20 Aralık 2025 Cumartesi

Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-8 [Lazca-Türkçe]

 


 

 

Lazca ders kitaplarında sınıf mücadelesi metinleri-8 [Lazca-Türkçe]


Birinci Bölüm: 

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi.html

İkinci Bölüm:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_13.html

Üçüncü Bölüm:

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_19.html

Dördüncü Bölüm:

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/11/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_29.html

Beşinci Bölüm: https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/12/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi.html

Altıncı Bölüm: https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/12/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_15.html

Yedinci Bölümhttps://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/12/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_20.html

Sekizinci Bölüm: https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/12/lazca-ders-kitaplarnda-snf-mucadelesi_43.html

 

 

 

 

 

 Vladimir İlyiç Ulyanov [Lenin]:

Ekim Devriminin yıldönümü yaklaşıyordu. Öğretmen, işçilerin mücadelelerinde Lenin’in, kendilerine nasıl önderlik ettiğini sınıfta anlatmaya başladı. Sonra öğrencilere sordu:

--Evinizde Lenin’e ilişkin bir şeyler söyleyen oldu mu?

Nadiye elini kaldırıp söz aldı:

--Babam bana çok söylüyor. Babam, Lenin’i görmüş.

--Hele, söyle! Babandan neler duydun?

Nadiye anlatmaya başladı ama anlatamıyordu. Küçücüktü, anlatmakta zorlanıyordu.

Öğretmen, Nadiye’ye sordu:

--Nadiye, babana sınıfa gelmesini rica etsek, acaba gelir mi, sen bu konuda ne düşünüyorsun?

Nadiye, cevapladı:

--Gelecek, gelecek! İtiraz etmeyecek!

Nadiye’nin babası gerçekten de akşamüstü geldi. 50 yaşlarında, saçında aklar olan, bıyıklı bir işçiydi. Öne çıkıp konuşmaya başladı:

--“Hele, Sovyet Cumhuriyeti’nin genç vatandaşları, dinlemek istiyorsanız kulak verin! Bu anlatacağım çok yıllar önceydi. Şöyle bir otuz yıl oluyor. O zamanlar ben küçük bir çocuktum. Ama o yaşta makine fabrikasında çalışıyordum. Babam yoktu; bir iş kazasında makine öldürmüştü. Annem ve küçük erkek kardeşimle beraber yaşayorduk. Çok zor şartlarda yaşıyorduk. Ailemizin küçük bir odası vardı. Rutubetli bir odaydı, küçük pencereleri vardı. Tam da pencerelerin olduğu tarafta büyük bir ev yapıldığı için içeriye hiç güneş ışığı girmiyordu. Odamız hep karanlık ve kasvetliydi. Hergün gün ağarana kadar fabrikaların düdük sesleri duyuluyordu. Bu düdükler, işçileri vardiyalarına çağırıyordu.

Aceleyle kalkıyorduk. Annem, yiyecek birşeyler hazırlıyordu. Birşeyler atıştırıp koşar adımlarla işe gidiyorduk. İş çok zordu. Günde 16 saat çalışıyorduk. Çok çalışıyorduk ama bize az para veriyorlardı. Bize az para veriyorlardı ama fabrikanın sahibi çok kazanıyordu.

Bir keresinde bizim fabrikanın işçileri kazan kaldırdı. Maaşların arttırılmasını istemeye başladılar. Patron kulak asmıyordu. İşçiler, toplantı yapmak için fabrikanın avlusuna çıktı. Bir işçi çıkıp şöyle dedi:

--Maaşlarımız arttırılana kadar çalışmaya başlamayacağız!

Biz de dinliyoruz. Doğru söylediği için biz de “evet, evet” diyoruz. Derken biri bağırdı:

--Kazaklar, Kazaklar!

Atlı Kazaklar, etrafımızı sarıp kamçılarıyla bize vurmaya başladılar. Benim sırtıma da iki defa vurdular. Bana öyle vurdular ki, gömleğim yırtıldı, sırtımdan da kan sızıyordu. İşçiler dağıldı. Yirmi kadar işçiyi alıp falakaya götürdüler. İşte o zamanlar bizim hayatımız böyleydi.

Birgün yaşça benden büyük bir arkadaşım beni çağırıp şöyle dedi:

--Bu akşam bizim eve gel!

Gittim. Yirmi kişi orada toplanmıştı.  Çoğu işçiydi. Aralarında sarı sakallı biri vardı; anlatmaya başladı:

--Sizin çalışmanızla patronunuz zenginleştiği için siz fakirsiniz. Patronlarınızı başınızdan defetmedikçe rahat yüzü göremezsiniz. Kahrolsun patronlar! Kendi geleceğiniz için birlik olun, el ele vererek faaliyet gösterin!

Biz de ona şöyle diyorduk:

--Sözlerin doğru! Biz, patronları nasıl kaçıralım ki? Çar onların tarafında, polis onların tarafında!

--Önce Çarlığı ortadan kaldırmak lazım. Gel gör ki bu işi yapmak için önce işçilerin birleşmesi gerekir, onların partisini örgütlemek gerekir. Bütün işçiler ayaklansa, Çar onları yenemez.

Ben bir yandan onun bu sözlerini diliyor, diğer yandan da içimden şöyle geçiriyordum.

--Bu adam doğru söylüyor!

Sonradan sarı sakallı o adamın Lenin olduğunu duydum. Ben böylece Lenini görmüş oldum.

