A/ “Mustafa Yakut’un Ali İhsan Aksamaz ve Yalçın
Karadaş’a Sataşması üzerine Sırrı Öztürk’ün Mustafa Yakut’a cevabı (28 Haziran 2010):
“Merhaba,
Sorun Yayınları Kolektifi Çalışanı kimliğimizle A. Ö.
Melşvili'nin 30. Ölüm yıldönümü münasebetiyle 26.06.2010 tarihinde Gürcü Kültür
Merkezi'nde Çeşitli Gürcü Kuruluşlarının ortak düzenlediği etkinliğinize
katıldım.
Mustafa Yakut ve Osman Nuri Mercan arkadaşlarla zaman
zaman karşılaştığımızda âdeta "temcit pilavı" gibi çeşitli
sataşmalara maruz kalıyorum. Zaten yılda bir iki kere ancak karşılaştığımız bu
arkadaşlar bitirilmemiş-tüketilmemiş bir konuyu bizlere iletmektedirler. Konu
ve sorun Ali İhsan Aksamaz ile Yalçın Karadaş'ın bazı kitaplarının ve SORUN Polemik Dergi'mizde
yayımlanan yazılarına ilişkindir. Bu arkadaşların yazdığı kitap ve makalelere
elbette duyarlı olanların eleştirel katkı sunması gerekir ve beklenir.Fakat
"Sol Cenahamız" nedense bu yolu-yöntemi denemeketedir. Yapılacak bu
türden katkıları aynen de yayımlarız. Kolektifimiz yüzde yüz bağımsız ve
yüzdeyüz işçi sınıfı ve emekçi halklarımızın sosyal/sınıfsal/evrensel
kurtuluşundan yana bir Kurum'dur. Dost-düşman herkes bunu
bilir.
Düşünce-Davranış Çizgimizle-Eserlerimizle de bu
kanıtlanmıştır. "Halkların Tarih ve Kültürleri Dizisi"nde Gürcü, Laz,
Çeçen, Kürt, Dersimli,Süryanı-Assuri, Keldaki,Çerkes, vb. emekçi halkların
tarih-dil-kültür ve ilerici geleneklerine ilişkin kitaplar üretilmiştir.
Elbette ve de sıkça vurguladığımız gibi bu türden kapsamlı
bir konuyu Bilim Kurulu ve Enstitü ve Akademi'lerin üstlenmesi esastır.
Kolektifimiz'in bu türden bir iddiası yoktur. Olmamıştır.
Sınırlı bilgilerimizle anılan dizimizde emekçi halkların tarih-kültür-dil,vb.
konu ve sorunlarına mütevazi bir katkı sunulmuştur.
Dizimizde devrimci bir esneklik gözetilmiş, yazarların
özgünlük ve özgürlüklerine asla karışılmamış, yalnızca redaksiyon katkısı
sunulmuştur. Önsöz ya da kapak yazılarımızla da bu eserleri neden
yayımladığımız açıklanmıştır.
Bu arkadaşların yazılarına eleştiri yöneltmek dururken
onları her yerde "faşist" nitelemeleriyle yaftalamaya yeltenmeniz ve
bu tutumunuzu her karşılaşmamızda sürdürmenizi doğru bulmuyoruz.
Bu konudaki bilimsel hiçbir iddiası olmayan, düzeysiz,
yanlış, yerini bulmayan, spakülatif sataşmalarınızı sürdürmeye
yeltendiğiniz takdirde ve bundan böyle size değer verip gönderdiğimiz
protokol dergi ve kitap ilişkisini keseriz. Çağırdığınız etkinliklerinize
katılmayız.
Kolektifimiz ikinizi (Mustafa Yakut ve Osman Nuri Mercan)
ve yukarda adı anılan (Ali İhsan Aksamaz ve Yalçın Karadaş) arkadaşlarla
yüzleşmeye, oturup bizlere yakışır biçimde tartışmaya ve aranızdaki
"koz"larınızı tüketmeye çağıracağız.
Bundan kaçındığınız takdirde de bu tavrınızı ilgili kişi
ve kurumlara duyuracağız.
Kolektifimiz'in konumu açık ve nettir. Bu türden
sataşmalara karşı da "hayırhah" bir tavır alamayız.Buna ne kimsenin
hakkı vardır, ne de haddi.
