[Ön açıklama: Yazar Yılmaz Erdoğan, bana telefon edip “Benimle bir
söyleşi yap da, bizim kültürel meselelerden bir güzelce konuşayım,” dedi.
Doğrusunu isterseniz, ben de uzun zamandan beri kendisiyle şaşırtıcı tezlerine
ilişkin konuşmak istiyordum. Böylece ben söyledim, o dinledi. Ben sordum, o
cevapladı. O söyledi, ben dinledim. Sonunda da bu Türkçe söyleşi ortaya çıktı.
Yazar Yılmaz Erdoğan ile tarih tezlerine, Laz diline, İskender Tzitaşi’ye, Laz
alfabelerine, Türkiye’deki Laz aydınlarının kültürel faaliyetlerine ve yeni bir
dernek kurma çalışmalarına ilişkin Türkçe bir söyleşi yaptık. Türkçe söyleşiden kısa zaman sonra,
yazar Yılmaz Erdoğan’a Lazca sorular da gönderdim. Yazar Yılmaz Erdoğan,
“Ben hiç duyulmamış Lazca kelimeler kullanmadan yapamam; öyle alışığım. Duyulmamış Lazca
kelimeler kullandığımda da, öyle herkes anlayamaz. Kimse anlayamadığında da polemik çıkar. Polemik çıkınca
da benim tansiyonum çıkar; ben de bunu istemiyorum. Onun için de sana Lazca
cevap vermeyeceğim,” dedi. 29 II 2024, Ali İhsan Aksamaz]
[Goʒ̆otkvala:
Mç̆aru Yilmaz Erdoğanik t̆ilifoni moğodu do “Hele, çkimi k̆ala ar int̆erviu
doqvi do çkineburi k̆ult̆uruli meselepeşen k̆oçepes mskvaşa ambai mepça!”-ya miʒ̆u.
Mtini giʒ̆vatna, mati dido ginže oraşen doni, muşi gok̆vironi tezepeşen muşi
k̆ala oğarğalu mint̆u. Eşopeten ma dovuʒ̆vi,
emuk memisiminu. Ma emus p̆k̆itxi do emuk man nena gemiktiru. Emuk miʒ̆u do mati emus mevusimini. Çodinapasti
Turkuli int̆erviu aşopeten yeçkindu. Turkuli int̆erviuşen mk̆ule oraşk̆ule, mç̆aru Yilmaz Erdoğani k̆ala muşi tarixuri tezepeşen, Lazuri Nenaşen,
İskender ʒ̆itaşişen, Lazuri albonepeşen, Turkiyeşi Lazi gamantanerepeşi
k̆ult̆uruli faaliyetepeşen do muşi ağani derneğişi dodguşi noçalişeşen Lazuri int̆erviu
oxvenuti mint̆u. Mk̆ule oraşk̆ule mç̆aru Yilmaz Erdoğanis
Lazuri k̆itxalapeti mevuncğoni. “Ma çkar
uşegnapu Lazuri zit̆ape
va vixmaraşi, va maxvenen; eşos gegaperi vore. Uşegnapu Lazuri zit̆ape
vixmaraşiti, eşo iristi va oxvaʒ̆onen. Mitis va oxvaʒ̆onaşiti p̆olemik̆a yeçkindun.
P̆olemik̆a
yeçkindaşiti t̆ansiyoni komomanžinen; mati aya va minon. Emuşeniti nena va gegiktirare,”-ya miʒ̆u mç̆aru Yilmaz Erdoğanik.
Ali İhsan Aksamazi]
+
Ali İhsan Aksamaz: Facebook
sayfanızdan biliyorum. Laz tarihine ilişkin bir kitabınız var: “Güneşin
Çocukları: Lazlar”. Kitabınıza neden bu adı koydunuz? Lazların Müslümanlık ve
Hıristiyanlık öncesi “Paganlık” veya “Şamanlık” dönemlerini mi göstermek
istiyorsunuz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Tkvani “Facebook”-işi sayfaşen
komiçkin. Lazepeşi tarixişen ar ketabi kogiğunan: “Mjoraşi Berepe:
Lazepe”. Ketabi tkvanis muşeni am coxo
gyodvit? Lazepeşi Muslimanoba do Xrist̆iyanobaşen ʒ̆oxleni “P̆aganoba” varna
“Şamanoba”-şi orapeti oʒ̆iru ginonani? ]
Yılmaz Erdoğan: “Güneşin
Çocukları: Lazlar” adını özellikle seçtim. Bu adı seçerken; Kolkhis Kralı
Ayet’in; Güneş Tanrı Helios’un oğlu olması ve şimdilerde başkaları tarafından
kullanılan Güneş Kursumuza da gönderme yapmayı amaçladım. Amaçlarımın içinde Hristiyanlık-Müslümanlık-Yahudilik
gibi ne dinsel ne Paganist döneme gönderme yapmak diye bir olgudan söz etmek
olanaksız. Zaten karakter olarak bu tür yaklaşımlardan da hiç hoşlanmam. Bu
kitabı hazırlarken 11 bin sayfayı aşkın tuttuğum özel arşivimden aldığım
bilgileri esas kaynağına, sahibine izafe ederek; Tarih-Uygarlıklar konusunda
yapılan çarpıtılmış gaspçı Batı yaklaşımının yanlışlarını söz konusu etmek için
hareketlendim. Şimdi düşünün; benim adım Yılmaz. Tutup da sen bana Abdülcabbar
veya bilmem ne Gaffar diyemezsin. Oysa Batılı Tarihçiler aynen böyle yapmış.
Tarihi adım adım yapan uygarlık yolcuları Lazlar ve Kolkhis Kafkasya’sında
Lazlaşmış Ön Türklerden hatta Laz Sümerlerden bile alarak; Grek- Helen-Yunan
aidiyetinde bırakmış. Bunu yaparken de o Grek-Helenlerin atalarının Pelasg- Pelaz
Lazları olduğunu yok sayarak hem de.
Ali İhsan Aksamaz: Kitabınız
henüz yayınlanmadı. Fakat zaman zaman kitabınızdan bazı bölümleri facebook
sayfanızda yayınlıyorsunuz. Kitabınızı tamamen ne zaman yayınlayacaksınız?
