29 Ekim 2024 Salı

1-AZLAĞA/ ABUİSLAH/ ESENKIYI

 

 




AZLAĞA/ ABUİSLAH/ ESENKIYI



Çocukluğumda, köyümüzün ismi halk arasında “Azlağa” diye anılırdı ama Osmanlı döneminden kalma kayıtlardaki ismi, “islah edilmiş su” anlamına gelen “Abuislah”tı.  Sonradan, devamlı esen rüzgârından esinlenerek şimdiki adı olan “Esenkıyı” adını almıştır.          Buna rağmen, Lazca konuşma esnasında her zaman için Azlağa olarak adı geçer. Köyümüz Hopa’ya sahilden 5-6 kilometre kadar mesafede ve deniz kenarında olup denizle ormanın daha fazla yer kapmak için devamlı boğuşup durdukları, yeşille mavi birleşiminden ortaya çıkan bir renk cümbüşü içinde ve dağınık yerleşim tarzında oldukça büyük bir köydür. Öyle ki,  Büyüklerimizin anlattıklarına göre 1800’lü yılların sonlarında köyümüz 300 hane ev ve 1500 nüfustan ibaret olup, sübyan okulu eğitimi veren üç camisi vardı. 1909 yılında bir rüştiye okulu ile 1930’lu yıllarda da sahilde bir medrese açılmıştı. Köyümüzde, babamla beraber birkaç kişi daha bu rüştiyeden mezun olup hayatlarını ilkokul öğretmeni olarak sürdürmüşlerdi. Bunlardan İbrahim amcam ise ekmeğini Zonguldak’taki Kömür İşletmelerinde aramıştı.

 

Hopa’yı Sarp’a bağlayan ve vakti zamanında Ruslar tarafından yapılan şose yolu, sahilde yol yapma zorluğu nedeniyle iç kesimlerden doğru;  Kanlıdere, İsina, Paçati, Okepe ve Mtutikvata’dan sonra köy hududunu terk edip Liman köyü ile Kemalpaşa nahiyesini müteakiben Sarp’a doğru kıvrılarak devam ederdi. Sıkışmış taş ve topraktan ibaret olup o zamanlar araba filan da olmadığı için bakımı da yapılmayan bu yoldan Hopa’ya yayan gidilip dönülür veya sahile inip bu yolculuk kayıkla yapılırdı. Şimdi sahilde yeni yol yapıldı. Ne var ki yol inşaatı esnasında atılan dinamitler nedeniyle üst tarafta kalan eski yol heyelana uğradı ve Mtutikvata mevkiinden sonra Sarp yolu kesilmiş oldu.

 

Hiç unutmam, bizim ilkokulda okuduğumuz 1940’lı yıllarda bir hastaya bakmak için, köyümüzün nadide evlatlarından Dr. Nizamettin Alkumru ilk defa bir ciple gelmiş ve biz de cipi görmek için teneffüste etrafını sarmıştık. Yıllar sonra o yolun trafiğe açılması için devlet köylüleri çalıştırmış, çalışmaya gücü olmayan veya babam gibi çalışamaya gücü yetmeyenler ise bunun bedelini parayla ödemişlerdi.

 

Yol trafiğe açıldıktan sonra Hopa’ya kayıklarla gitme zorunluluğu nispeten ortadan kalkmıştı. Nispeten diyorum çünkü araba olmadıktan sonra yapılan yol neye yarar. Diğer yandan bakınca da yol olmayınca araba neye yarar mantığı ortaya çıkar. Kısacası ikisi de birbirine bağlı şeyler.  Ne var ki şimdi de arabalar yollara sığmıyorlar. Hem öyle bir trafik yaşanıyor ki aynı yükleri kimisi öteye götürürken kimisi de beriye taşıyor.

