“Asimilasyonu Mısır’daki Sağır
Sultan da biliyor!”
(Ön
açıklama: 28 Kasım 2021 tarihinde DW Türkçe, “Çerkesler” başlığıyla bir haber
yayınladı. Bu haberin alt başlığı şöyleydi: “Dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye’de, en büyük asimilasyon da Türkiye’de. DW Türkçe, bir süre sonra bu alt
başlığı değiştirdi: “Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkeslerin Hikâyesi/ Dünyada en
fazla Çerkes Türkiye’de yaşıyor”. Bugün itibarıyla youtube’deki bu haberi 100 bini aşkın kişi izledi.
DW Türkçe’nin “Çerkesler” başlıklı bu haberinin yayınlanmasının hemen
ardından “Çerkes Forumu”, twitter hesabından reaksiyon gösterdi: “Çerkes Forumu ve Türkiye'deki Çerkesler
olarak Alman DW kanalının Türkiye aleyhine iddialarını asla kabul etmiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli birlik ve beraberliği aleyhine tüm
oluşumların karşısındayız. Biz Çerkesiz Bizden Hain Çıkmaz.”
Cumhurbaşkanlığı
sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın da
ertesi gün “Çerkes Forumu”nun
bu tweet’ini şu açıklamayla
retweet’ledi: “Çerkes kardeşlerimiz @cerkesforumu bu hain ve manipülatif habere en
güzel cevabı verdiler. DW Türkçe ve şürekası dahil herkes bilsin ki Türkiye’de kardeş kavgası ve çatışma çıkartmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz. Birlik ve
beraberliğimiz onların en büyük korkusu olsun.”
İzleyebildiğim kadarıyla 28 Kasım’da Yeni Şafak Gazetesi ve Akit Gazetesi,
29 Kasım’da Aydınlık
Gazetesi, diğer bazı yazar ve kişiler de DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine tepki gösterdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik de DW Türkçe’nin bu haberine tepki gösterenler
arasındaydı.
Çerkes
Dernekleri Federasyonu Başkanı Nusret Baş, Çerkes Kadınları Teavün
Cemiyeti Derneği Başkanı Emine Arslandok Sezgin, Çerkes Forumu Başkanı Muammer Akgül, Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkan
Yardımcısı Cemil Görücü ve Sivas Çeçen Kafkas Derneği Başkanı Ayhan
Ergüven DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine ilişkin görüşlerini
açıkladılar. Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok konuya
ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Çerkes Dernekleri Federasyonu, daha sonra yaptığı
yeni bir basın açıklamasıyla konuyla ilgili olarak daha önceden yaptıkları açıklamanın bazı basın organları tarafından
saptırıldığını ve Çerkes Sivil Toplum Kuruluşlarına
yakışıksız, gerçeklerden uzak ithamlarda bulunularak bir algı ve sindirme
operasyonuna girişildiğini söyledi.
DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberini destekleyenler ve
karşı çıkanlar sosyal medya üzerinden de aralarında bir tartışma başlattılar.
DW Türkçe’nin haberini “Çerkes Forumu eğer
gündeme getirmemiş ve tepki göstermemiş olsaydı, şu an itibarıyla 100 bini aşkın
kişi bu haberi youtube’de izlemeyecek ve kimsenin de pek haberi
olmayacaktı.
