27 Mart 2025 Perşembe

“Soğuk Savaş Yıllları”ndan Örnek Bir Makale Üzerine Kısa Bir Not

 

 


 

 

“Soğuk Savaş Yıllları”ndan Örnek Bir Makale Üzerine Kısa Bir Not

 


Dr. Fahrettin Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar başlıklı makalesinin fotokopisi 1992’de elime geçmişti; o sırada günlük olarak yayımlanmakta olan Aydınlık Gazetesi’nin arşivinde çalışan bir arkadaşım bana ulaştırmıştı. Dr. Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar başlıklı makalesi, daha doğrusu 1972’de VII. Türk Tarih Kongresi’ne sunduğu tebliği üzerinde kısaca durmak istiyorum. Bu makalenin yayımlanmasının üzerinden yaklaşık olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre geçmiş.  Bu zaman içinde söz konusu bu makale çeşitli yazarlar tarafından kaynak olarak görülüp kullanılmış; bazen tırnak içinde bazen özetlenerek aktarılıp durmuş. Ben de “Soğuk Savaş yılları”nın ürünü bu makaleden ve yazarının diğer çalışmalarından şöyle veya böyle istifade ettiğimi belirtmeliyim.

 

Otuz yılı aşkın bir zamandır ortalıkta dolaşan bu makale hakkında “pek ciddiye alınmamış” ki, Türkiye’den tek bir kişinin kaleme aldığı tek bir satır eleştiriye bugüne kadar rastlamadım. Bununla beraber Türkiye’de yayımlanmış olan telif veya çeviri birkaç makalede Dr. Kırzıoğlu’nun adını anan ve Türkiye’deki resmî ideoloji ve resmî tarih tezlerinin yegâne temsilcisi olduğunu ileri süren veya ima eden ve bu sebeple sadece kendisini eleştiren birkaç satıra tesadüf ettiğimi belirtmeliyim; bunlardan bazılarını aktarmak istiyorum.

 

Hayri Hayrioğlu, “Demagoji Uzmanları” başlığını taşıyan makalesinde, “Öteden beri Gürcü Tarihi’ni, etnonomisini, tofonomisini tahrif ve saptırma hususunda uzmanlaşmış bazı isimler mevcuttu. F. Kırzıoğlu, H.Göktürk, M. A. Özder bunların başında geliyordu...” diye yazıyor.

 

İmzasız olarak Ogni Kültür Dergisi’nde yayımlanan başka bir makalede, “Lazların Kimliği üzerine var olan tezler” alt başlığı altında Lazlara yönelik üç resmî ideolojiye dikkat çekiliyor ve şöyle deniyor: “a) Lazlar, Orta Asya’dan göç eden Türk boylarından biridir. (Resmi ideoloji). B) Lazlar, Rum Pontus İmparatorluğu’nun kalıntılarıdır... c) Lazlar, Gürcüler’in bir koludur. (Gürcü resmî ideolojisi)...”

 

Makalede ilk resmî ideolojiyle bağlantılı olarak Dr. Kırzıoğlu’nun adı da anılıyor: “Türkiye’de Güneş Dil ve Tarih tezi’ne dayanan, Anadolu’da yaşayan halkların Türk kökenli olduğunu iddia eden resmi ideolojiden Lazlar da nasibini almış ve tüm tarihi gerçekler çarpıtılarak Saka Türkleri’nin bir kolu olarak Türkleştirilmişlerdir. Bu tezin baş mimarı olan Erzurum Üniversitesi profesörlerinden Kirzioğlu, resmi ideolojiyi savunan tüm sözde bilim adamları gibi bilimin temel ilkelerini bir kenara itip, hiçbir tarihi kaynak göstermeksizin, ya da birtakım belgeleri açıktan çarpıtarak tezini ispatlamaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra resmi ideolojiyi savunan tüm ‘Türk bilimcileri’nin kullandığı bilim dışı yöntemi o da kullanmaktadır. Bu yöntemin en belirgin özelliği, okuyucunun denetleyemeyeceği birçok tarihi kaynağı yorumlayarak sunmak ve iki dil arasında karşılaştırma yaparak ses benzerliği olan kelimelerin aynı kökten geldiğini ve bundan da aslında iki dilin akraba olduğunu, hatta aynı dil olduğunu ispatlamak. Bu yöntemle Afrika’da yaşayan bir kabile dili ile İngilizce’nin akraba ya da aynı dil olduklarını ispatlamak mümkündür. Ancak bu ispatın bilimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.”

