“Çerkes Soykırım ve Sürgünü” Anıldı
“Çerkes Soykırım
ve Sürgünü”nün 156. yıldönümü münasebetiyle Çerkes ve Abhaz vatandaşlarımızın
sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu 21 Mayıs’ta da tüm
yurtta anma programları düzenlediler.
Ancak bu yılki anmalar, korona virüs tedbirleri sebebiyle az kişinin
katılımıyla gerçekleştirildi.
(ÇDP) Çoğulcu
Demokrasi Partisi, Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosluğu önünde bir basın
açıklaması yapmak istedi. Ancak emniyet yetkilileri, başkonsolosluk önünde
basın açıklaması yapılmasına izin vermedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel
Başkanı Faruk Arslandok bu durumu protesto ederek şöyle dedi:
“Valilikten
daha önce yazılı izin verilmişti. Bugün buraya geldiğimizde emniyet yetkilileri
tarafından basın açıklamasının başkonsolosluk önünde yapılamayacağı, ancak Odakule
otopark alanında basın açıklaması yapabileceğimiz söylendi. Biz de bu durumu
protesto ediyor ve basın açıklaması yapmıyoruz.”
Abhaz Dernekleri Federasyonu
tarafından “Soykırım ve Sürgüne” ilişkin yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere
yer verildi:
“Bugün Türkiye'de 3. nesil
torunlar olan bizler; sürgünde vatanını ve canını kaybetmiş atalarımızın
o gün ki acılarını taptaze olarak hissediyoruz.
Bizler; Büyük Kafkas
Sürgünü'nde kaybettiğimiz insanlarımızı, her yıl olduğu gibi bugünde Kefken
Babalı Sahilinde anmak isterdik.
Karşı karşıya kaldığımız virüs tehdidi bizleri sürgünden sonra ilk ayak basılan yerlerden biri olan ve sürgün anma törenlerinin sembolik yeri olan Kefken'den uzak tuttu.
Bizler evimizden çıkamıyor olabiliriz. Fakat tüm dünya bilmelidir ki; sürgün acıları yüreğimizi hala dağlamakta, yaşanılan dramlar ise hafızamızdaki yerine korumaktadır.
Karşı karşıya kaldığımız virüs tehdidi bizleri sürgünden sonra ilk ayak basılan yerlerden biri olan ve sürgün anma törenlerinin sembolik yeri olan Kefken'den uzak tuttu.
Bizler evimizden çıkamıyor olabiliriz. Fakat tüm dünya bilmelidir ki; sürgün acıları yüreğimizi hala dağlamakta, yaşanılan dramlar ise hafızamızdaki yerine korumaktadır.
Sürgünde kaybettiklerimizin
ruhları şad olsun. Miras bıraktıkları bu eşsiz kültüre bugün ve gelecekte
sahip çıkacağımıza söz veriyoruz. “
Çerkes
Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Nusret Baş, 21 Mayıs 1864 “Soykırımı ve
Sürgünü” münasebetiyle yaptığı basın açıklamasında, “Çerkeslere yapılan
soykırımın Rusya Federasyonu tarafından kabul edilip özür dilenmesi
gerektiğine” vurgu yaptı.
(KAFFED) Kafkas Dernekleri
Federasyonu’nun “Soykırım ve Sürgüne” ilişkin
açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“21 Mayıs Çerkeslerin tarih
bilincinin temel taşlarından biri, Çerkes Kimliğinin, Çerkes kalma
mücadelesinin en önemli hareket noktasıdır.
Biz Çerkesler Anavatanda ve
Diasporada temel insan haklarının güvence altına alınması ve korunması,
Anavatanımıza dönüş haklarımızın kabul edilmesi ve Anavatan topraklarında
Çerkes nüfusunun çoğunluk olması, Sürgün ve Soykırım sonucu uğradığımız
tarihsel haksızlığın etkilerinin telafi edilmesi için mücadeleden asla
vazgeçmeyeceğiz."
Kırım Derneği Genel Merkezi de yayınladığı bir açıklamayla
Çerkes Halkıyla dayanışma gösterdi:
“Bizler Kırım Tatarları olarak, benzer acılar yaşamış
Çerkes halkının acılarını anlıyor ve onları haklı davalarında destekliyoruz.
Bizler, biliyoruz ki, tarih Kırım Tatarlarının ve Çerkeslerin haklı zaferlerini
elbet yazacaktır.
Vatanları yakın zamanda tekrar işgal edilmiş ve yok edilmek
istenen Kırım Tatar halkı adına Kırım Derneği Genel Merkezi, Çerkes halkını
saygı ile selamlamakta ve bu haksızlığa maruz kalarak hayatlarını kaybeden
şehitleri rahmetle anmaktadır.
Çerkes kardeşlerimiz, Kırım Tatar halkı ve tüm insanlık
için en büyük dileğimiz barış, hürriyet ve refah ortamının sağlanmasıdır.”
(HDP) Halkların Demokrasi Partisi’nden yapılan açıklamada “Soykırım ve Sürgüne” ilişkin olarak şu görüşlere yer verildi:
“Anavatanları
Çerkesya’nın bağımsızlığını yüzyıllarca işgalcilere karşı savunan Çerkesler
(Adığeler) 21 Mayıs 1864 yılında Çarlık Rusya'sına yenilip, sürgün yollarına
düşürüldüler. Anayurtlarından koparılarak kara ve deniz üzerinden, insanlık
dışı koşullarda sürgüne tabi tutuldular.
