Oldukça Önemli Bir Gün: Rize/ Fındıklı;
1 Mayıs 2013
Dünün tarihi 1 Mayıs 2013 idi. Laz Kimlik Mücadelesinde çok önemli bir ilk yaşandı. Laz Aydınları; Lazcanın anavatanında, Lazca pankartlarla, Laz Halk Önderi ve Yazılı Laz Edebiyatının öncüsü İskender Tzitaşi’nin fotoğraflarıyla, Laz sanatçı Hasan Helimişi’nin fotoğraflarıyla yürüdüler. Dün, Laz Aydınları Rize/ Fındıklı’da; tesadüfî olarak değil, iradî olarak biraraya geldiler. Kimliklerinin ve verdikleri kimlik mücadelesinin en önemli unsuru, anadilleri Lazcaya ilişkin Lazca dövizlerle yürüdüler. 1 Mayıs kutlamalarına böylesi bir katılım bir ilktir. Bu katılım, aynı zamanda da Laz Kimlik Mücadelesinde de oldukça önemli bir dönemeçtir.
Kasım
1993, “Ogni Dergisi”nin yayınlandığı tarihtir. Laz Aydınları, “Ogni Dergisi”yle
iradî olarak kimlik mücadelesi başlatmışlar ve önemli kazanımlar
kazanmışlardır. Kasım 1993, Laz Kimlik Mücadelesi için, Lazcanın geleceğe
kurumsal olarak taşınma mücadesinde önemli bir milattır. Aynı şekilde, 1 Mayıs
2013 tarihi de Laz Kimlik Mücadelesinde önemli dönüşümün ve atılımın başlangıcıdır.
Demek ki, artık Laz Aydınları yalnızca yayınevi idarehanelerinde, dernek
lokallerinde değil, artık panellerde de, meydanlarda da yerlerini alacaklar.
Dün
Fındıklı’daki 1 Mayıs kortejinde ve mitinginde Lazca pankartlarıyla yer alan
Laz Aydınları, bütün bu güzel gelişmelerin de müjdecisidirler. Laz
Aydınlarının, 1 Mayıs’a iradî olarak katılmaları önemliydi. Önemli olan bir
konu da, bileşimleriydi. Çok farklı yaş, meslek ve siyasal görüştendiler. Ancak
Laz kimliği için, Lazcanın geleceği için, biz de varız, demek için biraraya
geldiler. Bu katılımın bir başka önemi de var. Bu mesaj, hem Lazcanın
vatanındaki Laz Aydınlarına hem de büyük şehirlerde yaşayan bütün Laz
aydınlarına: “Bakın, biz biraraya geldik; birarada durabiliyor ve taleplerimizi
dillendirebiliyoruz; birlikte birşeyler yapabiliyoruz. Gelin; sizler de
birarada durun! Kolektif duruş, kolektif bilinç ve kolektif mücadele ile
hakkımızı, hukukumuzu; kimliğimiz, emeğimizi, doğamızı savunabiliriz!” Bu
mesaja kulak vermek gerek.
Aslında
Nisan başında da ortak bir duruş sergileyerek, “Laz Aydınları Deklarasyonu”nu
yayınladılar. Bu ve 1 Mayıs 2013 önemli bir başlangıçtır.
Geçen
yıl, Laz Aydınları olarak; Çerkes, Gürcü ve Laz Aydınlarıyla beraber ortak
kortej oluşturmuş ve İstanbul, Taksim Meydanı’nındaki 1 Mayıs kutlamalarına
kendi taleplerimizi dillendiren Lazca dövizlerle, Lazca sloganlarla da
katılmıştık. Daha önce de Ankara’daki Laz Aydınları da, 1 Mayıs kutlamalarına
birkaç kez katılmışlardı. Bütün bunlar çok önemli. Ancak “1 Mayıs 2013- Fındıklı”
bütün bunların ötesinde bir anlama sahip.
Fındıklı’daki
1 Mayıs kortejine katılanları, taşıdıkları Lazca dövizleri internet üzerinden
gördük; kendileriyle görüştük. Sevindik; o arkadaşlarımızı hemen kucaklamak,
bağrımıza basmak istedik, gözlerimiz buğulandı. Mücadelenin esas sahipleri
artık meydandaydı.
