“Emeğe ve dillere saygılı herkes beraber çalışmalıdır!”
Yaşar Güven: Ali İhsan
bey merhaba, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederek ilk soruyu
yöneltiyorum. Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Ali İhsan Aksamaz: Ardeşen kökenli ve
anadili Lazca olan bir baba ile kökeninde “Çerkeslik” de bulunan bir annenin
ilk çocuğuyum. Melezim,dünyadaki herkes ve herşey gibi. Konuşanları azalmış,
yok sayılan, yok edilmeye çalışılan dillerin nefesiyim. Üretenin, emeğin
dostuyum. Metropol çocuğuyum. İnsanım.
Yaşar Güven: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden Laz
kültürüyle ilgili beklentileriniz nelerdir?
Ali İhsan Aksamaz: Öncelikle
konuya tarih penceresinden bakmak gerekir. 19 yüzyılda kapitalizmin
gelişmesiyle birlikte, Osmanlı ülkesi çeşitli emperyalistlerin hakimiyet alanı haline geldi. İttihatçıların
marifeti ile de, Osmanlı ülkesi Alman emperyalizminin güdümüne girdi. 19.
yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında da
ticaretini, siyasî iradesini, askerî gücünü, insanlarını, topraklarını çok
büyük ölçüde kaybetti. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, bir zamanların Osmanlı İmparatorluğu, bir zamanlar kendisine
bağlı olan ve daha sonra kendisinden ayrılan bölgelerin uluslaşması ve ulus
devlet olması gibi bir sürece yöneltildi. Ulusal sanayisi olmayan, burjuvazisi
gelişmeyen, yolu, okulu olmayan ve “çivi bile üretemeyen” Anadolu’da “Türk
Aydınlanması” yaşanamadı. Bu sebeple de geleneksel üretim ilişkileri ile
dinsel, mezhepsel, dilsel, kültürel farklılıklar günümüze kadar varlığını büyük
ölçüde korudu.
Soğuk Savaş sonlarında Laz Tarihine
ilişkin yayınlanan ilk makale [Cemal Şener, Komün Dergisi, 1989]
CHP’nin
tek parti diktatörlüğü, günlük hayatı sürdürmeye yönelik nafaka ekonomisi
ilişkilerinin hâkim olduğu ve farklı ana dillerin konuşulduğu yörelerde ulusal
sanayinin kapitalist üretim ilişkilerini ve kurumlarını geliştiremedi. Yerel
üretim ilişkilerini tasfiye edemedi. Bu sebeple de dilsel ve kültürel
farklılıkları doğal bir yok oluş sürecine sürükleyemedi. Bunun yerine dilsel ve
kültürel farklılıkları doğal olmayan bir yol ile yani resmî ideoloji ve resmî
tarih tezleri ile ortadan kaldırmaya çalıştı.
Siyasî
otoriteyi elinde tutan CHP’nin tek parti diktatörlüğü, Türkiye’nin ana dillerini
yok saydı ve bunların yok edilmesi için de elden gelen her şey yapıldı.1950’de
iktidarını kaybeden CHP’nin, toplum ruhunda açtığı yaralar sonraki dönemlerde
de etkisini sürdürdü. CHP sonrası dönemde, bu yaraların bazıları sarılmaya
çalışılsa da, ana dili konusu hiç gündeme gelmedi; akla gelmedi;
sahiplenilmedi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayan yeni saflaşma ve
ardından gelen Soğuk Savaş dönemi toplumsal dokuda meydana gelmiş olan yaraları
gizlemekle kalmadı; bu yaraları derinleştirdi; yeni yaralar açtı.