 

Ancak yıllar sonra Kemalpaşa’dan, “Kurtuluş”/ Khortoloşi adlı otobüs servise girince, yukarı mahallede, “Jilengola”da” oturanlar için Hopa’ya ayakla gitme zorunluluğu nispeten ortadan kalkmıştı. Nispeten diyorum, çünkü araba kimseyi bedava götürmezdi. Aşağı mahallede, “Tzalengola”da” oturanlar ise kayıktan sonra motorla gitmenin keyfini yaşamaya başlamışlardı. Otobüsü çalıştırırken, bir kişi elindeki kıvrık demir çubuğu arabanın önündeki burun deliğinden sokup habire çevirir dururdu. Gar-garr da gar-garr!..

 

Otobüsün yokluğunda, yukarı mahallede oturan bizler genellikle Hopa’ya yürüyerek giderdik.  Öyle ki Hopa Ortaokuluna giderken, harmanı kaldırıncaya ve üzümle pekmez işleri bitinceye kadar okula uzun bir müddet aralıksız olarak arkadaşlarla beraber yürüyerek gidip geriye dönmüş, kış bastırınca da bir ev kiralayıp o sene orada kalmıştık. O zamanlar saatimiz yoktu ama zannederim bu yolculuk gidiş ve dönüşte 3-4 saatlik bir zamanımızı alırdı. Yürümekten çekinmezdik. Zira bu yolculuklar, arkadaşlarla beraber olduğumuz için şarkılarla türkülerle neşe içinde geçerdi.

 

Hopa’dan yola çıkınca sahilden doğru yürüyüp Bucak nahiyesinin rampasını tırmanarak ana yola çıkardık ama yokuşta biraz zorlanınca böyle işler de başımıza gelebiliyordu.

 

“Köyümüz Hopa’ya sahilden 5-6 kilometre kadar mesafede”

 

 

Köyümüzde çok şakacı bir Durakişi Hasan Amcamız vardı ki biraz mide rahatsızlığından olacak, biraz da başkalarının hoşgörüsü nedeniyle nerede olursa olsun hiç tereddüt etmeden rahatlamanın yollarını kullanırdı (Allah rahmet eylesin). Öyle ki bir gün sahildeki köy kahvesinde oturan arkadaşlarından birinin kafasına bastırıp kıçını onun kafasına yerleştirdikten sonra öylesine bir kuvvetli patlattı ki ebedi unutamam.

 

Yine bir gün Bucak yokuşunu tırmanıp şoseye ayağımızı bastığımız anda bir arkadaş hatırı sayılır cinsten bir güzel patlatıverdi. Bizler gülerek yol alırken arkadan gelmekte olan ayak seslerini duyduk. Bakınca bir de ne görelim. Hasan amca gelmiyormu?! Utandığımız için ağzımızla uygun sesler çıkarmaya başlayınca;

 

-Şimdi ağzınızla düzeltmeyin. Atabildiyseniz daha ne istiyorsunuz? Bundan büyük rahatlık olur mu?! Diyerek o da bize katıldı. Bizim de aradığımız böyle bir söz olduğu için o gün de ata ata Azlağa’ya gittik.

 

Hopa’ya giderken, eğer ayağımıza giydiğimiz lastik ayakkabılar biraz yeni ise onu eskitmemek için yolda onları giymez, Hopa’ya girişte Ortahopa denilen kesimde yol kenarındaki çeşmede ayaklarımızı yıkadıktan sonra onları giyip Hopa’ya öyle girerdik. Eğer ayakkabılarımızda çatlak yerler varsa, önceden oraları zımparalayıp solüsyonu sürdükten sonra yamayı güzelce yapıştırır ve onu daha yakışıklı bir hale sokmaya çalışırdık.

 

Bu bakımdan ücretini hesaba katmazsak, bu otobüs bizim için bulunmaz bir nimetti. Tabii içinde yer bulmak da ayrı bir sorundu. Bazen un çuvalları ve diğer eşyalar yetmezmiş gibi tavuk ve horozlarla alt alta üst üste giderdik. Kamyonla gidenler ise hareket halinde bile yol kenarlarındaki meyvelere saldırarak dallarını kırıp kucakladıktan sonra güle oynaya giderlerdi. [Yazan: M. Yılmaz Avcı ]

 

 


[Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Lazcanın Yazarı ve Şairi: Munir Yılmaz Avcı”, 08.  II. 2013, lazca.org/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Munir Yılmaz Avcı (1939- 2016)”, 15. XII. 2020, circassiancenter.com.tr/ sonhaber.ch; Ali İhsan Aksamaz, “Lazca-Türkçe Şiir ve hikâyeleriyle Munir Yılmaz Avcı” (Yayına hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), 26. VI. 2023, circassiancenter.com.tr; "Lazcanın Grameri: Lazuri Nenaçkina", kolkhoba org; M. Recai Özgün ile Haber& Söyleşi,  Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 8, Nisan 2003; Mecit Çakırusta ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 9, 2003/ circassiancenter.com.tr; M. Yılmaz Avcı, (Redaktör: İsmail Avcı Bucalişi), “Şurimşine/ Lazca- Türkçe Şiirler”, Kurye Yayınları, İstanbul, 1999; M. Yılmaz Avcı, “Ya Laz olmasaydım!”, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 2, Kasım 2001; M. Yılmaz Avcı, “Türkçe’yi nasıl öğrendik?”, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 3, Şubat 2002/lazuri.com; M. Yılmaz Avcı ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 6, Ekim 2002; Munir Yılmaz Avcı, hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), “Dönük Cami/ Golaktei Meçeti Türkçe- Lazca Tiyatro Oyunu”, 20. VIII. 2001, circassiancenter.com.tr;   M. Yılmaz Avcı, “Lazuri Nenaçkina/ Lazca Dilbilgisi”, Etno- Kültür Kitapları, İstanbul, 2003; M. Yılmaz Avcı, (Redaksiyon: Ali İhsan Aksamaz), “Lazuri P̆arametepe/ Laz Masalları” Sorun Yayınları, İstanbul, 2005; M. Yılmaz Avcı, “Aleynas Mu Ağodu? / Aleyna’ya Ne Oldu? -Lazca- Türkçe Roman”, Sorun Yayınları, İstanbul, 2013; M. Yılmaz Avcı,  (Yayına hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), “Bilmediğimiz Ülke/ Gürcistan Gezi Notları”, 7. X. 2005, circassiancenter.com.tr; M. Yılmaz Avcı, (Yayına hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), “Azlağa/ Abuislah/ Esenkıyı, 14. II. 2015, circassiancenter.com.tr;M. Yılmaz Avcı,  (Yayına hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz), “Eski yaşantımızı şiirsel bir yaklaşımla belgelemek istedim!”, circassiancenter.com.tr; Nizamettin Alkumru, “Şimşir Kokardı Azlağa”, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 2005; Orhan Bayramin ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 5, Mayıs 2002]

 

+

 

 

AZLAĞA/ ABU İSLAH/ ESENKIYI

 

 

Berobas kyoi çkinis Azlağa ya vuʒ̆umert̆it mara Osmanoğlişi kyutuğişi k̆ayidepes, “Pağei ʒ̆k̆ari” yado nauxuiʒ̆onen “Abu İslah” yado coxo noç̆art̆u. Mʒika dovirditşk̆uleti, birtum nabars ixi do k̆alaşi muşi goşinuşeni aʒ̆inei coxo nauğun “Esenkıyı” coxo kogyodves.

 

Zoğap̆icişen Xopaşa 5-6 k̆m. k̆onai ar mesafe uğun do zoğa k̆ala mt̆k̆ak daha dido dixa oncubaluşeni naiç̆k̆omenan, xançeni do nʒaşperişi ok̆oxtimei, mskva perepeten moʒ̆ipxei edo goşabğei oxorepe muşiten diiido didi ar kyoi ren. Eşoki didilepe çkinik çkin namiʒ̆vespeşen naoxovoʒ̆onit, 1800- oni ʒ̆anape varniçoduşa kyoi çkinis 300 oxori do 1500 k̆oçi skidurt̆u do subyanepes ogurapuşeni sum meçeti (came) uğut̆u. 1909 ʒ̆anas Ruştiyeş Mektebi do zoğap̆icisti ar medrese guinʒ̆keet̆u. Kyoi çkinis babaçkimi k̆ala dido k̆oçik em Ruştiyes ik̆itxes do mamgurapaloba oxvenuten skides.

