20 Ekim 2024 Pazar

"Yetersiz Bir Laz Kültürü Araştırması"

 

 

 


 

"Yetersiz Bir Laz Kültürü Araştırması"



6 Nisan 1997 tarihli Demokrasi gazetesinde M. Recai Özgün’ün “Lazlar” kitabını eleştiren, “Yetersiz Bir Laz Kültürü Araştırması” başlıklı bir makale yayımlandı. Başlık oldukça iri puntolarla verilmiş. Yazar Dr. E. Gürsel Ersoy, makalesinin girişinde, ‘çalışmış’, ‘çalışılmış’ gibi ifadeleri kullanarak, kitaba daha ilk başta önyargılı yaklaştığı izlenimini uyandırıyor.


Dr. Ersoy, ‘Kitabın... kapsamlı çerçevesi ve tarihi arka planıyla Lazlar üzerine iddialı bir araştırma girişimi izlenimi edinilse de özellikle tarihi analizlerin, Goloğlu’nun Pontus çalışması ile birlikte dilimize çevrilmiş birkaç esere ve ansiklopedik kaynaklara dayandığı hemen fark edilmektedir...’ diyor. M. Recai Özgün, kitabında kaynakların fark edilmesi için akademik bir çabanın gösterilmesi gerekmiyordu.[1]


Dr. Ersoy, ‘... Belki yabancı dil sorunu gibi bir nedenle burada incelemeye almadığı izlenimi edinilen önemli bazı araştırmacıların eksikliği bu bölümde kendini bir hayli hissettiriyor...’ diye üzüntüsünü belirtiyor.[2] Herhangi bir çalışmada ille yabancı dillerdeki veya Türkçe kaynaklardan faydalanılacak gibi bir kayıt yoktur. Eğer faydalanılan kaynaklarda gerçek olmayan tespitler varsa ve M. Recai Özgün de bunları kitabına dayanak yapmışsa, bu belirtilebilirdi.


Dr. Ersoy; W.D. Allen, A. Bryer, R. Beninghaus, M.Meeker, G. Dumézil, V.Minorsky gibi yazarların adlarını sayarak, ‘... kitapta bu isimlere maalesef hiç rastlamıyoruz’ diyor. Hangi kaynakların kullanıldığı değil, hangi sonuca ulaşıldığı önemlidir.


Dr. Ersoy, spota da çıkan cümlesinde şunları yazmış: ‘Tarihsel incelemelerde göze çarpan eğilim ise Laz etnik merkezciliği izlenimi veren ve birçok ulus milliyetçiliğinin temel zaaflarından birini oluşturan Lazların eski ve köklü, yani kadim bir halk olduklarını gösterme çabasıdır...’ Demek istediği değil de, başka bir anlam çıkıyor: Birçok ulus milliyetçiliğinin zaaflarından biri, Lazların eski ve köklü, yani kadim bir halk olduklarını gösterme çabasıdır!

Dr. Ersoy şunu kastediyor olmalı: Birçok ulus devlet milliyetçiliğinin temel zaaflarından biri, kendilerini eski ve köklü. Yani kadim gösterme eğilimidir. Bu durum “Lazlar” kitabında da görülüyor! Bu iddiasını bizzat kendisi makalesinin başında, 1.yüzyıl tarihçisi Pliyn (Plinius) ve R.Benninghaus’un adlarını anmakla tekzip ediyor. Dr. Benninghaus’un yazdığını unutmuş gözüküyor.[3] 1.yüzyıldan günümüze kendisini taşıyan bir halk kadim değil midir?