“Laz Enstitüsü Kuruluyor”, A Aktüel
Dergisi, Sayı 66, 8- 14 Ekim 1992
DSP- MHP- ANAP
Hükümetinin ilgili yasa ve yönetmeliklerde yaptığı değişikliklerin ardından,
yapılan resmî açıklama ile TRT’nin yalnızca Boşnakça, Arapça, Kırmançi, Çerkesce
ve Zazaca radyo ve televizyon yayını yapacağı duyuruldu. Beş ana dildeki radyo
ve televizyon yayınları, 7 Haziran 2004 Pazartesi günü Boşnakça ile
başladı. TRT, Kırmançi, Zazaca,
Boşnakça, Arapça ve Çerkesceyi hangi kıstasları göz önünde bulundurarak yayın
yapmak için seçti? Bunu bilemiyoruz. TRT’nin, DİE’nin verilerini dikkate alarak
bu dilleri belirlediği düşünülebilir. Ana dillerine ilişkin soruların en son
1985 nüfus sayımlarında sorulduğunu biliyoruz. DİE’nin ana dili sonuçlarını
açıkladığı en son sayım ise 1965’tekidir. 2000 yılında yapılan son nüfus
sayımlarında ise, ana diline ilişkin soru sorulmadığına göre; TRT, 1965 nüfus
sayımı ana dili verilerini mi dikkate aldı? Şimdi 1965 nüfus sayımı ana dili
verilerine bir bakalım: Ana dili ve ikinci dili olarak Boşnakçayı 57.209 kişi; Çerkesceyi
106.960 kişi ve Arapçayı 533.264 kişi konuşuyordu. Yine aynı yıl verileriyle
Lazcayı 81.165 kişi; Gürcüceyi 79.234 kişi; Pomakçayı 57.372 kişi; Arnavutçayı
53.520 kişi ve Abazacayı ise 12.399 kişi ana dili veya ikinci dili olarak
konuşuyordu. Bu rakamlar, TRT’nin bir ana dilini, konuşanının sayısına göre
değerlendirmediğini gösteriyor. O zaman TRT’nin kıstası neydi? Bunu hiç
öğrenemedik.
Devletten ne mi
istiyorum?! Bakın şöyle: Devletin oluşturacağı ilgili komisyonlar Lazca için
Latin alfabesine dayanan alfabe oluşturmalıdır. Ardından da, ilk aşamada en az
on bin kelimelik temel Türkçe kelime dağarcığı tespit edilmeli ve buna göre
Lazcanın sözlüğü oluşturulmalıdır. Bu sözlük yayınlanmalıdır. İlk etapta
ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin düzeylerine uygun masal kitapları ve
çizgi filmler radyo ve TV yayınlarında da kullanılabilecek şekilde
hazırlanmalıdır.
Bütün bunlarla eşzamanlı olarak, Lazca ilgili çalışmaları yürütecek, yani;
masal kitapları, ilköğretim öğrencilerinin düzeylerine göre “sosyal bilgiler”
ve “fen bilgisi” vb. kitapları, çizgi filmler, tiyatro eserleri, radyo- TV
programlarını hazırlayıp sunacak, gazete ve dergileri yayınlayacak personelin
yetiştirilmesi sağlanmalıdır. Bu personelin yetişmesinde, bu ana dillerle
ilgili ve/veya çalışmalar yapan komşu Gürcistan’ın akademik personelinden de
faydalanabilir.
Gerek personel yetiştirilmesi gerekse de yazılı, görsel, işitsel vb. her türlü
materyalin hazırlanmasındaki bütün harcamalar, kuşkusuz ilgili devlet
kuruluşları tarafından karşılanmalıdır.
“OGNİ, yazılı aktarımın önemini öğretmiş ve tarihsel ve
dilsel bilinç oluşmasında önemli bir görev üstlenmiştir”
Yaşar Güven: Ülkemizde Laz dili ve kültürüyle ilgili
yayınlanan ve sizin de kadrosu içinde olduğunuz “OGNİ Dergisi” ile ilgili
süreçten söz edebilir misiniz? OGNİ'nin hedefleri ne idi?