Şimdiye kadar yayınladığınız makalelerinizden gördüğüm kadarıyla söylüyorum; kitabınızda
verdiğiniz bilgiler çok şaşırtıcı. Ancak kaynaklarınızın adlarını niçin hiç
vermiyorsunuz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Ketabi tkvani aʒ̆işakis va gamiçkvinu,
va gamaxtu. Mara oradoora ketabi
tkvanişen namtini noʒ̆ilepe “facebook”-işi sayfa tkvanis ç̆it̆a ç̆it̆a
gamoçkumert. Ketabi tkvani tişen
k̆udelişa mtelixeşa mundes gamoçkvaten? Aʒ̆işakis nagamoçkvit mak̆alepe
tkvanişen namažiru k̆onariten giʒ̆umert: Ketabi tkvaniten nameçapt ambaepe dido gok̆vironi ren. Mara referansepe
tkvanişi coxope muşeni çkar va momçapt? ]
Yılmaz Erdoğan: Kitabım
henüz bitmedi. Onca geniş bir arşivden süzerek bilgiler verecek çokça 1000
sayfa kıstası içinde kalacak böyle bir kitabı çok geniş arşiv bilgilerinden
ayıklayarak hazırlamak kolay değil. Onun için bir plan geliştirerek herkesin
kolayca erişebileceği M.Ö. 800’lerden Urartu tarihinden bir belge ile
başlattıkları yanlış Laz Tarihini çok çok gerilere çekerek birinci kitabı
tamamlamak istiyorum. Lazların geçmişini M.Ö. 800’ lerden başlatan kolaycıların
cahilliği beni hep güldürmüştür. O da, bir dilin en az 4500- 6000 yıl içinde
oluşabileceği gerçeğidir. Bundan bile habersizlerin internet ortamında Lazlara
Tarih vermeleri bana gülünç geliyor. Belge yayınlamaya sıra gelince; yaklaşık
1650 kitap ve belge kitabın ekinde zaten olacak. Kaldı ki birçok bölümde,
paragraf aralarında zaten o belgelerin adını veriyorum. Ayrıca belgeleri
sıralayarak, yanlışa alışkın birilerinin “ben yaptım oldu” hazırcılığına
malzeme vererek; onların tekrar Laz Tarihi ve Uygarlığı konularında
saçmalamalarına tanık olmak istemiyorum. Bu sözlerim bir ego veya kibir ifadesi
değil; Laz olmanın ta kendisidir. Ben hakkımı arıyorum. Kimseden hak
dilenmiyorum. Bir avuç Gürcü Fanatiğin (Gürcü kardeşlerimi tenzih ederim), dünya
üzerinde hiç gitmedikleri bölgelere gitmiş olduklarını kanıtlamak için Lazları
kullanması ve “Ha Lazlar, ha biz. Lazlar değil mi ki bizim soyumuzdur!”
şeklindeki akıllı çatlatan sallamaları beni rahatsız ediyor. Senin, benim ve
bizden öte sadece üç arkadaşımızın içinde olduğu Ogni Miladını, biz Tandilava’nın
“Lazlar’ın Tarihi” adlı kitabına tepki olarak gerçekleştirmedik mi?
Gerçekleştirdik. Bu konuları daha önce konuştuğumuz için sözümü uzatmak
istemiyorum. Kitabımdaki bilgileri şaşırtıcı bulmanız çok doğal. Laz Sümer
Tabletlerinde; M.Ö. 432 bin yıldan başlayan bir anlatı sırası var. Ve ben
sadece Laz Sümer Tablet veya yazılarına bakmadan, onların da sağlamasını
yaparak anlatımlarımı tek tek belgelemek ve belgeleri de örneğin sonuçları
yadsınamaz uluslararası bir DNA laboratuarından aldığım sonuçlarla birlikte
veriyorum. Kitabımda bu bilgiler hep var, belgeleriyle. Şimdi sen dahil;
Nibiru’dan gelenlerin (Nibiru Lazca “Dışarıdan gazel okuyan” anlamına gelir ve
Nibiru Gezegeninin güneş sistemimize kuralsız girmesi de hep kaos doğurmuştur.)
yani Su ve Yer ile Bilgeliğin Tanrısı Enki’ye Lazuta dendiğini biliyor muydun?
Sanmam! Yine Yeraltı Tanrısı Ereşkigal (Hekate. Prensesimiz Medeanın annesi,
Güneşin oğlu Ayet’in eşi) Laz olarak adlandırılmışsa, bu herkes için ilginç
değil mi? Bu tanımlar bizi çok çok gerilere götürmez mi? Götürür. Anunakilerin
Dilmun/ Tilmun adını verdikleri Cennet eğer Büyük ve Küçük Kafkas Dağları
arasındaki geniş vadiye binlerce yıldır isim olduysa, bunun bir anlamı yok mu?
Bunlar şaşırtıcı değil, saklanan bilgiler.
Roma
ve Pers (Sasani) impartorlukları arasında jeopolik çatışma alanlarından biri:
Kafkasya (Fotoğraf: omniatlas.com/ wikipedia)
Ali İhsan Aksamaz: Önceden de
dediğim gibi, Facebook sayfanızdan görüp okuyorum. Yayınlanmış makalelerinizle
bizlere Laz Tarihine ilişkin ilginç ve şaşırtıcı bilgiler veriyorsunuz. Şimdiye
kadar hiç duyulmamış, şimdiye kadar hiç yazılmamış bilgileri bize veriyorsunuz.
Tezlerinizi dikkatle okuyorum. Yalnızca Lazların tarihine ilişkin değil, bütün
eski dünya tarihine ilişkin de yeni bilgiler veriyorsunuz. Yeni bir Tarih tezi
yaratmaya çalışıyorsunuz; öyle gözüküyor. Bu ilginç ve şaşırtıcı tarih
tezlerinize ilişkin bize neler söylemek istiyorsunuz?
[Ali
İhsan Aksamazi: ʒ̆oxleşenti nagiʒ̆vit teri,
“Facebook”-işi sayfa tkvanis udodginu kobžirop do mskvaşa vik̆itxup.
Gamoçkvineri mak̆alepe tkvaniten,
Lazepeşi tarixişen onç̆eloni do gok̆vironi ambaepe momçapt. Tkvan aʒ̆işakis
uşegnapu do aʒ̆işakis uç̆aru ambaepe momçapt. Tkvani tarixişi tezepe tişen
k̆udelişa mç̆ipaşaşi ar vardo ar-jur fara ğnoserixeşa vik̆itxup. Xvala Lazepeşi
tarixişen var, mtel mcveşi dunyaşi tarixişenti onç̆eloni do gok̆vironi ambaepe
momçapt. Ağani Tarixişi tezi oxvenu şeni içalişept; eşo momixteps. Am onç̆eloni
do gok̆vironi tarixişi tezepe tkvanişen muepe miʒ̆vaten?]