O günden sonra yirmi yıl kadar bir zaman geçti. Almanya ile savaş başlamıştı.  Çok insanı bu savaşa gönderdiler. Savaşa gönderdikleri o insanlar cephede yaranlanıp ayaksız, elsiz evlerine dönmeye başladı. Bazı insanları da oralarda toprağa gömdüler. Beni de askere aldılar. Niçin savaşıyorlardı? Çar, toprok sahipleri ve fabrika patronları için savaşıyorlardı. Askerler, birbirlerine bildiriler dağıtıyorlardı. O bildirilerde şöyle yazıyordu: “Kahrolsun savaş! Zenginlere karşı çıkın!” Meğerse bu mektuplar cepheye Lenin’den geliyormuş. O zamanlar Lenin yurtdışında yaşıyordu. Oradan bizlere güncel haberleri o bildirilerle duyuruyordu. Üç yıl boyunca savaş oldu. Dayanmaya güçleri kalmadı. İşçiler ayaklandı. Askerler ayaklandı. Lenin’in bizlere işaret ettiği şekilde hareket ettik. Çarı kaçırttık ama iktidarı nasıl düşüreceğimizi hemen düşünememiştik. O zamanda Geçici Hükümet kuruldu. Geçici Hükümetin, işçilere bir faydası dokunmuyordu. Geçici Hükümet sermyedarlarla anlaştı. O zamanlar yine dövüşmeye başladılar. Kimi Geçici Hükümeti destekliyordu, kimi o hükümeti istemiyordu. O hükümet gidene kadar işçilere yönelik olumlu gelişmeler olmayacağını görüyordum. O sebeple Bolşevik Partisine kayıt oldum. Partide yapacak çok iş vardı. Bütün fabrikalar gidip işçilere vaziyeti ve kurtuluş yollarını anlatıyorduk: “Birleşin, arkadaşlar! İşçilerin partisinde bir araya gelin. Sermayedarlarla savaş şimdi başlıyor!”

Bir keresinde Lenin’in yurtdışından gelmekte olduğunu duyduk; karşılamaya gittik. Meydanda fazla sayıda işçi ve asker toplanmıştı. Gidiyoruz ama benim kalbim de küt küt atıyor, heyecanlıyım. Nihayetinde Lenin’i getiren tren istasyona ulaştı. Kitle birden hareketlendi. Bir otomobilin üzerine biri çıktı.  Etraftaki herkes alkışlıyordu. Bir baktım ki oydu, Lenin’di. O hücre evinde onu ilk gördüğüm zamanın üzerinden çok zaman geçmişti ama ben onu hemen tanıdım. Lenin, otomobilin üzerinden konuşmaya başladı:

--Geçici Hükümete kulak asmayın; zenginlerin çıkarları için hareket ediyor! İktidarı elinize alın! Bütün İktidar Sovyetlere! Almanlarla değil, ağalar, patronlar ve burjuvazi ile savaşmak gerekiyor!

O anda içimden şöyle geçirdim:

--İşte şimdi yenebiliriz! Artık bizim de bir önderimiz var! Artık için mücadele etmemiz gerektiğini biliyoruz.

Dediğim gibi de oldu. Aradan birkaç ay geçti. İşçiler, Geçici Hükümeti alaşağı edip, ağaların ellerindeki toprakları aldılar. Fabrikalar, bütün araziler emekçilerin eline geçti.

Lenin bize, yeni Hükümetin nasıl teşkil edileceğini öğretti

İşte o zamandan sonra artık emekçilerin Sovyetleri hükümet ediyor. O zamandan beri ağa ve patronlar için çalışmıyoruz. Artık ülkemizde hiç kimse bir başkasını çalışmasıyla para kazanamıyor. Şimdi herkes herkesin refahı için çalışıyor. Her kim ki çalışmak istemiyor, onun bizim aramızda yeri yok!”

Öğrenciler, Nadiye’nin babasını can kulağıyla dinlediler. Sonra da sordular:

--Bütün bunları Lenin nasıl yaptı?

Nadiye’nin babası önder işçi cevapladı:

--Bütün bunları tek başına Lenin yapmadı. Lenin bütün bunları, işçilere ve emekçilere önderlik eden Parti ile beraber yaptı. Lenin yol gösterdi. Lenin, Partiyi birleştirdi. Lenin gözlerimizi açtı. Lenin bize öğretti, küçük çocuklara şöyle tembihledi:

--Öğrenin, öğrenin, öğrenin! Siz değiştireceksiniz!

Öndere Selâm:

Vladimir İlyiç Ulyanov [Lenin] 21 Ocak1924 tarihinde Gorki köyünde vefat etti. Cenazesini Moskova’ya götürdüler. Hava çok soğuktu. Sokaklarda ateşler yakıyorlardı. Üşüyenler ısınmak için bu ateşlere gidiyordu. Moskova merkezinde çok insan toplanmıştı. Uzun sıralar hâlinde nöbet tutuyorlardı.  Lenin’in cenazesi, Birlikler Sarayının büyük salonunda katafalka konulmuştu. Hüzünlü müzik işitiliyordu. Cenaze marşını çalıyorlardı.

İşçi ve emekçiler vefat etmiş önderlerinin cenazesine görmek için gidiyorlardı. Cenazeyi 27 Ocak’ta Kızıl Meydana götürüp saat 4’te toprağa verdiler. O onda ülkedeki bütün fabrika ve lokomatiflerin düdükleri çalıyordu.

Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili [Stalin]:

Stalin, Gürcistan’ın Kura nehri kıyısındaki Gori kentinde1879 yılında doğdu. Gelecekte dünyanın bütün emekçilerinin, işçi sınıfının ve Komünist Partinin önderi olacaktı. Sonra ona Stalin adını verdiler. 18 yaşından itibaren canla, başla işçilerin sosyal kurtuluşu için çalışmaya başladı; devrimci oldu. İşçileri ve gizli olarak faaliyet gösteren hücreleri örgütlüyordu. Çar ile patronların nasıl alaşağı edileceğini kitlelere anlatıyordu. Çarlık polis teşkilatından saklanmak amacıyla sık sık adını değiştiriyordu. Ona, “David Arkadaş”, “Koba Arkadaş” ve bunun gibi çeşitli başka adlar da veriyorlardı. Polis, David Arkadaşı arıyordu ama o Çizikov adıyla bir yerlerde yine örgütlenme faaliyetleri yürütüyordu. Polis, Çizikov’un izini sürerken, o işçilerin önünde ajitasyon faaliyetleri yürütmekle meşguldü. Sonraki adı Stalin idi. Kendisine verilen bu adla bütün dünyada tanındı. Çarlık polisi, onu bir değil, birkaç defa yakaladı. Uzun süre hapsedildi. Sibirya ve uzak başka yerlere sürgün edildi. Gel gör ki durmadan o sürgünlerden kaçıp başka başka adlarla örgütlenme ve ajitasyon faaliyetlerini yine yürütüyordu. Böyle dört defa sürgünlerden kaçmayı başardı. Çarın zaptiyeleri daima onun peşindeydi. Bütün çalışmalarında, Lenin’in yakınındaki yardımcısıydı. Lenin vefat etti. Komünist Parti, Stalin’in önderliğiyle Lenin’in çalışmalarını yürütüyordu.

Stalin’in önderliğiyle Sovyet Ülkesinde binlerce fabrika inşa ettiler. Stalin’in işaretiyle çiftçiler köylerdeki kolhozlarda birleştiler; beraber ve gönülden üretmeye koyuldular. Makine- traktör İstasyonları, tarlaların modern usullerle ekilip biçilmesini örgütlüyor. Stalin’in çağrısıyla işçi ve kolhozlara dâhil çiftçiler usta birliklerini örgütlüyorlar. Verimli üretmek istiyorlar. İyi çalışınca bize gerekli olan ürünlerin çoğalacağını ve modern usullerle daha erkenden üretim yapılacağını çok iyi de biliyorlar. Stalin bize şöyle öğretiyor:

--Düşmanlarımızın nezdinde emek küçümseniyor. Oysa bizim nezdimizde emek; cesaret ve gençliğin alametidir!

 Stalin, bizleri çağırıyor:

--Kahrolsun tembeller! Yeni ustalık anlayışıyla çalışmaya başlayalım! Yaşasın Komünizm!

Kızıl Bayrak:

Okulun kapısı her dakika açılıp kapanıyor. Çocuklar, okula koşturuyor, âdeta kuş sürüleri gibi güzel güzel cikcikliyorlar. Neşeli sesleri sokağa da taşıyor. Güneş ışığı, açık pencereden içeri giriyor ve parıldayan renkler zemine yansıyor.

Bekçi Ayşe ile torunu Faik, pencerenin yanında duruyor.

--Büyükanne, ağladın mı? Yine annemle babamı mı hatırladın? Söyle bana!

--Sana ne diyeyim, evladım? Hatırladıkça nefesim daralıyor! Evladım, baban kıvırcık saçlı, neşeli ve musikişinas bir insandı. İnsanlara, sosyal kurtuluşlarına dair her zaman şarkılar, marşlar söylüyordu. Nutuklar veriyordu:

--Mayıs, 1 Mayıs, İşçinin, Köylünün Bayramı!

O gün görüyorumdum ki baba ve annen kent dışına gitmek için hazırlanıyorlar. Annen de fabrikada çalışıyordu. Fabrikadan arkadaşları gelip şöyle dediler:

--Aloşa, sen konuşma yapacaksın. Bu sözler sebebiyle prangadaydı, Aloş’am! Ben ona hep  söyledim: “Aloşa, sessiz ol!” Ama nerede? Yalnızca gülümsedi! Gitmeye hazırlandı. O gün güneş bugünkü gibi parıldıyordu. Ama dışarıda bu kadar ses yoktu. O zamanki iktidar, şimdiki gibi işçilere değer vermiyordu. Annen ve baban gitti. Sen de sanki bilmişsin gibi ağlamaya başladın: “Anne, anne!” diye. Bir yaşında vardın, yoktun. Gittiler. Bekliyorum. Yemek yaptım. Gelmiyorlar. Bekledim, bekledim. Güneş dönünce, annen Nastia eve tek başına döndü. Bağıyorum: “Aloşa, ona ne oldu?”  Sonra anladım… Kent dışında işçiler toplanmış. Bayrak kaldırmışlar. Şarkılar, marşlar söylemeye başlamışlar. Söz söyleyenler ağaca çıkmış. Baban da ağaca çıkmış. Sesi gürdü. Sesi çınlıyormuş. İnsanlar onu can kulağıyla dinliyormuş. Kazaklar gelmiş. Kurşun atmaya başlamışlar. Aloşa’ya kurşun isabet etmiş, devrilmiş.

Annen Nastia çalışarak kendini öldürüyordu. İş, onun kanını kuruttu. Derken öksürmeye başladı. Ev de rutubetliydi. Hâlsiz düşüp vefat etti. Ben seninle kalakaldım.

Hele, bir bak! Bizimkiler sıralanmış. Bayrak da hazır… Artık Kızıl Bayrak açtı diye kimseyi öldürmüyorlar. Bir öğrencinin elindeki bayrak “Yaşasın Bir Mayıs!” sloganıyla kızıllaşıyordu. Küçük öğrencilerin göğüslerindeki kızıl yıldız rozetleri, sanki bir zamanlarda öldürülen işçilerin kanlarının parıldadığı gibi parıldıyor.

-Büyükanne, ben gidiyorum!

Faik gidip öğrencilerin 1 Mayıs kortejine katıldı.