Ali İhsan Aksamaz: Aktüel
Dergisi’nin 8-14 Ekim 1992 tarihli, 66. nüshasında “Laz Enstitüsü Kuruluyor” başlıklı bir haber
yayınlanmıştı. Bu haber ile birlikte “Laz Burjuvazisi de Destekliyor” başlıklı
da bir röportaj. Laz dili ve kültürünün yaşatılması konusunda bir şeyler
yapılmasını isteyen samimi insanların da içinde bulunduğu bir grup toplantılar
yapmaya başlar. İnsanları doğru hedefe yöneltebilecek bir önderlik bulunmadığı
için “trübünler”e hitaben, basına sorumsuzca
ve cahilce verilen röportajlar meyvesini verir; reaksiyoner çevreler
kinlerini gazetelere kusarlar. Donanımsız
insanlar korkar. Bu kültürel hareket içerden boğulmuş olur. Aktüel
Dergisi’ne verilen röportaj ile başlayan bu kısa sürecin değerlendirilmesi
muhatapları tarafından hâlâ ciddî olarak yapılmış değildir.
Ben
yukarıda sözünü ettiğim bu küçük çevrenin dışındaydım. Bu küçük çevreden birkaç
kişi ile 1993 Yaz’ında tanıştım. Amacım bir yayın organı çıkartılmasına ön ayak
olmaktı. “OGNİ”nin yayınlanacağını 15
Ekim 1993 tarihli Aydınlık Gazetesi’nde benimle de yapılan ropörtaj ile
duyurdum. “OGNİ”, Kasım 1993’de yayınlanmaya başladı. “OGNİ” altı sayı
yayınlanabildi. Bugüne kadar konudan çeşitli şekillerde nemalanmak isteyenler “OGNİ”nin
adını çeşitli zeminlerde çok kullandı. Ancak “OGNİ”süreci de bugüne kadar
sağlıklı olarak değerlendirilemedi. Ben, bu süreci en iyi bilen kişiyim. Ancak
bugüne kadar bu süreç, aktörler ve bilinen ve bilinmeyen rolleri hakkında
bugüne kadar hiç konuşmadım ve yazmadım. Bu sürecin değerlendirilmesinin,
mimarları tarafından ortak olarak yapılmasından yana olduğum için şimdilik bir
şey söylemek istemiyorum. “OGNİ, yazılı aktarımın önemini öğretmiş ve tarihsel
ve dilsel bilinç oluşmasında önemli bir görev üstlenmiştir. ZUĞAŞİ BEREPE de bu
sürecin ürünüdür.
Yaşar Güven: KAFKASYA
YAZILARI dergisinin de isim babası olduğunuzu biliyoruz. Bu süreçten de söz
eder misiniz?
6. sayısından sonra OGNİ’nin
yayınına ara vermesinden itibaren önce
Nart Yayıncılık ardından da Çiviyazıları Yayınevi, Laz aydınlarının
çalışmalarına desteklerini hiç eksik etmedi
Ali İhsan Aksamaz “OGNİ”nin
yayının son bulmasından sonra, Çiviyazıları Yayınevi ile bağlantı kurdum. “OGNİ”gibi
bir yayın organının buradan yayınlanması için çok çaba harcadım. Ne var ki
sonuç alamadım. Sonuçta “KAFKASYA YAZILARI”nın yayınlanması ve yayınevinin “MJORA”
kitap dizisinin oluşturulmasında başarılı oldum.
Yaşar Güven: MJORA
sürecinden de bahsetmenizi isteyecektik, siz konuya girmiş oldunuz.
Ali İhsan
Aksamaz: “KAFKASYA
YAZILARI”nda Lazlar ve Lazcaya ilişkin yanınlanan makaleler, “Lazlar” ve “Kafkasyadan
Karadenize Lazların Tarihsel Yolculuğu” vb. kitaplar “MJORA”ya giden yolu
açmıştır. “MJORA” uzun ömürlü olamamıştır. Munir Yılmaz Avcı’nın çalışmalarını,
SİMA Vakfını ve bu vakfın yayın organı “SİMA”yı da unutmamak gerek.