Yılmaz Erdoğan: Bir daha
yineleyeyim; akıl ve mantık çizgisinde kimseye karşı değilim. Salt
haksızlıklardan hoşlanmam. Şimdi bizim Lazlar; Mitra Dininin eski dönemlerde
kendileri için ne kadar önemli olduğunu bilmesin diyemem. O Mitra Dininin tüm
Avrupa’yı nasıl etkilediğini yok sayamam. Çünkü Lazların Avrupa’da çok önemli
olmaları önce Mitra, ondan önce de
Tanrıça Laz Ana Kybele -Didinana- Lato- Cybel- Kuvava- Kubaba- Lad- Lat- Ellad-
İllad: Laz adlarıyla bilinen kendilerine Laz adını veren Tanrıçalarına
borçludur. Burada tez öne sürmüyorum. Bilgi paylaşıyor ve belgeliyorum. Gerisi
Laz ve Türklerden bu bilgileri gasp eden bilim insanlarının işi.
Ali İhsan Aksamaz: Lazlar,
Megreller, Gürcüler, Abhazlar, Svanlar gibi bugünkü az nüfuslu halkların
tarihleri büyük ölçüde imparatorlukların tarihleri içinde saklıdır. Bugünkü az
nüfuslu halkların tarihleri çoğunlukla Roma- Bizans, Sasani, Türk- Osmanlı ve
Rus imparatorluklarının tarihleri içinde saklıdır. Bu eski tarihten söz
ediyorum tabii. Önceden Kolkheti krallığı, Lazika krallığı vardı; Abhaz
krallığı vardı; Gürcü krallıkları vardı. Fakat o krallıklar, o dönemin
imparatorluklarının vasal krallıklarıydı. Kolkheti krallığının içinde Lazlar/
Megreller, Abhazlar, Svanlar ve diğerleri de yaşıyordu. Ben böyle biliyorum.
Lazika Krallığı içinde Lazlar/ Megreller, Abhazlar, Svanlar, “Gürcüler” de
yaşıyordu. Ben böyle biliyorum. Abhaz Krallığı içinde Lazlar/ Megreller de,
Abhazlar da, Svanlar da, “Gürcüler” de yaşıyordu. Ben böyle biliyorum. 1000-
1500 sene önceki o vasal krallıkların ekonomik- siyasî- egemenlik
anlayışlarıyla bugünkü etnik durumu, ne de bugünün etnik anlayışla 1000- 1500
sene önceki o vasal krallıkların ekonomik- siyasî- egemenlik anlayışlarını
anlayabiliriz. Bütün bunları doğru olarak bilmemiz ve tarihi de öyle anlamamız
gerekiyor. Tarih önemlidir ancak tarih yalnızca tarihtir. Sonra bin sene önce
kim kimdi, kim neredeydi, bunu ancak Tanrı bilebilir. Bin sene önceki, iki bin
sene, ne bileyim on bin sene önceki tarih size neden lâzım?
[Ali
İhsan Aksamazi: Andğaneri ç̆it̆a nufusoni xalk̆epeşi;
Lazepeşi, Mergelepeşi, “Gurcepeşi”/”Kortupeşi”, Apxazepeşi, Svanepeşi tarixepe
didopeten şinaxeri ren imp̆eriapeşi tarixepeşi doloxe. Andğaneri ç̆it̆a
nufusoni xalk̆epeşi tarixepe didopeten şinaxeri ren Roma-Bizansuri, Sasanuri,
Turkul- Osmanluri do Rusuli imperiapeşi tarixepeşi doloxe. Mceveşi tarixişen giʒ̆umert,
moro mu! Dido ʒ̆oxleni orapes, K̆olxetişi omape, kort̆u; Lazik̆aşi omape
kort̆u; Apxazetişi omape kort̆u; “Gurcepeşi”/ “Kortuepeşi” omapepe kort̆es.
Mara am omapepe rt̆es emidroneri imperiapeşi vasalepe. K̆olxetişi omapeşi
sinorepeşi doloxe Lazepe/ Mergelepe, Apxazepe, Svanepe do majurape skidut̆es.
Ma eşo miçkin. Lazik̆aşi omapeşi sinorepeşi doloxe Lazepe/ Mergelepe, Apxazepe,
Svanepe, “Gurcepe” do majurapeti skidut̆es. Ayati eşo miçkin ma. Apxazetişi
omapeşi sinorepeşi doloxe Lazepe/ Mergelepeti, Apxazepeti, Svanepeti,
“Gurcepeti” do majurapeti skidut̆es. Ma eşo miçkin. Varti Vit̆oşi- vit̆oşidoxut̆oşi
ʒ̆ana ʒ̆oxleni vasaluri omapepeşi ek̆onomiur- p̆olit̆ik̆uri- hegemonobaşi
gagnapaten andğaneri etnik̆uri xalepe, varti andğaneri etnik̆uri gagnapaten
vit̆oşi- vit̆oşidoxut̆oşi ʒ̆ana ʒ̆oxleni vasaluri omapepeşi ek̆onomiur-
p̆olit̆ik̆uri- hegemonobaşi oxomaʒ̆onenan. Mara antepe mteli mtinixeşa aşo
oçkinu do tarixi eşo k̆aixeşa oxoʒ̆onu domaç̆irnan. Tarixi beciti ren mara
tarixi xvala tarixi ren. Eşo giʒ̆vat, vit̆oşi ʒ̆ana ʒ̆oxle mi mirt̆u do mi so
rt̆u, aya xvala Ğormotis açkinen. Vit̆oşi ʒ̆ana ʒ̆oxleni, mu miçkin,
vit̆vit̆oşi ʒ̆ana ʒ̆oxleni tarixi dido beciti reni? Muşeni? Çkin andğaneri
ndğas va pskidurti? Vit̆oşepeten ʒ̆anapeşi ʒ̆oxleşen yeçkinderi tarixişi tezi
mot dogaç̆irnan? ]
Yılmaz Erdoğan: Bu
konularda çok fazla konuşarak incitici bir imaj bırakmak istemem. Benim ve
Lazların, Gürcülerle uzaktan yakından
ilgileri yoktur, dilleriyle de. Müşterek yaşam alanı olmuştur, kelime alışverişi
yapılmıştır. Lâkin Gürcüler Kolkhis Kafkasya’sına Lazlardan binlerce sene sonra
gelmişlerdir. İberya adı onların değildir, örneğin. Onlar, Lazlar tarafından
Hazar’ın Güney-doğusundan toplanarak, Lazlarca terk edilen İberya’ya
yerleştirilmiştir. Ahamenid Devletinin yıkılışı sonrasında hem de. Bu şekliyle
nasıl biz onların soyu veya boyu oluruz? Bu büyük bir yalan! Karşı durmayayım
mı? Fanatik bir ırkçı veya şucu- bucu değilim. Basit ama Evrensel görevi
olduğuna inanan bir fâniyim. Bu görevimi yaparken de hiç engel tanımam. Ben bu
kitabı 30 yıl önce de yayınlayabilirdim. Ama şan ve şöhret peşinde değildim ki
yayımlayayım. Lazların nüfusu olayına sıra gelince; öyle azımsanacak bir
azınlık hiç değiliz. Altay Dağları’ndan Adriyatik’e kadar uzanan Pontika
Bozkırları, Osmanlı’nın Balkan Lazistan’ı, Karadeniz’in bütün kıyıları asimile
olmuşsa, da Lazona’dır. Bugün Laz Devleti yok diye, Svan-Megrel- Laz
aynılığının oluşturduğu, Tzani, Çan, Çanetti, Canca, Canik, Alazya (Kıbrıs)
yerleşmeleri ve Laz Amazonların kurduğu kentler, Kent Devletler tarihin içinde.
