Lazca-Türkçe
Sözlü Tarih- 2: “Kendimden bahsetmeye
devam edeyim!”
Daha
önce de söylediğim gibi, ben çok küçük yaşta öksüz ve yetim kaldım! Eğer annem
ve babam olsaydı, yazmayı da öğrenirdim, okumayı da öğrenirdim; iyi elbiseler
giydirirlerdi, iyi yemekler yedirirlerdi, bana iyi davranırlardı. Beni Camiye
okumaya da gönderirlerdi. Eğer Camiye gitmeseydim, zorla gönderirlerdi. Beni
adam etmeye çalışırlardı. Sonunda da ben daha düzgün bir adam olurdum.
Başkalarının
elinde büyüdüm. Başkalarının evinde yaşadım. Başkalarının ekmeğini yedim. Beni
yedirsinler, giydirsinler diye hep başkalarının eline bakıyordum…
Biraz
büyüdükten ve yavaş yavaş aklım başına gelmeye başladıktan sonra yanlarında
büyüdüğüm ağalar şöyle dedi:
--Seni
bir zanaata verelim. İstersen seni bir ayakkabı ustasının yanına, istersen bir
potin ustasının yanına çırak verelim de bir zanaat öğren!
Madem
annem ve babam yoktu o hâlde başıma buyruktum! O zaman böyle düşünüyordum. Beni büyüten ağalara o günkü aklımla şöyle
dedim:
--Ben
o işleri yapamam. Bana iyi bir tüfek satın alın!
Ayakkabı
ustasına iyi bir de fişeklik yaptırdım! “Tüfeği omuzuma atıp, fişekliği belime
bağlayıp o düğün senin, bu davet benim dolaşayım, imecelere gidip kızlarla
gezip tozayım!” O zamanki aklımla böyle düşünüyordum. Daha sonra aklım başıma
gelecekti ama ben bütün bunları o yaşlarımda bilemiyordum. Evlerinde büyüdüğüm
ağalar şöyle dedi:
--Sen
bir tüfek ile bir de fişeklik mi istiyorsun? Tabii satın alalım. Bakalım
sonunda ne kazanacaksın?!
Dediğim
gibi de yaptım. İstediğim gibi gezip tozdum… Bugün artık 55 yaşımdayım. Görüyorum
ki yeterince iyi bir adam olamamışım… Artık Mart ayı gelince, gençken tüfeğimi
attığım bu omuzuma şimdi baltamı atıyorum! Tarlamdaki ayrık otlarını yoluyorum,
yakıp temizliyorum. Ekim zamanı Nisan ayı gelince de, yine kazmamı omuzuma atıp
tarlayı kazıyorum. Daha sonra çapalama zamanı geliyor. Sonra bir kat daha çapalıyorum.
Mısır ekip biçiyorum işte.
Çapalama
işi bitince eğrelti otlarını biçmeye başlıyorum. Eğrelti otlarını ahırdaki
ineklerin altına seriyorum ki gübre yapsınlar da sonra bahçeye yayayım! Eğrelti
otu işi bitince yine ot biçmeye başlıyorum. İneklerin yiyeceği otları
biçiyorum. Ot biçme işi bitince tarladan mısırları toplamaya başlıyoruz.
Mısırları kırıyoruz. Kırdıktan sonra taşımaya başlıyoruz. Mısırları serenderin
altına yığıyoruz. Daha sonra mısır imecesi yapıyoruz, gece imecesi. Aslında bazen
imece yapıyoruz, bazen mısırları kendimiz ayıklıyoruz! Mısırları ayıkladıktan
sonra serendere yığıyoruz. Daha sonra mısır saplarını demetleyip ağacın altına yığıyoruz.
Sonra dağdan odun kesmeye gidiyoruz. Odun kesme işi bitince odunları sırtımızda
ta dağdan eve kadar getiriyoruz.
Bütün
bu çalışmaya insan dayanır mı? Bunca işe el mi dayanır? Elim nasır içinde.
Öğretmeniniz bize misafir gelmişti. İlaç yapıp elime bağladı. Bu yaşımda işte bütün
bu işleri yapıyorum… Biz bu hâlde yaşıyoruz işte! Okuyun çocuklarım! Öğretmeninizin
sizlere öğrettiklerini iyi dinleyin! Size her ne öğretiyorsa iyice öğrenin!