DW Türkçe’nin bu haberinin kurgusuna ilişkin bir makalem
yakında burada yayınlanacak. Ancak DW Türkçe’nin bu haberine ilişkin olarak Çerkes
aydınlarından Murat Özden ile bir kısa söyleşi yaptım. Bu gelişmeleri değerlendirdi
ve asimilasyon konusunda görüşlerini dile getirdi./ Ali İhsan Aksamaz)
+
Ali
İhsan Aksamaz: DW Türkçe’nin “Çerkesler” haberine neden tepki gösterildiğini
anlamadım. Bildiğim kadarıyla, Fahri Huvaj yıllardır asimilasyon konusunda
yazıyor, çiziyor. Yalnız Fahri Huvaj değil, diğer Çerkes
aydınları ve Çerkes kurumları da yıllardır asimilasyon konusunda yazıyor,
çiziyor, kitaplar yayınlıyorlar. Bu konuda İnternette bile sayısız makale var;
youtube’de sayısız konuşma,
değerlendirme var. Fahri Huvaj, “Dünyada en fazla
Çerkes nüfusu Türkiye’dedir, maalesef en
büyük asimilasyon da Türkiye’dedir. Çerkesler
kültürlerini kaybetmemek için uğraşıyor. Teşvik
etmek lâzım, pozitif ayrımcılık yapmak lâzım, aksi halde maalesef Çerkes dili
ve kültürü yakın bir gelecekte, Anadolu’da yok olacak,” diyor. Bu sözlerin neresi
yanlış?! Vubıhça Anadolu’da ölmedi mi? Burada tepki gösterilen Fahri
Huvaj’ın bu söyledikleri mi? Kendisi mi? Kendisinin
(KAFFED) Kafkas Dernekleri Federasyonu emektarı olması mı? KAFFED mi? Benim
bildiğim, biliyorsunuz; Kafkas Dernekleri Federasyonu var, Çerkes Dernekleri
Federasyonu var, Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu var, Demokrat Çerkes
Hareketi var, “Çerkes Forumu” var, Çoğulcu Demokrasi Partisi var, bağımsız duran Çerkes aydınları var. Yine biliyorsunuz ki
ülkemiz içerde ve dışarıda birçok sorunla boğuşuyor. DW Türkçe’nin haberine gösterilen
bu tepkiyle insanların dikkatleri başka yönlere mi çekilmek isteniyor? İnsanların anadillerini
yaşatmak istemeleri nasıl bölücülük oluyor? Ben, bütün bunları gelişmeleri
anlayamadım. Siz anlayabildiniz mi?
“Türkiye Çerkeslerinin asıl yakıcı ve gerçek sorunu
asimilasyondur”
Murat
Özden: Son günlerde Çerkesler hiç olmadıkları kadar gündem
oldular. Öncelikle bunu son derece olumlu bulduğumu belirtmek
istiyorum.Çerkesler ya Çerkes Ethem ya Çerkes Tavuğu ya Şeyh Şamil ya da sürgün
ve soykırım üzerinden gündeme geliyorlardı. Oysa Türkiye Çerkeslerinin asıl
yakıcı ve gerçek sorunu asimilasyondur. Bunun gündeme girmesi son derece önemli
ve değerlidir. Ancak asimilasyon meselesinde günâhı ve sorumluluğu olanlar, telâşa
kapılıp meseleyi perdeleme ihtiyacı hissettiler. Bunun için manipülatif
birtakım oluşumları devreye soktular. “Çerkes Forumu” diye tek kişilik,
devletin kontrolünde olduğunu bildiğimiz Facebook sayfasına “Asimilasyon
yoktur” şeklinde bir açıklama yaptırarak “Çerkes kardeşlerimiz asimilasyonu
reddediyor” şeklinde devlet görüşü oluşturmaya kalktılar. Oysa Türkiye’deki
farklı etnik topluluklara asimilasyon, inkâr ve imhâ politikalarının
uygulandığını Mısır’daki Sağır Sultan da biliyor. Ben, DW Türkçe’nin
Çerkeslerin en can yakıcı sorunu olan asimilasyon üzerinden bir gündem
yaratmasına teşekkür ediyorum.
Ali
İhsan Aksamaz: Çerkes kurumlarının DW Türkçe’nin haberine yönelik olarak yaptıkları açıklamalar
makaslanarak yayınlandı. Bunu biliyorum.
Bazı Çerkes aydınlarından duydum. Hatta
bazı Çerkes kurumlarının yaşanmış olan asimilasyona ilişkin açıklamalarının
tersyüz edilerek verildiği de biliniyor. Bu Çerkes kuruluşlarının asimilasyon
konusundaki düşüncelerini ben de yakından biliyorum. Bu düşünceleri, yayınları
İnternette de mevcut. Bu konuda katkı yapar mısınız?
