https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/03/kafkasyadan-anadoluya-lazlar-arsiv.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/turkiyede-bir-kafkasya-dili-lazca.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2023/12/abhazyada-yaynlanan-lazca-ders-kitaplar.html
[Ön
açıklama: 1993’ün Kasım’ında “Kültür Dergisi Ogni”yi yayınlamaya başladık.
Ancak ne yazık ki dergiyi 6 sayı yayınlayabildik. O zamanlar, yine ne yazık ki,
Türkiye’de benden başka Lazca ve Lazlar konusunda meydana çıkıp sürekli makale
yazabilen ve yayınlatabilen hiç kimse yoktu. “Ogni Kültür Dergisi”nin 6.
sayısından sonra,1996 yılına kadar, Lazca ve Laz Tarihine ilişkin makale ya da
çevirilerimi “Yeni Kafkasya”, “Birikim Sosyalist Kültür Dergisi”, “Tarih ve
Toplum Dergisi” ile “Alaşara Dergisi”nde yayınlatma imkânım oldu. Bu yayın
organlarının o zamanki yöneticilerine müteşekkirim. Aşağıdaki makalemi 1995 yılında
yazdım; “Alaşara Dergisi”nde yayınlandı. Nart Yayıncılığın yöneticisi Kutarba Hayri
Ersoy’a biraz daha fazla müteşekkirim çünkü daha sonra yayıncı Özcan Sapan’ın
benimle tanışmasına da vesile oldu.
Bu makaleyi, internet
ve cep telefonunun bulunmadığı, çeşitli kaynak ve kıyas imkânlarının olmadığı bir zamanda yazmıştım. O zamanlar
herkes gibi, benim de bilgisayarım yoktu. Yani hiçbir şey öyle bir tık ötede
değildi. Makaleyi yayına yeniden hazırlarken ufak tefek dizgi hataları ile
benden kaynaklandığını düşündüğüm bilgi ve yazım hatalarını düzelttim.
Makalenin içeriğine uygun yeni görsel malzemeler eklemeyi de uygun gördüm.]
+
Türkiye’de Bir Kafkasya Dili: Lazca
Lazca ve Megrelce bazı
dilbilimciler tarafından Antik Kolkheti dilinin süreç içinde ayrılmış iki kolu olarak
tanımlanır. Lazca, Megrelce, Svanca ve Gürcüce “Güney Kafkasya dil ailesini
oluşturur.
Lazcanın konuşulduğu yerler
Lazca, bu dili
konuşanların tarihsel olarak birlikte yaşadıkları Rize’nin Pazar, Ardeşen,
Fındıklı ve Artvin’in Arhavi ve Hopa ilçelerinde, Acaristan’ın Batumi kenti
civarında ve Rusların Kafkasya’da hâkimiyet kurmalarından ve 1877- 78 (93)
Osmanlı- Rus Harbi’nden sonra Osmanlı topraklarına göç ederek, günümüzde
Türkiye’nin batı bölgelerinde (Adapazarı, Düzce, Bolu, Akçakoca, Yalova vb.)
yaşayanlar arasında kullanılır. Ayrıca, Lazların yaşadıkları Abhazya, Rusya
Federasyonu’nun çeşitli bölgelerindeki yerleşim birimlerinde ve Romanya’nın
Lazu kasabasında Lazca konuşulmaktadır.
Yapılan tahminlere
göre; Türkiye’de 250.000 kişi Lazcayı yoğun olarak günlük hayatın her alanında konuşmaktadır.
Osmanlı Yönetiminde Lazcayı Yazılı
Dil Haline Getirme Çabaları
Osmanlı Yönetimi
sırasında, Lazcayı yazı ve eğitim dili haline getirme konusunda bir takım
çalışmalar olmuştur. Ünlü bilim adamı Niko Marr, alan çalışması yapmak için Osmanlı
Lazistan’ına gittiğinde tanıştığı Hopalı Faik Efendi’nin, Sultan 2. Abdulhamid
döneminde Lazcanın alfabesini oluşturmak için girişimlerde bulunduğunu, bu
çabalarından dolayı Faik Efendi’nin tutuklanarak zindana atıldığını ve
dökümanlarının ateşe verildiğini anlatır. Ailesi de başka illere sürülür. [[M. Vanilişi, A. Tandilava, S. 71/O. T̆amt̆ruli ]]
Sovyetler
Birliği Lazları
Sovyetler Birliği
(Acaristan ve Abhazya ) Lazları, Sovyet Yönetiminin ilk yıllarında kültürel
haklara sahipti. Lazca, 1920’li yıllarda yazılı bir dil haline geldi. Nüfus
kayıtlarına kendi etnik kimlikleriyle kaydedildiler. Laz okullarında, Laz
çocukları kendi anadillerinde eğitim görmeye başladı. Ders kitaplarının yanı sıra
, Lazca tiyatro eserleri de sergilendi., gazete ve dergiler çıkarıldı. Bu süreç
içinde Mç̆ita Murunʒxi (Kızıl Yıldız) adlı Lazca gazete yayına başladı.
