Hamşioğlu Aslan Bey'in İki Laz ustaya yaptırdığı Batum Orta Camii
III- “Paganlık”tan Hıristiyanlığa Hıristiyanlıktan Müslümanlığa Lazlar
Mjora-nana
çkimi
Tuta-baba çkimi
Movarvale muruʒxepe
Da do Cuma çkimi1
Tuta-baba çkimi
Movarvale muruʒxepe
Da do Cuma çkimi1
Lazca’da, bugün de kullanılan gün
isimlerinden de kolayca anlaşılacağı gibi, gökyüzü, güneş ve ay kutsal
sayılıyordu2.
Lazika
Kırallığı, günümüzde Hıristiyan olan Batı’dan çok önce Hıristiyanlığı kabul
etti. Rhodopolis, Saésina Abisséna, Petra ve Zigana yardımcı piskoposlukları,
Pasis Piskoposluğunun etki alanındaydı. Trabzon
gibi, Pasis’e de İncilin Havari Andrew tarafından tebliğ edildiğine inanılır.
Daha sonra kurulmuş olan Lazika Piskoposluğu’nun, bir tür bağımsız kilise
statüsüne sahip olduğu ve kendi papazlarını atadığı bilinmektedir3.
Lazlar,
komşu ülkelere de papaz göndermekteydi4. 5. yüzyılda Filistin’de temsilcileri
bulunuyordu. Ürdün’ün muhtelif yerlerinde manastırları vardı. Bu dini yapılar,
bir süre önce, İtalyan arkeolog Vircilio Korbo tarafından meydana çıkarılmıştır5.
Lazların
karşılaştıkları en üstün nitelikli Grek Başpapaz, Schemarion’daki (=Muri) Laz
kalesinde, sürgünde 13 Ağustos 662’de ölen Aziz Maksimos’tur. Bir zincir
şeklindeki kaleler ve Petra (=Ksikhisdziri) gibi müstahkem yerlerle Bizanslılar
Lazları kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Hem Persler ve hem de Bizanslılar,
Lazları güvenilmez müttefik olarak görüyordu. Justinian ve Choproes, Lazları
itaat altına almak için dağlardaki ormanları tahrip etmişlerdi6.”
Nicaea Ekümenik Konsülü ve Lazlar
Lazika’nın, Hıristiyanlığı 6. yüzyıl
içinde kabul ettiğine dair birtakım iddialar varsa da, bu, Lazika Kıralı
Tsate’nin 523’te İstanbul’da vaftiz edildiğini yazan Theophanes’in
açıklamalarına dayandırılmaktadır. Bu konuda kaynaklık eden John Malalas, Kıral
Tsate’nin siyasal nedenlerden dolayı Paganlık’tan yana tutum takındığını ve
523’te tekrar Hıristiyanlığa dönerek ikinci kez vaftiz edildiğini yazmaktadır.
Oysa Lazika bu tarihten önce de Hıristiyandı. Lazika’nın Pitiunt (=Pitsunda)
başpiskoposu olan Stratophilus, Nicaea (=İznik) Ekümenik Konsül’de temsilciydi.
6. yüzyıl yazarları da, Lazların çok önceden Hıristiyan olduklarını belirtir7.”
Gürcü Kilisesi’ndeki Laz Azizler İkonu
Lazlar ve Müslümanlık
“Lazların Müslümanlıkla tanışması,
Osmanlı İmparatorluğu’nun yöreyi etki altına almasından sonra, 1461 yılından
başlamak üzere olmuştur8. Lazların zorla Müslümanlaştırıldıkları
şeklinde birtakım iddialar varsa da, bu iddialar9 Osmanlı
İmparatorluğu’nun bölge dengelerine özen gösteren yaklaşımlarıyla çelişir
gözükmektedir.
Lazların
Müslümanlığı kabul etmeleri, bu yörenin fethedilmesinden çok sonraki bir
zaman dilimine rastlar10. Lazların Müslüman olmalarında,
Hıristiyanlara konulan, her geçen gün daha az ailenin ödeyebileceği başlık
vergisi önemli bir rol oynamıştır11.
1523
tarihli Tapu Tahrir-387. defterin 734-743. sayfalarına dayanarak, bu konuda bilgi
veren Mehmet Bilgin, Rize, Atina (=Pazar) ve Arhavi kazalarına ait nüfus
verilerinde, Rize kazasına bağlı 6.467’si Hıristiyan, 561’i Müslüman olmak
üzere toplam 7.028 hane; Atina Kazası’na bağlı yerlerde 3.096’sı Hıristiyan,
584’ü Müslüman olmak üzere 3.680 hane olduğunu; Arhavi kazasına bağlı
Fındıklı’dan Çoruh nehri ağzına kadar olan bölgede 2.659’u Hıristiyan, 310’u
Müslüman olmak üzere toplam 2.969 hane bulunduğunu yazmaktadır12.
