Laz Aydınlarının Yayıncılık Faaliyetleri
(ARŞİV)
Lazlar,
coğrafî olarak hem Türkiye’nin Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ve hem de
Gürcistan’ın Güney Batı Kafkasya Bölgesinin yerli halkıdır. Yine aynı
coğrafyanın yerli halkı olan Megreller ile yakından akrabadırlar. Türkiye
Lazları, bölgenin Osmanlı yönetimine geçmesiyle birlikte Müslümanlaşma sürecine
girdiler. Megreller ise, ilk Hıristiyan halklar arasında sayılır. “Laz”, Roma/
Bizanslıların onlara verdiği addır.
Akrabaları
olan Gürcüler ise, onlara “Megrel” adını veriyordu. “Laz” adı ile Müslümanları,
“Megrel” adı ile de Hıristiyanları zamanla özdeşleşmiş ve birbirlerinden
kültürel olarak da başkalaşmışlardır. Ne var ki, Gürcüstan Lazlarının önemli
bir kesimi, atalarının eski dinleri olan Hıristiyanlığı geçtiğimiz yıllarda
büyük ölçüde yeniden seçmişler. Lazca ve Megrelce, Zan/ Kolkh Dilinin günümüzde
yaşayan iki temsilcisi olarak bilinir. Lazca- Megrelce, Gürcüce ve Svanca’ya
akrabadırlar.
Lazlar;
Gürcüstan’ın yanı sıra, Abhazya ve Rusya Federasyonu’nda da yaşarlar. Lazlar,
Türkiye’de yerlisi oldukları Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yanı sıra Marmara
Bölgesi’ndeki Muhacir Laz Köylerinde de yaşarlar. Bunlar 93 Harbi olarak da
bilinen 1877- 78 Osmanlı- Rus Savaşı mağduru Muhacir Lazlardır.
Lazlar,
aynı Megrel kardeşleri gibi, binlerce yıl öncesinden günümüze kadar
imparatorlukların ve son iki yüz yıldır da emperyalistler ve onların beslemesi
siyasî kadroların hışmına uğradılar; ekonomik, sosyal, dinsel, kültürel, dilsel
zulümlere uğradılar.
Son yüz
yıldır, Laz dili ve bununla birlikte de Laz kimliği ağır yaralar aldı. Gel gör
ki, Lazca ve Laz kimliği günümüze kadar yaşadı. Lazların tarihi, Megrellerin
tarihidir; Gürcülerin, Svanların, Abhazların, Çeçenlerin, Çerkeslerin, bütün
Kafkasya halklarının tarihidir. Bu halklar; Müslüman veya Hıristiyan olsun,
onların geçmişlerini ayırmak mümkün olmadığı gibi, geleceklerini ayırmak da
mümkün değil. Türkiye’de yaşayanları olsun, Kafkasya’da yaşayanları olsun, dil
ve kimliklerini koruyarak kardeşleşmeye mecburdurlar.
Kemalist
CHP ile Stalinist KP de Hitler ile anlaşmalar imzaladı; halklara karşı
asimilasyon uyguladılar
Lazlar,
Türkiye’de Kemalizm ve Sovyetler Birliği’nde ise Stalinizmin hışmına uğrayarak,
ciddî bir asimilasyona tabi tutuldular. Mustafa Kemal Paşa, 1 Mayıs 1920’de
Birinci Meclis’te yaptığı konuşmasında Çerkesler ve diğer halkların kimlikleri
yanı sıra Lazların da kimliğini tanımıştı. Ancak Kemalizm ve onun siyasî
organizasyonu olan CHP bütün kimlikler gibi Laz kimliğini de asimile etmek için
bütün imkânları kullandı. Yalnızca “Lazistan” adı değil, süreç içinde Laz
köylerinin adları bile değiştirildi.
Abhazya
ve Acaristan’da yaşayan Sovyetler Birliği Lazları, Sovyet yönetiminin ilk
yıllarında önemli kazanımlar elde ettiler: Lazca Anadil Okulları, Lazca ders
kitapları, Lazca Gazete ve Lazca Tiyatro. Abhazya’da yaşayan Lazlar
desteklendi.
Abhazya
Hükümeti, yoksul Lazlara Oçamçire Limanı civarında Skurça’da büyükçe bir arazi
verdi. Yoksul Lazlar, burada “Kızıl Lazistan Kolhozu”nu oluşturdular. Ne var
ki, Stalin yönetimi Lazların bu kültürel haklarını ortadan kaldırdı. Diğer
halklar gibi Lazlar da zulüm gördü. Abhazya Lazlarından çok önemli bir kısmı
Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı. Bir kısım Acaristan Lazı da Stalin’in
zulmünden paylarına düşeni aldı. Stalin’in Abhazya önderi Nestor Lakoba’yı
tasfiye etmesiyle birlikte, Abhazya Lazları da önemli bir desteklerini
kaybetti.