 

Xopaşen Sarpişa nailinen, mcveşi orapes arabapeşeni Urusepeşen noxveni k̆azoni, em orapes zoğap̆icis gzaşi oxvenu meç̆ireli nart̆uşeni kyoişi oşkenas guşulun do K̆alendee (Kanlıdere), İsina, Paçati, Ok̆epe do Mtutik̆vataşk̆ule kyoi mik̆ilaps do Limani do Mak̆rialişk̆ule Sarpişk̆ele ndrik̆ei-ndrik̆ei mindulun. Ok̆ont̆k̆abei dixa do kvaşen noxvene naren do em orapes araba mutu navart̆uşeni çkar navaroʒ̆k̆edes em k̆azonişen Xopaşa k̆uçxeten ilet̆u do muilet̆u. Aʒ̆i, zoğap̆icis naixvenu ağani arabaş gza kaguinʒ̆k̆u. Murenki am gzaşi oxvenuş oras naistoles dinamititen jileni gza kogelant̆ruʒu do gza Mtutikvataşk̆ule kanik̆vatu.

 

Çkar vargomoç̆k̆ondun. Çkin geç̆k̆ap̆uloni doguronis navik̆itxupt̆it 1940- oni ʒ̆anapes ar žabunişa goʒ̆k̆omiluşeni kyoi çkinişi çkinei do şinapei k̆oçi Dr.Nizamettin Alk̆umru ar cipiten moxteet̆u do çkinti em oraşakis kyois çkar mangana navarmižirut̆esşeni teneffusis cipis govabğeet̆it.  ʒ̆anape mik̆ilu şk̆ule, devletik em gzaşi gonʒ̆k̆imuşeni kyoylepes oxandinapu. Menceli navaruğun do navaraçalişen baba çkimi sterepekti geç̆areli meçes do mutepek varixandes.

 

Gza trafiğişa kaguinʒ̆k̆uşk̆ule Xopaşa feluk̆aten oxtimu mʒika-mʒika kanik̆vatu. Mʒika ya bzop̆on. Muşeni ki, para vart̆aşk̆ule gza naguinʒ̆k̆asten mu iqven! Mara majurak̆ele nisimadaşiti, gza vart̆aşi mangana mus irgunşi mantiği muşulun.  Eşo varna aşo. Juriti artikartis mek̆ireli şeepe renan.  Gza vart̆aşi mangana mutus vairgun. Mangana vart̆aşiti em gzas xvala k̆uçxeten guilen. Edo aʒ̆i manganape gzas vaimt̆renan. Hem eşo gulunan ki. Ayni oğmalupe arik ekole mik̆imers majuranik akole muk̆imers.

 

ʒ̆anape mik̆iluşk̆ule, Mak̆rialişen Xort̆oloşi,  “Kurtuluş” coxoni do ginže çxvindoni ar otobusi olu- molus kogyoç̆k̆uşi, Jilengolas naxenanpeşeni Xopaşa k̆uçxeten oxtimuti mʒika-mʒika kanik̆vatu. Otobusişi oxandapuşeni manganaş ʒ̆oxleni çxvindis mendrik̆ei ar demiri mişuntxipt̆es do udodginu goloktapt̆es. Garr-gar do garr-garrr! ʒ̆alengolas naxenanpekti em orapes feluk̆aş yerine mat̆oriten oxtimuşi sefa ikipt̆es.

 

Otobosi navart̆u orapes jilengolas naxenanpe xopaşa mteli k̆uçxeten vit̆it. Eşoki, Xopaşi oşkenani doguronişa vit̆itşi xarmani yezdimu, qurženiş oʒ̆ilu do p̆ek̆meziş oxvenu şakis a- jur tutas manebrapek̆ala k̆uçxeten vidit moptit do qinoba komoxtuşiti ek ar oxoris kiraten kodopxedit. Em orapes saat̆i mutu varmiğut̆es mara herhalde em olu- molupe 3-4 saat̆is ancax maxvenet̆es. Oxtimuşen mutu şikyaeti varmiğut̆es. Muşeniki manebrape k̆ala isa navort̆itşeni olu-molu çkini birapa do oxirxinupeten mik̆ilapt̆u.

