“Ben Bir Megrel’im”
Yazan:
Nugzar Dzhodzhua
Hepimizin bildiği gibi, Stalin dönemi ve sonrasında ortaya çıkan
Megrel ve genel olarak Megrelya sorunu tam anlamıyla engellenmiştir. Bugün, bu
“acayip” makale basında yayımlanacak, ancak bu çeşit makaleler ve yazarları
tamamıyla ahlaki değerlerden ve tarihsel gerçeklerden yoksun en şiddetli ve
acımasız eleştirilerle karşı karşıyadırlar.
Megrelya ve Megreller olayını geçmişte ve günümüzde sıcak
tutanlara karşı böylesi nefreti, zehiri ve garezi nerede biriktirdiğiniz hayret
verici bir konudur. Gürcü kültürüyle yetişen ve iyi bir eğitim görmüş olan
sizler uygar bir biçimde nasıl karşılık vereceğinizi bilmiyor musunuz? Neden
“sözde” Megreliz veya neden sözde Megrel “köpekleriz”? Geleneksel
yöneticilerimiz olan Dadyanların Megrel köylüsünü ve genelde aileleri sığır ve
bazen de daha kötü muamelelere tabi tutmuş olmaları esas neden olmayabilir.
Köylüleri satın almak, satmak, kiraya vermek, hediye gibi sunmak, çeyiz olarak
vermek, çiftlik hayvanları ve kuşlarla takas etmek, kızgın şamdanlarla
gözlerini çıkarmak, vücutlarına yoğurt sürerek kızgın güneş altında tutmak,
organlarını kesmek ve buna benzer diğer zalimane davranışlar Megrelya’da
eskiden revaçtaydı.(1)
Çocuklarınız ve torunlarınızla konuşurken onlara hangi dille hitap
ettiğinizi sorabilir miyim? (Megrelce mi Gürcüce mi?)
Bana ve şüphesiz doğru düşünen herkese göre; Gürcülerin ve
Megrellerin aralarında “mermi” ile konuşmaları reddedilmesi gereken bir
davranıştır. (2)
Her şeyden sonra, görüşlerini ve durumunu basında ve televizyonda
uygar bir şekilde açıklayan bir adamın, kim olursa olsun, yanlışı nerededir?
M. Dzhanashia (3) şöyle diyor: “Geçmişi öğrenme arzusu bir halkta,
sadece bu halk yüksek gelişme düzeyine ulaştığında doğar ve ulusal uyanıklılık
onların arasında gelişir.”
Eğer gerçekten eğitimli ve tamamen namuslu insanlarsanız neden
Gruzija ve Gruzin (4) ile Sakartvelo ve Kartveli (5) terimlerinin içeriğini
açıklamıyorsunuz?
Bu terimler içerik olarak aynı mı, değil mi? Aynı olmadıklarını
çok iyi bildiğinizden ama şimdi kabul edilen taraflılıktan dönmeyi imkansız
bulduğunuzdan eminim. Bu terimleri şimdi açıklayacağım:
Gruzija ve Gruzin terimleri, Megrelleri, Svanları ve Gürcüleri
birleştirmek için yapay olarak yaratılmış kolektif terimlerdir. Demek istenen
şudur: Bu üç halk Gruzin halkını meydana getirmiştir ve ülkeleri de Gruzija
olarak adlandırılmıştır. Diğer taraftan, Sakartvelo ve Kartveli terimleri,
Megrelleri, ve Svanları kapsamadığı için kolektif terimler değildir.
Sakartvelo/ Kartveli terimleri Samegrelo/ Megreli (6) terimleriyle
veya Svaneti/ Svani (7) terimleriyle yer değiştirilirse her iki çift terim de
Rusça’da Gruzija/Gruzin olarak yanlış şekilde tercüme edilecekti.
Megrelce’nin yazılı edebiyatı bulunmadığına sığınarak bana
karşılık vereceğinizi biliyorum. Ancak yazılı edebiyata sahip olmanın tek
başına etnik bir grubun belirleyici bir özelliği olmadığını anlamalısınız;
yazılı edebiyat, bir dilin ses sisteminin ifade edilmesinin bir aracıdır.
