[Lazca-Türkçe Masallar-4]:
“Kardeşin Kardeşe Ettiği Kötülük”
Bir varmış, bir
yokmuş, bir dev varmış. Bu dev, köy halkının dereden su almasına izin
vermiyormuş. Su almak için illa her gün bir genç kızı o deve verecekmişsin,
işte o zaman dereye gitmene izin veriyormuş.
Bir gün genç bir
kız ağlaya ağlaya yolda gidiyormuş. Üç erkek kardeş, bu genç kızla karşılaşmış.
Sormuşlar:
--Sen neden böyle
ağlıyorsun?!
--Bugün beni
deve verecekler de onun için ağlıyorum!
- O dev nerede
ki?!
--Falanca yerdeki kuyunun dibinde oturuyor!
--Sen hiç ağlama!
Biz gidip onu öldürürüz!
Üç erkek kardeş
o kuyuya gitmişler.
En büyük erkek
kardeş şöyle demiş:
--Ben iple
kuyuya iniyorum. Siz, ipin ucunu kavrayın! Olur da ruhum darlanırsa, bağırırım,
beni yukarı çekersiniz!
En büyük erkek
kardeş, kuyunun yarısına kadar inmiş. Ruhu darlanmış. Kardeşlerine bağırmış. Yukarıya
çekmişler.
Ortanca kardeş:
--Kuyuya ben
ineyim!
O da ipin ucunu
kavrayıp kuyuya inmeye başlamış. İnmiş, inmiş ama onun da ruhu darlanmış. Bağırmış.
Onu da yukarıya çekmişler.
En küçük erkek
kardeş:
--Kuyuya ben
ineceğim. Ruhum daralsa da, bağırsam da beni sakın geri çekmeyin!
Kuyuya inerken
onun da ruhu daralmış. Birkaç defa ağabeylerine bağırdıysa da kulak asmamışlar.
Onu yukarıya çekmemişler.
Delikanlı
nihayetinde kuyunun dibine inmiş.
Etrafa bakınmış.
Kuyunun dibindeki bir odada üç genç kız oturuyormuş. Delikanlıyı gören genç kızlar
gülüp boynuna sarılmışlar.
Delikanlı,
kızlardan birini odadan çıkarıp ipe bağlamış. Kuyu başındaki büyük ağabeyine
göndermiş. Sonra odadaki diğer kızı da o odadan çıkarmış. Onu da kuyu başındaki
ortanca ağabeyine göndermiş. Odadaki son kızı da çıkarmış. Onu da ipe bağlayıp
kendisi için yukarıya göndermiş.
O arada dev birden
ortaya çıkmış. Ama delikanlı, devi sonunda öldürmüş. O kadar büyük bir devmiş
ki ölürken yerde yuvarlanırken başı oradaki bir evi devirmiş.
Delikanlı, ağabeyinin
yukarıdan kuyunun içine saldığı ipe bir taş bağlamıştı.
Delikanlı kendi
kendine şöyle demiş:
--Hele ağabeyim taşı
ipten çözsün!
Ama ağabeyi, ipin
ucunu yukarıdan bırakmış. İp kuyunun ta dibine düşmüş.
Delikanlı kendi
kendine şöyle demiş:
--Eğer taşın
yerinde ipe ben bağlı olsaydım demek ben de böyle kuyunun dibine düşecekmişim!
Ağabeyleri, yanlarına
o genç kızları da alıp kuyunun başından ayrılıp evlerine gitmiş.
Şimdi delikanlı
kuyunun dibinde tek başına kalakalmış. Ağlamaya başlamış.
Derken oradan
geçen bir kartal delikanlıyı görüp sormuş:
--Neden
ağlıyorsun?!
--Nişanlım
yukarıda kaldı. Ben kuyunun dibinde kaldım. Ağabeylerim bana kalleşlik ettiler.
Onun için ağlıyorum.
Kartal,
delikanlıya şöyle demiş:
--Sen ağlama!
Ben seni gideceğin yere götürürüm. Ancak bana yol için dört kilo et gerekiyor.
Delikanlı oradaki
bir yerlerden dört kilo et bulup almış. Sonra da kartalın kanadına binmiş. Kartal
ile delikanlı, beş gün beş gece yol gitmişler. Delikanlı, yol boyunca kartalı o
etle besliyormuş. Gel gör ki o et yarı yolda bitmiş.
Delikanlı kendi kendine:
--Şimdi ne
yapayım?!
Kalçasından bir
parça et kesip kartalı beslemeye devam etmiş. Kartal, eti almış ama yemeyip
ağzının içinde saklamış. Yola devam etmiş.