 

Dr. Kırzıoğlu’nu eleştiren bir diğer kişi Wolfgang Feurstein, şunları yazıyor: “... Lazlar’ın kimliklerini yok etmek için, onları ırk ve etnik olarak Türk saydılar. Bu işle ilgilenmek üzere bir şovenist olan Erzurum Üniversitesi öğretim üyelerinden Fahrettin Kırzıoğlu’nu görevlendirdiler. Fahrettin Kırzıoğlu, yazı masasına oturarak, hemen azınlıklara birer Türk şeceresi çıkarıverdi. Kullanılan yöntem hep aynı idi: Kırzıoğlu, ilk önce okuyucuyu bir sürü tarihi halk tanımıyla gafil avlamakta daha sonra eski Türk kabileleriyle arasındaki ses benzerliğini arayarak, sözde tarihî alaşımına bir tutam da Müslümanlık katmakta. Ve bu kişi de kendini Türk Dili ve Tarihi araştırmacısı olarak nitelemekte. Şimdiye kadar Türkiye’de hiçbir kişi tarafından, tarih bu kadar kötü çarpıtılmamıştır...”

 

Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarını ciddiye alıp da Türkiye’den eleştiren kimse bulunmamasına rağmen, dışarıdan birisinin bulunduğunu belirtmeliyim. Bu kişi İldiko Beller-Hann,  İngilizce olarak kaleme aldığı (ve yakında Türkçe olarak da yayımlanacak olan) makalesinin Türkçe başlığı Doğu Karadeniz Kıyısında Efsane ve Tarih. Bellér-Hann’ın söz konusu makalesi Central Asian Survey’in 1995/14 (4) nüshasında yayımlanmış.

 

Bellér-Hann şunları yazıyor: “Batı biliminin en iyi geleneklerine göre Laz Tarihini incelemeye yönelik... girişimlere ilâveten, bu geleneklerin dışında iki çalışma, bu konu üzerinde keskin bir iddiaya sahiptir. Profesör M. Fahrettin Kırzıoğlu, kuzeydoğu Türkiye ve Kafkasya Tarihi üzerine 40 yıldır yazmaktadır. Onun çalışması yalnızca resmi ideolojiyi takviye etmiyor, böyle ideolojilerin, üzerine bina edilebilecek temeli sağlıyor.”

Dr. Kırzıoğlu’nun Lazlar/ Çanarlar başlıklı makalesini bu makalemi kaleme almadan önce birçok defa okudum; ortaya attığı iddiaları araştırmaya koyuldum. Dr. Kırzıoğlu’nun bazen doğru söylediğini, çoğunlukla da “konu”yu ustalıkla saptırdığını tespit ettim. Makalesini her okuyuştan sonra, “Dr. Kırzıoğlu 1972’de Lazları hedef alan böyle bir makaleyi acaba neden kaleme aldı?” sorusunun cevabını bulmaya çalıştım. Lazlar, 1972’de Dr. Kırzıoğlu’nun hedefi olmak için ne yapmışlardı? Geriye dönük olarak gazete ve ilgili dergi arşivleri incelendiğinde, o yıllarda Dr. Kırzıoğlu’nu böyle bir makale yazmaya sevk edecek tek bir “haklı” sebebin bulunmadığı anlaşılıyor. Ancak Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarına bakarak, yalnızca Lazları değil, Megrelleri, Svanları ve Gürcüleri de hedef aldığını görüyoruz.

