21 Mayıs 2020 Perşembe

kuzgunportal.com/ LAZLAR” – III. Bölüm: “Paganlık”tan Hıristiyanlığa Hıristiyanlıktan Müslümanlığa Lazlar



Hamşioğlu Aslan Bey'in İki Laz ustaya yaptırdığı Batum Orta Camii



III- “Paganlık”tan Hıristiyanlığa Hıristiyanlıktan Müslümanlığa Lazlar


Mjora-nana çkimi
Tuta-baba çkimi
Movarvale muru
ʒxepe
Da do Cuma çkimi1

Lazca’da, bugün de kullanılan gün isimlerinden de kolayca anlaşılacağı gibi, gökyüzü, güneş ve ay kutsal sayılıyordu2.

Lazika Kırallığı, günümüzde Hıristiyan olan Batı’dan çok önce Hıristiyanlığı kabul etti. Rhodopolis, Saésina Abisséna, Petra ve Zigana yardımcı piskoposlukları, Pasis Piskoposluğunun etki alanındaydı. Trabzon gibi, Pasis’e de İncilin Havari Andrew tarafından tebliğ edildiğine inanılır. Daha sonra kurulmuş olan Lazika Piskoposluğu’nun, bir tür bağımsız kilise statüsüne sahip olduğu ve kendi papazlarını atadığı bilinmektedir3.

Lazlar, komşu ülkelere de papaz göndermekteydi4. 5. yüzyılda Filistin’de temsilcileri bulunuyordu. Ürdün’ün muhtelif yerlerinde manastırları vardı. Bu dini yapılar, bir süre önce, İtalyan arkeolog Vircilio Korbo tarafından meydana çıkarılmıştır5.

Lazların karşılaştıkları en üstün nitelikli Grek Başpapaz, Schemarion’daki (=Muri) Laz kalesinde, sürgünde 13 Ağustos 662’de ölen Aziz Maksimos’tur. Bir zincir şeklindeki kaleler ve Petra (=Ksikhisdziri) gibi müstahkem yerlerle Bizanslılar Lazları kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Hem Persler ve hem de Bizanslılar, Lazları güvenilmez müttefik olarak görüyordu. Justinian ve Choproes, Lazları itaat altına almak için dağlardaki ormanları tahrip etmişlerdi6.”





Nicaea Ekümenik Konsülü ve Lazlar

Lazika’nın, Hıristiyanlığı 6. yüzyıl içinde kabul ettiğine dair birtakım iddialar varsa da, bu, Lazika Kıralı Tsate’nin 523’te İstanbul’da vaftiz edildiğini yazan Theophanes’in açıklamalarına dayandırılmaktadır. Bu konuda kaynaklık eden John Malalas, Kıral Tsate’nin siyasal nedenlerden dolayı Paganlık’tan yana tutum takındığını ve 523’te tekrar Hıristiyanlığa dönerek ikinci kez vaftiz edildiğini yazmaktadır. Oysa Lazika bu tarihten önce de Hıristiyandı. Lazika’nın Pitiunt (=Pitsunda) başpiskoposu olan Stratophilus, Nicaea (=İznik) Ekümenik Konsül’de temsilciydi. 6. yüzyıl yazarları da, Lazların çok önceden Hıristiyan olduklarını belirtir7.”





Gürcü Kilisesi’ndeki Laz Azizler İkonu







Lazlar ve Müslümanlık



“Lazların Müslümanlıkla tanışması, Osmanlı İmparatorluğu’nun yöreyi etki altına almasından sonra, 1461 yılından başlamak üzere olmuştur8. Lazların zorla Müslümanlaştırıldıkları şeklinde birtakım iddialar varsa da, bu iddialar9 Osmanlı İmparatorluğu’nun bölge dengelerine özen gösteren yaklaşımlarıyla çelişir gözükmektedir.

Lazların Müslümanlığı kabul etmeleri, bu yörenin fethedilmesinden çok sonraki  bir zaman dilimine rastlar10. Lazların Müslüman olmalarında, Hıristiyanlara konulan, her geçen gün daha az ailenin ödeyebileceği başlık vergisi önemli bir rol oynamıştır11.