Bu
tür durumlarda hep, kaç kişi oldukları sorulur. Bunun bir önemi yok. Önemli
olan, o gün, orada, bir arada ve Lazca sloganlarla olmaktı; arkadaşlar da
oradaydı. Fotoğraflardan gördüklerimiz, tüylerimizi diken diken yaptı. Demek
Laz Kimliği, Laz Dili sahipsiz değil. Öğrendiğimize göre, arkadaşlar iradî
olarak biraraya gelmişler ancak, çok daha önceden fazla hazırlık yapmamışlar.
Buna rağmen, çok önemli mesajlar vermeyi başardılar.
Lazca
sloganlar içeren dövizleri taşımak; İskender Tzitaşi’nin, Hasan Helimişi’nin
fotoğraflarını taşımak Laz kimlik Mücadelesinde de önemli bir duruşu ifade
ediyor. Bu 1 Mayıs, kuşkusuz çok tartışılacak, eksiklikler üzerinde de
durulacak. Önümüzdeki 1 Mayıslar için önemli bir örnek olacak. Hopalı Faik
Efendi, Osman Topçuoğlu, Safiye Topçuoğlu, Fahri Kahraman, Şehzat Ayartepe, M.
Recai Özgün, Nurdoğan Abaşişi, Metin Lokumcu, Yaşar Turna, Yüksel Yılmaz Mehmet
Yavuz Türköz ve diğerleri. İsak Zvania ve diğerleri. Bütün bu insanlar, bugünkü
mücadale ortam ve ruhuna sahip olmamıza katkı sunan insanlar.
“1
Mayıs 2013- Fındıklı”dan Laz Aydınları bir görev çıkarıyor: “İlköğretim
okullarında Lazcanın seçmeli ders olabilmesi için, müfredat programını, ders
programını kolektif bilinçle hazırlayacağız. Bu müfredatı, programı Talim
Terbiye Kurulu’na kolektif bir anlayışla 100 kişiyle sunacağız; takipçisi
olacağız. Aynı şekilde Lazca ders kitabını da birlikte hazırlayacağız. Bütün bu
işleri hep beraber takip edeceğiz; aynı “Laz Aydınları Deklarasyonu”na imza
koyduğumuz ve savunucusu olduğumuz gibi.”
Laz
Aydınları, çeşitli konularla farklı düşünebilirler, fakat Laz Kimliğini ve
Lazcayı kurumsal olarak yaşatmak ve geleceğe taşımak konusunda beraber durmak
zorundadırlar, beraber üretmek zorundadırlar. Birlikte durdukları zaman,
bireyciliği ve bireyciliğin ortaya çıkardığı dedikodu kültürünü de kısa sürede
ortadan silebileceklerdi. İşte o zaman iş üretiyor olabileceklerdir. Bütün
bunlara her birimiz kafa yormalıyız. İskender Tzitaşi’yi hatırlayalım. Onun,
Stalin’e yazdığı mektubu okuyalım. İskender Tzitaşi Paneli’ne ilişkin sesli ve
yazılı materyalleri izleyelim, okuyalım. Yaklaşık seksen yıl önce, Laz
Aydınları neler yaptılar. Bunların peşinde koşalım; yeni bilgi ve belgeleri
ortaya çıkaralım, sahiplenelim. Eleştiriden- özeleştiriden korkmayalım. İşte o
zaman İskender Tzitaşi çizgisini yakalayabilir, anlamlı mücadeleler verebilir
ve kazanımlar edinebiliriz.
Laz
Kimliğini ve Laz Dilini yok sayan bütün resmî ideoloji ve resmî tarih
tezleriyle yüzleşmenin de, hesaplaşmanın da, kalıcı kazanımlar elde etmenin tek
anahtarı Laz Aydınlarının bir arada durmasıdır.
Dün
Fındıklı’daki korteje ve mitinge katılan Laz Aydınları duruşlarıyla önemli
barışçı mesajlar verdiler. Bu mesajlara kulak verelim. Dün, onlar bize güzel
bir ders verdiler.
Kasım
1993’den sonra, bir başka önemli başlangıca tanıklık etmemizi sağlayan Laz
Aydınlarına bin selâm olsun!
(02 Mayıs 2013)
Ali İhsan
Aksamaz
https://shangulishialiihsanaksamaz.blogspot.com/2020/04/1-mays-2012-istanbul-izlenimleri-cerkes.html