Dolayısıyla
bu rakamlar, 1523 yılında Rize kazasına bağlı yerlerde nüfusun yüzde 92’sinin
Hıristiyan, yüzde 8’inin Müslüman, Atina kazasına bağlı yerlerde yüzde 84’ünün
Hıristiyan, yüzde 16’sının Müslüman; Arhavi kazasına bağlı yerlerde yüzde 89,5
Hıristiyan, yüzde 10,5 Müslüman bulunduğunu göstermektedir13.
1923’te
imzalanan Lozan Anlaşması ile bölgedeki Hıristiyan Rumlar’ın Yunanistan’a
gönderilmesi olayı da, bu bölgedeki zorla Müslümanlaştırma iddialarıyla
çelişmektedir.
İddia
edildiği gibi, sistemli bir Müslümanlaştırma olsaydı, 1923’e kadar bu bölgede
Hıristiyan nüfusun varlığı söz konusu olamayacaktı14. Ayrıca,
Ortodoks Hıristiyan olan Lazlar’ın, İstanbul Fener Patrikliği’nin,
15.yüzyıldaki politikalarına hizmet etmemeleri, çelişkilerinin bulunması,
Osmanlı yönetiminin, bu bölgeyi ele geçirdikten çok sonraları bile göz ardı
edemeyeceği bir realiteydi.
Bugün
tamamı Müslüman olan Lazlar içinden, Türkiye’nin hemen her yöresinden şeyh, şıh
çıkmış olmasına rağmen, “bu tür din adamları” çıkmamıştır. Bunun en önemli
nedeni, Müslümanlığı yakın bir zaman diliminde kabul etmiş olmalarıdır. Yörenin
dağlık, engebeli ve bireyciliğe dayalı doğasının da bu konuda önemli bir faktör
olduğu söylenebilir.
Lazlar
az rastlanabilen bir dini hoşgörüye sahiptir. İslam Ansiklopedisi’nin iddia
ettiği gibi, Lazların fanatik Müslümanlığından bahsetmek mümkün değildir15.
Yarısı Türkiye’de yarısı Sovyetler Birliği’ndeki Sarp/i Köyü
(1988)
Sarp
Sınır Kapısı ve Lazlar ve Megreller
“Sarp
sınır kapısının 1988’de açılmasıyla, bölünen Laz aileler yeniden kucaklaşma imkânı
bulmuş, sınır ötesindeki Laz ve Megreller’in Türkiye Lazları ile yeniden
tanışmaları özgürce gerçekleşmiştir.
Lazlar’ın kendi dillerini konuşan Megrel-Lazlar’la
kucaklaşmaları ve aynı değerleri paylaştıkları Gürcüler ile tanışmaları
‘kültürel gelişme’ açısından olumluluklar göstermektedir. Gürcistan’a yüksek
öğrenime giden Laz gençlerinden bazılarının, atalarının eski dini olan
Hıristiyanlığı yeniden seçmeleri ise gözlenen olgulardandır16.
Sarp/i
Köyü -Yeni Yüzyıl Gazetesi, 30 XI 1996
Dipnotlar:
1.
Osman T̆amt̆ruli, Nananena, s.88. Kaukasus-Verlag, Freudenstadt, 1991.
2.
Wolfgang Feurstein, Bir Alman Gözüyle Lazlar, Ogni Kültür Dergisi, s.2, Ocak
1994.
“... Bir Megrel, hiçbir şekilde pazartesi günü düğün yapmaz. Bu güne
Megrelce’de თუთაშხა/ tutaşxa (თუთაშდღა/
tutaş dğa), tuta (=ay) günü denir. Bu
gün, Megrel sürgüne bile el sürmez, bu gün sadece Ay’a ibadete adanmıştır.
Megreller’in paganlık dönemlerine ait inançlara göre, Ay dünyadaki canlıları
koruyan yüce güçler arasında ikinci önemli yeri tutar. Güneş’e ibadet için, bir
gün ayrılır. Bu gün ise Pazar’dır. Megrelce’de Pazar gününe ჯაშხა/
caşxa (=bcaç dğa/ Güneş günü) denir... Megrel geleneğine göre, düğünün ვა
შინერს/
“va şiners” (uygun olmayan) günü... Cuma (=obişxa/ obiş dağ)’dır (Obi Günü/
Yağmur Tanrısı)...” Tedo Sakhokia, Ali ihsan Aksamaz (çev.),
Megrel-Laz Kültüründe Akrabalık Evlenme ve Cenaze, Tarih ve Toplum Dergisi,
s.140, Ağustos 1995, İletişim Yayınları, İstanbul)
3.
