https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/turkiyede-bir-kafkasya-dili-lazca.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/03/kafkasyadan-anadoluya-lazlar-arsiv.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2023/12/abhazyada-yaynlanan-lazca-ders-kitaplar.html
Abhazya’da
Yayınlanan Lazca Ders Kitapları
(Lazca
Açıklamalı Aritmetik Ders Kitabı)
Lazca ağırlıklı çalışmalarıyla tanınan “Lazika Yayın
Kollektifi,” Lazca ve Laz kimliği açısından çok önemli bir kitabı daha
okuyucuyla buluşturdu: “Oxesapuşi Supara”. Sohumi’de 1933’de iki cilt halinde
basılan kitaplar, “Lazika Yayın Kollektifi” tarafından tıpkıbasım olarak bir arada
yayınlandı. Abhazya ve Acaristan’daki Laz köylerinde eğitim vermiş olan Laz
okullarında kullanılmak için hazırlanmış olan kitapların orijinalleri ilk
olarak Abhazya devlet matbaası tarafından basılmış.
Abhazya’da,
1933’de iki cilt halinde yayınlanan Lazca
Açıklamalı Aritmetik Ders Kitabı
Bu
kitap hem pedagojik hem de o yılların üretim ilişkilerine katkı sağlayacak
şekilde hazırlanmış. Kitabı N. Popova, Rusça açıklamalarla hazırlamış.
“Oxesapuşi Supara” adıyla ilk baskısı Sohumi’de yapılmış olan bu Lazca kitap
İskender Tzitaşi’nin adını taşıyor. O zamana kadar Lazcada kullanılmayan
çeşitli terimlerin ilk kez kullanılması bu kitabın bir diğer özelliği. İskender
Tzitaşi, SBKP üyesi bir partili ve Sovyetler Birliği (Abhazya ve Acaristan) Laz
Okulları direktörüydü. Sovyetler Birliği’nin ilk yıllarında Lazların anadili
okulları vardı. Yaşadıkları yörelerde anadil dersleri de görüyorlardı. “Lazika
Yayın Kollektifi”nin yayınladığı “Oxesapuşi Supara”, o yıllarda İskender
Tzitaşi adıyla yayınlanan bir dizi Lazca okul kitabından yalnızca bir tanesi.
“Alboni” (“Laz Alfabesi”), “Ok’itxuşeni Supara” (“Okuma Kitabı”- Fen Bilgisi,
Sosyal Bilgiler, Yurttaşlık Bilgisi”) ve “Çkuni Ç’ara” (“Bizim Yazımız- Lazca”)
bu kitaplar arasında bilinenlerdir. Sosyalizmin inşası döneminde Sovyetler
Birliği’nde doğan Laz çocuklarına pedagojik esaslara uygun olarak ve üretim
için eğitim felsefesinden hareketle bu kitaplar hazırlanmış. Yaşadıkları
yörelerde üretken birer Sovyet Yurttaşı olmaları hedeflenmiş.
28
Aralık 1936’da Abhazya Devlet Başkanı Abhaz önder Nestor Lakoba şaibeli bir
şekilde öldü. Bundan sonra SBKP içindeki diğer öncü Laz aydınları gibi İskender
Tzitaşi’nin de Türk ajanı ve halk düşmanı ilan edilmesi ve tasfiyeleriyle
başlayan dönemde Lazların kültürel hakları da ortadan kaldırıldı. Daha sonraki dönemde hem Abhazya hem de
Acaristan Lazları nüfuslara “Kartveli”/ “Gürcü” olarak kaydedildi. Bu
uygulamalar Sovyetler Birliği’nin resmî uygulamaları haline geldiği için
tartışılmadı; konuşulamadı. Ancak 15 Ekim 1997 tarihinde Abhazya Parlamentosu
aldığı kararla Lazların da itibarlarının iadesini istedi ve düzenlemeler
yapılması kararlaştırdı.
1932,
1935 ve 1938’de Sohum’da yayınlanan Lazca Ders kitapları
Sovyetler Birliği
Lazlarının az nüfusları, gündeme gelememelerinde önemli bir faktördür. Ancak
Sovyetler Birliği Lazlarının kapalı bir toplum özelliği de taşımaları
anadillerini Rusçanın yanı sıra bugüne kadar aktif olarak taşımalarında önemli
bir rol oynadı. 1991 sonunda Sovyetler Birliği çözüldü. Ancak Sovyetler
Birliği’nin Lazlara yönelik resmî ideolojisini, bu kez Tiflis devraldı: “Lazlar
Gürcüdür; Lazca Gürcücenin bir ağızıdır. Lazca ile eğitim olmaz. Lazca ile en
fazla şarkı söyleyebilirsiniz.”
Dünyadaki ilk Lazca
gazete de Abhazya’nın başkenti Sohum’da yayınlandı (7 Kasım 1929); Türkiye’deki
Laz aydınları, her 7 Kasım’ı çeşitli kültürel etkinliklerle “Lazca Dil Günü”
olarak kutluyor
Türkiye
Lazlarının durumu daha da vahimdir. Laz kimliği 1930’lu yıllardan itibaren yok
sayıldı. Laz konuşmak yasaklandı. Okullarda Lazca konuşan çocuklar, yakın
zamanlara kadar şiddete ve baskıya maruz kaldı. “Türk Burjuvazisi,” Laz
çocuklarının anadillerini unutmasını istiyordu. 1980’lerden itibaren şiddet ve
baskıya da gerek kalmadı. Zira elektrik ve onunla birlikte radyo-televizyon
yayınları en ücra köşelere kadar ulaşmaya başladı. “Türk Burjuvazisi”, epey yol
almıştı ancak tamamen başarılı olamamıştı. 1990’lardan itibaren, bunu gören Laz
aydınları dillerini, kimliklerini geleceğe taşımak için Lazca’ya sarıldılar.
Lazcaya dikkat çekip özendirmeye başladılar.
1991’de
Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle ortaya çıkan tek kutuplu dünyaya umut bağlayan kimi aydınlar, her iki Sovyet Devlet Adamı
hakkında çeşitli kent efsaneleri oluşturmaya çalıştılarsa da başarılı
olamadılar. Nestor Lakoba (1893- 1936) ve İskender Tzitaşi (1904- 1938)
İşte bütün bu
gelişmeler çerçevesinde, “Oxesapuşi Supara”nın Türkiye’de yeniden yayınlanması çok önemli bir yere sahip: Öncelikle Sovyetler Birliği Lazlarının
kültürel haklarının olduğu dönemi tescil etmekle kalmıyor, aynı zamanda Lazca
anadili derslerinin ve eğitimin de mümkün olduğunu gösteriyor. Bu kitap,
böylelikle de hem Gürcistan hem de Türkiye’nin inkârcı- asimilasyoncu resmî
ideoloji ve resmî tarih politikalarına artık son vermesi çağrısı özelliği de
taşıyor. Ümit ederiz bu çalışmalar Lazca İncil-i Şerif ve Lazca K’uran-ı
Kerim’in de yayınlanacağının müjdecisi olur.
(Kaynak: Ali
İhsan Aksamaz, Özgür Gündem Gazetesi, İstanbul, 09 VII 2012)
https://abhazpostasi.com/yazarlar/ali-ihsan-aksamaz/abhazya-da-yayinlanan-lazca-ders-kitaplari/310/
https://www.circassiancenter.com/tr/abhazyada-yayinlanan-lazca-ders-kitaplari/