Çarlık Zamanında Bir Mayıs:

Sokağın arkasındaki dar girintide yüz kadar kişi toplanmış. İçlerinden Vesovşikov’un sesi duyuluyordu:

--Aynı narın suyunu çıkartır gibi bizim de kanımızı öyle çıkartıyorlar!

Boğuk seslerle diğerleri karşılık veriyorlardı:

--Doğru söylüyor!

Andre birden şöyle dedi:

--Enternasyonal! Hele ben bir gidip ona yardım edeyim!

Enternasyonal Marşının sesi herkes tarafından duyuldu:

--Arkadaşlar! Dünyada farklı farklı milliyetlerin yaşadığını söylüyorlar. Yahudiler, Almanlar, İngilizler, Tatarlar diyorlar. Ben buna inanmıyorum. Bana göre barışmayan iki millet var: Zenginler ve fakirler. Bu insanlar farklı farklı giyiniyorlar, farklı konuşuyorlar. Ama zengin Fransızlar, Almanlar, İngilizler’in işçiye ne ne yaptığına bir bakın, işte o zaman onların bütün işçilerin düşmanı olduğunu göreceksiniz.

Adamlardan biri güldü:

--Diğer tarafa bakarsak, biz Rus işçi kitlesi kötü bir hayat sürdüğümüz gibi, Fransız işçisinin de, Tatar ve Türk’ün de öyle yaşadığını göreceksiniz!

Biri diğerinden sonra insanlar sokaklara çıkıyordu. Biri bağırdı:

--Polis! Sokaktan çekilin!

Karanlıktaki insanlar gönülsüzce atlara yol açıyordu. Bazıları çitlerin üzerinde oturdu.

--Atlara domuzları bindirmişler!

Onlar da kıkırdıyorlar.

Birisinin kapısı çalınıyor.  Korkusuz bir ses haykırıyor:

--Andre ortada tek başına kaldı!

Almanya’da Bir Mayıs:

Bu olay Berlin’de yaşandı. Villi, sabah dokuzda uyandı:

--Bugün Bir Mayıs Bayramı! Babam gösteri yapmak için sokağa çıkacak. Ben de gösteriye katılacağım.

Villi, yüzünü yıkadı, giyindi, çayını içti. Kapıya sessizce gitti. Sokağa çıkmak istiyordu. Annesi sordu:

-- Nereye gidiyorsun?

--Sokağa çıkmak istiyordum.

--Sen hiçbir yere gitmeyeceksin! Dışarısı tehlikeli!

Villi, uzunca bir süre annesiyle tartıştı. Ancak annesi dışarıya çıkmasına izin vermedi. Az sonra, sokaktan gelen önce Enternasyonal Marşını, sonra da bağırış çığırışları duydular. Villi ve annesi hemen pencereye gittiler. Sokakta işçiler koşuyor, polisler onları kovalıyıp copla dövüyordu. Villi, yavaş yavaş sokağa çıktı. Köşede Kurt ile Piyoner kız Verta ile rastlaştı. Kurt, yaşça büyüktü; onaltı yaşındaydı. Fabrikada öğrenciydi. Çocuklar sokakta geziniyordu. Her tarafta polis ve işçileri görüyorlardı. İşçiler silahsızdı. Polislerin tabanca ve copları vardı. Çocuklar yerde yatan bir işçiyi görüp ona gittiler; yaralıydı. Başı kanlar içindeydi. Verta, kızıl piyoner fularıyla yaralı işçinin başını sardı. Çocuklar, yaralı işçiyi ayağa kaldırdılar. İşçi gözünü açıp sordu:

--Burada kimler var?

Verta cevapladı:

--Kızıl Cephe!

Derken akşam oldu… Sokakta yük arabalarıyla polisler devriye geziyordu. Bazı pencerelere ateş açıyorlardı. Çocukların önlerinden bazı işçiler öteye beriye koşturuyordu; sokak aydınlatma lambalarına taş atıyorlardı. Sokaktaki ışıklar söndü; etraf karardı. Her taraftan işçiler koşuşturuyordu; sandalye, taş, kereste, ne bulabilirlerse taşıyorlardı. Kurt, diğerlerine şöyle dedi:

--Barikat oluşturuyorlar!

Coplu polisleri görünce çocuklar bütün güçleriyle oradan kaçmaya başladılar. Villi, evine döndü. Babası daha eve gelmemişti ama evde polisler vardı; komodini ve sandığı açtılar. Birşeyler arıyorlardı. Villi, annesine sordu:

--Babam nerede?

--Baban şehid oldu, evladım! Onu barikattaki direnişte öldürdüler.

Babasını toprağa verirlerken Villi hiç ağlamıyordu. Cenaze merasimine katılan kitle hıçkırıklar içinde cenaze marşını dinliyor, konuşmalar yapıyorlardı.

--Öldürenler utansın! İntikamını alacağız.

Yaşasın İşçi Sınıfının Kızıl Cephesi!

[Bitti…]

 

[Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Türkçe/ Lazca Masallar”, 1: “Kral ve Bağcı”; 2: “Kral ve Çoban”; 3: “Cadı Ohai”; 4: “Keçi ve Kurt”, 29. IV. 1999, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr]

++

Vladimir İliaşi bere Lenini:

Noxolut̆es Oktyabriş revoluʒiyaşi dğalepe. Mamgurapalek, Vladimiri İliaşi bere Leninik

muç̆oşi madulyepes goǯancğonu ok̆ok̆idinuşa oxoǯonapus kogyoç̆k̆u do ok̆ule k̆itxu berepes:

--Oxoris mitik mutu Leninişeni dogiǯvesi?

Nadiyek xe eǯazdu do tku:

--Baba çkimik dido miǯumers. Muk Lenini žiru.

--Hele, dotkvi, mu niucamt̆i?

Nadiyek kogyoç̆k̆u otkus, ama var atkvet̆u, ç̆uç̆ut̆a ren, çetini davu.