Yaşar Güven: TRT 6 Kürtçe yayına başladı. Daha önceki
süreçte bir kısım Laz aydınının TRT 5’deki sınırlı ana dili yayınına yönelik
TRT'ye Lazca yayın için başvuruları oldu. Sizin konuyla ilgili düşüncenizi
alabilir miyiz?
“Munir Yılmaz Avcı, SİMA Vakfını ve bu vakfın yayın
organı “SİMA”yı unutmamak gerek”
Ali İhsan Aksamaz: Bu konuda
birçok kişinin TRT’ye başvurusu oldu. Kimi kastettiğinizi bilmiyorum.
Dolayısıyla da yorum yapamıyorum. Ancak; Lazca konusunda samimi olan, Lazca
birşeyler üretir. Meselâ benim de içinde olduğum bir grup www.kolkhoba.org’u kurdu; üç
yıldır Lazca yayın yapıyor. Lazca yayın konusunda ciddî olan Lazca yazar. Bunun
dışındaki her çaba şova yöneliktir; ciddî değildir. Burada hemen belirteyim.
Bir kaç yıl önce babam (Faik Aksamaz) hem TBMM’ne ve hem de TRT’ye hem Türkçe
hem de Lazca dilekçe ile başvuru yaptı. Lazca yayın talebi konusunda ciddî
olanların, önce kendi sitelerinde Lazca yayın yapmaları ve Lazca dergi
çıkarmaları gerekir. Açık söylemek gerekirse, Türkiye’de Lazca yayın
yapabilecek tek kadro kolkhoba.org ve Munir Yılmaz Avcı’dır. Kuşkusuz Gürcistanlı dilbilimciler ve radyo ve televizyon
programcılarından da destek aranabilir. Ayrıca TRT’nin, sitesinde yayın yaptığı
diller arasına Lazcayı da katması öncelikli bir beklenti olmalıdır.
Yaşar Güven: 2005 yazında Gürcistan'a gittiğinizi
biliyoruz. Neler gözlemlediniz? Abhazya-Gürcistan ve Güney Osetya- Gürcistan
anlaşmazlığına ilişkin düşüncelerinizi aktarabilir misiniz?
Ali İhsan Aksamaz Evet, 2005
Yaz’ında, o zamanlar Gürcistan Lazlarına yönelik Lazca yayın yapan Radio
Kolkha’nın çağrılısı olarak Gürcistan’a gittim. Gürcistan’ın tarihi bölgelerini
gezme imkânım oldu. Gürcistan çok küçük bir ülke. Bu ülkeye en büyük düşmanlığı
da bu ülkenin politikacıları yapmış. Uyguladıkları politikalar Gürcistan
halkını bölmekle kalmamış, ülkeyi Rusya’nın hedefi durumuna da getirmiş.
Abhazya- Gürcistan ve Güney Osetya- Gürcistan anlaşmazlığını bu çerçevede
değerlendirilmeli. Rusya ile iyi geçinen ve Kafkasyalıların gönlünü almış bir Gürcistan’ın
bölgede bir barış ve dostluk adası olabileceği hâlâ bir ütopya değildir.
“Gürcistan’a Radio Kolkha’nın çağrılısı olarak gittim”
Yaşar Güven: Lazca ve Lazlar'ın, Gürcü dil ve kültür
dairesi içinde değerlendirilmesi konusunda Gürcistan’da yaşayan Megreller’i de
değerlendirerek, düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ali İhsan Aksamaz: Lazlar, en
yakından Megreller, sonra Gürcüler ve daha uzaktan da Svanlar ile akrabadır. Gürcistan’ın
şu anda uyguladığı milliyetler politikasının temeli Sovyet Yönetimi tarafından
atılmıştır. Sovyet Yönetimi, Megrelleri yok saymıştır. Bu politika yanlıştı;
hâlâ uygulanıyor. Bir başka önemli nokta; biz buradan pek anlamıyoruz ama, Gürcistan’da Kilise önemli bir yere sahip.