Murat
Özden: Yukarıda da belirtttiği gibi, asimilasyonda payı ve
sorumluluğu olanların bu konudaki günâhlarını
perdelemek amacıyla, birçok kuruluşun açıklamalarını kesip ters yüz ettiklerini
ben de biliyorum. Gerçek sonunda gerçekliğini kabul ettirir. Bir mesele
Türkiye’de örtbas ediliyor diye dünya tarafından görülmeyecek anlamına gelmiyor.
Türkiye’nin yapması gereken ülkesinde yaşayan kendi insanlarına asimilasyon
uygulamak değil, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi farklı dezavantajlı etnik
toplulukları için pozitif ayrımcılık uygulamaktır.
TRT Kurdî” 7/24 yayın yapıyor; TRT’den Çerkesçe ve
Lazca yayın talepleri sümen altında
Ali
İhsan Aksamaz: 1923’e kadar, Cumhuriyet kurulana kadar, ülkemiz büyük felâketler
yaşadı. Balkan Savaşlarındaki kayıplarımızı biliyorsunuz. Ülkemiz
büyük toprak kaybına uğradı; kolumuz, bacağımız kesildi. Büyük insan kaybına
uğradık. Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda donanımlı insanımızı da
kaybettik. Mübadele ile Anadolu’ya gelen insanlarımızın yaşadıklarını biliyorsunuz. Bütün
bunları da akılda tutarak asimilasyon konusuna yaklaşmak lâzım. 1920’li yıllarda bugünkü gibi bir Türkiye yoktu. O yıllarda sınırlarımızın
korunması, güvenlik, ülkede yaşayan insanlarımızın karnını doyurmak, yaşatmak
ile bölgesel dengeleri gözetmek öncelikli konular arasındaydı. Asimilasyon
konusunu değerlendirirken bunları da göz önünde bulundurmak lâzım. Ancak bu,
ülkemizde çok farklı alanlarda asimilasyon yaşandığını görmemize
engel olmamalı. Bunlar yaşanmış
gerçekler. Soğuk Savaş yıllarının olumsuz şartlarını da akılda tutmak lâzım. Soğuk
Savaşın bitmesiyle Türk Devleti önemli adımlar da attı. DSP-MHP-ANAP Hükümetinin hazırladığı
“Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un (Kanun no: 4771;
Kabul tarihi: 03.08.2002- Resmi Gazete: 09.08.2002- 24841) yürürlüğe girmesinin
ardından, “Türk
Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak
Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkındaki Yönetmelik” (Resmi Gazete: 20.09.2002- 24882) ve “Türk
Vatandaşlarının Günlük Yaşamlarında Geleneksel Olarak
Kullandıkları Farklı Dil ve Lehçelerde Yapılacak Radyo ve Televizyon Yayınları
Hakkındaki Yönetmelik” (25.01.2004 -25357) de yürürlüğe
girdi. Ardından bazı anadilleri devlet okullarında, yeterli veya yetersiz,
tartışılır, resmen seçmeli ders oldu. Günümüzde 1920’li yıllara fazla takılıp kalmanın kimseye
bir faydası yok. Hangi şartlarda neler yaşandığını herkes biliyor. Yaşanmasaydı
daha iyi olurdu. Yaşandı; geçmişe
ilişkin şimdi ne yapabiliriz ki?! Bugüne ve yarına ilişkin olarak anadilleri
alanında çalışmalar yapmak lâzım. Biliyorsunuz, seçmeli anadili dersinde
sınıf açılabilmesi için gerekli olan 10 öğrenci kuralına ilişkin dernekler
çözüm önerileri geliştirebilirler. Millî Eğitim Bakanlığına ortak çalışma
konusunda yine dernekler öneriler sunabilirler.
Bunun imkânlarını oluşturmak lâzım. Bazı üniversitelerde Kürt, Çerkes,
Gürcü dilleri ve edebiyatları bölümleri açıldı. “TRT Kurdî”, 7/24 yayın yapıyor. Bütün bu olumlu ancak uygulamada pek de
verimli olamayan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Asimilasyon ve entegrasyon konusunda da görüşlerinizi almak isterim. Anadili alanındaki talep ve önerilerinizden de bahseder misiniz?