Gidecekleri yere
varınca kartal, delikanlının topalladığını görmüş. Kendisine yedirmeye çalıştığı
kalçasından kestiği eti delikanlıya geri vermiş:
-Bunu yerine
yapıştır!
Sonra kartal
uçup gözden kaybolmuş.
Delikanlı yolda genç
bir kızla karşılaşmış. Genç kız, delikanlıya şöyle demiş:
--Ben, Şahinaz’ın
düğününe gidiyorum.
Delikanlının
nişanlısının adı Şahinazmış:
--Şahinaz benim nişanlım!
--Nasıl senin nişanlın?!
Ağabeyin, Şahinaz’ı kendine aldı!
--Ben şimdi düğüne
yetişirim!
--Oraya gitmek üç
saatlik yol! Atın olmayınca düğüne yetişemezsin!
-- Atım yok ki,
ne yapayım?!
--Ben sana bir
at bulurum.
Genç kız, delikanlıyı evine götürmüş.
Babasının atını vermiş. Delikanlı da genç kıza mendilini vermiş. Delikanlı, ata
binmiş. O genç kızı da ata bindirmiş.
Şahinaz’ın
düğününe ulaşmışlar. Tam da o sırada erkek tarafı Şahinaz’ı evden çıkarmak üzereymiş. Gel göl ki Şahinaz üzgünmüş;
ağlıyormuş.
Delikanlı
uzaktan Şahinaz’a şöyle demiş:
--Şahinaz, neden
ağlıyorsun?!
Gelinlik
giydirilmiş Şahinaz, delikanlının sesini tanımamış:
--Nişanlım
duyunun dibinde kaldı. Üstelik ağabeyi de beni kendisine gelin etti. İşte onun
için ağlıyorum.
Delikanlı şöyle
demiş:
--Hele duvağını
bir kaldır, Şahinaz! Ben seni tanıdım!
--Sen beni
tanıdın, ben de seni!
Şahinaz bunları
söyledikten sonra delikanlının boynuna sarılmış.
Ortalık birden karışmış.
Ağabeyi,
delikanlıyı arıyormuş.
--Nerede o çocuk?!
Delikanlı
meydana çıkmış:
--Buradayım! Beni
kuyuya atan, nişanlımı elimden alan sendin!
Delikanlı,
kılıcını çekip ağabeyinin kafasını uçurmuş. Sonra da Şahinaz’ı evine götürmüş.
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/10/lazca-turkce-masallar-1-tebdili-kyafet.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-turkce-masallar-2-tovbekar-eskya.html
https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-turkce-masallar-3-akl-ile-kader.html
“Nuyeşi
Hekyae”
T̆een, va t̆een,
ar divi kort̆een. Mileti ʒ̆k̆aişa va oçkumet̆een. İlla ar dğas ar k̆ulani
meçagint̆een, ʒ̆k̆aişa
goçkumet̆een. Ek̆ule, ar dğas ar k̆ulani mgainei-mgainei nulun.
Ek̆ule, sum cuma
konageenan.
“Si mot imgar?”-ia,
k̆ulanis uʒ̆veenan.
“Emuşeni vimgar,
ki andğa ma divis memçasinonan”.
“So yen-ia
divi?”-a.
Ea sum cumak uʒ̆veen.
“Artei yeis, k̆uis
doloxen”.
“Si mo imgar!
Çkin vulut emuşa do dop̆ilupt!”
Aya sum cuma ek
igzaleenan k̆uişa.
Hem didi cumak
tkveen ki:
“Ma tok̆iten
gevulu do tkvan tok̆iş qucis gyak̆nit-ya! Şui memadvas-şi, doiqur do gei keşamiqonit!”-ya.
Aya gextu gverdi
gzaşa, şui nadu do diquu. Gei kyonç̆es (kişiqones).
Aʒ̆i ortani
cumak:
“Ma gepta”-ya.
Amukti tok̆i kogyak̆nu.
Gextu, gextu, amus-ti şuri nadu. Geisi gei keşaxtu.
Aʒ̆i ç̆it̆a
cumak:
“Ma geptaminon-ia,
şuri memadvas-ti na, var eşamiqonat!”-ya.
Amukti a-ju fara
kodiquu. Hamma var eşoçkves. Kodoloxtu. Aʒ̆i komextu.
Sum k̆ulani ar
odas komolaxenan. Aya na žies, aya biç̆i, ižiʒes do amus
kodolvak̆it̆es. Ek̆ule
arteği k̆ulani na yen, kagamiqonu amuk. Tok̆is konuk̆iu. Hen didi cuma
-muşis kişuncğonu.
