18 Nisan 2020 Cumartesi

Sırrı Öztürk – Ali İhsan Aksamaz – Mustafa Yakut Yazışmaları (A/ 28 Haziran 2010), (B/15 eylül 2011), (C/20 Eylül 2011)



A/ “Mustafa Yakut’un Ali İhsan Aksamaz ve Yalçın Karadaş’a Sataşması üzerine Sırrı Öztürk’ün Mustafa Yakut’a cevabı  (28 Haziran 2010):



“Merhaba,
Sorun Yayınları Kolektifi Çalışanı kimliğimizle A. Ö. Melşvili'nin 30. Ölüm yıldönümü münasebetiyle 26.06.2010 tarihinde Gürcü Kültür Merkezi'nde Çeşitli Gürcü Kuruluşlarının ortak düzenlediği etkinliğinize katıldım.

Mustafa Yakut ve Osman Nuri Mercan arkadaşlarla zaman zaman karşılaştığımızda âdeta "temcit pilavı" gibi çeşitli sataşmalara maruz kalıyorum. Zaten yılda bir iki kere ancak karşılaştığımız bu arkadaşlar bitirilmemiş-tüketilmemiş bir konuyu bizlere iletmektedirler. Konu ve sorun Ali İhsan Aksamaz ile Yalçın Karadaş'ın bazı kitaplarının ve  SORUN Polemik Dergi'mizde yayımlanan yazılarına ilişkindir. Bu arkadaşların yazdığı kitap ve makalelere elbette duyarlı olanların eleştirel katkı sunması gerekir ve beklenir.Fakat "Sol Cenahamız" nedense bu yolu-yöntemi denemeketedir. Yapılacak bu türden katkıları aynen de yayımlarız. Kolektifimiz yüzde yüz bağımsız ve yüzdeyüz işçi sınıfı ve emekçi halklarımızın sosyal/sınıfsal/evrensel kurtuluşundan yana bir Kurum'dur. Dost-düşman herkes bunu bilir.

Düşünce-Davranış Çizgimizle-Eserlerimizle de bu kanıtlanmıştır. "Halkların Tarih ve Kültürleri Dizisi"nde Gürcü, Laz, Çeçen, Kürt, Dersimli,Süryanı-Assuri, Keldaki,Çerkes, vb. emekçi halkların tarih-dil-kültür ve ilerici geleneklerine ilişkin kitaplar üretilmiştir.

Elbette ve de sıkça vurguladığımız gibi bu türden kapsamlı bir konuyu Bilim Kurulu ve Enstitü ve Akademi'lerin üstlenmesi esastır.

Kolektifimiz'in bu türden bir iddiası yoktur. Olmamıştır. Sınırlı bilgilerimizle anılan dizimizde emekçi halkların tarih-kültür-dil,vb. konu ve sorunlarına mütevazi bir katkı sunulmuştur.

Dizimizde devrimci bir esneklik gözetilmiş, yazarların özgünlük ve özgürlüklerine asla karışılmamış, yalnızca redaksiyon katkısı sunulmuştur. Önsöz ya da kapak yazılarımızla da bu eserleri neden yayımladığımız açıklanmıştır.
Bu arkadaşların yazılarına eleştiri yöneltmek dururken onları her yerde "faşist" nitelemeleriyle yaftalamaya yeltenmeniz ve bu tutumunuzu her karşılaşmamızda sürdürmenizi doğru bulmuyoruz.

Bu konudaki bilimsel hiçbir iddiası olmayan, düzeysiz, yanlış, yerini bulmayan, spakülatif sataşmalarınızı sürdürmeye yeltendiğiniz takdirde ve bundan böyle size değer verip gönderdiğimiz protokol dergi ve kitap ilişkisini keseriz. Çağırdığınız etkinliklerinize katılmayız.