Okuma ve yazma bilen insan ekmeğini daha rahat kazanır. Maaşınızı her ay tıkır
tıkır alırsınız. Ekmeğiniz hazır olur. Katığınızı
ayağınıza getirirler. Yağmurda dışarılarda çalışmaz, ıslanmazsınız. Güneşte dışarılarda
çalışmaz, kavrulmazsınız. Soğuk havalarda
sıcacık odanızda oturursunuz. Hükümetin işleyişi nasılsa, ona göre öyle rahat
rahat okuyup yazarsınız!
Okuma
ve yazmayı öğrenirseniz, öğrenim görürseniz, benim gibi bu yaşta böyle elleri nasırlı,
sırtı yara bere içinde dolaşmazsınız! Şimdi okuyun ki daha sonra rahat yaşayın!
Günümüzde artık yaşayacak pek yer bile kalmadı!
Tek
başına bir mısır ekmeğinin bile sofraya gelmesi ne kadar emek istiyor?! Mısır
kuruyunca değirmene götüreceksin, öğüteceksin: Unu değirmenden eve taşıyacaksın.
Deposuna dolduracaksın. Sonra ormandan sırtında odun getireceksin. Baltayla o odunu
ince ince kıracaksın. Ateş yakacaksın. Ekmek pişirme taşını o ateşte ısıtacaksın.
Unu eleyip tekneye koyacaksın. Tuz katacaksın. Sonra ılık suyla unu yoğuracaksın.
Ateşten ekmek pişirme taşını indirip içine yoğurduğun hamuru dikkatle yayacaksın.
Hamuru elinle düzeltip, üstünü de yapraklarla örteceksin. Sonra bunu közün
üstüne yerleştireceksin! Bir saat boyunca pişecek. Ekmek pişince silkeleyip
sofraya getirip koyacaksın. Sonra da yiyeceksin. Bir ekmeği bile yemek ne kadar
da meşakkatli değil mi?! Bütün bu işlere dayanabilirseniz hiç okumayın!
Ya da gece gündüz hiç durmadan okuyun!
[Devam edecek…]
+
[25.]
Ma
Xolo Ti Çkimişen Giǯvare! Ma nana- babaşen yetimi bort̆i, yetimi dopskidi! Eger
nana- baba mi’onut̆uk̆o, oç̆aru-ti biguramt̆i, ok̆itxu-ti biguramt̆i; k̆ai
dolokunu-ti dolomokunamt̆es, k̆ai gyari-ti mçamt̆es, k̆ai-ti moğodamt̆es,
cameşa-ti moçkumelt̆es. Eger cameşa var bidik̆o, zorite-ti mendimoçkumelt̆es
e-do k̆oçi p̆ǯopxumt̆es. E-do mati k̆oçi dobivet̆u.
Xark̆iş
oxois bort̆i, xalk̆iş gyais boǯk̆et̆i, xark̆ik miç̆as, dolomokunas- dei,
boǯk̆et̆i…
Mʒika
dobirdi-ş-k̆ule, ti çkimişa nosi moxtu-is, miǯves ki, “Si ar zanaxat̆is
komekçamt, ginon çaplaciluğis, ginon potinciluğis, - ar zanaxat̆i kodiguri!”
Oki
nana- baba var mi’onut̆u, ti çkimişi buyurci ma bort̆i- “Ma hentepe var
maxenen”, - buǯvi. “Ar k̆ai t̆ofeği emiç̆opit- ma – buǯvi, “Ar k̆ai
fişekluği-ti dooç̆apiti- ma çaplacis! Ey, t̆ofeği mobidva xucis, fişekluğiti
kobit̆k̆a do dugunişa bida, davetişa bida, noderişa bida do bozopek̆ala eşo
gopta!”- Uk̆açxe ti çkimişa mu moxtasen, hea var miçkin! P̆k̆itxes- ki ağapek
oxoris: “Si t̆ufeği do fişekluği ginon-i? Moro kegiç̆opat do goxti! Edo
bakalum, mu mogare?!”
E-do
ma heşote gopti… Haǯiti jureneçdovit̆oxut (55)
ǯaneri bore. E-do ar k̆oçi var dobidoren… Mart̆i moxta-is, burç̆uli do
arguni mobidumer (ǯoxle t̆ofeği mobidumert̆i!). E-do ‘onaşi kenarepe bğarum,
-gomǯk̆um, dobç̆um do pağum. E-do oxaçku zamani Ap̆rili moxta-is, bergi xucis
mobidumel e-do pxaçkum, lazut̆i pxaçkum. Uk̆ule k̆atişi obergu mulun, uk̆ule
jur k̆at̆işi xolo bergum.