İkinci kitabım bunları uzun uzun belgeleriyle gözler önüne serecek.
Ali İhsan Aksamaz:
Makalelerinizde “Kolkhis/ Kolhis” diyorsunuz? “Kolkhis/ Kolhis” yerine
“Kolkheti/ Kolheti” veya “Kolkhida”/ “Kolhida” niçin demiyorsunuz? “Kolkhis/
Kolhis” diyorsunuz ancak o ülkede yaşayan “Kolkhlardan/ Kolhlardan”
bahsetmiyorsunuz. Niçin? Kolkhların bugünkü mirasçıları kimlerdir? Kolkh dili
bugün hangi dillerin içinde yaşıyor?
[Ali
İhsan Aksamazi: Mak̆alepe tkvanişi doloxe muşeni
“Kolkhis/ Kolhis” ixmart? Muşeni “K̆olxeti” varna “K̆olxida” va ixmart? “Kolkhis/ Kolhis” miʒ̆umert
mara em dobadonas skideri mcveşi “K̆olxepeşen” mutu va miʒ̆umert. Mot?
Mcveşi K̆olxepeşi andğaneri motalepe miepe renan? K̆olxuri nena andğaneri ndğas
namu nenapeşi doloxe skidun?]
Yılmaz Erdoğan: Kolkhis
diyorum; doğru. Kolhetti-Egrisi- Kolhida’nın bütünü Kolh’ların Lazonasıdır.
Kolhların, Lazların Atası olduğu o yanlı tarihçilerin nasılsa kabul ettiği bir
gerçektir. M.Ö 1300’lerde kurulan Laz Devletidir Kolkhis. Daha Gürcüler,
Lazların adını verdiği İberya’da yokken hem de… Kolhlardan çok söz ediyorum.
Kaçırmış olabilirsiniz. Kolhların mirasçıları sadece Lazlardır.
Roma ve Pers (Sasani) impartorlukları arasındaki
sınır (Fotoğraf: Wikipedia)
Ali İhsan Aksamaz: Siz
Lazcayı çok iyi biliyorsunuz. Lazcayı aktif olarak da kullanıyorsunuz. Lazcayı
çok iyi bilen, Lazca güzelce makale, masal ve şiirler yazabilen bir insansınız.
Lazca makale, masal ve şiirlerinizi beğeniyorum. Fakat bazı Lazca makale ve
şiirlerinizin konusunu beğenmiyorum. Dediğim gibi, Lazca oldukları için yine de
beğeniyorum. Çünkü bilmediğim eski Lazca kelimeleri sizin makale, masal ve
şiirlerinizden de öğreniyorum. Lazca çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Lazca
çalışma arşivinizden bahseder misiniz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Tkvan Lazuri nena k̆aixeşa do mkvaşa
giçkinan. Lazuri nena nauçkin, nağarğalaps do naç̆arups molenarepeşi doloxe
tkvani steri dido k̆oçi reni? Man giʒ̆vat;
var! Lazuri nena ak̆t̆iurixeşa ixmart. Lazuri nena k̆aixeşa nauçkin, mskvaşa
Lazuri mak̆alepe, p̆aramit̆epe, şiirepe naaç̆aren k̆oçi ret. Lazuri mak̆alepe,
p̆aramit̆epe do şiirepe tkvani k̆ai maʒ̆onen. Mara namtini Lazuri mak̆alepe,
p̆aramit̆epe do şiirepe tkvanişi temape va momʒ̆ondun. Mara nagiʒ̆vit steri,
mak̆alepe, p̆aramit̆epe do şiirepe tkvani Lazuri narenan şeni xoloti momʒ̆ondun;
navamiçkin zit̆ape tkvani noçalişepeşenti dovigurap. Lazuri noçalişepe do
arkivi tkvanişenti molamişinit, iqveni?]
Yılmaz Erdoğan: Ben sadece
Lazca şiir yazmıyorum ki! Karadeniz şivesiyle ve özellikle Türkçe şiirler de yazıyorum.