Dr. Kırzıoğlu, önce bir tarih öğretmeni olarak karşımıza çıkıyor; ama sıradan bir tarih öğretmeni gibi hareket etmiyor; o dönemde yazdıklarından “birileri”nin dikkatini çekmeye çalıştığını görüyoruz. “Başarılı” görülüyor ki, doktorası kabul ediliyor ve öğretim görevlisi de oluyor.

 

Dr. Kırzıoğlu’nun söz konusu makalesindeki asıl hedefi aslında Sovyetler Birliği ve Gürcüstan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’dir. Sovyetler Birliği’nin 1945’te Türkiye’den toprak talebinde bulunmasının ve 1968’de İstanbul’da Ahmet Özkan imzasıyla yayımlanan Gürcüstan başlıklı kitabın acısını Lazlar’dan çıkarmaya çalışmaktadır.

 

Dr. Kırzıoğlu, makalesinde uzun dipnot açıklamaları kullanıyor; ayrıca önceki yıllarda da “bu konular”da makaleler yazdığını göstermek istercesine bu makalelerinin adlarını zikrediyor. Makalesi esas olarak iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde, Lazlar’ın “Gürcü”/”Kartveli” olmadıklarını delillere dayanarak ve doğru olarak ispat ediyor (ki kendisinin bu konudaki tespitleri bilimseldir ve biz de bu tespitlerin altına imza atıyoruz). Ancak Dr. Kırzıoğlu; Lazları “Gürcü” yapıveren “Gürcü”/ “Kartveli” resmî ideoloji ve resmî tarih tezlerini eleştirmiyor, bunun yerine “Gürcü”/ “Gürcüstan” düşmanlığına yöneliyor.

 

Makalesinin ikinci bölümünde ‘komedi’ başlıyor; “Lazlar/Çanarlar’ın Turanlı ve Türk olduğunu gösteren deliller” alt başlığıyla yayımlandığı bölümde Anayasa’nın, “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” diyen 66. maddesiyle bile Dr. Kırzıoğlu çelişkiye düşüyor ve yaşadıkları coğrafyada tarih kadar eski ve Megrellere yakın akraba bir halk olan Lazları, haklarında yazılanlar çelişkili ve varlıkları bile şüpheli; kimleri hangi zamanlarda ifade ettiği belli olmayan bazı “siyasi yapılar”a yamamaya gayret gösteriyor. Osmanlıca’ya vâkıf bir kişi olan Dr. Kırzıoğlu’nun, Şemseddin Sami’nin hazırladığı ve İstanbul’da yayımlanan (1889-98) Kâmusü’l Âlam adlı tarih ve coğrafya ansiklopedisindeki “Lazlar ve Lazistan maddeleri”ni görmezlikten gelmesi de dikkat çekici!

 

“CHP’nin tek parti yönetimi ve “Soğuk Savaş yılları” sırasında Türkiye’deki resmî ideoloji, Lazları yalnızca ileriye yönelik olarak şekillendirmeye çalışmakla yetinmiyor. Dr. Kırzıoğlu gibi tarihçiler aracılığıyla da geçmişlerini gelecekleriyle uyumlu hale getirmek için yoğun bir çaba harcıyordu.

 

Dr. Kırzıoğlu “geçmişteki” Laz ile Megrel kavramlarının aynı halkı tanımlamak için ilkinin Roma/ Bizanslılar, ikincisinin Abhaz/Abazalar ve Gürcüler tarafından eşanlamlı olarak kullanıldığını kabul etmiyor. “Laz” ve “Megrel” kavramlarını “geçmişte” de bugünkü anlamıyla kullanıldığını kendince ispat etmeye çalışarak Lazlar ve Megreller’in taa başından beri farklı halklar olduklarını kafalara kazımaya çalışıyor. Aynı tavrı, birbirleriyle eşanlamlı olarak kullanılmış olan “Lazika” ve “Egrisi” kavramlarına karşı da sürdürüyor.