Dr. Ersoy, “...Anadolu’nun otokton halklarından olmadığı kesin olarak bilinen Lazların bu topraklardaki varlığının belgelerle kanıtlanamadığını” iddia etmekte bir sakınca görmüyor. Lazların bugün tarihsel olarak topluca yaşadıkları yörede otokton olmadıklarının kesinliğini vurgularken bunu hangi belgelerle dayandırdığını kendi kendine soruyor mu? Devam ediyor: ‘... Kolkhetiler [4] içinde Lazların önemli/belirleyici bir halk oldukları savı da hayli desteksiz kalıyor...’ Dr. Ersoy, bilmediği veya bilmek istemediği kaynakları yok sayma gibi, günümüzde hayli yaygın olan bir entelektüel hastalığına tutulmuş gözüküyor. Arrianus, Priskos, Procopius, Agathias, Menandros, Theophanes gibi yazarların adlarını hiç duymamış gibi davranıyor. Bu yazarların Lazlardan, Lazların komşuları ve Roma/ Bizans ve Pers devletleriyle olan ilişkilerinden ayrıntılarıyla bahsettiklerinden gerçekten haberi yok mu?
6. yüzyıl tarihçisi Procopius, ‘Eskiden kullanılan Kolkh adının, Laz adıyla yer değiştirdiğini’ belirtirken, Agathias, ‘Çok eski çağlarda Lazlara Kolkh dendiğini’ yazmamış mıydı?

Bir halkın geçmişini ve yaşadığı coğrafyadaki varlığını yok sayarak adeta şovenizm bayraktarlığı yaptığı izlenimi uyandıran Dr. Ersoy, kitapta ‘...ister istemez kültürel şovenizm [5] içeren ifadeler kullanıldığına da tanık oluyormuş’: ‘... Halbuki Lazların bugün olduğu kadar geçmişte de ne denli güçlü bir asimilasyon sürecinden geçtiklerinin sorgulanması daha anlamlı’ olurmuş![6]

 
M. R. Özgün’ün çalışması en azından Lazca’nın yok olmasını önlemeye yönelik çabaların bir halkası değil midir? Yoksa Dr. Ersoy’un rahatsızlık duyduğu ama söyleyemediği bu konu mudur?


Anlaşıldığı kadarıyla Dr. Ersoy, kitapta yanlış olan (!) verileri ortaya koyarak eleştirmek yerine, M. Recai Özgün’ün şahsında Lazların tarih ve kültürleriyle bir hesaplaşmaya girişmiş.
Makalesinden [7] şu sonuç çıkıyor: Lazlar, Anadolu’nun otokton halkı değildir; geçmişleri M.S. 79’dan daha eskiye gitmez; zaten asimile olmuşlardır! Gerçek böyle olsaydı, o makaleyi yazması için neden kalmayacağını Dr. Ersoy çok iyi biliyor olmalıdır.

Dipnotlar:

[1] Bkz. M.Recai. Özgün, Lazlar, s.189-203 (Çiviyazıları, İstanbul, 1996).
[2] Kitapta şu kaynaklardan da faydalanıldığı belirtilmektedir: Gerg Amıcba, Hayri Ersoy (çev.), “Ortaçağda Abhazlar, Lazlar”, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1993; Muhammed Vanilişi-Ali Tandilava, Hayri Hayrioğlu (çev.), “Lazlar’ın Tarihi”, Ant Yayınları, İstanbul, 1992; Peter Alford Andrews, Mustafa Küpüşoğlu (çev.), “Türkiye’de Etnik Gruplar”, Ant Yayınları/ Tümzamanlar Yayıncılık, İstanbul, 1992; W.E.D. Allen, “A History of the Georgian People”, London, 1932; “Stefanos Yerasimos, “Milliyetler ve Sınırlar-Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu”, İletişim Yayınları, İstanbul, 1994; Alexandre Tourmakine, “Les Lazes en Turquie”, Les Editions ISIS, İstanbul, 1995.