Bir Megrel’in Gürcü olmadığını ispata gerek yoktur.
Kişi olarak bunu gereksiz buluyorum. Ancak sizlere bazı gerçekleri
anlatmak zorundayım. Belki yenilerini anlatmanın yanı sıra, bazı eski
gerçekleri de hatırlatmaya çalışabileceğime inanıyorum.
Bütün yabancı bilim adamları Megrellerin Gürcü olmadıkları
konusunu teslim ederler. Ne acıdır ki, Megrellerin “kendileri” bu gerçeği
bilmezler!
Haziran 1990’da, Londra’da toplanan 5. Avrupa Kafkasoloji
Kongresi’nin oturumları yapıldı. (8) Sunulan tebliğlerden bir tanesi Megrelce
Ve Lazca’ya ayrılmıştı. Kardeş dil Lazca’nın Türkiye’deki durumu gibi,
Megrelce’nin de Gürcüstan’da yok sayıldığı konuları tebliğin tartışılan
noktalarındandı. “Bazı nedenlerden” dolayı, bu tebliğ hakkında kamuoyuna basın
yoluyla bilgi verebilecek hiçbir “bilim adamı” Tbilisi delegasyonundan
gönderilmedi. Neden? Çünkü bizim bilim adamlarımız Megrellerin Gürcü
olmadıklarını benden ve sizden daha iyi bilirler.
Şu atasözünü duymuşsunuzdur: “Bazen konuşmak sessiz kalmaktan
iyidir. Bazen konuşarak zarara yol açılır.”
Ark. Lamberti, “Gürcüstan’da ve Megrelya’da 1633-1653 yılları
arasında misyoner olarak bulundum,” diye yazıyor “Megrelya” isimli kitabında
(10). Lamberti açıkça, “İki ülkeyi ziyaret ettim,” diyor; aksi takdirde,
“Gürcüstan’da ve onun bölgesi Megrelya’da bulundum,” derdi. Hiçbir şekilde bu
son cümleye benzer bir ifade kullanmamıştır.
Eleştirisel makalesinde T. Tsivsivadze (11) şöyle yazıyor:
“Ne yazık ki, Megrlya’nın bazı köylerinde bazı çocukların Gürcüce’yi biraz geç öğrendiklerini yazarken kalemimin kendiliğinden elimden uzaklaştığını hissediyorum.” Bazı istisnalarda T. Tsivtsivadze’nin ifadesindeki “bazı” kelimesi, “çoğunluk” ya da “hepsi” kelimesiyle yer değiştirilmelidir. Tsivtsivadze şüphesiz fazlasıyla haklıdır, eğer bir Megrel çocuğu Gürcüce’yi okulda öğrenemezse, Megrel çocuğunun anadili Megrelce olduğu için, Gürcüce’yi hiçbir zaman öğrenemeyecektir.
Tsivtsivadze’nin makalesi devam ediyor: “Bu
satırları yazmak zorunda kalmamalıydım, meselenin özü budur.”
Yazar, bu satırları yanlış oldukları temelinden hareketle değil,
kelimesi kelimesine doğru oldukları için yazıyor. Ben, kendisine gerçekleri
anlattığı için şahsen teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Namuslu bir adam
gerçekleri söylemekten korkmamalı.
Ben daha önce de açıkça söylemiştim ve burada bir kez daha tekrar
ediyorum: Ben Gürcü değil, bir Megrelim…
Hiçbir tarihçi, dilbilimci, dil bilgini veya herhangi bir dalda
uzman kişi Megrellerin Gürcü olduğunu ispatlayamaz. Megreller kendilerini Gürcü
olarak kabul etmeye zorlandılar (12) ve işte bu yüzden, bugün ya da yarın
ağırlığını hissettirecek ve uzunca bir süre de etkili olacak Megrelya ve
Megreller sorunu bunca yıl sıcak kalmıştır.(13)
En son olarak Gürcistan’da, Megrelya’daki gelişmeler, tek bir
Gürcistan yaratma hayalinin nasıl bir sabun kabarcığı gibi patladığını ortaya
çıkarmıştır.(14)
Gürcüleşmiş Megrel Zviad Gamsakhurdia bir makalesinde (15) bizleri
Megreller olarak aşağıladı, ancak şimdi bütün dünya O’nun siyasi kariyerinin
nasıl trajik bir şekilde son bulduğunu çok iyi biliyor.