Lazca şiir yazmamın asıl nedeni; kayıp kelimeleri kullanmak ve birkaç fanatik
Gürcü propagandasının çok istediği, her kelimenin sonuna “i” ekleyerek Lazca konuşulup yazılmayacağını da
kanıtlamak istiyorum. Lazca çalışmamın temelinde çağdaş bir yazın diline sahip
olunması amaçlıdır. Hazırcı değilim. Değiştirilmesi gereken her ne varsa, değiştirilmesinden yanayım ve savunucusuyum. Günümüzde
Atalarının izlerini Karadeniz dağlarında bulan Germanylerin fonetik tarzına
uygun yeni bir Laz Fonetiği oluşturacağım. Hazırladığım cümleler içinde Lazca
kelimeler kullanarak uygulamalı Lazca haline getirdiğim Türkçe- Lazca sözlüğün
yayımını şimdilik durdurdum. Sanıyorum Laz grameriyle birlikte kalıcı bir hale
getirmek için basımını yapacağım. Her konuda taviz veren bir kişiliğim var. Lâkin
Lazlık benim malım değil. Başkasının da malı değil. Laz olgusuna en iyi şekilde
nasıl hizmet vereceğimin planını yapıyorum. Bir yıl filan sonra; “Nuh’un Ayak İzlerine
Yolculuk” adıyla belki de bu konuların filmini de yapacağız.
İskender Tzitaşi (1904, Fındıklı- 1938, Tiflis); zamanın Merkezî Sovyet Hükümeti’nin siyasî kararı ve Abhazya Yerel Sovyet Hükümeti’nin desteğiyle Latin alfabesi temelli alfabeyle Sohum’da yayınlanan ilk Lazca gazete (1929) ile Lazca ders kitapları (1932- 1937). Bu ders kitapları, Sovyet vatandaşı ebeveynlerin çocuklarına Lazca öğretmek için değil, anadilleri Lazcayla eğitim vermek için hazırlandı. (Fotoğraflar: Google)
Ali İhsan Aksamaz: Önce
kısaca İskender Tzitaşi hakkında bilgi vermek istiyorum. 1904 yılında
Fındıklı’da doğdu. 1929’da Latin harfleriyle Laz alfabesini hazırladı. 7 Kasım
1929 tarihinde Sohum’da ilk Lazca gazeteyi yayınladı: “Kızıl Yıldız”.
Abhazya’da Lazların yaşadığı bazı köylerde ve Acaristan’ın Sarpi köyünde Laz
okulları açtı. Moleni Sarpi köyünde ve Новый Афон/ Yeni Afon’da Lazca
tiyatrolar kurdu. Bu okullar için Lazca ders kitapları hazırladı. Abhazya/
Oçamçire’de Скурча/ Skurça Limanı vadisinde ve Бзыбь/ Bzıb vadisinde fakir Laz
köylüleri için kolhozlar kurdu. Sovyet vatandaşı Lazların kültürel, ekonomik ve
siyasî hakları konusunda canla başla çareler aradı. Lazcayı bir standart bir
kent dili haline getirmek için çalıştı. Tabii bütün bunları Sovyet yönetiminin
o zamanki doğru politikaları, yine o zamanki Abhazya hükümetinin desteğiyle,
diğer önder arkadaşlarıyla birlikte yaptı. 1936- 1938 yılları arasındaki “Büyük
Terör” zamanında tasfiye edildi. Diğer önder arkadaşlarıyla birlikte Tiflis’te
idam edildi ve yeri şimdi de bilinmeyen bir toplu mezara gömüldü. Bolşeviklerin
önceki ve sonraki yaptıklarını beğeniriz veya beğenmeyiz. Ancak bütün bunlar
tarih ve bilmemiz gerekir. İskender Tzitaşi, bizlere önemli bir kültürel miras
bıraktı, yazılı kültürel materyaller bıraktı. Siz, İskender Tzitaşi’yi
eleştiriyorsunuz. Siz, “İskender Tzitaşi, Lazları Gürcüleştirmek istiyordu,”
diyorsunuz. Oysa bazı “Gürcü” aydınları da, “İskender Tzitaşi, Kremlin’in
adamıydı. Lazları Gürcülerden ayırmak ve Ruslaştırmak istiyordu,” diyorlar.
İskender Tzitaşi’nin Lazcaya ilişkin çalışmaları hakkında şimdi ne
düşünüyorsunuz?
[Ali
İhsan Aksamazi: İpti mk̆uleşa İskender ʒ̆itaşişi
skidalaşen giʒ̆vat, eya minon ma. Vit̆onçxorooşidootxo ʒ̆anas Viʒ̆es dibadu.
Vit̆onçxorooşidoeçidoçxoro ʒ̆anas Latinuri temaloni Lazuri alboni
doxaziru. Şkvit ʒ̆ilva
vit̆onçxorooşidoeçidoçxoro ʒ̆anas Soxumis iptineri Lazuri gazeta kogamoçku:
“Mç̆ita Murunʒxi”. Apxazetis namtini Lazuri oput̆epes do Aç̆aristanişi oput̆e
Sarpis Lazuri nʒ̆opulape gonʒ̆k̆u. Oput̆e meleni Sarpi do Новый Афон/ Ağani
Afonis Lazuri teat̆repe kogonʒ̆k̆u. Em nʒ̆opulape şeni Lazuri dersişi ketabepe
doxaziru. K̆remlinişi Sovyeturi hukumetişi siyasuri k̆arari do Sovyetur-
Apxazetişi Svalyaruli Hukumetişi meşveluten,
Oçamçireşi limani “Скурча/ Skurça”-şi vadis do “Бзыбь/ Bzipi”-şi vadis
fuk̆ara Lazi oput̆arepe şeni k̆olxozepe/ k̆olmanepe doteşkilu. Sovyetistanişi
dobadonari Lazepeşi k̆ult̆uruli, ek̆onomiuri do siyasuri hak̆epeşi saxas
şurdoguriten diçalişişu do gzalepe dogoru. Lazuri nena ar st̆andart̆uli nena
oxvenu şeni dido diçalişu. Moro mu, antepe mteli Sovyeturi hukumetişi
emindroneri mtini siyasetiten doqu majura lideri manebrape k̆ala artot.
Vit̆onçxorooşidoeçidovit̆oanşi- vit̆onçxorooşidoeçidovit̆oovro ʒ̆anapeşi şkas
yeçkinderi “Didi T̆erorişi” oras tasfiye xveneri ren. Majura lideri manebrape
muşi k̆ala nananoğa Tiflisis goʒ̆ik̆idinu, k̆urşumiten iqvilu do sva muşi aʒ̆iti
navaiçkinen mpuleri ok̆oxveri mezares manebrape muşi k̆ala artot kodixvinu.