Kolektifimiz ikinizi (Mustafa Yakut ve Osman Nuri Mercan) ve yukarda adı anılan (Ali İhsan Aksamaz ve Yalçın Karadaş) arkadaşlarla yüzleşmeye, oturup bizlere yakışır biçimde tartışmaya ve aranızdaki "koz"larınızı tüketmeye çağıracağız. 
Bundan kaçındığınız takdirde de bu tavrınızı ilgili kişi ve kurumlara duyuracağız.
Kolektifimiz'in konumu açık ve nettir. Bu türden sataşmalara karşı da "hayırhah" bir tavır alamayız.Buna ne kimsenin hakkı vardır, ne de haddi.
Yazarlarımızın makalelerine Dergi'mizde yer verilmesi, bazı kitaplarının üretimine katkı getirilmesi bizim tasarrufumuzdaki bir iştir. Bu işimize de kimseyi karıştırmayız.

Devrimci ve Marksist Sol Kadroların Marksist Eleştirel katkısına değer veririz. Bu konuda bir yanlış-hata-kasıtlı çarpıtma-vbg. düzeltilmesi gereken hususlar varsa hemen düzeltir, özeleştiri yapar ve bize yöneltilen eleştirileri katkı yerine koyup hemen de yayımlarız. Hatamızı düzeltiriz. Irkçı, milliyetçi, şoven, sosyalşoven ya da halkların tarih-dil-kültür vb. konularına kimi faydacı ve ilerletici olmayan biçimlerde yaklaşanlara da anladığı dilde cevap veririz.  Dünyada ve yaşadığımız coğrafyada tartışılacak-üstesinden gelinecek sorunlarımız-ödev ve görevlerimiz var. Çekilmek istendiğimiz tartışma alanlarına da sorumluluklarımız gereği asla girmeyiz.

Selamlarımızla.

Sorun Yayınları Kolektifi
Çalışanları Adına
Sırrı Öztürk
(28 Haziran 2010 )”












B/ Mustafa Yakut’un Sataşmalarını duyması  ve yazısı üzerine Ali İhsan Aksamaz’ın kendisine yazdığı mektubu (15 eylül 2011):


"mustafa yakut; sen türkiye'de yaşıyorsun. kimlik mücadeleni buradaki halkınla vereceksin. öyle yapmazsan, başka kültürlere kendini, kişiliğini, kimliğini yamamaya çalışırsın. ki şimdiye kadar böyle yaptın. işte o durumda da ha gürcüstan'ın bir geleneğini ha ispanya'nın bir geleneğini, şimdi yaptığın gibi kendinin zannedersin. kimlik mücadelesi yapmanız gerekiyor. bu da nasıl olmaz?! zaten şimdiye kadar sen ve senin gibiler kimlik mücadelesi yapmadın. şimdiye kadar yaptığın gibi olmaz."Lazlar gürcüdür!" hayır; lazlar gürcü değildir. "lazca, gürcücedir." hayır, lazca, gürcüce değildir. evet, lazlar ve gürcüler kardeştir. doğru. türkiye'deki gürcüler ve lazlar kardeştir. gürcüstan gürcülerini eşittir gürcü devleti gördüğünüz için aynı şeyi söylemem.
mustafa yakut; şimdi gelelim şu paylaştığın yazıya. yeni yazmamışmış. eski bir yazı şimdi paylaşıyorsun. belki önceden de paylaştın. bilmiyorum. şimdiki için söylüyorum. yazı kısa. ancak kapsamlı. kapsama alanı senin kapsama alanın. diyorsun ki, "mustafa yakut," yani, sen; "bu işlerde eskidir!" eski olması önemli midir? önemlidir? ancak hangi şarta göre? eğer mustafa yakut kimlik mücadelesi vermişse, önemlidir. ancak görüyoruz; mustafa yakut, türkiye'de gürcü devletinin resmi tezlerini savunmaktan öte hiç birşey yapmadı. bakın; bu durumda ha ispanya'nın resmi tezlerini ha gürcüstan’ın resmi tezlerin savunmuşsun. farketmez. bir aydın, hele bir sosyalist aydın kimlik mücadelesi yapar. kendine sor. bugüne kadar ne yaptın?! kamuoyunu ile paylaştıklarını, yalnızsa öylece okuyanların dışında insanların da bulunduğunu unutma.

mustafa yakut; gürcüstan, türkiye'nin pazarıdır. bu konudaki görüşlerini, aklına gelip düşünmüşsen, bir fikrin de varsa, bizimle paylaş.