Mamgurapalek k̆itxu Nadiyes.

--Baba skanis moxtimuşeni boxveǯat na, moxtaseni, si muç̆o isimadam?

Nadiyek nena gyukturu:

--Moxtasen, moxtasen! Var moivarasenya.

Nadiyeşi baba mtiniti lumcişe komoxtu. Heya t̆u jurneçdovit ǯaneri madulye, tis toma kçe k̆ateri do buyuğoni. Hemuk ǯoxle gamaxtu do osinapus kogyoç̆k̆u:

--“Hele, Sovetyari Cumhuriyetişi ağnemordale dobadonarepe, osiminu ginonan, niucit. Haya dido oras ǯoxle t̆u, heşo eçdovit ǯana diven. Ma hemindoras ç̆ut̆a biç̆i bort̆i do

mekanik̆aşi fabrik̆as biçalişamt̆i. Baba ma var miyonut̆u; heya maşinak doilu. Çkimi k̆ala

skidut̆es nana, da do umk̆ilaşi cuma. Pskidurt̆it çku hemindoras dido meç̆ireli: Lavoni çkunis uğut̆u ar ç̆ut̆a oda. Larde oda t̆u, ç̆ut̆a pencerepe uğut̆u do hentepeş ǯoxleti didi oxori na goǯudgit̆uşeni odas mjoras te çkar var amulut̆u. Mǯk̆upi do şuri ok̆oç̆operi t̆u.

K̆arta dğas otanuşakis, ignapet̆u gelik̆oniş sersi. Haya madulyepes fabrik̆aşa ucoxomt̆es.

K̆ap̆ineri ebiselamt. Nanak mutu gyari doxazirums. Obimxort do k̆ap̆ineri adimite mebulurt dulyaşa. Dulya çetini t̆u, 16 saati dğas biçalişamt̆it. Biçalişamt̆it dido ama para ç̆ut̆a momçamt̆es. Çku ç̆ut̆a momçamt̆es ama fabrik̆aşi mancek dido mogamt̆u.

Ar fara ebužges çkuni fabrik̆aşi madulyepe. Xeşpaxa odidanuşeni ogorus kogyoç̆k̆es. Mancek uciti var meçu. Fabrik̆aşi avlis kogamaxtes madulyepe ok̆obğala oxenuşeni. Gamaxtu ar madulye do tku:

--Var geboç̆k̆amt dulya oxenus, xeşpaxa var mominžinaşakis!

Çku mebiucamt, koya buǯumert, hemuşeni hemuk isa na tkumers-şeni. Emedeni mitxak douru:

---K̆azak̆epe, K̆azak̆epe!

Gomabğes ʒxenoni K̆azak̆epe do k̆amç̆ite geçamus gyoç̆k̆es. Ma jur fara k̆ap̆ulas gemçes. Heşo gemçes ki, porça ok̆omibruǯu do diʒxiri kogamaxtu. Goşibğes k̆oçepe.

Eç k̆oçişakis oç̆opes do prangaşa mendiyones. Haşo t̆u çkuni oskedinu.

Amleni ar umçane manebre çkimik domicoxu: “Komoxti miǯumers, lumcişi oxori çkimişaya. Mendapti hemuşa. Hek eç k̆oçi kok̆oibğes doren. Didope madulyepe t̆es. Mutepeşi doloxe gosarineri pimpiloni k̆oçi t̆u. Muk kogemiç̆k̆es otkus: “Tkvani oçalişute mance tkvani na izenginenşeni tkva fuk̆arape oret. Mancepe var omt̆inatşakis mutu k̆aoba var gažirenan. Yeç̆k̆odan mancepe! Ti tkvanişeni, nebra artot, xe-xes ok̆ok̆limeri içalisit!”

Çku buǯumert hemus: “Mtini ren skani otku. Edo muç̆o bomt̆inat mancepe? Hentepeş k̆ele p̆olisi, hentepes k̆ele Çari!”

“Ǯoxle k̆iralişi mek̆arbu unon. Ama ham dulyaşeni madulyepes ok̆anç̆u unon do muşi p̆art̆iaşi oteşkilu unon. Mteli madulyes opa kedgit̆as na k̆iralis var acginen.”

Mebiucam ma do guris maven ki:

--Mtini zop̆ons hemuk. Ok̆ule ma bogni heya Lenini na t̆u. Haşote ma Lenini kobžiri.