Yabancı kaynak tutkusuyla ilgili olarak bkz.: Erhan G.Ersoy, “Hemşinli etnik kimliğine antropolojik bir bakış”, Birikim, Sayı 71-72, Mart-Nisan 1995; s.142’deki 12 nolu dipnot ve s.143’teki kaynakça.
[3] Bkz. R. Benninghaus, “Lazlar” (P.A. Andrews, “Türkiye’de Etnik Gruplar”, s.312.)
[4] Kolkhetiler değil, Kolkhlar. Kolkheti ise Kolkhlar ülkesi anlamına gelmektedir. Kolkheti yönetim alanı, yaklaşık olarak günümüz Gagra sınırından başlamak üzere Çoruh yatağına kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı. Kolkheti kültür alanı ise, Kolkheti yönetim alanı da dahil olmak üzere, güneyde Karadeniz’i izleyerek Trabzon’a kadar uzanmaktaydı. (Bkz. Bilge Umar, “Türkiye’deki Tarihsel Adlar”, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1993; Hayri Ersoy-Aysun Kamacı, “Çerkes Tarihi”, Tümzamanlar Yayıncılık, İstanbul 1992; M. Vanilişi-A.Tandilava, “Lazlar’ın Tarihi”,  Ant Yayınları, İstanbul, 1993; Fahrettin Çiloğlu, “Gürcülerin Tarihi”, Ant Yayınları, İstanbul, 1993; Hans Vogt, “Caucaian Languages, Collier’s Encyclopedia”, Macmillan Educational Company, New York, 1985; Michael Grant, “Myths of the Romans and Greeks”, Wiedenfield and Nicolson, London, 1962; Neal Ascherson, “Black Sea”, Jonathan Cape, London, 1995).
Kolkheti (Kolkhis) konusunda bir diğer yanılgı (!) için bkz. Ömer Asan, “Karadeniz Atmacaları Lazlar”, Gezi Traveler, sayı 3, Aralık 1997.
[5] Dr. Ersoy, M. Recai Özgün’ün kitabında, komşu toplulukları yok sayan, aşağılayan, kimlik dayatan bir ifade bulmuş mudur da, şovenizm suçlaması yapmaktadır? Ayrıca kitapta, Lazlar dışında Hemşinliler’de, daha batıdaki eski Pontus coğrafyasında ve Gürcüler’de görülen kimi ortak özellikleri tek bir kültüre mal etme eğilimi görmüş müdür?
[6] Dr. Ersoy, şu tespiti görmezlikten geliyor: “... Lazlar, Anadolu’ya egemen olmuş Osmanlılar’la bütünleşmiş yüzyıllar boyunca, egemen kültürün etkisinde yaşamışlardır.” (M. R. Özgün, Lazlar, s.65).
“... Laz Dili üzerinde son zamanlarda yoğunlaşan tahribata da değinmek istiyoruz... Türkiye’nin demokratikleşmesine paralel olarak, yerel diller üzerindeki baskıların kaldırılması, kültürel desteklerin geliştirilmesi gereklidir. Dil eğitimine en azından ilkokullarda ‘anadil’ eğitimi statüsünde yer verilmesi, bu dilde eğitim verecek olanların üniversitelerde yetiştirilmesi ve resmî radyo ve tv’lerde haber ve eğitici yayınlara geçilmesi, isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine yeniden Lazca isimlerin verilmesi gereklidir.” (M. R. Özgün, a. g. k., s.124).
[7] Daha da ilginç olan Demokrasi Gazetesi’nin böyle bir makaleye kültür-sanat sayfasında yer vermesidir. Özgür Gündem Gazetesi de, benzer bir makaleyi yayımlamıştı (Bkz. Lazlar Çerkezler ve Kürtler, 23. 6. 1992).

[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, “Yetersiz Bir Laz Kültürü Araştırması” Kafkasya Yazıları, Sayı 6, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999 (Dil-Tarih-Kültür-Gelenekleriyle Lazlar", 1. Baskı, Sorun Yayınları, 2000; 2. Baskı, Belge Yayınları, İstanbul, 2014)]

 


[Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “M. Recai Özgün Vefât Etti”, “Tatara Tititiri…”, Sima Dergisi, Sayı: 7, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, 2005; Ali İhsan Aksamaz, “Lazlara İlişkin İki Kitabın Hikâyesi ve Tanıklıklarım- Anılarım”, 14 II 2013, yusufbulut.com/ circassiancenter.com.tr; Cemil Telci: “Çay üreticileri de özel şirketlerin insafına kaldı!”, 19. VI. 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr;  “Atmaca”, “Lazlar” ve “Laz Muhammet/ Yazar M. Recai Özgün”,  16 VII2013, lazca.org; M. Recai Özgün, “Lazlarda Çocuk Oyunları”, Kafkasya Yazıları, Sayı: 1, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1997; M. Recai Özgün, “Kaza’nın Kahvesi”,  Kendi Yayını, 1978;M. Recai Özgün, “Atmaca”, Kendi Yayını, İstanbul, 1994; M. Recai Özgün, (Yayına Hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), “Lazlar” Çiviyazıları Yayınları, Çiviyazıları Yayınevi,  İstanbul, 1996; M. Recai Özgün, “Hürriyet”, Kafkasya Yazıları, Sayı: 2, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1997; M. Recai Özgün, “Ölüm”, Kafkasya Yazıları, Sayı: 3, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1998; M. Recai Özgün, “Kurtuluşumuzun Öyküsü (Büyük Nutuk Penceresinden)”,  Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit,1998; M. Recai Özgün, “Edebiyat Dili Olarak Lazca”,  Kafkasya Yazıları, Sayı: 7, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999; M. Recai Özgün, “Bir Dergi Üzerine”, Mjora/ Lazepeşi Nena, Sayı 2, Çiviyazıları, İstanbul, 2000; Melahat Bul, “Lazca ile Mücadele Kolu Başkanlığından Laz Kültürünün Araştırılmasına Uzanan Bir Yol: M. Recai Özgün”, Mjora/ Lazepeşi Nena, Sayı 1, Çiviyazıları, İstanbul, 2000; M. Recai Özgün, “K̆alivi”; Sima Dergisi, Sayı: 2, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, Sima Laz Vakfı Yayını,  Fotosan Ofset, İzmit, 2001; M. Recai Özgün ile Haber& Söyleşi,  Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 8, Nisan 2003; M. Recai Özgün: “Laz insanının, Kurtuluş Savaşımıza olan katkılarını dile getiren bir roman üzerinde çalışıyorum!”, circassiancenter.com.tr; M. Yılmaz Avcı ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 6, Ekim 2002; M. Recai Özgün, (Redaksiyon: Ali İhsan Aksamaz), “Laz Muhammed “, Çiviyazıları Yayınevi,  İstanbul, 2004; “M. Recai Özgün vefat etti”, 12 VII 2004, hopam.com; M. Recai Özgün, “Gzalepe”, “Ğura”, Sima Dergisi, Sayı: 7, Sima Laz Vakfı Yayını,  Fotosan Ofset, İzmit, 2005; “M. Recai Özgün”, 17 V 2012, arhavizyon.com; “M. Recai Ozgün (1924 - 2004)”, kolkhoba.org; “M. Recai Özgün”, tr.wikipedia.org; Mecit Çakırusta ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 9 (zamanında yayınlanamadı), 2003; Mustafa Bayındır, “Aramızdan ayrılışının 5. yılında M. Recai Özgün’ü anıyoruz”,  Skani Nena/ Laz Kültür Derneği Yayın Organı, Sayı: 2, Temmuz 2009, İstanbul; Orhan Bayramin ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 5, Mayıs 2002; Orhan Bayramin: “Laz Edebiyatı 1996’dan fersah fersah ileride!”, 16 III 2021, sonhaber.ch/ gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr; “3. Okuma Gününde “Lazlar”, 6 X 2007 lazuri.com; Yılmaz Avcı, “M. Recai Özgün’ün Ardından”, Sima Dergisi, Sayı: 7, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, 2005]

 

aksamaz@gmail.com

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2022/06/asabi-olmak-icin-mazeret-cok-arsiv.html

 

https://www.circassiancenter.com/tr/yetersiz-bir-laz-kulturu-arastirmasi/