Nedenler hepimizin davranışlarına yön verme durumundadır. Bugün
resmi olarak hükümet tarafından yasaklanan Megrel diline resmi statü
verilmelidir (16).
Sizin “köpeklerin dili” olarak nitelediğiniz Megrel dili sınırsız
güzellikte, zengin ve çeşitliliktedir, yok olması sadece Megreller için değil
bütün insanlık için de trajedi olacaktır.
Gürcülerin, kendilerinin bu sorun hakkında sessiz kalmaları
hakkında açıkçana bir görüş belirtmiyorsunuz. Tartışmalara neden onlar da
katılmıyorlar?
Benim 1989 yılında Abhaz Televizyonu’ndaki açıklamalarım, sizin
bugünkü çıkışınız kadar tehlikeli değildi. İnsanların evlerinden çıkıp bütün
dünyaya “Ben bir Megrel değilim,” demelerinin bir anlamı yoktur. Mumun ve isin
kendi yolunu ne zaman bulacağını kim bilebilir? İleride torunlarımızın
cevaplayamayacağı davranışlar sergilemeyelim.
DİPNOTLAR:
* Ogni Kültür Dergisi, Sayı 6, İstanbul,
1994.
** Yazar Nugzar Dzhodzua Abhazya’da yaşayan
Megrellerden biridir. 1989 yılında Abhaz Televizyonu’na çıkarak 1930’lardan
beri Gürcistan’da “resmi” bir görüş olan Megrellerin Gürcü
olarak gösterilmelerini artık kabul edemeyeceğini açıladı.
Kişisel görüşlerini açıklamasının “ödülü” dövülmek, işinden kovulmak, evinin
sürekli olarak silahlı kişiler tarafından “ziyaret” edilerek görüşlerinden
vazgeçirilmeye zorlanması ve annesinin de yerel Gürcü basınına çıkartılarak
oğlunu suçlaması için tehdit edilmesi oldu. Bu açık mektup, yanlış olarak
kendilerini Gürcü olarak kabul eden bazı Megrellere yönelik olarak kaleme
alınmıştı. Ancak yeni “demokratik” Gürcistan’da hiç kimse bu makaleyi kamuoyuna
duyurmak için yayımlamaya yanaşmadı. (B.G. Hewit, Londra Üniversitesi Öğretim
Üyesi, Central Asian Survery, (1993), 12 (3), s.301, 302, 303, 304)
1. İrakli Akhalaia, Peasant
Reform in Mingrelia (1958); Dimitri Lemondzhava, The Peasant Revolt in Migrelia
1856-1857, (1957); Don Arkandzhelo Lamberti, The Description (1901, 1938,
1990). Bu eserler Gürcüce’dir.
2. Yazarın kastettiği, 1992 yılı boyunca
Megrelya’daki, Tsalendzhikka’daki çatışmalardır. (İngilizce’ye çevirenin notu).
3. The Custom of Mourning in Georgia, İveria, 7
Haziran 1887.
4. Rusça’da Gürcüstan ve Gürcü (İngilizce’ye
çevirenin notu).
5. Gürcüce’de Gürcistan ve Gürcü (İngilizce’ye
çevirenin notu).
6. Gürcüce’de Megrelya ve Megrel (İngilizce’ye
çevirenin notu).
7. Gürcüce’de Svanetya ve Svan (İngilizce’ye
çevirenin notu).
8. Caucasion Perspective (1992)’de yayımlandı.
9. Dilbilimciler Lazca ve Megrelce’yi
Kolkheti(=Zan) dilinin zaman içinde ikiye ayrılmış ve kendi başlarına gelişmiş
iki ayrı kolu olarak tanımlarlar. Güney Kafkas dil ailesi(Megrel-Lazca, Svanca
ve Gürcüce’den meydana gelir. (İngilizce’den çevirenin notu)
10. The Desription io Migrelia.
11. Literary Georgia-7; 16 Şubat 1990, (Yoldaş
Bregadze, Kardeş Doişvali).