 

Xopaşen gzas gebdgitatşi zoğap̆icişen Bucağişi emtumanis kodovak̆idet̆it do k̆azonişa keşavit̆it mara emtumanis mʒika memaç̆iranşiti aşo şeepe tis momixtept̆es.

Kyoi çkinis diido şak̆aci Çavuşiş Xasani Cumadi (Trangik raxmet̆epe meças) miqonut̆es ki mitik mutu navaruʒ̆umes şeni sotxani rt̆asna xat̆iri varuxvenupt̆u do gont̆k̆vaʒinapt̆u. Eşoki noğaş k̆aves naxet̆es k̆oçepeşen ar cumadis tis xe gyobažgu do mundi kogyoduşk̆ule ar k̆ap̆et̆i gobaxuki man p̆ot̆es vargomoç̆k̆ondun.

 

Edo xolo ar ndğas bucağişi emtumani diçodu da k̆azonis k̆uçxe nagebdgitk̆ala ar manebrak ar k̆ap̆eti kogont̆k̆vaʒinu. Vižiʒapt do mevulutşi, k̆ap̆ulaşen k̆uçxeş sersepe kovognit.  Ok̆onaviʒ̆k̆editşi mu bžirat! Xasani Cumadi mulun. Oncğori namaqvesşeniti nunk̆uten, braʒ̆- bruʒ̆!” ocoxinus kogevoç̆k̆itşi:

 

-Aʒ̆i nunk̆uten moomskvanapt yado dolomiqures. Dogaxvenesşi çkva mu ginonan. Amuşen k̆ai raxat̆oba iqveni! Ya miʒ̆ves do kelamak̆ates. Çkinti namint̆es eşo nenape nart̆uşeni em ndğas ostomiluş yarişiten Azlağaşa mek̆avilit.

 

Xopaşa vit̆atşi egere ağani lastikiş modvalu miğunanna, entepe xes dokaçei vulut̆it do ortaxopas gzas kinais naeladgin çeşmes, ʒ̆oxle k̆uçxepe dovibont̆it do emuş k̆ule entepe movidumert̆it.  Egere mcveşi lastik̆iş modvalu miğunanna, elastikei naren yerepes zumpara do silisiyoni dovusumert̆it do ar mskvaşa jinti komovonʒaxapt̆it. Eşopeten modvalupe çkini dopʒ̆ipxupt̆it.

 

Helbette otobusiten olu- molu para nauğunanpe şeni raxat̆oba do navarižiren ar nimeti rt̆u.  Edo emusti doxunuş yeriş ožiramu eşo k̆olayi vart̆u. Kimi orapes mkiri do lazut̆işi ç̆uvalepe do majurani oğmalupe navardomibağut̆anstei kotume do mamulepe k̆ala jin-tude murgolei-murgolei eşo vit̆it. K̆amyoniş k̆ap̆ulas gexunei naulvanpek araba nit̆aşi gzaş kinais nagoladgin meyvapeşi qaepe gelat̆axupt̆es do hem meyvape imxort̆es hemti bireli, žiʒinei, xirxinei eşo it̆es. [Mç̆aru: M. Yilmaz Avci ]

 

1-AZLAĞA/ ABUİSLAH/ ESENKIYI

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/10/azlaga-abuislah-esenkiyi.html

2- KÖYÜMÜZ/ KYOİ ÇKİNİ

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/koyumuz-kyoi-ckini.html

3- HEY GİDİ ÇOCUKLUK/ EY GİDİ BEROBA

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/3-hey-gidi-cocukluk-ey-gidi-beroba.html




 aksamaz@gmail.com



 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2023/06/lazca-turkce-siir-ve-hikayeleriyle.html

 

 https://www.circassiancenter.com/tr/azlaga-abuislah-esenkiyi/