Murat
Özden: Türkiye kaydettiği olumlu gelişmeleri maalesef hep
dış baskılar sonucu gerçekleştiriyor. Bu gelişmeler Türkiye’nin AB uyum
sürecindeki yükümlülüklerini yerine getirmek için yaptığı şeylerdi. AB uyum
sürecindeki siyasî kriterler dört maddeden oluşuyor: 1) İşleyen bir demokrasi; 2) Hukukun üstünlüğü;
3) İnsan Haklarına saygı; 4) Ülkede yaşanan azınlıkların korunması.
Dördüncü maddede belirtilen azınlıkların korunması maddesi,
Lozan Anlaşmasında belirtilen Hıristiyan azınlık demek değildir. Azınlıktan
kastedilen sayıca farklı olan azı anlatmaktadır. Bu anlamda Çerkesler, Kürtler,
Lazlar, Pomaklar, Romanlar, Zazalar, Aleviler hepsi birer azınlıktır. AB uyum
sürecindeki sorumluluklarını yerine getirmek için TRT Kürdî, Seçmeli Ders, Çerkes
ve Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması son derece önemlidir. Fakat AB
sürecini askıya almış olan Türkiye’de artık bu gelişmelerin hükmü kalmamıştır. Çerkes
ve Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olan öğrenciler öğretmen olarak
atanmamış, seçmeli dersler öğretmen olmadığı gerekçesiyle yapılamamaktadır. Bir
tarafına sağcı ırkçıları, bir tarafına solcu ırkçıları almış olan AKP’nin kalan
son hakları da rafa kaldıracağını düşünüyorum.
Önemli ancak yetersiz bir adım; devlet okullarında
Lazca ve Çerkesce de seçmeli ders oldu
Ali
İhsan Aksamaz: “Çerkes” denildiğinde kimleri anlamamız gerekiyor. “Çerkesçe”
denildiğinde hangi dilleri anlamak lâzım? “Genç
Yazılı Diller” ifadesi Sovyetler Birliği’nde ortaya çıktı. Sayıca az halklar Sovyetler Birliği’nde önemli kazanımlar elde ettiler. Çarlık
Rusyası döneminde Kuzey Kafkasya dillerine yönelik
yapılmış çalışmalardan da bahseder misiniz? Günümüz Rusya Federasyonu’nda Kuzey Kafkasya dillerine yönelik
radyo-tv, gazete, anadili dersleri hakkında da bilgi verir misiniz?
Murat
Özden: Devleti olmayan halkların uluslaşmasını
tamamlamamak. Örneğin Türk dediğimizde neyi kapsıyorsa, Çerkes kelimesi de aynı
genişlikte bir kelimedir. Yurtdışına gittiğinizde siz Türkiye’liyim dediğinizde
size Türk derler. Ama siz Laz’sınız. Onun gibi Kuzey Kafkasya’dan sürülenlerin
tümüne Çerkes dendi. Ama araya giren 150 yıllık zaman diliminde Anavatanda
yaşayanlar farklı uluslaştırıldılar. Bu farklı uluslaştırılma Sovyetler
Birliği’nin dağılmasından sonra Diasporaya da yansıdı. Çerkes kelimesinin tüm
Kuzey Kafkasyalıları kapsayan bir karşılığı var; Adığe, Ubıh ve Abazaları
karşılayan bir karşılığı var, bir de sadece Adığeleri kapsayan bir karşılığı
var. Çarlık Rusya’sında 1853 yılında
Bersey Wumar’ın yayınladığı ilk Çerkes Alfabesi çok önemlidir ama ağır
savaş koşullarından çıkmış.