Hem oraşk̆ule eç ǯana k̆onari golilu. Alamania k̆ala cengis kogyoç̆k̆es. Dido k̆oçi cengişa mendoşkves. Hekole mi uk̆uçxeli, mi xeeli goiktu. Bazi hek kodoxves. Mati askerobaşa kemzdes. Muşeni cengi ikomt̆es: Çari, mulkedari do fabrik̆ant̆iş gurişeni. Kogyoç̆k̆es artikatis kart̆alepes meçamus. Kart̆alis ç̆aret̆u: “Yeç̆k̆odas cengi! Zenginepes dolvaktit.” Leninişen mulut̆es hem kart̆alepe. Menyaş gale skidut̆u muk hem oras do hekolen ambayi momçamt̆es. Sum ǯanas cengi ikomt̆es, mexondinuti var nuxondes. Kedgites madulyepe, kedgites askerepe. Leninik na moguramt̆es steri, heşo dop̆it. Çari bomt̆init ama muç̆o pala bonç̆inat, manişa var masimades. Orateşi palanç̆inala hemindoras diteşkilu. Ama hemuşe madulyepes mutu var nak̆net̆u: Masermayelepek̆ala muk kok̆oitku. Nizas kogyoç̆k̆es hem oras: Mi orateşi palanç̆inalaş k̆ele ren. Mis heya var unon. Bžirom ma: Mutu k̆ayi var iven, madulye k̆oçepe, muç̆o ar, var idanşakis do mebiç̆ari Bolşevik̆epeşi p̆art̆ias. P̆art̆ias oçalişu dido t̆u. Mteli fabrik̆apeşa mebulurt do madulyepes oxoboǯonapamt̆it: “Kok̆oik̆atit manebrepe! Kok̆oinç̆it tkvani madulyepeşi p̆art̆ias do masermayelepek̆ala ok̆ok̆idinus haǯi geiç̆k̆en. Ar fara bognit: “Lenini mulun menyaş galendo.” Bigzalit çku Vagzalişa hemuşi megapuşeni. Meydanis madulye do askerepe opşa t̆es. Mebulurt edo gurik mipatkals. Tereni komoxtu. Oxoink̆anu opa. Bžirom ki, avt̆omobilis mitxa yextu. Gomorgvas mtelik xe ot̆k̆vaʒinaman. Mendaboǯk̆edişi, heya ren, Lenini. Dido ora mek̆ilu, ama xolo emedeni biçini. Avt̆omobilis Leninik kogyoç̆k̆u osinapus: “Mo ucert orateşi palanç̆inalas. Heya zenginepeşi k̆ele dgin. Palanç̆inala tkvani xeşa koguǯugit. Mteli xeʒala Sovetepeşi Almanepe k̆ala var, mulkedari, mance do burjuapek̆ala cengis oxenu unon.” Ma guris domavu ki: “Haǯi çku macginenan. Goǯoncgoneri miyonunan. Komiçkinan muşeni ok̆ok̆idinu domaç̆irenan.” Haşoti divu. Arçkva nak̆otxani tuta golilu do madulyepek omt̆ines, orateşi palanç̆inala do guǯuğes let̆a mulkedarepes. Fabrik̆ape, let̆a mteli mazaxmat̆epeşi xes divu.

Leninik domogures ağani pala onç̆inus oǯopxu muç̆o iven. Hem oraşk̆ule mazaxmat̆es

Sovetepek pala unç̆inaman. Hem oraşk̆ule mancepeşeni var biçalisamt. Haǯi çkunda mitik

çkvas oçalişute var mogams, k̆artak içalişamans mtelişi mek̆nuşeni. Edo mis oçalişu var unon, hemus çkuni doloxe sva var uğun.”

--Muç̆oşi haya mteli xolo Leninik dovu?- k̆itxu berepek.

Madulyek nena gyukturu:

--Xvala ar Leninik haya var vu. Hemuk mteli-xolo dovu p̆art̆iak̆ala, namuk goǯoncğonu

madulye sinifis do mteli mazaxmet̆epes. Leninik gza oǯiru. Leninik p̆art̆ia ok̆onç̆u, Leninik tolepe gominǯk̆es. Çku mogures, ç̆ut̆a berepes, gamagindvales ki igurit do igurit. Tkva goǯamkturu oret.

Selami Goǯoncğoneris:

Vladimiri İliaşi bere Lenini 1924 ǯanas ǯanağani tutaş 21, oput̆e Gorkis doğuru. Cenaze muşi Mosk̆ovaşa mendiyones. P̆at̆i ini t̆u. Sokağepes daçxuri ogzamt̆es. Daçxurişa ulut̆es

ot̆ubinuşeni ini aves k̆oçepek. Noğaşi şkagurişa ok̆oibget̆u dido k̆oçi. Mutepe dido gunže

sirit̆ite nobetis dodginamt̆es. Lik̆atepes oxorişi didi salonis cant̆u Vladimiri Lenini.

Muzik̆a ignapet̆u derdoni! Doxuşi marşi gelaçamt̆es. Madulye do mteli mazaxmet̆epe nulut̆es mutepeşi ğureli goǯoncğoneris, cenazes oǯk̆omiluşeni. Ǯanağanişi 27 cenaze Mç̆ita meydanişa mendiyones do dğas 4 saatis goǯoncğoneri kodoxves. Hem oras mteli teres fabrik̆a, keşurmtorupeş gelik̆onepek do ures.

İosebi Vissarionis Bere St̆alini:

Kortostanis, K̆ura Ğalişi p̆icis, koren noğa Gori. Hak 1879 ǯ. Vissarioni Cuğaşvilişi lavonis

dibadu muşi skiri İosebi -na muluns na diven mteli dunyas mazaxmet̆epes madulyeş k̆lasişi

do k̆omunist̆uri p̆art̆iaşi goǯoncğoneri. Hemus St̆alini kogyodves. Vitoovro ǯaneri t̆uşi, muk şuri do gurite madulyepes moşletinuşeni içalişamt̆u. Muk divu Revoluʒioneri. Muk ok̆onç̆amt̆u madulyepe, oteşkilamt̆u morkvinape, namupek t̆k̆obaşa içalisamt̆es. Muk oxoǯonapamt̆u muç̆ote iven Çari do mancepeş doloktinu. Çariş p̆olisişe ot̆k̆obinuşeni muk iktiramt̆u muşi coxope. Hemus “Manebre Daviti”, “Manebre K̆oba” do haşo çkva coxope gyodvamt̆es.

P̆olisik manebre Daviti gorums. Edo muk hem oras Çijik̆ovi coxo gedvaleri sotxa içalişams.

Çijik̆ovişi nok̆uçxeni p̆olisik dogoruşi, muk madulyepeş ǯoxle nena tkumers, muç̆o manebre K̆oba. Uk̆açxeneri coxo muşi St̆alini t̆u. Ham coxo gedvaleri muk mteli dunyas coxoni divu. Ar fara var dido fara p̆olisik oç̆opumt̆u St̆alini. Dido oras molaxedut̆u.