Bu sürgünde 1.5 milyon Çerkes topraklarından, yaşam
alanlarından koparıldı. Sürgün yollarında ve vardıkları limanlarda 500 binden
fazla Çerkes hayatını kaybetti ki bu o dönem Çerkes nüfusunun çok büyük
bölümüne denk düşüyordu. Hayatta kalanlar ise Osmanlı’nın iskân politikaları
gereği Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu’ya (Suriye, Irak, Ürdün gibi) dağınık bir
şekilde yerleştirildiler. Kimlikleri, dilleri, örgütlenmeleri yasaklandı,
topraklarından koparılan Çerkesler sürgün yaşadıkları topraklarda asimile
edildi.
Başta Ttarihi/siyasi sorumluluğu olan Rusya Federasyonu'nu
olmak üzere, Türkiye'yi ve dünyayı Çerkes soykırımını tanımaya davet
ediyoruz. ”
HDP İstanbul Örgütü de, internet kanallarında “21 Mayıs
1864 Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nün 156. Yılı” başlığıyla bir anma programı düzenledi.
Anma programına Çerkes Aydını Mimar- Yazar Yalçın Karadaş konuk oldu. Anma
toplantısının moderatörlüğünü Yaşar Yılmaz yaptı. Yalçın Karadaş’, “Çerkes
Soykırımı ve Sürgünü”ne ilişkin şunları dile getirdi:
“Biz,
emperyalist Çarlık rejimi tarafından 1864 ve 1878'de anayurtları Kuzey
Kafkasya'dan sürgün edilen Çerkesler’in torunlarıyız.
Her yıl anavatanımız Kuzey Kafkasya, Ürdün, Suriye, İsrail, Yugoslavya, daha az sayıda da olsa Avrupa ve Amerika'daki kardeşlerimizle ortak duygular içinde ana geldiğimiz 21 Mayıs, bu sürgün trajedisinin doruğa çıktığı gündür.
Kitle iletişim imkânlarının olmadığı 19. yüzyılda, bir halkın ve tüm bir bölgenin kaderini birinci derecede belirleyen bu insanlık dramı yankı bulmamıştı.
Sıcak denizlere inmek için güneye doğru yayılan Çarlık emperyalizmine karşı Kuzey Kafkasyalıların bir asırdan fazla süren Hazar'dan Karadeniz'e uzanan direnişi, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Rus baskısını hafifletirken, İngiltere'nin Güney Asya’daki çıkarlarına dolaylı olarak hizmet etmişti. Ne var ki kat kat üstün saldırgana karşı bağımsızlığını koruma mücadelesi veren Kuzey Kafkasyalılar dışarıdan ne moral ne de somut yardım alamadılar.
En güzel nesillerin kaybedildiği Kafkas-Rus savaşları sonunda Çerkes halkının büyük kısmının özgür iradesi dışında anayurdunu terke zorlanmasıyla Kuzeybatı Kafkasya yerli nüfusundan arındırıldı. Geriye kalanlar kolonizasyon politikaları desteğinde kendi yurtlarında azınlık haline getirilirken, sürgün edilenler Balkanlar'dan Arabistan'a kadar dağınık şekilde yerleştirilerek fiziksel ve kültürel yok oluşa terk edildiler.”
Her yıl anavatanımız Kuzey Kafkasya, Ürdün, Suriye, İsrail, Yugoslavya, daha az sayıda da olsa Avrupa ve Amerika'daki kardeşlerimizle ortak duygular içinde ana geldiğimiz 21 Mayıs, bu sürgün trajedisinin doruğa çıktığı gündür.
Kitle iletişim imkânlarının olmadığı 19. yüzyılda, bir halkın ve tüm bir bölgenin kaderini birinci derecede belirleyen bu insanlık dramı yankı bulmamıştı.
Sıcak denizlere inmek için güneye doğru yayılan Çarlık emperyalizmine karşı Kuzey Kafkasyalıların bir asırdan fazla süren Hazar'dan Karadeniz'e uzanan direnişi, Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Rus baskısını hafifletirken, İngiltere'nin Güney Asya’daki çıkarlarına dolaylı olarak hizmet etmişti. Ne var ki kat kat üstün saldırgana karşı bağımsızlığını koruma mücadelesi veren Kuzey Kafkasyalılar dışarıdan ne moral ne de somut yardım alamadılar.
En güzel nesillerin kaybedildiği Kafkas-Rus savaşları sonunda Çerkes halkının büyük kısmının özgür iradesi dışında anayurdunu terke zorlanmasıyla Kuzeybatı Kafkasya yerli nüfusundan arındırıldı. Geriye kalanlar kolonizasyon politikaları desteğinde kendi yurtlarında azınlık haline getirilirken, sürgün edilenler Balkanlar'dan Arabistan'a kadar dağınık şekilde yerleştirilerek fiziksel ve kültürel yok oluşa terk edildiler.”
Türkiyeli Çerkeslerin aylık gazetesi Jineps de, Anavatandaki Adıge Mak (АДЫГЭ МАКЪ),
Adıge Psale (АДЫГЭ ПСАЛЪЭ), Çerkes Heku (ЧЕРКЕС ХЭКУ) ve Şapsugiya (ШАПСУГИЯ) gazeteleriyle,
21 Mayıs'a özel, anadilde ortak bir gazete hazırladı.
Çoğulcu
Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, Çoğulcu TV’den Erol Karayel ve
Gazeteci Ardan Zentürk’ün “21 Mayıs 1864
Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’ne ilişkin sorularını cevapladı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Twitter hesabından paylaştığı mesaj.
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu^nun Twitter hesabından paylaştığı mesaj.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Twitter hesabından paylaştığı mesaj.
21 V 2020
Ali İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com