Abhazya
Lideri Nestor Lakoba ve Laz Halk Önderi İskender Tzitaşi ardarda tasfiye
edildiler
Kuşkusuz
hem Osmanlı Laz aydınları hem de Sovyetler Birliği Laz aydınları, Laz halkının
ekonomik, siyasî, sosyal, kültürel vb. benzeri haklarını savunmak ve
kimliklerini geleceğe taşımak için insanüstü çaba gösterdiler. Türkiye’de
Kemalizm ve Sovyetler Birliği’nde Stalinizm, Laz kimliğinin geleceğe kurumsal
olarak taşınmasını engellemekle kalmadı, Laz aydınlarının geçmişteki mücadele
ve yayın faaliyetlerine ilişkin bilgileri de ortadan kaldırdılar, imha ettiler.
Laz halkını öndersiz bıraktılar. Kemalist ve Stalinist yönetimler Nazilerden de
öğrendikleri zalimane yöntemlerle Laz Halkına karşı “kültürel soykırım”
uyguladılar. Kemalist CHP yönetimi ve Stalinist KP yönetimi, birbirlerine
benzer yöntemlerle muhaliflerini susturdular.
Ardından
gelen İkinci Dünya Savaşı ve” Yalta Konferansı” ile “Soğuk Savaş” yılları
boyunca Laz dili ve kimliği baskı gördü; insanlar dil ve kimliklerinden utanır
hale getirilmeye çalışıldı. Ancak ne Kemalizm ve ne de Stalinizm tamamen
başarılı olabildi.
1937’de
kapatılan Sarp Sınır Kapısı 1988 Ağustos’unda yeniden açıldı. Sovyetler Birliği
ve Türkiye Lazları tekrar kucaklaştı.1991 sonu itibarıyla Sovyetler Birliği
çöktü. “Soğuk Savaş” da bitti.
CHP
yönetimi, diğer anadiller gibi Lazcaya da tahammül edemedi
Lazlar,
Sovyetler Birliği içinde özerk cumhuriyet veya özel bölgesi olmayan
halklardandır. Önceden var olan “Kültürel Hakları” da kısa bir süre sonra
Stalin Yönetimi tarafından iptal edildiği için, Laz dilinde yayınlanmış fazla
eser yoktur. Lazların “Kültürel Haklar”a sahip oldukları dönemde Abhazya’da
yayınlanmış eserlere ulaşmak ise, bazı sebeplerden dolayı hiç de kolay değildi.
Türkiyeli
Laz aydınları, işte bu şartlarda kitap üretmeye başlamak zorunda kaldı.
Başladılar ama bir entelektüel birikimleri yoktu, üstelik entelektüellerde
olması gereken dayanışma duygusundan yoksundular. Sınama yanılma metodu ile
yola koyuldular.
Laz aydınlarının kolektif olarak ürettikleri ilk çalışma
“Ogni Kültür Dergisi”dir. Yıl 1993’dür. Ardında diğer Kafkasyalılarla birlikte
ürettikleri “Kafkasya Yazıları” geldi. “Mjora”, “Sima”, “Skani Nena”, “Tanura”
, “Ağani Murutskhi” ve “Gazete Noğa”. Bu yayınlar Laz aydınlarının yayınladıkları
dergi ve gazetelerin adları. “dutxa.com”, “lazuri.com”, “lazebura.com”, “lazepe.com”, “lazca.com”, “kolkhoba.com”, “http://xn--gazetanoa-xkb.com/” ise
internet üzerinden yayın yapan siteleri oldu. Kuşkusuz Laz aydınlarının yazı ve
makalelerine yer veren dost siteler de var: “karalahana.com”, “ gomanweb.org”, “yusufbulut.com ilk
akla gelenler.
Lazlara, Laz dili ve
kimliğine ilişkin makalelerimi diğer yazı ve haberleri yayınlayan dergileri de
bu listeye eklemeliyim: “Yeni Kafkasya Gazetesi”, “Alaşara” , “Nart”, “Jineps”
“Çveneburi”. Kuşkusuz “Birikim” , “Tarih ve Toplum”, “Sorun Polemik” adlı
periyodikleri de burada anmalıyım.