+
(Önerilen
okumalar/ izlemeler:
Ahmet Canbek, “Kafkasya’nın Ticaret Tarihi/ Eski Çağlardan XVII. Yüzyıla Kadar”, Kuzey Kafkasyalılar Kültür ve Yardım Derneği Yayını, İstanbul, 1979; Ali Çurey: “Adige Radyosu 90 yılı aşkın bir süredir Adigece yayın yapıyor!”, 11 XII 2019, circassiancenter.com;
Ali İhsan Aksamaz, “Bir Rüya Gördüm, Anlatsam Da Anlamazsınız”, 3 I 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “İsrail Çerkesleri Ve Kültürel Otonomi”, 16 II 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “ Dirilen Şarkılar/ K̆enexajige Voredxer”, 20 II 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “Çerkes Aydınlarının Yayıncılık Faaliyetleri”, 26 III 2020, sonhaber.ch/ circarsiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “Sovyetler Birliği’nin Milliyetler Politikası”, 31 V 2020, sonhaber.ch, circassiancenter.com, (Tarih ve Toplum Dergisi, sayı 189, İstanbul, 1999; Yeni Türkiye Dergisi, sayı 74/ Kafkaslar Özel Sayısı –IV, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Ankara, 2016. (“Doğu Karadeniz’de Resmi İdeolojiler Kuşatması”, 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul, 2012); “Alman Medya Kuruluşu Deutsche Welle Çerkesler üzerinden Türkiye’yi hedef aldı”, 28 XI 2021, sabah.com.tr; “Almanlara Çerkes tokatı”, 29 XI 2021, yeniakit.com.tr;“Asimilasyon tartışması ve gösterdikleri”, Marje Podcast, 8 XII 2021, youtube; Cansu Yıldırım, “Atlantiğin yeni umudu: Çerkes asimilasyonu yalanı”, 5 XII 2021, aydinlik.com.tr; Çağdaş Cengiz, Utku Reyhan, “Çerkes Asimilasyonu Yalanı”, Ulusal Kanal, 3 XII 2021, youtube; “Çerkesleri unutulmanın pençesinden kurtarıp tanıtmak hepimizin görevi”, 1 X 2020, jinepsgazetesi.com; “Çoğulcu Demokrasi Partisi Açıklaması”, 1 XII 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com; “Dünya Çerkes Birliği (DÇB) ile Olmaz”, 3 IV 2019, kaffed.org; “Dünya Çerkes Birliği (DÇB) üzerine DÇH görüşü,demokratikcerkeshareketi.org; “DW’nin Türkiye ve Çerkeslere yönelik itibar suikastine tepki yağdı”, 30 XI 2021, dunyabulteni.net;“DW Türkçe’nin ‘Çerkesler’ haberi sonrası ‘asimilasyon’ tartışması, 30 XI 2021, mbianet.org; “DW Türkçe Haberine Cevaptır”, birkaffed.org.tr; Erol Karayel, “Hukuk Kisvesinde Darbe: Rusya’ya Yeni Anayasa- 1, 2, 3, 4”, 1, 17, 22, 27 VI 2020, cerkesfed.org; “Erol Kılıç Kutelia: Her Anadili Kutsaldır!”, 13 II 2021, ozgurcerkes.com; Erol Kılıç Kutelia, “Gördüklerimiz, Duyduklarımız, Yaşadıklarımız”, 15 XII 2021, ozgurcerkes.com; Fahri Huvaj, “Çerkesler Türkiye’de Politik asimilasyona uğramıştır!”, 2 XII 2021, Artı Tv, youtube; Fuat Uğur, “Çerkeslerin Asimilasyonu ve tencere dibin kara DW, 30 XI 2021, turkiyegazetesi.com.tr; “Gürcü- Çerkes ittifakı için kritik hamle”, 24 III 2010, ajanskafkas.com; Hale Soysü, “Kavimler Kapısı- 1”, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1992; Halil Nebiler, Televizyon Gazetesi, 20 XI 2021, Ulusal Kanal, youtube; Hauti Sokrokov, “DÇB üyesi organizasyonlar Rusya yanlısıdır”, 