Sibiri do çkva mendrani svalepeşa surğuni ǯopxumt̆es. Ama surğunis muk imt̆aput̆u do xolo içalişamt̆u çkva žegneş tude. Haşo otxo fara hemus omt̆inu xeşa muxtemt̆u. Dido anamk̆eni Çarisi candarmapes uğut̆es. Mteli oçalişu muşis, muk t̆u mteli mexoloneri Leninişi memşvelale. Lenini doğuru. K̆omunist̆uri p̆art̆iak, St̆alinişi goǯoncğonute ikomt̆u Leninişi dulya. St̆alinişi goǯoncğonute şilyapete ağani fabrik̆a dok̆odes Hemuşi megurute oput̆arepek k̆olmanepes kok̆oinç̆es nebra do ar guriten içalişaman. Makine-t̆rakt̆orişi st̆anʒiapek ağneburot onape xaçkuman. St̆alinişi coxinite madulye do k̆olmanurepek oteşkilaman gemçalepeşi brigadape. Mutepes k̆ayi oçalişu guris uğunan, hentepes uçkinan ki, k̆ayi içalişaşi, mteli çku na mik̆oreman dido iven do ordoşa ağne suverişa mek̆axtasen. St̆alinik moguraman: Çkuni duşmanepes zaxmet̆i genç̆k̆u işinen, çkundaki, zaxmet̆i hamuşi, guronala do p̆alik̆arobaşi dulya ren. St̆alinik micoxoman: “Yeç̆k̆odan bundurepe! Ağne, gemçaleburot geboç̆k̆at oçalisus! Skidas k̆omunizma!”

Mç̆ita Bandara:

Mektebişi nek̆na k̆arta dek̆ik̆es goinǯk̆en do moizden. Berepe mektebis amaunk̆ap̆unan, muç̆o k̆inçk̆axişi surik na ç̆ikç̆ik̆inamssteri. Sokağişati mulun xeleri oşiralu. Mjoraşi te, amaunk̆ap̆un gonǯk̆imeri penceres do na randun perite bert̆is kodicinams. Mçumale Ayşe do mota muşi Faik̆i, pencereşi yanis dginan.

--Nandidi, imgarii? Xolo nana do baba gogaşinui?! domiǯvi!

--Mu giǯva? Gomaşinaşi, şuri var domaşvanen! Skiri çkimi, edo baba skani k̆ork̆ola tomoni, xeleri do mobire t̆u. P̆anda opa do moşletinuşeni ibirt̆u… Amalenis zop̆ons muk:

“Maartani Maisi mteli madulyepeşi bayrami renya”. Bžiromki, noğas gale gamaxtimuşeni babak nanak̆ala ixazirenan. Nana skanikti fabrik̆as içalişamt̆u. Fabrik̆aşen mutepeşi manebrepe komoxtes do uǯumelan:

--Aloşa, si zit̆a dotkvare: Ham zit̆apes gurişeni prangas molaxedut̆u Aloşa çkuni. Ma dobuǯvi hemus.

--Aloşa mʒika misa t̆a! Var, so ren! Xvala ižiʒu! Oxtimuşati oxazirus kogyoç̆k̆u…

Handğa mjora na çxat̆umsteri hem orasti çxat̆umt̆u, ama hak̆o oşiralu var t̆u: Ǯoxle

madulyepeşi bayramis pala na unç̆inamt̆espek xat̆iri var oğodamt̆es…

Hentepe igzales, siti mitam mexsus, gok̆uʒxi do omgarinus kogyoç̆k̆i: “Nana!” Ar ǯaneri kort̆i. İgzales. Pxer, pçumer. Gyari dop̆i. Var mulunan. Pçumer do pçumer. Mjora geinktuşi, Nastia, nana skani xvala uk̆uniktu.

--Aloşa, biuram, hemus mu ağodu?

Koxoboǯoni ok̆ule…

Noğaş gale ok̆oibğes madulyepe. Bandara keǯazdes. Obirus kogyoç̆k̆es. Ama zit̆a na tkumert̆espek ncas yextimus kogyoç̆k̆es. Baba skaniti ncas kayextu. Sersi muşi paği, k̆ayi oranǯk̆ironik na ranǯk̆alamsteri t̆u. K̆oçepek hemus niucaman.

K̆azak̆epe mulunan. Ot̆k̆omilus kogyoç̆k̆es. Aloşas k̆urşumi mat̆u, geiktu: Nastiak dulyate oğurinamt̆u ti muşi. Onç̆eluk mteli guri muşi oç̆k̆omu… Oxvalus kogyoç̆k̆u. Oxori ladre t̆u. Disap̆aru do doğuru. Ma skanik̆ala juri dopskidit…

Hele oǯk̆edi! Çkunepe kogolisvares, bandarati xaziri ren… Xvala haǯi mç̆ita bandaras

gurişeni miti var iluman. Ar mamgureşi xes “Skidas Maartani Maisi” noç̆arete imç̆itanet̆u bandara. Ç̆ut̆a berepeşi gurp̆icepes mç̆ita muruʒxepe randut̆es, muç̆o ar dğas na doiles madulyepesi diʒxiri na randut̆usteri.

- Ma mebulu, didi nana!

Faik̆i kododgitu mamgurepeşi svarepes.

Maisoba Çarisi Oras:

Sokağis buczogişi k̆ap̆ulas, nǯule meşaktonis, oş k̆oçişakis kok̆oibğesdoren. Doloxendo

Vesovsik̆ovişi sersi ignapet̆u.

--Diʒxiri heşo miç̆inaxuman ki, muç̆o berǯeulişi zomisteri!

--Mtini ren!- nak̆otxani sersik, na ğurğulamsteri nena gyuktures.

