“Soğuk
Savaş Yıllları”ndan Örnek Bir Makale Üzerine Kısa Bir Not
Dr.
Fahrettin Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar
başlıklı makalesinin fotokopisi 1992’de elime geçmişti; o sırada günlük olarak
yayımlanmakta olan Aydınlık Gazetesi’nin arşivinde çalışan bir arkadaşım bana
ulaştırmıştı. Dr. Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar
başlıklı makalesi, daha doğrusu 1972’de VII. Türk Tarih Kongresi’ne sunduğu
tebliği üzerinde kısaca durmak istiyorum. Bu makalenin yayımlanmasının
üzerinden yaklaşık olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre geçmiş. Bu zaman
içinde söz konusu bu makale çeşitli yazarlar tarafından kaynak olarak görülüp
kullanılmış; bazen tırnak içinde bazen özetlenerek aktarılıp durmuş. Ben de
“Soğuk Savaş yılları”nın ürünü bu makaleden ve yazarının diğer çalışmalarından
şöyle veya böyle istifade ettiğimi belirtmeliyim.
Otuz yılı
aşkın bir zamandır ortalıkta dolaşan bu makale hakkında “pek ciddiye alınmamış”
ki, Türkiye’den tek bir kişinin kaleme aldığı tek bir satır eleştiriye bugüne
kadar rastlamadım. Bununla beraber Türkiye’de yayımlanmış olan telif veya
çeviri birkaç makalede Dr. Kırzıoğlu’nun adını anan ve Türkiye’deki resmî
ideoloji ve resmî tarih tezlerinin yegâne temsilcisi olduğunu ileri süren veya
ima eden ve bu sebeple sadece kendisini eleştiren birkaç satıra tesadüf
ettiğimi belirtmeliyim; bunlardan bazılarını aktarmak istiyorum.
Hayri
Hayrioğlu, “Demagoji Uzmanları” başlığını taşıyan makalesinde, “Öteden beri Gürcü Tarihi’ni, etnonomisini,
tofonomisini tahrif ve saptırma hususunda uzmanlaşmış bazı isimler mevcuttu. F.
Kırzıoğlu, H.Göktürk, M. A. Özder bunların başında geliyordu...” diye
yazıyor.
İmzasız
olarak Ogni Kültür Dergisi’nde
yayımlanan başka bir makalede, “Lazların Kimliği üzerine var olan tezler” alt
başlığı altında Lazlara yönelik üç resmî ideolojiye dikkat çekiliyor ve şöyle
deniyor: “a) Lazlar, Orta Asya’dan göç
eden Türk boylarından biridir. (Resmi
ideoloji). B) Lazlar, Rum Pontus İmparatorluğu’nun kalıntılarıdır... c) Lazlar,
Gürcüler’in bir koludur. (Gürcü resmî ideolojisi)...”
Makalede
ilk resmî ideolojiyle bağlantılı olarak Dr. Kırzıoğlu’nun adı da anılıyor: “Türkiye’de Güneş Dil ve Tarih tezi’ne
dayanan, Anadolu’da yaşayan halkların Türk kökenli olduğunu iddia eden resmi
ideolojiden Lazlar da nasibini almış ve tüm tarihi gerçekler çarpıtılarak Saka
Türkleri’nin bir kolu olarak Türkleştirilmişlerdir. Bu tezin baş mimarı olan
Erzurum Üniversitesi profesörlerinden Kirzioğlu, resmi ideolojiyi savunan tüm
sözde bilim adamları gibi bilimin temel ilkelerini bir kenara itip, hiçbir
tarihi kaynak göstermeksizin, ya da birtakım belgeleri açıktan çarpıtarak
tezini ispatlamaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra resmi ideolojiyi savunan tüm
‘Türk bilimcileri’nin kullandığı bilim dışı yöntemi o da kullanmaktadır. Bu
yöntemin en belirgin özelliği, okuyucunun denetleyemeyeceği birçok tarihi
kaynağı yorumlayarak sunmak ve iki dil arasında karşılaştırma yaparak ses
benzerliği olan kelimelerin aynı kökten geldiğini ve bundan da aslında iki
dilin akraba olduğunu, hatta aynı dil olduğunu ispatlamak. Bu yöntemle
Afrika’da yaşayan bir kabile dili ile İngilizce’nin akraba ya da aynı dil
olduklarını ispatlamak mümkündür. Ancak bu ispatın bilimle uzaktan yakından
ilgisi yoktur.”