1 VIII 2014”, jinepsgazetesi.com; “Kafkasya’dan Türkiye’ye Çerkeslerin Hikâyesi/ Dünyada en fazla Çerkes Türkiye’de yaşıyor”, 28 XI 2021, DW Türkçe, youtube; “47 Grup/ İşte Türkiye’nin Etnik Haritası”, 2000/ İkibine Doğru”, sayı 5/38, İstanbul, 17 Kasım 1991; “KKTC ve Abhazya’nın tanıtılması: Doğu Perinçek ile Abhazya Meclis Bşk. İrmeiviç’in ortak açıklaması”, 17 XI 2021, Ulusal Kanal, youtube; Kuban Seauhmann, “Sovyet Devrimi olmasaydı, dünya üzerinde Adigece diye bir dil kalmazdı”, 12 II 2020, circassiancenter.com; “Laz ve Çerkezler dil birliliği yaptı”, 14 II 2012, ntv.com.tr; Muhittin Ünal, “Kurtuluş Savaşı’nda Çerkesleri rolü”, Cem Yayınevi, İstanbul, 1996; “Muharrem İnce’nin Anadilde Eğitim Talebine cevabı: Pedagojiye Uygun Değil”, ozgurcerkes.com; Murat Özden, “Ulusal Sorun ve Çerkesler”, Kendi Yayını, İstanbul, 1979; “Murat Özden ile Dirilen Şarkılar”, 11 VII 2015, ajanskafkas.com; Murat Özden, “Çerkes Siyasallaşmasının Öncüleri”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2018; Murat Özden, “Üçüncü Sürgün/ Gönen- Manyas Çerkes Sürgünü, 21 Yayınları, İstanbul, 2020; Ömür Çelikdönmez, “Çerkeslerin karın ağrısı ve Çerkezler bu ülkenin nesi olur?”, 1 XII 2021, dikgazete.com; Parna- Beka Çiladze (Fahrettin Çiloğlu), “Türkiye’de Gürcüler ve Lazlar, iki dergi ve iki önder…”, 11 IX 2019, tetripiala.worldpres. com; Paul Goble, (Çeviren: Ömer Aytek Kurmel), “Kremlin Yanlısı Çerkes Örgütü, Diğer Çerkes Gruplarını Zayıflatmak için Moskova’dan Açıkça Destek İstiyor”, 1 VII 2014; Prens Musa Bey Tuganov, (Çeviren: Sedat Özden), “ Çarlıktan Çeka’ya Çeka’dan Özgürlüğe”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2015; Sefer E. Berzeg, “Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti/ 1917- 1922 1-2-3”, Birleşik Kafkasya Derneği Yayını, İstanbul, 2003, 2004, 2006; Sefer E. Berzeg, “Kafkasya ve Diaspora/ Yayın Hayatından”,Kendi Yayını, Ankara, 2008; Sefer E. Berzeg, “Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Pşımaho Kotse (Kosek)/ Yaşamı ve Gurbet Yazıları”, Kendi Yayını, Ankara, 2011; Semra Orkan, Esma Küçükşakin, Sehat Zafer, “Çerkezlerden DW’nin haberindeki iddialara ilişkin açıklama”, 29 XI 2021, aa.com.tr; “Son Gelişmelere Dair Kamuoyuna Açıklama”, 3 XII 2021, cerkesfed.org; Süha Baytekin, “Çerkes Sürgünnamesi”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2019; “Terekkale ve Andi Kurultayları 1917”, Apra Yayıncılık, İstanbul, 2020; Yasemin Kalyoncuoğlu, “Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’ndan ‘asimilasyon’ iddiasına yönelik açıklama”, 30 XI 2021, aa.com.tr; Yalçın Karadaş, “Çerkes Kimliği/ Türkiye’nin Sorunları”, Sorun Yayınları, İstanbul, 2009; Yalçın Karadaş, “Ezberleri Bozmamız Gerekiyor”, 19 XII 2018, circassiancenter.com; Yeltsin: “Kafkas Halkları Kahramanca Mücadele Etmişlerdir”, Ogni Kültürel Dergi, sayı 6, İstanbul, 1994.)
http://www.circassiancenter.com/tr/murat-ozden-asimilasyonu-misirdaki-sagir-sultan-da-biliyor/