 

Lazlar’dan “Laz” adıyla ilk bahseden 1.yüzyıl tarihçisi Plinius’tur. 2. yüzyıl tarihçisi Arrianus zamanında Lazlar, Sohumi’den başlamak üzere “Trabzon”a kadar olan bölgede yaşamaktaydı. Roma/ Bizanslılar’ın “Laz” dedikleri bu halkı Abhaz-Abazalar ve Gürcüler “Megrel” olarak adlandırır. Süreç içinde günümüzde Türkiye ve Gürcüstan’da yaşayan ve Müslüman olanları “Laz”, yalnızca Gürcüstan’da yaşayan ve Hıristiyan kalanları ise “Megrel” adıyla özdeşleşmiştir.  Dr. Kırzıoğlu, üstlendiği misyon gereği bu gerçekleri görmezden gelmekle yetinmiyor; Megrellere “çamur” atmaya da çalışıyor. Bunu da yaparken denize düşmüşün yaptığı gibi “yılan”a sarılıyor; “farklı resmî tarih tezleri”nden bile medet umuyor; “namus” kavramına sığınıyor ve “tehlikeli bir argüman”ı devreye sokmaya çalışıyor.

 

Dr. Kırzıoğlu, günümüzde Lazlar’ın toplu olarak yaşadıkları bölgeleri Sarp köyü ile Kemer Burnu arasında ibaretmiş gibi gösteriyor. Osmanlı Rus Savaşları sonucunda ortaya çıkmış olan Marmara Bölgesindeki günümüz “Laz diasporası”nı görmezlikten geliyor.

 

Dr. Kırzıoğlu, “kısmetim belki daha da açılır” düşüncesiyle olacak, “görücüye çıkmak” için ‘1972’deki VII. Türk Tarih Kongresi’ni “bulunmaz bir fırsat” olarak görüyor ve oportünist bir tavırla fukara Lazları hedef tahtasına yerleştiriyor. Şimdiye kadar “hiçbir bilim çevresi”nde ciddiye alınmadığı bilinen Dr. Kırzıoğlu’nun yazdıklarıyla değil, ama bu oportünist tavrıyla adından uzunca bir süre söz ettireceğinden şüphe yok. (1998)

 

Kaynaklar ve/ veya Önerilen Okumalar: “Anadolu’nun En Eski Halklarından Biri: Lazlar (1994): Ogni Kültür Dergisi, sayı 2, İstanbul; 1961 Anayasası İle Eski Anayasalar (1976): Filiz Kitabevi, İstanbul; Canaşia, S.- Berdzenişvili, N. (1987): “Türkiye’den Haklı İstemlerimiz”, Tarih ve Toplum, sayı 46, İstanbul; Feurstein, Wolfgang (1994): “Bir Alman Gözüyle Lazlar”, Ogni Kültür Dergisi, sayı 2, İstanbul; Hayrioğlu, Hayri (1993): “Demagoji Uzmanları”, Çveneburi Kültürel Dergi, sayı 1(8), Bursa; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1970): “ Gürcistan Yazarı Ve Gerçekler”, Millî Işık, sayı 38-42, İstanbul; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1972): “Lazlar/ Çanarlar”, VII. Türk Tarih Kongresi, Cilt 1, s. 420-445; Dr. Kırzıoğlu, Fahrettin (1976): Osmanlılar’ın Kafkas-Ellerini Fethi (1451-1590), Sevinç Matbaası, Ankara; Özkan Ahmet (1968): Gürcüstan, Aksiseda Matbaası, İstanbul.

 


[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, “Soğuk Savaş Yıllları”ndan Örnek Bir Makale Üzerine Kısa Bir Not”, “Doğu Karadeniz’de Resmî İdeolojiler Kuşatması,1. Baskı, Sorun Yayınları, 2003; 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul, 2011]

 

aksamaz@gmail.com



https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.2709.pdf

 


https://www.circassiancenter.com/tr/soguk-savas-yilllarindan-ornek-bir-makale-uzerine-kisa-bir-not/