Ek̆ule majua k̆ulani ortanca cuma- muşis kişuncğonu. Ar çkva k̆ulani
-muşişeni tok̆is
konuk̆iu do keşoçku. Ek̆ule ia divi doqvilu muk. Ek̆o didi divi t̆u, ki emuş
titen, e-na
ingibonu, ar oxoi mindiğu. Aya tok̆is kva konuk̆iu, “hele cuma- çkimik naşkvas-ya
aya tok̆is!”
Naşku aya tok̆is
do melu.
“Ma yet̆ik̆onti
na, aşo meblamint̆een”.
Aʒ̆i aya tude
kodoskidu. A arʒ̆ivi kožiu. Biç̆ik imgart̆u. Arʒ̆ivik uʒ̆u ki:
“Mot imgar?”-ya.
“Mot vimgar do
noğamisa çkimi- jin kodomoskidu. Cumalepe- çkimik ma puşluği moğodes”.
“Si mo imgar-ya,
uʒ̆u arʒ̆ivik, -ma mendagiqonop-ia. Hama otxo k̆ilo xorʒi minon-ia gzas”. Amuk otxo
k̆ilo xorʒi kezdu do arʒ̆ivişi msvas kogexedu. Xut dğa, xut seis nit̆u. Gverdi
gzaşa na idu, aya xorʒi dvaçodu. Amuk “aʒ̆i mu p̆a!”-ya, tku. Butis kiliç̆k̆iyu
xorʒi. Arʒ̆ivik aya xorʒi kaguʒ̆umes do p̆iciş doloxe koşinaxeps. Ek̆ule
mindulvan. Ek̆ule gexta-ş-k̆ule, k̆oçik itopals do komeçaps arʒ̆ivik, “koninʒaxi!”-a.
İa k̆oçis ar k̆ulani konageen. İa k̆ulani uʒ̆veen ki-a biç̆is:
“Şainaziş dugunişa
vulu”-ya.
(Şainazi
coxont̆u k̆ulanis).
“Şainazi çkimi
oxorca t̆u,” -uʒ̆veen biç̆ik.
“Skani muç̆o t̆u?!
Skani cumak dogou”-ya.
“Ma aʒ̆i memaç̆işinen!”-ya.
“Sum saat̆işi
gza yen-ia, k̆ulanik uʒ̆,- ʒxeni va rt̆a-şi, va megaç̆işinen”-ia.
“Ma na ʒxeni va miqonun,
mu p̆a”-ya?
“Ma kogižiop si
ar ʒxeni”-a, uʒ̆u k̆ulanik.
İqonu muşi oxoişa. Baba-muşişi ʒxeni komeçu.
Biç̆ik-ti ia k̆ulanis muşi mendili komeçu. Aya ʒxenis kogexedu biç̆i. İa k̆ulani-ti
muşi geide ʒxenis kogioxunu. İgzales ia Şainaziş dugunişa. Ağne gamiqonopan oxoişen
noğamisa. Şainazik imgas. Muk k̆itxu, ki “Şainazi, mot imga?”-ya.
“Mot vimgar do ma
çkimi kimoli k̆uiş doloxe kodolomiskidu, edo vimgar. Cuma-muşik domgoru do emuşeni
vimgar”.
“Hele muiʒ̆k̆i
perde- uʒ̆u biç̆ik,-Şainazi, giçini”-a uʒ̆veen biç̆ik.
“Si miçini-a, man-ti
giçini”-a, uʒ̆veen biç̆is do biç̆is kodolvak̆it̆een.
“So en biç̆i?”-a
do goeleen cuma muşik.
“Ma voe!”-ya.
Kamoşaxteen cuma
muşik:
“Si rt̆i ma-na k̆uis
dolomt̆k̆oçi, oxorca- çkimi gori!”
İliʒ̆k̆en
k̆ilici do cuma- muşis ti kanoç̆k̆ireleen do Şainazi muk mindiqonu. [Xat̆ice
Çakir-oğli,
Eçidovitojur[32]
ʒ̆aneri.]
[Kaynak kişi: Xace
Narak̆ižisa, 28.VII.1946, Sarpi Köyü, (Kaynak kitap: İrine Asatiani, “Ç̆anuri
(Lazuri) T̆ekst̆ebi, I. Xopuri K̆ilok̆avi”/ Sakartvelos SSR Meʒnierebata
Ak̆ademia Enatmeʒnierebis İnst̆it̆ut̆i/ Masalebi Kartvelur Enata Şesʒ̆avlisatvis,
VI/ Gamomʒemloba “Meʒniereba”, Tbilisi, 1974), (Gürcü Alfabesinden Latin
Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Lazcadan Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz,
İstanbul, 1997)]