Obergu
diçoda-is, limxonaşi oç̆k̆orus
kogeboç̆k̆am (ki pucepes eǯeburça-ki, lazma van! Ki gvanapaşeni livadis gebobğam!)
E-do limxona diçoda-ş-k̆ule, tipişi oç̆k̆orus kogeboç̆k̆am- Pucepeşi gyari en
tipi! Tipi diçoda-is, lazut̆i yezdimus, ‘onape yezdimus kogeboç̆k̆amt, lazut̆i
dop̆t̆axumt, dopt̆axat̆ç̆k̆ule, ozdimus kogeboç̆k̆amt, bagenişi tude
kok̆obobğamt. Uk̆ule noderi bikomt, serişi noderi (Min noderi bikomt, min
çkinebura pʒxunumt!) Lazut̆i dopʒxunumt, dopʒxunat̆ç̆k̆ule bagenis kogebobğamt;
uk̆ule çala ink̆ili (xeşi) dop̆k̆orumt. Uk̆ule ar caşi tude kok̆obobğamt. Hak
bardi dobikomt, hem cas. Uk̆ule geboç̆k̆amt dişkaşi ok̆vatus dağis. Dişka
tamami dobk̆vatat-ç̆-k̆ule, ozdus kogeboç̆k̆amt, k̆ap̆ulate.
Hayas
k̆oçis konuxondun-i? Hak̆o dulyas xe konuxondun-i? Haǯi xe ç̆k̆ondineri miğun,
domiç̆k̆ondudoren. Tkvani muelimi moxtudort̆un, çkimi oxoris musafiri rt̆u.
E-do xes ç̆ami mixenu… E-do çkun haşoten pskidut. Tkvan haǯi heşo bognam-ki,
ik̆itxamt, berepe çkimi. Muelimi tkvanis nusiminit, mutxani giǯvan, k̆ai
isimadit, muntxani goguran, k̆ai igurit! Ok̆itxu do oç̆aru na uçkin k̆oçik,
gyari hemuk imxors raxat̆i doxuneri! Ayluği k̆atta tuta eç̆opit, xaziri gyari, ç̆veri, p̆osvari xeneri
mogimelan(!) do ç̆k̆omit! Mç̆imas var goxtare, mjoras va iç̆vate, ‘ini oras t̆uʒa
odas doxedate, Hukumetişi mu k̆anoni re, ik̆itxate e-do ç̆arate!
Ok̆itxu
do oç̆aru va igurat-na, xe ç̆k̆ondineri, k̆ap̆ula gestikeri (gebriǯeri)
goxtate! Gyoreisizi berepe ok̆itxus devami ivit e-do raxat̆i skidit! Haǯi soti
va doskidu oskidinu-şi yeri!
Xvala
ar mç̆k̆idişi gedvalus muk̆o dulya uğun? Lazut̆i xomba-is (doxomba-şi), hea
dokurçola-şi, karmat̆eşa iğare, hea omkvinare, karmat̆eşen geri moiğare
oxorişa,omkveris dolobğare, ok̆ule idare, dağişen dişka moiğare ar yuki,
argunite hem dişka çitare mç̆ipe, uk̆ule daçxuri ogzare, ok̆ule gresta
meladgare, ok̆ule sarğa gedvare oržos, ok̆ule mkveri onʒorus gyobğare e-do
sarğas mʒorare, ok̆ule cumu moiğare do uk̆atare. Uk̆ule t̆uʒa ǯk̆aite şvelare,
daçxurişen gresta geiğare do k̆eras geladgare, uk̆ule xamuri grestas gyobğare,
ok̆ule xamuri xete grestas oduzanare, ok̆ule but̆k̆a gyotvare; but̆k̆a
yotva-şi-k̆ule xurmali (maxvali) jin yobğare! Ar saatis iç̆vase. Diçva-ş-k̆ule
mç̆k̆udi epatxare, epatxa-ş-k̆ule sufra dodgare. Mç̆k̆udi get̆axare sufras e-do
ç̆k̆omare! Hentepeşa megaxondinenan-na do gaxenan-na, mo ik̆itxamt vana
seri-ndğaleri mo dodgitut, ik̆itxit!
[Naqonasunon…]
[Kaynak
kitap: Arnold Çikobava, (25./ Kaynak kişi: Xusein Reşid-
oğli), “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆. Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos Piliali,
Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve
Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)]