Ana dili Lazca olan çocuklar için SSCB’de yayınlanan
ders kitapları ile ilk Lazca gazete: Mç̆ita Murunʒxi, Sokhumi, 7 Kasım 1929
1937- 38 meşhur
Stalinist tutuklama ve sindirme döneminde Lazların bilim adamı, şair ve Lazca
okullar direktörü İskender Ǯitaşi katledildi. Laz halkının önderleri baskılara
uğradı. Laz halkının kültür özgürlüğü gaddarca engellendi. Lazlar, 1939’dan
başlamak üzere nüfus kayıtlarına “Gürcü” olarak geçirildi. 1949’da, Lazlar Batı
Gürcistan bölgesinden Kazakistan’a sürüldü. Lazca hiç konuşanı kalmamış bir
dilmiş gibi, sadece akademik çalışma düzeyine indirgendi.
Georges
Dumézil ve Lazca
[Bu kitaba ilişkin
Niyazi Ahmet Banoğlu şunları yazıyor: “… 1925’ten 1931 yılına kadar profesör
olarak görev yapan Georges Dumézil… ile 30 sene evvel İstanbul Üniversitesinde
tanışmış, Kafkas Dilleri üzerine çalışmıştık. Prof. Marr’dan sonra ilim âlemine
sunduğu Kont dö Laz [Contes des Lazes (Laz Masalları)] eseri bu devrenin
mahsulü idi…” (Havadis Gazetesi
Muhabiri, 24 VII 1958)]
Fransız dilbilimci
Prof. Georges Dumézil, Türkiye’ye gelerek Abazaca, Ubıhça ve Lazca ile ilgili
çalışmalar yapmıştır. Çalışmalarından dolayı, kendisine İstanbul Üniversitesi
yıllarında fahri doktor ünvanı verilmiştir. Bugüne kadar Lazların geçmişleri,
dilleri ve kökenleri üzerine 2000 sayfadan fazla makale yazılmıştır.
“Fahri
Lazoğlu” Alfabesi
1984’de
Batı Almanya’da “Fahri Lazoğlu” tarafından uygulamaya konulan yeni Laz
Alfabesiyle birçok Lazca makale kültür hayatına kazandırılmıştır.1993 yılında
yayın hayatına Türkiye’de başlayan “Ogni Kültür Dergisi” de, bu alfabeyle
yazılmış birçok Lazca metine sayfalarında yer verdi.
Lazuri
Alboni
A
/
a-
ağani (yeni); ambai (haber); ant̆ama (şeftali); ar (bir); arguni (balta)
B / b- bombula
(örümcek); bozo (kız); buli (kiraz); badi (ihtiyar adam); bergi (çapa)
C / c- ca (ağaç);
cixa (kale); coğori (köpek); cuma (erkek kardeş); cumu (tuz)
Ç / ç-
çala (saman); çxu (kalın); çiçku (taze); çili (evli kadın); çkva (başka)
Ç̆
/ ç̆-
ç̆anda (düğün); ç̆ereli (renkli); ç̆ima ( yağmur); ç̆uburi (kestane); ç̆umani (
yarın)
D / d- dadali
(çiçek); dadi (hala, teyze); daduli (tavuk); didi (büyük); dido (çok)
E / e- ebza (kibrit);
eçi (yirmi); eçidoar (yirmibir); eçidovit (otuz); emtumani (yokuş)
F / f- fara (kere),
feli (kabak); feluk̆a (kayık); furni (fırın)
G
/ g-
guguli (guguk kuşu); gudeli (meyve sepeti);
guda (tulum); guri (kalp)
Ğ / ğ- ğali (dere);
ğeci (domuz); ğoberi (çit); Ğormoti (Tanrı); ğvini (şarap)
H / h- hak (burada);
haşo (böyle); ho (evet); heşo (öyle); haʒ̆i
(şimdi)
[x, “mahmur “
kelimesindeki “h” harfine benzer şekilde okunur.]