--İnt̆ernaʒionali!- tku Andrek. Hele, bida, mebuşvelare hemus! Muşi obiruşi sersi kogondgitu:

--Manebrepe! Zop̆onan ki, dunyas çkvadoçkva opapes skidunan, Yahudi do Alamanepe, İnglisi do Tatarepe. Ma var bicer. Xvala jur opa koren, jur na var ok̆oiǯk̆enan, zengini do fuk̆arape. K̆oçepek eyna dolikunaman do eyna isinapaman. Ama oǯk̆edit, muç̆o zengini Fransepe, Alamanepe do İnglisepek madulyepes na oğodaman, hemindoras žiraten ki, hentepe mteli madulyepeşeni duşmanepe renan, iri xurxi mutepesis!

K̆oçepes doloxe mitxak ižiʒu.

--Hedo majurani k̆eleşa boǯk̆edat na bžiraten ki, çku Rusi madulyes opa coğoriş oskidinute na skidut̆esteri, Fransi madulye, Tatari do Turkikti heşo skidut̆es. Sokaşişe k̆oçepe mulut̆es do mulut̆es. Ari majuranişk̆ule ari.

--P̆olis!- mitxanik douru,- sokağişa!

--Ok̆onaxtit!

Memǯk̆upineri k̆oçepek, guris uvapumu ʒxenepes gza meçamt̆es. Bazi goberis gexet̆es.

--Ʒxenepes ğecepe kogyoxunes, hentepekti xirxinaman, ehe çku çebereya, mitxanişi nek̆na

ik̆ank̆en do uşkurine sersik uramt̆u. Oşkenas Andre xvala doskidu.

Maartani Maisi Alamaniyas:

Haya Berlinis t̆u. Villi ç̆umandeli saati 9-s gok̆uʒxu.

--Handğa Maartani Maisi, Villik isimadu, baba demonst̆raʒiaşeni sokağişa idasen. Mati bidare. Muk ordo p̆ici dibonu, kodolikunu do çai koşu. Villi tamo nek̆nas konaxolu do gamaxtimu unt̆u.

--So ulur?-nanak k̆itxu.

--Ma sokağişa oxtimu mint̆u.

--Si soti var idare, oşkurinoni ren,- uǯu nanak.

Dido oras nanak̆ala Villik niza ikomt̆u ama nanak gamaxtimus izni var meçu. Emedeni kognes Ent̆ernaʒionalişi obiru do ok̆ule ouru. Villi do nana muşi pencereşa ides.

Sokağis madulyepe unk̆ap̆ut̆es, hentepes p̆olisepes gyotxozut̆es do lastik̆işi bigapete baxumt̆es. Villi sokağişa tamo kogamaxtu. Bucağis hemus konagu K̆urt̆i do p̆ioneri Vert̆a.

K̆urt̆i didi t̆u. Heya vitoaş ǯaneri ren. Muk fabrik̆as mamgure ren. Berepe sokağis gulut̆es. İri k̆ele p̆olisi do madulyepe žiramt̆es. Madulyepe usilaxe t̆es. P̆olisepes tapança do lastik̆işi bigape uğut̆es. Berepek ar docineri madulye kožires. Hemuşa ides. Madulye yaroni t̆u. Ti muşi mtel diʒxironi t̆u. Vert̆ak muşi mç̆ita p̆ioneris mandilite ti kogok̆oru. Diʒxiri Vert̆işi dolokunus ǯrudut̆u. Biç̆epek madulye koyoseles. Emuk toli gonǯk̆u.

--Hak miepe renan? -madulyek k̆itxu.

--Rot front,- Vert̆ak nena gyukturu.

Oxorişa madulye mendiyoneşk̆ule berepe xolo sokağişa gamaxtes.

Dolumcu… Sokağepes oğmaluş avt̆omobilepete p̆olisepe gulut̆es. Hentepek pencerepes

ot̆k̆omert̆es. Berepes ǯoxle nak̆otxani madulye unk̆ap̆ut̆u. Hentepek tuğulape fenerepes

ot̆k̆oçamt̆es. Te komeskuru. Mǯk̆upi divu. Mteli k̆eleşe madulyepe unk̆ap̆ut̆es. Mutepek imert̆es oržope, kvaepe, piʒari do skvit̆epe.

--Barik̆adape ikoman,- K̆urt̆ik tku.

Lastik̆iş bigapete p̆olisepe kožiresşi, berepe omt̆inuşa oxut̆k̆vaʒes. Villi oxorişa komoxtu.

Baba daha var moxtu. Oxoris p̆olisepe t̆es. Hentepek gonǯk̆es k̆amodi so sanduğis mutxa gorumt̆es.

--Baba çkimi so ren?- Villik k̆itxu nana muşis.

--Baba skani yembužginale ren. Barik̆adas heya doiles. Baba oxvamt̆eşi, Villik var imgart̆u.

Oşik̆inute muzik̆as usimint̆u, zit̆ape zop̆ont̆es.

--Na doilespes oncğore davan! Çku madulyes diʒxiri ep̆ç̆opaten.

Skidas madulyeşi sinifişi Mç̆ita Front̆i!

 

[Diçodu…]

 

 


[Kaynak kitap: İskender Ǯitaşi, “Ok̆itxuşeni Supara/ Majurani Fila”, Abazastani Ö. S. S.C., Gürcistan S. S. C., S. S.C. B, Аҟəа/ Soxumi/სოხუმი/ Сухум, 1937, (1937 Latin Alfabesinden 1984 Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1998]

aksamaz@gmail.com

 

 

https://sonhaber.ch/lazca-ders-kitaplarinda-sinif-mucadelesi-metinleri-8-lazca-turkce/


 

https://www.circassiancenter.com/tr/lazca-ders-kitaplarinda-sinif-mucadelesi-metinleri-lazca-turkce/