Dr.
Kırzıoğlu’nu eleştiren bir diğer kişi Wolfgang Feurstein, şunları yazıyor: “... Lazlar’ın kimliklerini yok etmek için,
onları ırk ve etnik olarak Türk saydılar. Bu işle ilgilenmek üzere bir şovenist
olan Erzurum Üniversitesi öğretim üyelerinden Fahrettin Kırzıoğlu’nu
görevlendirdiler. Fahrettin Kırzıoğlu, yazı masasına oturarak, hemen
azınlıklara birer Türk şeceresi çıkarıverdi. Kullanılan yöntem hep aynı idi:
Kırzıoğlu, ilk önce okuyucuyu bir sürü tarihi halk tanımıyla gafil avlamakta
daha sonra eski Türk kabileleriyle arasındaki ses benzerliğini arayarak, sözde
tarihî alaşımına bir tutam da Müslümanlık katmakta. Ve bu kişi de kendini Türk
Dili ve Tarihi araştırmacısı olarak nitelemekte. Şimdiye kadar Türkiye’de
hiçbir kişi tarafından, tarih bu kadar kötü çarpıtılmamıştır...”
Dr.
Kırzıoğlu’nun yazdıklarını ciddiye alıp da Türkiye’den eleştiren kimse
bulunmamasına rağmen, dışarıdan birisinin bulunduğunu belirtmeliyim. Bu kişi
İldiko Beller-Hann, İngilizce olarak
kaleme aldığı (ve yakında Türkçe olarak da yayımlanacak olan) makalesinin
Türkçe başlığı Doğu Karadeniz Kıyısında
Efsane ve Tarih. Bellér-Hann’ın söz konusu makalesi Central Asian Survey’in 1995/14 (4) nüshasında yayımlanmış.
Bellér-Hann
şunları yazıyor: “Batı biliminin en iyi
geleneklerine göre Laz Tarihini incelemeye yönelik... girişimlere ilâveten, bu
geleneklerin dışında iki çalışma, bu konu üzerinde keskin bir iddiaya sahiptir.
Profesör M. Fahrettin Kırzıoğlu, kuzeydoğu Türkiye ve Kafkasya Tarihi üzerine
40 yıldır yazmaktadır. Onun çalışması yalnızca resmi ideolojiyi takviye
etmiyor, böyle ideolojilerin, üzerine bina edilebilecek temeli sağlıyor.”
Dr.
Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar
başlıklı makalesini bu makalemi kaleme almadan önce birçok defa okudum; ortaya
attığı iddiaları araştırmaya koyuldum. Dr. Kırzıoğlu’nun bazen doğru
söylediğini, çoğunlukla da “konu”yu ustalıkla saptırdığını tespit ettim.
Makalesini her okuyuştan sonra, “Dr. Kırzıoğlu 1972’de Lazları hedef alan böyle
bir makaleyi acaba neden kaleme aldı?” sorusunun cevabını bulmaya çalıştım.
Lazlar, 1972’de Dr. Kırzıoğlu’nun hedefi olmak için ne yapmışlardı? Geriye
dönük olarak gazete ve ilgili dergi arşivleri incelendiğinde, o yıllarda Dr.
Kırzıoğlu’nu böyle bir makale yazmaya sevk edecek tek bir “haklı” sebebin
bulunmadığı anlaşılıyor. Ancak Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarına bakarak, yalnızca
Lazları değil, Megrelleri, Svanları ve Gürcüleri de hedef aldığını görüyoruz.
Dr.