Bolşevik̆epeşi ʒ̆oxleni do ok̆uleni noxvenepe, tkvan k̆ai gaʒ̆onenan varna var;
aya miçkit̆an. Mara antepe mteli tarixi ren do çkin oçkinu domaç̆irnan. Eşo
varna aşo, İskender ʒ̆itaşi do gzamşinepe muşik beciti k̆ult̆uruli mirası
memişkves, ç̆areli do gamoçkvineri
k̆ult̆uruli mat̆eryalepe memişkves. Tkvan İskender ʒ̆itaşis ak̆rit̆ikept.
Tkvan, İskender ʒ̆itaşis Lazepeşi gokortu unt̆u” yado ç̆arupt, Mara andğaneri
namtini “Kortu” gamantanerepekti, “İskender ʒ̆itaşi K̆remlinişi k̆oçi rt̆u
Lazepeşi gorusu unt̆u,” -ya tkumerman. İskender Ʒ̆itaşişi Lazuri noçalişepeşen
tkvan aʒ̆i mu isimadept?]
Yılmaz Erdoğan: İskender Tzitaşi
dâhil tüm Laz konularından bilgi sahibiyim. Eleştirdim; evet. Çünkü Laz diline “-şi”
ve “-i” eklerini ulamak onun işi. Rus Dilbilgisi kurallarına veya Halkların
Kardeşliği ilkesinin çalışmaması gereken kuramına göre, Lazcayı hiç kimse
berbat edemez. Bu ulusların diliyle Lazca kelime türetmek de ayıp. Bugün Kürtçe’de
Laz Dilinden geçme 300’ e yakın kelime var. Bizim kullanamadığımız “çur” kelimesini, en basitinden onlar “çukur” olarak
rahatlıkla kullanabiliyor. Geldiğimiz çağda Lazcayı Tzitaşi’nin prangaları
altında tutmak olanaksız. Kendi değerini bulacak bir dildir Lazca. Bir kökten
bu kadar çok kelime üretilen ikinci bir dil yok ki dünyada!
Gürcistan’da akademik amaçla Gürcü alfabesiyle yayınlanan “Lazca Metinler” adlı kitaplar: Tea Kalandia (Tiflis, 2008), İrine Asatiani (Tiflis, 2012), Nodar Kakabadze (Tiflis, 2018), Tsiala Narakidze (Batum, 2015) (Fotoğraflar: Google)
Ali İhsan Aksamaz: 1993’den
beri kullandığımız Latin kökenli Laz alfabesine karşı çıkıyorsunuz. 1993’den bu
yana, bu alfabe ile yüzü aşkın Lazca kitap, binlerce makale yazıldı ve
yayınlandı. Siz, bu alfabeye karşı çıkıyorsunuz çünkü kendinize özel Latin
kökenli bir Laz alfabesi kullanıyorsunuz. Buna niçin ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu
konuda bir tezinizin olduğu anlaşılıyor, öyle mi? İskender Tzitaşi, Fahri
Lazoğlu ve Wolfgang Feurstein Laz alfabelerini yetersiz mi buluyorsunuz? Bu
alandaki teziniz nedir?
[Ali
İhsan Aksamazi: (1993) vit̆onçxorooşdootxoneçidovit̆osum ʒ̆anaşen doni Turkiyes
ak̆t̆iurixeşa navixmart Latinuri cinconi
Lazuri albonişi oxmaruşa tkvan nodgitapt. (1993) vit̆onçxorooşdo otxoneçidovit̆osum ʒ̆anaşen akşa (100) oşişen dido
Lazuri ketabi am alboniten kogamaxtu. (1000) vit̆oşepeten mak̆ale am alboniten
iç̆aru. Tkvan am albonişa nodgitapt, xvala tkvanda doxmeli alboni ixmart do
emuşeni. Muşeni aya dogaç̆irnan. Eşo ižirenki, tkvan ar tezi kogiğunan am
saxas, eşoi? İskender ʒ̆itaşi, Fahri Lazoğli do Volfgang Feurşt̆ainişi Lazuri
albonepe udobağine renani? Mu ren tkvani tezi am saxas?]
(Sovyetler
Birliği; 1929- 1930’lar) anadilinde Lazca eğitim amaçlı İskender Tzitaşi
alfabeleri ile (Batı Almanya; 1984) akademik amaçlı Fahri Lazoğlu/ Wolfgang
Feurstein alfabesi
Yılmaz Erdoğan: Neden o
dilde yazıldı demiyorum ki! Yazmayın artık! Lazca bu değil diyor ve bine yakın
Lazca şiirle bunu örnekliyorum. Elbette onlar da Laz diline, tarihine katkıda
bulundular. Lâkin ben bir idealistim. Ya doğrusu ya hiç çizgisinde hem de. O
alfabeleri yetersiz bulduğumdan değil, tek başına bazı harf diye oluşturulan
şekillerin aslını vermediğini söylüyorum. Lazca bilme yen biri; “çiçila” (yılan)
kelimesini 3 ile başlatırsan; “çiiyçila” söylemini ağzından çıkaramaz ki. Hele
Laz değilse, hiç çıkaramaz. Yeni fonetik şekiller tüm bunları önleyecektir
inancındayım. Ayrıcalık olsun diye “x” gibi harfleri de özellikle kullanmıyorum.
Çünkü Lazca bir kelime cümle içinde kullanılışına, yüklendiği göreve göre anlam
kazanır.
Ali İhsan Aksamaz: Sovyetler
Birliği döneminde ve sonrasında Gürcistan’da Gürcü harfleriyle derlenmiş,
yazılmış ve yayınlanmış binlerce sayfa Lazca masal, anlatı ve şiir var. Bütün
bunlar çok önemli. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gürcü alfabesini biliyor musunuz?
Bilmiyorsanız, öğrenecek misiniz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Sovyetistanişi hukumetişi oras do
ok̆uleni orapes, Gurcistanis, “Gurculi/ Kortuli” alboniten doloç̆areli do
gamoçkvineri (1000) vit̆oşepeten sayfa Lazuri p̆aramiti, ambari do şiiri
şinaxeri ren çkvadoçkva ketabepeşi doloxe. Antepe mteli dido beciti ren. Am
saxaşen tkvan mu isimadept? “Gurculi”/ “Kortuli” alboni giçkinani? Va
giçkinanna, oguru ginonani?]