X /
x-
xami (bıçak); xaro (hububat çukuru); xe
(el); xinci (köprü); xut (beş)
İ / i- ini (soğuk);
ixi (rüzgâr); ik̆inaçxa (Salı günü); iri (her)
J / j- jin (üst); jur
(iki); jurşuroni (gebe)
K / k-
kapça (hamsi); kart̆ali (mektup); kra
(boynuz); kva (taş);
K̆
/ k̆-
k̆alati (sırt sepeti); k̆at̆u (kedi); k̆inçi (kuş); k̆oçi( erkek)
L / l- lazut̆i (mısır); limxana (eğrelti
otu); lu (lahana); lumci (akşam)
M / m- mamuli (horoz); moni (inci); mosa
(ağ); muruʒxi (yıldız)
N / n- nana (anne);
nek̆na (kapı); nena (dil); noğa (çarşı); nusa (gelin)
O / o- oxori (ev);
okro (altın); ordo (yakın zamanda);
oropa (aşk); otxo (dört)
P /
p-
parpali (kelebek); pavri (yaprak); puci (inek)
P̆
/ p̆-
p̆ap̆uli (büyükbaba);p̆arask̆e ( Cuma günü);
p̆ici (ağız)
R / r- ragi (tuzak); rak̆ani (tepe); ruba
(boğaz); Rusi (Rus)
S / s- seri (gece);
sum (üç); si (sen); so (nerede)
Ş / ş- şara-gza (şose yolu); şilya (bin);
şura (koku); şuri (can)
T /
t-tamo
(yavaş); ti (baş); toli (göz); tuta (ay)
T̆/
t̆-
t̆oba (göl); t̆oroci (güvercin); t̆et̆eli (çıplak)
U / u- uba (göğüs);
uci (kulak); uça (siyah); uk̆açxe (sonra)
V / v- var (yok);
vava (gölge); vit (on); vana (yoksa);
Y/ y-yali (ayna);
yeli (açelya); yulva (doğu)
Z / z- zeni (düzlük);
zuğa (deniz)
Ž/ ž- žiʒina: (gülme)
Ʒ / ʒ-
ʒa (gök); ʒanʒa (ufak sepet); ʒxeni (at)
Ǯ /
ʒ̆-
ʒ̆ana (yıl); ʒ̆ip̆ili (civciv); ʒ̆ipuri (gürgen)
[Faydalanılan yayın: Parpali, Batı Almanya,
1984]
+
Lazuri
Bgara (Lazca Ağıt)
“Mu
p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a do so vida, Şazie çkimi-a?
Umurade
uça let̆aşa nulurt, Şazie çkimi-a.
K̆urşumiten
zoğaşi jin guri gç̆arut̆ui, Şazie çkimi-a?
Mu
p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a do so vida, Şazie çkimi-a?
Andğa-
ç̆umen ç̆anda skanis na meşvent̆i, vargaça’arui, Şazie çkimi-a?
Çkva
ok̆rebules tentenepe skani var şvarei , Şazie çkimi-a?
Nusalik̆obas
var nuç̆işi do k̆olok̆obos meç̆k̆idii, Şazie çkimi-a?
Mu
p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a, mu p̆a do so gomduna, Şazie çkimi-a?
Bişkvidai, gomdunai, ti dobik̆vilai, Şazie
çkimi-a?
Ne
yapayım,… ne yapayım, nereye gideyim, Şaziyeciğim?
Muradını
almadan kara toprağa gittin, Şaziyeciğim.
Kurşunla
deniz üstünde ölmek kaderin miydi, Şaziyeceğim?
Ne
yapayım… ne yapayım, nereye gideyim, Şaziyeciğim?
Bugün,
yarın düğününü beklerdi kaderin değil miydi, Şaziyeciğim?
Artık
ocağın başında o dantelleri öremeyecek misin, Şaziyeciğim?
Gelinliğe
yetişemedin, gençliğini görmedin, Şaziyeceğim.
Ne
yapayım… ne yapayım, nerede kaybolayım, Şaziyeciğim?
Boğulayım
mı, kaybolayım mı, kendimi öldüreyim mi, Şaziyeciğim?”