12. 1926 nüfus sayımında 242.990 kişi Megrel
olarak kayıtlara geçmiştir. (Veriler Wixman’dan alınmıştır. (B.G. Hewit, Londra
Üniversitesi Öğretim Üyesi, 75th Anniversary Conference, Aralık, 1990)).
1926’dansonraki nüfus sayımlarında günümüze kadar Megrel-Lazlar Gürcistan’da
kayıtlara “Gürcü” olarak geçirilmişleridir.
13. Bkz. S.n. Kruşçev, XX. Kongre Gizli Raporu,
Kişi Kültürüne Karşı, s. 55-56; Çeviren: Ahmet Fethi, Pencere Yayınları, 1.
Baskı, Aralık 1991, İstanbul.
14. Poti, Abasha, Samtredia, Zugdidi
veTsalenzhikka’daki Megrel-Gürcü çatışmaları kastediliyor. (İngilizce’ye
çevirenin notu).
15. Literary Georgia, 3 Kasım 1989.
16. Bu konuda düzenlemelere gidildiğini sanıyorum.
Makalenin ilk yayınlandığı yayın organı: Nugzar Dzhodzhua (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Ben
Bir Megrel’im”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 6, İstanbul, 1994
+
(Önerilen okumalar: A. İ. Kiziria (Çeviren: Candan Badem), “Zan Dili”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı, 4, İstanbul, 1994; Ali İhsan Aksamaz (/Faik Ateş), “Lazca ve Megrelce Arasındaki İlişki”, Ogni Kültür Dergisi, sayı 1, İstanbul, 1993; Ali İhsan Aksamaz, “Aynı Tarih ve Aynı Kültürün Dili Zanca’nın Günümüzdeki İki Diyalekti: Lazca ve Megrelce”, Kafkasya Yazıları, sayı 6, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999; Ali İhsan Aksamaz, “Megrelce dergi çıktı: “Skani/ “სქანი”,16 V 2020, sonhaber.ch; Ali İhsan Aksamaz, “‘სქანი’/ ‘Skani’nin 3. sayısı yayınlandı”, 30 XI 2020, sonhaber.ch;Ali İhsan Aksamaz, “Hayvan Çiftliği” Megrelce olarak yayınlandı”, 16 XI 2020, sonhaber.ch; Ali İhsan Aksamaz, “İlk Gürcüce- Megrelce Sözlük Yayınlandı”, 11 I 2021, sonhaber.ch; Ali İhsan Aksamaz, “ვისწავლოთ მეგრული! / Megrelce Öğrenelim!”, 17 II 2021, sonhaber.ch; Ali İhsan Aksamaz, “Sovyet Lazları Halk Önderi İskender Tzitaşi ve Solun Ezberini Bozan Mektupları”, 02 III 2022, sonhaber.ch; B. G. Hewitt ve Z. K. Khiba (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “ Megrelce Bir Masal: Kuzey Rüzgârı ve Güneş”, Kafkasya Yazıları, sayı 5, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1998; Bakur Gogokhia: “Kimliğin en büyük nişanesi dildir!”, 08 II /2021, sonhaber.ch; George Hewitt (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Güney Kafkasya ve Megrel- Lazlar’ın Kültürel Hakları”, Aylık Sosyalist Kültür Dergisi Birikim, Sayı 85, Birikim Yayıncılık, İstanbul, 1996; Giga Kavtaradze: “Hayat yalnızca para ve yemek değil!”, 16 I /2021, sonhaber.ch; Givi G. Karçava: “Megrel mutfağı, dünyanın çok zengin mutfaklarından biri!”, 27 IV 2021, sonhaber.ch; Gogita Çitaia: “Tarihimiz övünülecek zenginlikte!”, 05 VIII 2021, sonhaber.ch; İuri Ğvincilia: “Dilimizin adını duymak bile istemiyorlar!”, 31 VII 2021, sonhaber.ch; Kolkhuri podkast editörü: “Kaç bin yıllık dil yavaş yavaş yok olma noktasında!”, 28 I 2021, sonhaber.ch)
http://www.circassiancenter.com/tr/ben-bir-megrelim/