mustafa yakut; biz üç kişiyiz birbirimizi tanırız. nerede ne söylesen, ne yapsan bize ulaşır. sırrı öztürk'e benim hakkımda söylediklerin hoş değil. adam açığa vurunca da inkar ediyorsun. yakışmaz sana. koca adamsız. bir geçmişin var. boyunca evlatların var. onların bile kabullenemeyeceği laflar etmek yakışık düşmüyor. söyleyecek lafın varsa, al eline kalemi yaz. altına adını da aç. başka başka adlarla internet maymunluğu yapanlar gibi hareket etme!
türkiye'deki gürcüler ve lazlar; birlikte hareket etmeli. çünkü onlar kardeş. ancak sen ve senin gibiler bu kardeşliğe zarar verdiniz hep. nasıl mı? gürcü devletinin osuruktan tezlerini savunarak tabi. gürcü halkının kimlik mücadelesini yapmayarak. lazları gürcü, lazcayı gürcü diyalekti göstererek. sinsice geride durarak ve bu tezleri savunarak değil. ortaya özgün fikirlerle çıkarak kimlik mücadelesi yapmak. bütün bu dediklerimi anladın mı? bilmem! sana kardeşlik çağrısı yapıyorum. ailen ve sevdiklerinle uzun ve mutlu bir hayat diliyorum.


15 eylül 2011- ali ihsan aksamaz"






C/ Sırrı Öztürk tarafından deşifre edilen  Mustafa Yakut’un Ali İhsan Aksamaz tarafından kendisine yazılan mektuba verdiği cevapla sataşmalarına devam etmesi  (20 Eylül 2011):







"Be hey, kara boynuz gi bi kaşlı,
        Mukaddes Apis başlı  adam.
        Behey Kara  Maça Bey !
        Behey Ali  İhsan  Aksamaz Bey !
      Sen kim oluyorsun da bana hesap sormaya kalkıyorsun?
      Sen kim oluyorsun da beni eleştirmeye kalkıyorsun?
       Ben Türkiye’de Gürcü kimliği ve kültürü konusunda mücadele vermekte olan biriyim. Kimlik mücadelesini fiiliyatta yerine getiriyorum. Asimilasyona karşı mücadele lafazanlıkla olmaz, fiiliyatla olur.                                                                                                                                                                                                                 
        Ahmet Özkan’ın ölümünden sonra, onun hatırasını kimlerin yaşattığı ortada. Bunu sana kanıtlamaya çalışmak gereksiz.
         Gürcü ve Laz halkları konusunda, Gürcü düşmanlığı temelinde, sinsi planları olan da sensin. Sen Ahmet Özkan’ın ve Hayri Hayrioğlu’nun  mezarlarında timsah gözyaşları dökerek, onları ve onların gerçek dostlarını (oğlu dahil) arkadan hançerlemek ve Gürcü ve Laz Halkları arasına nifak sokmak için provokasyonlarına devam et, ancak beni ağzına alma ! Haddini Bil!
           Benim Lazların Gürcü olduğuna, Lazcanın Gürcüce olduğuna  dair hiçbir yazılı ve sözlü beyanım yok. Senin hakkında konuşulan, Sırrı Öztürk’ün yansıttığı da bana değil Osman N. Mercan’a ait.
          Ben yazımı ‘Ogni Dostları’ ile paylaştım. Ogni, senin şahsına mı ait de bana Ogni adına cevap yazıyorsun. Eğer öyle olduğunu bilseydim, yazıyı zaten paylaşmazdım. Ayrıca ben seni hiçbir zaman , hiçbir yerde ağzıma almadım, almam da. Çünkü muhatabım değilsin.
          Durum böyle olduğu halde, bana sataşmaya devam etmemen için seni tekrar uyarıyorum.

20 Eylül 2011 -  Mustafa Yakut "

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2020/04/mustafa-yakutun-ali-ihsan-aksamaza-2.html

https://www.demokrathaber.org/ahmet-ozkan-melasvili-ve-hayri-hayriogluyu-andik-makale,1585.html