[Önerilen
okumalar (1995’te faydalanılan kaynaklar ile sonradan çıkan yayınlan):
Ali İhsan Aksamaz/ Faik Ateş, “Lazca ve Megrelce Arasındaki İlişki”, ‘Ogni
Kültür Dergisi’, Sayı 1, Kasım 1993,
İstanbul; Ali İhsan Aksamaz, “Dillerimiz Yaşamalı”, Yeni Kafkasya Gazetesi,
Sayı 27/ 28, Aralık, İstanbul, 1994; Ali İhsan Aksamaz, “Kafkasya Kültür
Kökenli Bir Topluluk: Lazlar”, Birikim Sosyalist KültürDergisi, Sayı 71/ 72,
Mart/ Nisan 1995;Ali İhsan Aksamaz, “Ogni Kültür Dergisi (Anı-1)”,
circassiancenter.com.tr, 15. XI. 2015; Arnold Çikobava, “Çanur- Megrul- Kartuli
Şedarebiti Leksikoni ( Lazca- Megrelce- Gürcüce Karşılaştırmalı Sözlük)”, Tbilisi,
Akademia,1938; B. G. Hewitt, “Language, Nationalism and the West’s Response,
SSEE’ 75th Anniversary Conference, December 1990; B. Geiger, T. Halasi- Kun, A.
H. Kuipers, K. L. Menges, “Peoples And Languages of the Caucasus, Colombia
University, Mouton/ Co.,’S- Gravenhage, 1959; Georges Dumézil, “Documents
Anatoliens, IV Reecits Lazes En Dialecte D’Arhavi (Parler De Şenköy) Paris,
Presses Universitaires De France, 1967; İrfan Çağatay Aleksiva, "Osmanlı
İmparatorluğu'nun Son Döneminde Lazlar (1877-1923)", İletişim Yayınları,
İstanbul, 2024; Mehmedali Barış Beşli: “Tarihe Karşı Kısa Bir Tarih”, Mjora/
Lazepeşi Nena, Sayı 1, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 2000; Muhammed
Vanilişi, Ali Tandilava, (Çev.: Hayri Hayrioğlu), “Lazlar'ın Tarihi”, Ant
Yayınları, İstanbul, 1992; Niko , “Grammatika Çanskago Lazyka”, Akademija, S.
Petersburg, 1910; Osman T̆amt̆ruli, “ Nananena/
Lazca Ders Kitabı”, Kaukasus-
Verlag, Freudenstadt, Almanya, 1991; Peacok,
(çev.: Ali İhsan Aksamaz), “ Karşılaştırmalı Kafkas Dilleri (Gürcüce, Megrelce,
Lazca, Svanca, Abhazca) Sözlüğü”, Alaşara Dergisi, Sayı 4, Temmuz, Nart
Yayıncılık, İstanbul, 1995; Ralp D. Anderson, “A Grammar of Laz ( A
Dissertation)”, Austin, Texas,
University Microfilms, Inc., Ann Arbor, Michagan, 1963]
N. Marr ve İ. Kipşidze’nin Lazcaya ilişkin iki eşsiz
eseri (St. Petersburg, 1910, 1911]
[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, “Türkiye’de Bir Kafkasya Dili: Lazca”,
Alaşara Dergisi, Sayı 7- 8/ Ekim- Kasım, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995]
[Alaşara Dergisi önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Türkiye’de Bir Kafkasya
Dili: Lazca”, Alaşara Dergisi, Sayı 7- 8/ Ekim- Kasım, Nart Yayıncılık,
İstanbul, 1995; Ali İhsan Aksamaz, “Kafkasya’dan Anadolu’ya Lazlar”, Alaşara
Dergisi, Sayı 11, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1996; Ali İhsan Aksamaz, “Black
Sea”, Alaşara Dergisi, Sayı 12, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1997; Cemil
Kantoğlu: “Ahmet Kırım’a Katılmıyorum”, Alaşara Dergisi, Sayı 5-6, Nart
Yayıncılık, İstanbul, 1995; Joakim Enwall, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Megrellerin
Sesi: Kazakişi Gazeti”, Alaşara Dergisi, Sayı 9- 10, Nart Yayıncılık, İstanbul,
1995; “Lazlar” Çıktı”, Alaşara Dergisi, Sayı 12, Nart Yayıncılık, İstanbul,
1997; Nugzar Zhodzhua, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Ben Bir Megrel’im”,
Alaşara Dergisi, Sayı 5-6, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; “Ogni Sustu Mu?”,
Alaşara Dergisi, Sayı 3, Temmuz, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; Peacok/
Robert N. Cust, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Peacock’un Karşılaştırmalı
Kafkas Dilleri Sözlüğü”(“Original vocabularies of five West Caucasian Languages”,
Journal of the Royal Asiatic Society, 1887) Alaşara Dergisi, Sayı 4, Temmuz,
Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995]