Kırzıoğlu, önce bir tarih öğretmeni olarak karşımıza çıkıyor; ama sıradan bir
tarih öğretmeni gibi hareket etmiyor; o dönemde yazdıklarından “birileri”nin
dikkatini çekmeye çalıştığını görüyoruz. “Başarılı” görülüyor ki, doktorası
kabul ediliyor ve öğretim görevlisi de oluyor.
Dr.
Kırzıoğlu’nun söz konusu makalesindeki asıl hedefi aslında Sovyetler Birliği ve
Gürcüstan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’dir. Sovyetler Birliği’nin 1945’te
Türkiye’den toprak talebinde bulunmasının ve 1968’de İstanbul’da Ahmet Özkan
imzasıyla yayımlanan Gürcüstan
başlıklı kitabın acısını Lazlar’dan çıkarmaya çalışmaktadır.
Dr.
Kırzıoğlu, makalesinde uzun dipnot açıklamaları kullanıyor; ayrıca önceki
yıllarda da “bu konular”da makaleler yazdığını göstermek istercesine bu
makalelerinin adlarını zikrediyor. Makalesi esas olarak iki bölümden oluşuyor.
İlk bölümde, Lazlar’ın “Gürcü”/”Kartveli” olmadıklarını delillere dayanarak ve
doğru olarak ispat ediyor (ki kendisinin bu konudaki tespitleri bilimseldir ve
biz de bu tespitlerin altına imza atıyoruz). Ancak Dr. Kırzıoğlu; Lazları
“Gürcü” yapıveren “Gürcü”/ “Kartveli” resmî ideoloji ve resmî tarih tezlerini
eleştirmiyor, bunun yerine “Gürcü”/ “Gürcüstan” düşmanlığına yöneliyor.
Makalesinin
ikinci bölümünde ‘komedi’ başlıyor; “Lazlar/Çanarlar’ın Turanlı ve Türk
olduğunu gösteren deliller” alt başlığıyla yayımlandığı bölümde Anayasa’nın, “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı
olan herkes Türk’tür” diyen 66. maddesiyle bile Dr. Kırzıoğlu çelişkiye
düşüyor ve yaşadıkları coğrafyada tarih kadar eski ve Megrellere yakın akraba
bir halk olan Lazları, haklarında yazılanlar çelişkili ve varlıkları bile
şüpheli; kimleri hangi zamanlarda ifade ettiği belli olmayan bazı “siyasi
yapılar”a yamamaya gayret gösteriyor. Osmanlıca’ya vâkıf bir kişi olan Dr.
Kırzıoğlu’nun, Şemseddin Sami’nin hazırladığı ve İstanbul’da yayımlanan
(1889-98) Kâmusü’l Âlam adlı tarih ve
coğrafya ansiklopedisindeki “Lazlar ve Lazistan maddeleri”ni görmezlikten
gelmesi de dikkat çekici!
“CHP’nin
tek parti yönetimi ve “Soğuk Savaş yılları” sırasında Türkiye’deki resmî
ideoloji, Lazları yalnızca ileriye yönelik olarak şekillendirmeye çalışmakla
yetinmiyor. Dr. Kırzıoğlu gibi tarihçiler aracılığıyla da geçmişlerini
gelecekleriyle uyumlu hale getirmek için yoğun bir çaba harcıyordu.
Dr.
Kırzıoğlu “geçmişteki” Laz ile Megrel kavramlarının aynı halkı tanımlamak için
ilkinin Roma/ Bizanslılar, ikincisinin Abhaz/Abazalar ve Gürcüler tarafından
eşanlamlı olarak kullanıldığını kabul etmiyor. “Laz” ve “Megrel” kavramlarını
“geçmişte” de bugünkü anlamıyla kullanıldığını kendince ispat etmeye çalışarak
Lazlar ve Megreller’in taa başından beri farklı halklar olduklarını kafalara
kazımaya çalışıyor. Aynı tavrı, birbirleriyle eşanlamlı olarak kullanılmış olan
“Lazika” ve “Egrisi” kavramlarına karşı da sürdürüyor.