Megrelleri, bağlı oldukları Kilise bakımından da değerlendirmemiz gerekir. Gel
gör ki, böyle giderse, politikacıların uygulamaları Gürcistan’ı Tiflis merkezli
bir şehir devleti haline dönüştürebilir. Böylesi bir gelişmenin tek sorumlusu
Rusya değil, kuşkusuz o ülkenin politikacıları olacaktır.
Yaşar Güven: Şu sıralar yeni bir çalışmanız var mı?
Geleceğe yönelik projeleriniz nelerdir?
Ali İhsan Aksamaz: www.kolkhoba.org ile ilgili çalışmalara devam ediyorum.
İleride Lazca internet radyoculuğu yapma gibi düşüncem var. Ayrıca
Kafkasyalıların dillerinin yaşatılmasına yönelik bir platform oluşturmaları
konusuna kafa yoruyorum.
Yaşar Güven: Sorularımızla sizi sınırlamayalım, söylemek
istediğiniz başka neler var?
Ali İhsan Aksamaz: Belirtmek istediğim iki konu var. Birincisi, bugüne kadar
kitaplarımı yayınlayan hiç bir yayınevinden telif ücreti almadım. İkincisi,
bugüne kadar iki gazeteye ropörtaj verdim. İlki, 15 Ekim 1993 tarihli Aydınlık
Gazetetesi’ne. Diğeri, 13 Haziran 2006 tarihli Ülkede Özgür Gündem Gazetesi’ne.
Ne yazık ki, her iki ropörtajda da söylemediğim şeyler yazıldı. Söylediklerim
de değiştirildi. Bunu paylaşmak isterim.
Yaşar Güven: Bizimle yaptığınız röportajda böyle bir
şey yaşamayacaksınız, olduğu gibi yayınlayacağız. Ali İhsan bey bize zaman ayırdığınız ve yanıtlarınız için teşekkür ederiz.
Son olarak Jıneps okurlarına ve Çerkesler’e bir mesajınız var mı?
Ali İhsan Aksamaz: Dillerimiz
önemlidir. Dil konusuna duyarlı insanların destek vereceği bir platforma
ihtiyaç bulunmaktadır. Bu konuda neler yapılabilir? Bu konuya kafa yoran
insanlar bir araya gelmelidir. İlkeleri tespit edip işbaşı yapılmalıdır. Ne
yapacağını bilmeden, ilkesiz yola çıkanlar, bir süre esen rüzgârın etkisiyle
fındık kabuğu misali havalanabilirler. Ancak rüzgâr kesilince kafa üstü betona
çakılırlar. Bunun bilincinde olmak gerekir. Emeğe ve dillere saygılı herkes
beraberlik içinde çalışmalıdır.
Jıneps
okuyucularına, sağlık, başarı ve mutluluk dolu günler diliyorum. Ayrıca bana bu
imkânı sağladığınız için size de teşekkür ediyorum.