Yılmaz
Erdoğan: Laz, her dilde yazar. Laz belki batan Atlantis’e saygısından, belki de
Bilge Tanrı Enki (Lazuta)’nın isteği gereği, kendi alfabesini oluşturmamış
olabilir. Fransızca yazdığı için Laz Fransız olmuyor elbette. Gürcüce alfabeyi
o devlet sınırları içinde kullanmaları çok doğal. Burada da Latin alfabesiyle
Türkçeyi kullanıyoruz. Verilen eserler Gürcü alfabe ile yazıldığı için değer
ifade etmez. Değeri varsa, kantarda ağırlık oluşturur!
Ali İhsan Aksamaz: Özelikle
İstanbul ve Ankara ile başka bazı şehirlerde benim bilebildiğim bir sürü
yöresel kültürel dernek ve vakıf var. Kültürü ve Lazcayı yaşatmak için canla başla
çalıştıklarını biliyorum. Öyle veya böyle faydalı kültürel faaliyetler yapıyorlar. “Facebook”
sayfanızdan anlayabildiğim kadarıyla, yeni bir dernek kurmak için çareler
arıyorsunuz. Niçin yeni bir dernek kurmaya ihtiyaç duyuyorsunuz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Didopeten noğa İst̆anbuli do nananoğa
Ankara k̆ala namtini noğapes namamaçkinen k̆onariten (10) vit̆epeten svalyaruli
k̆ult̆uruli derneği do vakifi koren. Edo eşo varna pelaperi k̆ult̆uruli
faaliyetepe ikipan. K̆ult̆uri do Lazuri nena oskedinu şeni şurdoguriten
içalişepan, ma eşo miçkin. “Facebook”-şi sayfa tkvanişen naoxomaʒ̆anu
k̆onariten, tkvan ağani derneği dodgu şeni gzalepe gorupt. Muşeni ağani derneği
dodgu dogaç̆irnan? ]
Yılmaz Erdoğan: Yeni bir dernek
kurmak filan istemiyorum ki! Sadece “Laz Sempozyumu” veya “Laz Konferansı”
toplayıp her konuyu enine boyuna tartışmaktan yanayım. Bugün dışarıdan en az
etkilenmiş; Fındıklı- Arhavi Lazcası Sideri- Pilarget ağzı ortak Lazca olmak
durumundayken bunu yapmamak doğru değil. Türkiye’de Karadeniz, Doğu veya Ege
şivesi Anadili olabilir mi? Olamaz! İşte
bunun için ortak bir Lazcamız olsun istiyorum.
Ali İhsan Aksamaz:
Gürcistan’da Meleni Sarpi’de bir “Laz Etnografya Müzesi”, Arhavi’de, Dikyamaç/
Kamparna’da bir “Yaşam Tarzı Müzesi” var. Bu müzeleri gördünüz mü?
İzlenimlerinizi söyler misiniz?
[Ali
İhsan Aksamazi: Gürcistanişi oput̆e Meleni Sarpi “Lazuri
Etnografyaşi Muze”, Turkiyeşi noğa Arhavişi oput̆e / K̆amp̆arnas “Skidalaşi St̆ilişi Muze” koren. Am
muzepeşen muepe gatkvenenan?]
Yılmaz Erdoğan: Hayır,
görmedim. Araştırmalarım başka yönde olduğu için yüzeysel konulara Lazona’dayken
zaman ayıramıyorum.
Ali İhsan
Aksamaz: UNESCO’nun
“21 Şubat Anadili Günü”, bana komik geliyor. 21 Şubat, hem bazı siyasetçiler
hem de anadillerini yaşatmak için çalışıyormuş gibi yapan kimi aydınlar için bir “günah çıkarma günü”; ben böyle
görüyorum. Bu yılki “anadili günü”nde milletvekili Tahsin Ocaklı, Meclis’te annesi
için birkaç cümle konuşmak istedi; izin verilmedi. Bu konuya ilişkin ne
söylemek istersiniz? Önce şunları da söyleyeyim: Daha önceki “anadili
günleri”nde milletvekili Mehmet Bekaroğlu Meclis’te Lazca mesajlar vermişti. Biliyorsunuz;
Tahsin Ocaklı’nın çok güzel Lazca şarkıları var. Mehmet Bekaroğlu da Laz
Enstitüsü’nün kurucu başkanı.
[Ali
İhsan Aksamazi: “UNESCO”- şi “21 K̆undura- Nananenaşi
Ndğa” oži3inoni momixteps. Aya ren
gyunaxepeşi moʒ̆k̆uşi ndğa hemi namtini masiyasetepe şeni hemiti nananena
mutepeşi şeni mitam naiçalişapen steri naikipan namtini gamantanerepe şeni; eşo
momixteps, mu p̆a?! Anʒ̆ineri “Nananenaşi Ndğa”-s, mebusi Tahsin Ocaklis nana
muşi şeni ar-jur Lazuri cumle otkvalu unt̆u Meclisis mara gza va niçinu. Tkvan
am xali şeni mu otkvalu ginonan? Ayati
giʒ̆vat: ʒ̆oxleni ʒ̆anapes, mebusi Mehmet Bekaroğlik ç̆it̆a- ç̆it̆a Lazuri
mesajepe meçapt̆u Meclisis. Tkvanti k̆aixeşa giçkinan; Tahsin Ocaklis kuğun
dido mskva Lazuri birapape do Mehmet Bekaroğliti Lazuri Enst̆it̆ut̆işi iptineri
dudmaxvence rt̆u.]
Yılmaz
Erdoğan: İzledim. Burada siyaseten yapılan kargalıkları söz konusu etmek istemem. Konuşmaya
kalkmak da yanlış, susturmak da yanlış.
Ali İhsan
Aksamaz: Şimdi siz de isterseniz artık söyleşimizi sonlandıralım. Artık başka sorum yok. Ancak yine de sizin
söylemek istedikleriniz veya mesajlarınız varsa, buradan duyuralım. Teşekkür
ederim!
[Ali
İhsan Aksamazi: Aʒ̆i tkvanti ginonanna, int̆erviu
çkini aʒ̆i dovoçodinat. Açkva çkva k̆itxala
va miğun tkvanda. Mara xoloti tkvan çkva otkvaluşi mutu giğunanna, mu
miçkin, mesajepe giğunanna, miʒ̆vit do
çkinti vognapat. Şukuri goğodapt! Ğormotik bere- bari k̆ala iro goxelan! İxelat
do nʒaşa yextat!]