Anthony Bryer, Some Notes On The Laz and Tzan, Bedi Kartlisa, Volume XXI-XXII,
(No 50-51), Paris 1966.
4.
Procopius, Wars, VIII, ii, 15-20.
5.
Ahmet Özkan Melaşvili, Gürcüstan, s.105, İstanbul 1968.
6.
A. Bryer, a.g.y.
Lazların,
işgalci Roma/ Bizans’ın dinini ilk kabul eden topluluklardan olduğu doğrudur.
Ama yayılmacıların, Lazların yaşadıkları yörede açtıkları kiliseler siyasal
kurumlar olarak kalmıştır. Bu kiliseler, yayılmacı Roma/ Bizans ve Pontus’un
dayatmacılıklarının sembolleri olarak görülmüş, Lazlar kendi otantik
inançlarını, şeklen Hıristiyan oldukları dönemlerde de sürdürmüşlerdir.
Dolayısıyla, Bizans ve Pontus ile çatışma halinde olan Lazların Osmanlılar’ın
dini İslamiyeti süreç içinde kabul etmeleri, Bizans ve Pontus’a duydukları
tepkinin doğal bir sonucuydu da. Durum tam tersi de olabilirdi. Günümüzde bile
dillerinde ve kültürlerinde Hıristiyanlığa değil de, otantik inançlarına
ilişkin ifade ve davranış biçimlerinin bulunması bu yaklaşımı doğrular yöndedir
(bkz.: Lazistanişi Destani, G. K̆art̆ozia, Lazuri T̆ekst̆ebi- II, s.261-264).
7. Nodar Lomouri, Ali İhsan Aksamaz (çev.), Egrisi/
Lazika Kırallığı’nın Tarihi, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 5, Temmuz-Ağustos 1994,
İstanbul.
8.W. Feurstein, a.g.y.
9.
Bkz. Muhammed Vanilişi, Ali Tandilava, Hayri Hayrioğlu (çev.), Lazların
Tarihi, Ant yayınları, İstanbul, 1992 (Din ile ilgili bölümler)
10.W. Feurstein, a.g.y.
11. W. Feurstein, a.g.y.
12. Mehmet Bilgin, “Lazların Tarihi
Bu Mu?”, Tarih ve Toplum, Şubat 1993.
13. M.Bilgin, a.g.y.
14. Bkz. Stefanos Yerasimos,
Milliyetler ve Sınırlar, s.352-353. İletişim yayınları, İstanbul, İstanbul
1994.
15. W.Feurstein, a.g.y.
16. Ruşen Çakır, Laz Kültürel
Rönesansının Eşiğinde, Cumhuriyet kitap, Sayı 131; Mustafa Papila, Lazistan,
Hopa, 1992.
Ali İhsan Aksamaz
aksamaz@gmail.com
Faydalanılan
Kaynaklar/ Önerilen Okumalar: “Lazlar”, Birikim
Sosyalist Dergi, sayı 71-72, Mart- Nisan 1995, Birikim Yayıncılık, İstanbul;
“Kafkasyadan Karadenize Lazların Tarihsel Yolculuğu”, Çiviyazıları Yayınevi,
1997, İstanbul; “Dil Tarih Kültür Gelenekleriyle Lazlar” 1. Baskı, Sorun
Yayınları, 2000; 2. Baskı, Belge Yayınları, 2014, İstanbul
(Güncel
fotoğraf ve harita kaynakları: wikipedia, sites.google.com/site/georgiaconfliqt,
agenda.ge, azizyardimli.com, tanridag-yolcusu.tumblr.com,
theculturetrip.com/europe/Georgia, www.kirmizilar.com,
ozhanozturk.com,vikipedi, kolkhoba.org, finchannel.com,
ortodokslartoplulugu,hürriyet gazetesi, karagoz.net, Lazca.org, lazi kültür
yayınları)
Ali İhsan
Aksamaz
aksamaz@gmail.com
http://www.kuzgunportal.com/2020/ali-ihsan-aksamaz-lazlar-iii-bolum-paganliktan-hiristiyanliga-hiristiyanliktan-muslumanliga-lazlar-57183/
https://www.kitapyurdu.com/yazar/ali-ihsan-aksamaz/367.html