Kaynak: Jineps/ Ulusal Yaygın Aylık Siyasî
Gazete, Yıl 1, Sayı 3, Şubat 2009, İstanbul
[Önerilen
okumalar: Ahmet Hacaloğlu Kırım: “İstim arkadan gelir”, lazuri.com; Ali
İhsan Aksamaz, “Yerel Diller”: Ana Dilleri Yaşatmak mı Öldürmek mi?”, Sorun
Polemik/ Marksist İnceleme- Araştırma Dergisi”, Sayı 5, Kış 2001, Sorun
Yayınları, İstanbul/ Sima Dergisi, Sayılar 5 ve 6, Sima Laz Vakfı Yayını,
Fotosan Ofset, 2002- 2003, İzmit/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Laz
Kültürel Kimliğini Yaşatma Çabaları”, circassiancenter.com.tr/ [Kolektif,
(Editörler: Tanıl Bora, Murat Gültekingil), “Modern Türkiye’de Siyasî Düşünce,
Milliyetçilik, Cilt 4, Sayfa: 924- 926”, İletişim Yayınları, 1. Baskı,
İstanbul, 2002]; Ali İhsan Aksamaz, “Tengiz Abuladze’nin Pişmanlığı”, Çveneburi
Kültürel Dergi, Sayı 52- 53, Nisan- Eylül 2004/3, İstanbul/ gurcuhaber.com; Ali İhsan Aksamaz, “Yamakhoğlu Yüksel
Yılmaz (Öldü mü?!)”, Sima Dergisi, sayı 7, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan
Ofset, İzmit, Mart 2005/ circassiancenter.com.tr; Ali
İhsan Aksamaz, “Kafkasyalı Aydınlara Açık Mektup”, 08. VIII. 2011,
demokrathaber.org; Ali İhsan Aksamaz, “Bazı Laz aydınları arasında geciken hesaplaşmalar
ve unutulan kimlik mücadelesi, 21. VIII. 2011, circassiancenter.com.tr; Ali
İhsan Aksamaz, “Lazlara ilişkin iki kitabın hikâyesi ve tanıklıklarım- anılarım”,
14 II 2013, yusufbulut.com/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “OGNİ başarısız
oldu mu?”, 12 IX 2013, yusufbulut.com/ circassiancenter.com.tr;
Ali İhsan Aksamaz, “Laz Aydınlarının Yayıncılık Faaliyetleri”, 21.III.2015,
yusufbulut.com/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “İçindekilerle
Ogni Kültür Dergisi (1993-1994)”, 12.
XI. 2020, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Laz
Aydınlarının girişimine basından tepkiler”,
14.V. 2022, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Ana dili” Üzerine
Makaleler (BİR GÜN GAZETESİ/ ARŞİV), 18. VI. 2023, sonhaber.ch; “Ana dillerin “ağız,
şive, lehçe ve diyalekt” farklılıklarını öne sürenler, bu anadilleri küçümsemek
için bunu yapıyorlar”, 19. VI. 2012 , [Semih Akgün söyleşisi]/ cherkessia.net; “Ayrılıkçı
mısınız?”, 8 MART 2015, piralipiralishi piralishi, youtube; Cemal Şener, “Lazların Tarihine Kısa Bakış/
Trebizond- Ahbazya arasındaki sahil ülke”, Komün Dergisi, Sayı 1, 1 Kasım 1989, İstanbul;
Cemil Kantoğlu: “Ahmet Kırım’a
Katılmıyorum”, Alaşara Dergisi, Sayı 5-6, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; “Demokratik
Gürcüler Platformu’ndan Nevzat Kaya’nın Röportajı”, FB/ Meta; Demokrat Gürcüler Platformu, 23. IV.
2011, circassiancenter.com.tr;
“Demokratik Gürcüler Platformu Olarak Laz Aydını Ahmet Hulusi Kırım ile
Yaptığımız Röportaj”,13. VIII. 2011, groups.google.com; “Anadilleriyle ilgili
insanların söyledikleri hamaset dolu lâflarının içini bir proje etrafında
doldurmak üzere bir araya gelmeleri ve neyi nasıl yapacakları konusunda işbaşı
yapmaları gereklidir.”, 28. VII. 2011, [Semih
Akgün söyleşisi]/ cherkessia.net; “Etnik Kimliklerini, Ortak Tarih ve Kültürel Değerlerini
Yaşatmak İstiyorlar”/ “Lazlardan Alternatif Vakıf” ,Cumhuriyet Gazetesi, 19. I.1993;
“TBMM Lazca Yazılan Dilekçeyi Ek Olarak Kabul Etti”/ Faik Aksamaz’ın Dilekçesi,
16 XII 2006, Star Gazetesi; Göktürk Ömer Çakır, “Lazcı- Pontusçu Yayınlar ve
Birkaç Cevap”, , 17 Kasım 2022, kavgamiz.com; Haşim Akman, “Laz
Enstitüsü Kuruluyor”, A Aktüel Dergisi, Sayı 66, 8- 14 Ekim 1992/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; İrfan
Ç. Aleksiva, “Cumhuriyet’in 100. yılında Lazca”, 2. III. 2023, bianet.org; İsmail
Bucaklişi, “TRT'de Lazca yayın olmayacak mı?”, lazuri.com; İsmail Avcı
Bucaklişi, “Laz Dergiciliği”, 1 Kasım 2017, jinepsgazetesi.com; İsmail Güney Yılmaz, “90'lar: Laz
Kültür ve Kimlik Hareketinin Doğuşu”, 7.
