sonuna kadar ister istemez etkili olduğu, ancak bilimsel olmadığı ve somut gerçeklerle bağdaşmadığı günümüzde her kesim tarafından tartışılıyor.  21 Eylül 1993 tarihinden beri Türk Tarih Kurumu’nun başkanlığını yapan Halaçoğlu’nun, ciddiyetten uzak açıklamaları, tutum ve davranışları yalnızca kendisinin ne kadar bilimsel olduğunu ortaya çıkarmakla kalmıyor, kurumunun geçmişiyle ne kadar uyumlu ve kurumunun da ne kadar bilimsel olduğunu da bir kez daha gözler önüne seriyor.

Anlaşılan Halaçoğlu pek farkında değil, ancak bir suç işliyor. Anayasasının 66. maddesinin Türk vatandaşlığına ilişkin hükmünü de ayaklar altına alıyor. “ Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” ifadesine ters düşerek bu suçu işliyor.

 ÖNEMLİ OLAN ORTAK YÖNLERİMİZİN ORTAYA ÇIKARTILMASI

 

Halaçoğlu’nun, çeşitli zamanlarda söylediklerinden bazıları tamamen veya kısmen doğru olabilir. Asıl sorun; Halaçoğlu’nun niyeti, söyleme tarzı, ortak tarihi kucaklayıcı olmayışı, düşman yaratıcı olması, farklılıkları kabullenmemesi ve bütün bunların sebebi resmî ideolojiyi temsil eden bir kurumu başında olmasıdır. Tarih içinde öyle veya böyle nasıl ki Kürtleşmiş Türkmenler ve Ermeniler olabilirse, Türkmenleşmiş Kürtler ve Ermeniler de olabilir. Ermenileşmiş Kürtler ve Türkmenler de. Tarih içinde Hıristiyan iken çeşitli sebeplerle Müslümanlaşmış, Müslüman iken de Hıristiyanlaşmış insanlar, topluluklar olabilir. Bu insanların, toplulukların akrabalarının bir kısmı günümüzde Hıristiyan ve bir kısmı da Müslüman olabilir. Yine bu insanlar ve toplumlar günümüzün ortak dilinin dışında farklı dil veya dillere sahip olabilirler. Bazı insanlar bu farklılıklarının bilincinde ve takipçisi olabilir veya olmayabilir. Bütün bunların kim ve ne olduklarını bilelim veya bilmeyelim bu, bizim ortak tarihimizin günümüze yansımasıdır. Buna sahip çıkılmalıdır. Bundan utanmamak gerekir. İnsanların gerek birey gerekse de belirli topluluklar olarak, geçmişte ve günümüzde kendilerini nasıl hissedip gördükleri ve gereğini yapmaları toplum içindeki ayrışmanın değil kaynaşmanın bir göstergesidir.  Önemli olan geçmişten bugüne günümüzde taşıdığımız ortak değerlerimizin ön plana çıkartılması ve farklılıkların da bu anlayışla ortaya konulup geliştirilmesi ve yaşatılmasıdır. 

(20 VIII 2007)

 

Ali İhsan Aksamaz

aksamaz@gmail.com

 

 

(Not: Zamanında Radikal Gazetesi’nin yayınlamadığı ve benim de başka bir yayın organında yayınlanması için girişimde bulunmadığım makalemdir)

 

 

 https://sonhaber.ch/ttk-baskani-halacoglu-kas-yapmak-mi-goz-cikartmak-mi/