1523 tarihli Tapu Tahrir-387. defterin 734-743. sayfalarına dayanarak, bu konuda bilgi veren Mehmet Bilgin, Rize, Atina (=Pazar) ve Arhavi kazalarına ait nüfus verilerinde, Rize kazasına bağlı 6.467’si Hıristiyan, 561’i Müslüman olmak üzere toplam 7.028 hane; Atina Kazası’na bağlı yerlerde 3.096’sı Hıristiyan, 584’ü Müslüman olmak üzere 3.680 hane olduğunu; Arhavi kazasına bağlı Fındıklı’dan Çoruh nehri ağzına kadar olan bölgede 2.659’u Hıristiyan, 310’u Müslüman olmak üzere toplam 2.969 hane bulunduğunu yazmaktadır12.

Dolayısıyla bu rakamlar, 1523 yılında Rize kazasına bağlı yerlerde nüfusun yüzde 92’sinin Hıristiyan, yüzde 8’inin Müslüman, Atina kazasına bağlı yerlerde yüzde 84’ünün Hıristiyan, yüzde 16’sının Müslüman; Arhavi kazasına bağlı yerlerde yüzde 89,5 Hıristiyan, yüzde 10,5 Müslüman bulunduğunu göstermektedir13.

1923’te imzalanan Lozan Anlaşması ile bölgedeki Hıristiyan Rumlar’ın Yunanistan’a gönderilmesi olayı da,  bu bölgedeki zorla Müslümanlaştırma iddialarıyla çelişmektedir.
İddia edildiği gibi, sistemli bir Müslümanlaştırma olsaydı, 1923’e kadar bu bölgede Hıristiyan nüfusun varlığı söz konusu olamayacaktı14. Ayrıca, Ortodoks Hıristiyan olan Lazlar’ın, İstanbul Fener Patrikliği’nin, 15.yüzyıldaki politikalarına hizmet etmemeleri, çelişkilerinin bulunması, Osmanlı yönetiminin, bu bölgeyi ele geçirdikten çok sonraları bile göz ardı edemeyeceği bir realiteydi.

Bugün tamamı Müslüman olan Lazlar içinden, Türkiye’nin hemen her yöresinden şeyh, şıh çıkmış olmasına rağmen, “bu tür din adamları” çıkmamıştır. Bunun en önemli nedeni, Müslümanlığı yakın bir zaman diliminde kabul etmiş olmalarıdır. Yörenin dağlık, engebeli ve bireyciliğe dayalı doğasının da bu konuda önemli bir faktör olduğu söylenebilir.
Lazlar az rastlanabilen bir dini hoşgörüye sahiptir. İslam Ansiklopedisi’nin iddia ettiği gibi, Lazların fanatik Müslümanlığından bahsetmek mümkün değildir15.



Yarısı Türkiye’de yarısı Sovyetler Birliği’ndeki Sarp/i Köyü (1988)






Sarp Sınır Kapısı ve Lazlar ve Megreller


“Sarp sınır kapısının 1988’de açılmasıyla, bölünen Laz aileler yeniden kucaklaşma imkânı bulmuş, sınır ötesindeki Laz ve Megreller’in Türkiye Lazları ile yeniden tanışmaları özgürce gerçekleşmiştir.
Lazlar’ın kendi dillerini konuşan Megrel-Lazlar’la kucaklaşmaları ve aynı değerleri paylaştıkları Gürcüler ile tanışmaları ‘kültürel gelişme’ açısından olumluluklar göstermektedir. Gürcistan’a yüksek öğrenime giden Laz gençlerinden bazılarının, atalarının eski dini olan Hıristiyanlığı yeniden seçmeleri ise gözlenen olgulardandır16.




Sarp/i Köyü -Yeni Yüzyıl Gazetesi, 30 XI 1996




Dipnotlar:


1. Osman T̆amt̆ruli, Nananena, s.88. Kaukasus-Verlag, Freudenstadt, 1991.
2. Wolfgang Feurstein, Bir Alman Gözüyle Lazlar, Ogni Kültür Dergisi, s.2, Ocak 1994.
    “... Bir Megrel, hiçbir şekilde pazartesi günü düğün yapmaz. Bu güne Megrelce’de თუთაშხა/ tutaşxa (თუთაშდღა/ tutaş dğa), tuta (=ay)  günü denir. Bu gün, Megrel sürgüne bile el sürmez, bu gün sadece Ay’a ibadete adanmıştır. Megreller’in paganlık dönemlerine ait inançlara göre, Ay dünyadaki canlıları koruyan yüce güçler arasında ikinci önemli yeri tutar. Güneş’e ibadet için, bir gün ayrılır. Bu gün ise Pazar’dır. Megrelce’de Pazar gününe ჯაშხა/ caşxa (=bcaç dğa/ Güneş günü) denir... Megrel geleneğine göre, düğünün ვა შინერს/ “va şiners” (uygun olmayan) günü... Cuma (=obişxa/ obiş dağ)’dır (Obi Günü/ Yağmur Tanrısı)...” Tedo Sakhokia, Ali ihsan Aksamaz (çev.), Megrel-Laz Kültüründe Akrabalık Evlenme ve Cenaze, Tarih ve Toplum Dergisi, s.140, Ağustos 1995, İletişim Yayınları, İstanbul)
3. Anthony Bryer, Some Notes On The Laz and Tzan, Bedi Kartlisa, Volume XXI-XXII, (No 50-51), Paris 1966.
4. Procopius, Wars, VIII, ii, 15-20.
5. Ahmet Özkan Melaşvili, Gürcüstan, s.105, İstanbul 1968.
6. A.  Bryer, a.g.y.
Lazların, işgalci Roma/ Bizans’ın dinini ilk kabul eden topluluklardan olduğu doğrudur. Ama yayılmacıların, Lazların yaşadıkları yörede açtıkları kiliseler siyasal kurumlar olarak kalmıştır. Bu kiliseler, yayılmacı Roma/ Bizans ve Pontus’un dayatmacılıklarının sembolleri olarak görülmüş, Lazlar kendi otantik inançlarını, şeklen Hıristiyan oldukları dönemlerde de sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla, Bizans ve Pontus ile çatışma halinde olan Lazların Osmanlılar’ın dini İslamiyeti süreç içinde kabul etmeleri, Bizans ve Pontus’a duydukları tepkinin doğal bir sonucuydu da. Durum tam tersi de olabilirdi. Günümüzde bile dillerinde ve kültürlerinde Hıristiyanlığa değil de, otantik inançlarına ilişkin ifade ve davranış biçimlerinin bulunması bu yaklaşımı doğrular yöndedir (bkz.: Lazistanişi Destani, G. K̆art̆ozia, Lazuri T̆ekst̆ebi- II, s.261-264).
7. Nodar Lomouri, Ali İhsan Aksamaz (çev.), Egrisi/ Lazika Kırallığı’nın Tarihi, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 5, Temmuz-Ağustos 1994, İstanbul.
8.W. Feurstein, a.g.y.
9.  Bkz. Muhammed Vanilişi, Ali Tandilava, Hayri Hayrioğlu (çev.), Lazların Tarihi, Ant yayınları, İstanbul, 1992 (Din ile ilgili bölümler)
10.W. Feurstein, a.g.y.
11. W. Feurstein, a.g.y.
12. Mehmet Bilgin, “Lazların Tarihi Bu Mu?”, Tarih ve Toplum, Şubat 1993.
13. M.Bilgin, a.g.y.
14. Bkz. Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar, s.352-353. İletişim yayınları, İstanbul, İstanbul 1994.
15. W.Feurstein, a.g.y.
16. Ruşen Çakır, Laz Kültürel Rönesansının Eşiğinde, Cumhuriyet kitap, Sayı 131; Mustafa Papila, Lazistan, Hopa, 1992.


Ali İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com


Faydalanılan Kaynaklar/ Önerilen Okumalar: “Lazlar”, Birikim Sosyalist Dergi, sayı 71-72, Mart- Nisan 1995, Birikim Yayıncılık, İstanbul; “Kafkasyadan Karadenize Lazların Tarihsel Yolculuğu”, Çiviyazıları Yayınevi, 1997, İstanbul; “Dil Tarih Kültür Gelenekleriyle Lazlar” 1. Baskı, Sorun Yayınları, 2000; 2. Baskı, Belge Yayınları, 2014, İstanbul

(Güncel fotoğraf ve harita kaynakları: wikipedia, sites.google.com/site/georgiaconfliqt, agenda.ge, azizyardimli.com, tanridag-yolcusu.tumblr.com, theculturetrip.com/europe/Georgia, www.kirmizilar.com, ozhanozturk.com,vikipedi, kolkhoba.org, finchannel.com, ortodokslartoplulugu,hürriyet gazetesi, karagoz.net, Lazca.org, lazi kültür yayınları)



Ali İhsan Aksamaz

aksamaz@gmail.com



http://www.kuzgunportal.com/2020/ali-ihsan-aksamaz-lazlar-iii-bolum-paganliktan-hiristiyanliga-hiristiyanliktan-muslumanliga-lazlar-57183/

https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-ihsan-aksamaz/367.html