[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, 21 III 2015, yusufbulut.com]
+
(Önerilen
okumalar: Ali Sirmen, “Dünyada Bugün/ Şimdi de bu mu
çıktı?”, Milliyet Gazetesi, 11 X 1992; Ali İhsan Aksamaz, “Laz Kültürel
Kimliğini Yaşatma Çabaları”, circassiancenter.com.tr/ [Kolektif, (Editörler:
Tanıl Bora, Murat Gültekingil), “Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce,
Milliyetçilik, Cilt 4, Sayfa: 924- 926”, İletişim Yayınları, 1. Baskı,
İstanbul, 2002]; Ali İhsan Aksamaz, “OGNİ Başarısız Oldu mu?”, 12 IX 2013,
yusufbulut.com/ circassiancenter.com; Ali İhsan Aksamaz, “Gürcü Aydınları’nın
Yayıncılık Faaliyetleri”, 18 IV 2020, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali
İhsan Aksamaz, “Çerkes Aydınlarının Yayıncılık Faaliyetleri”, 01 IV2020, sonhaber.ch/ hyetert.org;“Demokratik
Gürcüler Platformu Olarak Laz Aydını Ahmet Hulusi Kırım ile Yaptığımız
Röportaj”,13 VIII 2011, groups.google.com; Haşim Akman: “Laz Enstitüsü
Kuruluyor”, A Aktüel Dergisi, sayı 66, 8- 14 Ekim 1992/ Haber- söyleşiyi
yeniden yayına hazırlayan: Ali İhsan Aksamaz, 13 VII 2017, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; "İçindekilerle ‘Ogni Kültür Dergisi’ (1993-1994) ", 12 XI 2020, sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; İsmail Bucaklişi, “Anadilde Yayıncılık Paneli 1-2”, 21
V 2016, Noğa TV, youtube; İsmail Güney Yılmaz, “90'lar: Laz Kültür ve Kimlik
Hareketinin Doğuşu”, 7 I 2015,bianet.org; İrfan Ç. Aleksiva,“Cumhuriyet’in 100.
yılında Lazca”, 2 III 2023, bianet.org; İsmail Avcı Bucaklişi, "Lazika:
Bir Yayın Kolektifi", 1 VIII 2015, jinepsgazetesi.com; Kâmil Aksoylu,
“Tarihe Tanıklık/ Laz Kültürel Hareketi/ 93 Süreci” (“Laz Kültürü”, Phoenix
Yayınları, Ankara, 2009); “Laz Aydınlarının girişimine basından tepkiler”, 14 V
2022, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr;
“Laz kültür hareketi”, tr.wikipedia.org; “Laz Enstitüsü” Toplantısında
Söylediklerim, Gözlem, Eleştiri ve Önerilerim”, 22 XII 2012, yusufbulut.com/
circassiancenter.com; “Laz Enstitüsü Denince (Algıladıklarım- Beklentilerim)”
15 II 2013, yusufbulut.com/ circassiancenter.com; “Lazca medyaya yeni soluk:
‘Aktivizm yerine gazetecilik yapsak daha etkili olurduk”,27 VIII 2020 2020 journo.com.tr; Mecit
Çakırusta: “Ben bu işe ana lisanımı yaşatmak için girdim!”, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 9, 2003/ circassiancenter.com.tr;
“Megrel-Laz Halkı Asimilasyona Birlikte Direnecekti”, kolkhoba.org; Mehmedali
Barış Beşli, “Tarihe Karşı Kısa Tarih”, Mjora Lazepeşi Nena, sayı 1,
Çiviyazıları Yayınevi, İstanbul, 2000; Mehmet Ender Savcın, “Gürcistan’da
akrabalarımız var!”, 11 X 2020,
sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Özcan Sapan, "Biz Bu Ülkenin Çimentosuyuz",
lazuri.com; Parna- Beka Çilaşvili, “Türkiye’de Gürcüler ve Lazlar, iki dergi ve
iki önder…", 11 IX 2019, tetripiala.wordpress.com; Sebahattin Önkibar,
“Politika Günlüğü/ Lazistan Safsatası”, Türkiye Gazetesi, 2 II 1993; Selma
Koçiva: “Son aktif yıllarımı Laz Edebiyatına vermek istiyorum!”, 18 III 2021; Ümit
Bayazoğlu, “Sıkıcı bir Laz fıkrası/ Polis emeklisi Hayri Hayrioğlu’nun başımıza
ördüğü püskülü belâ”, EP/ Ekonomi Politika, sayı 31, 27 VI 1993;
“Yamakhoğlu Yüksel Yılmaz (Öldü mü?!)”, Sima Dergisi, Sayı 7, Sima Laz Vakfı
Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, Mart 2005, circassiancenter.com.tr;Yılmaz Erdoğan: “Ogni Kültür Dergisi” ikinci çocuğum
olarak kucağımdaydı!” ,7 VI 2022, sonhaber.ch/circassiancenter.com.tr;
“Yürürlükten kaldırılan hükümler”, Resmî Gazete, 12 IV 1991, Sayı: 20843, mevzuat.gov.tr)