Lazlar’dan
“Laz” adıyla ilk bahseden 1.yüzyıl tarihçisi Plinius’tur. 2. yüzyıl tarihçisi
Arrianus zamanında Lazlar, Sohumi’den başlamak üzere “Trabzon”a kadar olan
bölgede yaşamaktaydı. Roma/ Bizanslılar’ın “Laz” dedikleri bu halkı
Abhaz-Abazalar ve Gürcüler “Megrel” olarak adlandırır. Süreç içinde günümüzde
Türkiye ve Gürcüstan’da yaşayan ve Müslüman olanları “Laz”, yalnızca
Gürcüstan’da yaşayan ve Hıristiyan kalanları ise “Megrel” adıyla
özdeşleşmiştir. Dr. Kırzıoğlu, üstlendiği misyon gereği bu gerçekleri
görmezden gelmekle yetinmiyor; Megrellere “çamur” atmaya da çalışıyor. Bunu da
yaparken denize düşmüşün yaptığı gibi “yılan”a sarılıyor; “farklı resmî tarih
tezleri”nden bile medet umuyor; “namus” kavramına sığınıyor ve “tehlikeli bir
argüman”ı devreye sokmaya çalışıyor.
Dr.
Kırzıoğlu, günümüzde Lazlar’ın toplu olarak yaşadıkları bölgeleri Sarp köyü ile
Kemer Burnu arasında ibaretmiş gibi gösteriyor. Osmanlı Rus Savaşları sonucunda
ortaya çıkmış olan Marmara Bölgesindeki günümüz “Laz diasporası”nı görmezlikten
geliyor.
Dr.
Kırzıoğlu, “kısmetim belki daha da açılır” düşüncesiyle olacak, “görücüye
çıkmak” için ‘1972’deki VII. Türk Tarih Kongresi’ni “bulunmaz bir fırsat”
olarak görüyor ve oportünist bir tavırla fukara Lazları hedef tahtasına
yerleştiriyor. Şimdiye kadar “hiçbir bilim çevresi”nde ciddiye alınmadığı
bilinen Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarıyla değil, ama bu oportünist tavrıyla
adından uzunca bir süre söz ettireceğinden şüphe yok. (1998)
Kaynaklar
ve/ veya Önerilen Okumalar: “Anadolu’nun
En Eski Halklarından Biri: Lazlar (1994): Ogni
Kültür Dergisi, sayı 2, İstanbul; 1961
Anayasası İle Eski Anayasalar (1976): Filiz Kitabevi, İstanbul; Canaşia,
S.- Berdzenişvili, N. (1987): “Türkiye’den Haklı İstemlerimiz”, Tarih ve Toplum, sayı 46, İstanbul; Feurstein,
Wolfgang (1994): “Bir Alman Gözüyle Lazlar”, Ogni Kültür Dergisi, sayı 2, İstanbul; Hayrioğlu, Hayri (1993):
“Demagoji Uzmanları”, Çveneburi Kültürel
Dergi, sayı 1(8), Bursa; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1970): “
Gürcistan Yazarı Ve Gerçekler”, Millî
Işık, sayı 38-42, İstanbul; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1972):
“Lazlar/ Çanarlar”, VII. Türk Tarih
Kongresi, Cilt 1, s. 420-445; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1976): Osmanlılar’ın Kafkas-Ellerini Fethi
(1451-1590), Sevinç Matbaası, Ankara; Özkan Ahmet (1968): Gürcüstan, Aksiseda Matbaası, İstanbul.
[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, “Soğuk Savaş Yıllları”ndan
Örnek Bir Makale Üzerine Kısa Bir Not”, “Doğu Karadeniz’de Resmî İdeolojiler
Kuşatması,1. Baskı, Sorun Yayınları, 2003; 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul,
2011]
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.2709.pdf
https://www.circassiancenter.com/tr/soguk-savas-yilllarindan-ornek-bir-makale-uzerine-kisa-bir-not/