I. 2015,
bianet.org; Kâmil Aksoylu, “Tarihe Tanıklık/ Laz Kültürel Hareketi/ 93
Süreci” (“Laz Kültürü”, Phoenix Yayınları, Ankara, 2009); “Laz kültür hareketi”,
tr.wikipedia.org; Mecit Çakırusta: “Ben bu işe ana
lisanımı yaşatmak için girdim!”, 2003, “Yeni Kafkasya Gazetesi”/
circassiancenter.com.tr; Memedali
B. Beşli, “Vicdanen malul bir devir bu devir”, Ütopya Mevsimlik Hayat Bilgisi
Kitabı 6, Piya- Zed Yayın, İstanbul, Ocak 1999; Mehmedali Barış Beşli, “Tarihe
Karşı Kısa Tarih”, Mjora Lazepeşi Nena, sayı 1, Çiviyazıları Yayınevi,
İstanbul, 2000; Mehmet Ender: “Gürcistan’da akrabalarımız var.”, 11. X. 2020,
/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Munir
Yılmaz Avcı, “Bilmediğimiz Ülke/ Gürcistan Gezi Notları”, 21- 23.VIII. 2005,
circassiancenter.com.tr; Murat Karadeniz (Editör), Ahmet Hacaloğlu, Ali
İslamoğlu, İsmail Bucaklişi, “Ogni Dergisini Çıkaranlar Ogni Sürecini Anlatıyor”,
1, 2, 3 ve 4. bölümler; 14- 18. V. 2016, Noğa TV, youtube; Murat Karadeniz
(Editör), İsmail Bucaklişi, “Anadilde Yayıncılık Paneli- 1 ve 2”, 20- 21. V.
2016, Noğa TV, youtube; “Ogni Sustu Mu?”,
Alaşara Dergisi, Sayı 3, Temmuz, Nart Yayıncılık, İstanbul, 1995; ”Ogni”,
tr.wikipedia.org; “Radio Kolha’nın Redaktörü Mişa Numanişi, Tbilisi’de
Ali İhsan Aksamaz İle Bir Söyleşi Yaptı”, Çveneburi Kültürel Dergi, Sayı 58-
59, İstanbul, 2006; Sarigina Beşli, Sayfa 1, “Ogni Kültür Dergisi”, Sayı 5,
Temmuz- Ağustos 1994, İstanbul; Sırrı Öztürk,
“Dil, Tarih, Kültür, Gelenekleriyle Lazlar Kitabı Üzerine Röportaj”,
Sorun Polemik Marksist İnceleme- Araştırma Dergisi, Sayı 2, Şubat 2002, Sorun
Yayınları, İstanbul/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Talip Kaynar, “Türkiye’de
ana dili konusunda büyük bir kavram karmaşası var!” , Özgür Gündem Gazetesi, 13
Haziran 2006, İstanbul/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; “TBMM’de CHP Grubu
adına Lazca Konuş[ama]ma”, 19. III. 2024, sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr;
“TRT'ye Lazca televizyon yayını için başvuru yapıldı”, Laz Kültür Derneği, 18.
I. 2009, lazuri.com; “Ve Lazca da artık seçmeli ders oldu”, 13. IX. 2013,
pazar53.com; Yılmaz
Erdoğan, “Ogni Kültür Dergisi ikinci çocuğum olarak kucağımdaydı!”, 07. VI.
2022, sonhaber.ch]