Yılmaz Erdoğan: Ben, her gün
sanal âlemde, ama her gün internet ortamında hiç durmadan konuşup yazıyorum. Son
sözüm şöyle olabilir: Hak dilenmiyorum. Hiç kimsenin beni desteklemesini de
beklemiyorum. Ben Atatürk mirasçısıyım ve her işimi tek tabanca görürüm ki sen
çok uzun yıllardan bu yana dostum olduğun için bunu en iyi bilenlerdensin.
Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın, annesine hitaben Meclis’te Lazca birkaç cümle söylemesine izin verilmedi (21 II 2024)
(Önerilen okumalar: “Abhazya Parlamentosu’nun Açıklaması”, “Kafkasya
Yazıları”, Sayı 6, Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 1999/
sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan
Aksamaz, , “Lazuri ren çkini minoba”, Laz Kültür Dergisi Tanura, Sayı 3, Lazika
Yayın Kollektifi Yayını, İstanbul, 2012;
“Dünden Bugüne Lazca Gramer ve Sözlük Çalışmaları”, 07 III 2020, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; Givi G. Karçava: “Bir dilde başka dillerden ne kadar çok ödünç kelime
varsa, o dilin o kadar eski, zengin ve
bir kültür dili olduğunu anlayabiliriz!”, 6 V 2021, sonhaber.ch/
gurcuhaber.com/ circassiancenter.com.tr/ hyetert.org;
İbrahim Bayrakoğlu- İrfan Ç. Aleksiva, “Büyük
Tasviyede Lazlar”, Dil, Tarih, Kültür Dergisi Ogni, Sayı 7, Laz Kültür Derneği
Yayını, İstanbul, 2017; “İçindekilerle Ogni Kültür Dergisi (1993-1994)”,
12 XI 2020, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Isqenderi
Chitaşi, (Yayıma Hazırlayan: İrfan Ç. Aleksiva; Rusçadan Çeviri: Ergün Konakçı;
Almanca’dan Çeviri: Nurten Kurnaz), “Çquni Çhara/ Albonişi Supara”, Laz Kültür
Derneği Yayınları, İstanbul, 2012; Isqenderi Chitaşi, (Tıpkıbasım, sözlük;
yayına hazırlayan: İrfan Ç. Aleksiva), “Oxesapuşi Supara” (“Lazca Matematik
Kitabı”), Geoaktif Yayınları, İstanbul, 2012; İrfan Ç. Aleksiva, “Yeni
Bilgiler Işığında İskender Chitaşi”, Ogni Skani Nena, Sayı 7, Laz Kültür
Derneği Yayını, İstanbul, 2017; İsmail Avcı Bucaklişi, “Laz Alfabesinin Gerçek Mimarı”, 1 IV 2017, jinepsgazetesi.com; İsmail
Avcı Bucaklişi, “Japon İşi Laz
Alfabesi”, -1 V 2017, jinepsgazetesi.com; Kamil Semih Kalyoncuoğlu, “Lazistan
Sancağı'nın Sosyo- Ekonomik Yapısı(1877-1918),
2021, iksadyayinevi.com; “Kapsamlı Lazca- Gürcüce Sözlük Yayınlandı”, 20
XI 2021, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr/ gurcuhaber.com; “Kolektif Bir
Çalışma: Arhavi Halk Bilim Araştırması”, 28 II 2020, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; “Laz Alfabesi (Alboni)”, lazkulturdernegi.org.tr; “Laz
Kimlik Mücadelesinde İskender Tzitaşi’nin Önemi”, 14 IV 2013, yusufbulut.com/
sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “Laz Dili
Temel Dersleri”, 11 I 2024, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; “Mecit Çakırusta’nın İmza Günü Etkinliği”, 19
II 2012, circassiancenter.com.tr; Nodar
Lomouri, (Çeviren: Ali İhsan Aksamaz), “Egrisi/ Lazika Krallığının Tarihi”,
Ogni Kültür Dergisi, Sayı 5,
Temmuz-Ağustos 1994, İstanbul; Nuri Bagaps,
(Çeviren: Anri Çediya) “20. Yüzyılda ve 21. Yüzyılın Başında Abhazya’da Laz
Nüfusu: Demografik Durum ve Yerleşim Coğrafyasının Özellikler/ The Laz
Population in Abkhazia in the 20th Century and Beginning of the 21st Century:
Demographic Situation and Features of the Geographic Settlement”, Kafkasya
Calışmaları – Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Caucasian Studies Mayıs 2021
/ May 2021, Yıl / Vol. 6, № 12/ dergipark.org.tr; “Ortaokul ve İmam Hatip
Ortaokulu Yaşayan Diller ve Lehçeler Dersi (Lazca; 5, 6, 7 ve 8. Sınıflar)
Öğretim Programı”, mufredat.meb.gov.tr; “Rize Milletvekili Ocaklı, Anadil
Günü’nde Meclis’te Lazca Konuşurken Mikrofonu kapatıldı”, 21 II 2024,
aktuel53.com.tr; “Sovyet Lazları Halk Önderi
İskender Tzitaşi ve Solun Ezberini Bozan Mektupları”, 5 XII 2013, sonhaber.ch,
circassiancenter.com.tr; Şemseddin Sami (Çevriyazı: Fahrettin Çiloğlu), “Kâmüs-
ul Alâm’da Lazlar ve Lazistan”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 2, İstanbul, 1994; “TBMM’de
Lazca Krizi! Kürsüde Mikrofon Kapatıldı”, 22 II 2024, gunebakis.com.tr; “ვისწავლოთ ლაზური!/ Lazca Öğrenelim!”,
03 II 2024, sonhaber.ch/ circassiancenter.com/ abhazpostasi.com; Yaşa Tandilava: “Müze tarihtir!”, 28 I 2021,
sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr/ gurcuhaber.com; Yılmaz Erdoğan,
“Lazlar”, Ogni Kültür Dergisi, Sayı 1, İstanbul, 1993; Yılmaz Erdoğan: “Bizimkiler Sohum’a Yerleşmiş!”, 22 XI 2018,
circassiancenter.com.tr; Yılmaz Erdoğan: “Ogni Kültür Dergisi” ikinci çocuğum
olarak kucağımdaydı!” ,7 VI 2022, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr)
https://sonhaber.ch/yilmaz-erdogan-ile-soylesi-1-bolum/
https://sonhaber.ch/yilmaz-erdogan-ile-soylesi-2-bolum/