Yazarlarımızın makalelerine Dergi'mizde yer verilmesi,
bazı kitaplarının üretimine katkı getirilmesi bizim tasarrufumuzdaki bir
iştir. Bu işimize de kimseyi karıştırmayız.
Devrimci ve Marksist Sol Kadroların Marksist
Eleştirel katkısına değer veririz. Bu konuda bir
yanlış-hata-kasıtlı çarpıtma-vbg. düzeltilmesi gereken hususlar varsa
hemen düzeltir, özeleştiri yapar ve bize yöneltilen eleştirileri
katkı yerine koyup hemen de yayımlarız. Hatamızı düzeltiriz. Irkçı, milliyetçi,
şoven, sosyalşoven ya da halkların tarih-dil-kültür vb. konularına kimi faydacı
ve ilerletici olmayan biçimlerde yaklaşanlara da anladığı dilde cevap
veririz. Dünyada ve yaşadığımız coğrafyada tartışılacak-üstesinden
gelinecek sorunlarımız-ödev ve görevlerimiz var. Çekilmek istendiğimiz tartışma
alanlarına da sorumluluklarımız gereği asla girmeyiz.
Selamlarımızla.
Sorun Yayınları Kolektifi
Çalışanları Adına
Sırrı Öztürk
(28 Haziran 2010 )”
B/ Mustafa Yakut’un Sataşmalarını duyması ve yazısı üzerine Ali İhsan Aksamaz’ın kendisine yazdığı
mektubu (15 eylül 2011):
"mustafa
yakut; sen türkiye'de yaşıyorsun. kimlik mücadeleni buradaki halkınla
vereceksin. öyle yapmazsan, başka kültürlere kendini, kişiliğini, kimliğini
yamamaya çalışırsın. ki şimdiye kadar böyle yaptın. işte o durumda da ha
gürcüstan'ın bir geleneğini ha ispanya'nın bir geleneğini, şimdi yaptığın gibi
kendinin zannedersin. kimlik mücadelesi yapmanız gerekiyor. bu da nasıl olmaz?!
zaten şimdiye kadar sen ve senin gibiler kimlik mücadelesi yapmadın. şimdiye
kadar yaptığın gibi olmaz."Lazlar gürcüdür!" hayır; lazlar gürcü
değildir. "lazca, gürcücedir." hayır, lazca, gürcüce değildir. evet,
lazlar ve gürcüler kardeştir. doğru. türkiye'deki gürcüler ve lazlar kardeştir.
gürcüstan gürcülerini eşittir gürcü devleti gördüğünüz için aynı şeyi söylemem.
mustafa
yakut; şimdi gelelim şu paylaştığın yazıya. yeni yazmamışmış. eski bir yazı
şimdi paylaşıyorsun. belki önceden de paylaştın. bilmiyorum. şimdiki için
söylüyorum. yazı kısa. ancak kapsamlı. kapsama alanı senin kapsama alanın.
diyorsun ki, "mustafa yakut," yani, sen; "bu işlerde
eskidir!" eski olması önemli midir? önemlidir? ancak hangi şarta göre?
eğer mustafa yakut kimlik mücadelesi vermişse, önemlidir. ancak görüyoruz;
mustafa yakut, türkiye'de gürcü devletinin resmi tezlerini savunmaktan öte hiç
birşey yapmadı. bakın; bu durumda ha ispanya'nın resmi tezlerini ha
gürcüstan’ın resmi tezlerin savunmuşsun. farketmez. bir aydın, hele bir
sosyalist aydın kimlik mücadelesi yapar. kendine sor. bugüne kadar ne yaptın?!
kamuoyunu ile paylaştıklarını, yalnızsa öylece okuyanların dışında insanların
da bulunduğunu unutma.
mustafa
yakut; gürcüstan, türkiye'nin pazarıdır. bu konudaki görüşlerini, aklına gelip
düşünmüşsen, bir fikrin de varsa, bizimle paylaş.
mustafa
yakut; biz üç kişiyiz birbirimizi tanırız. nerede ne söylesen, ne yapsan bize
ulaşır. sırrı öztürk'e benim hakkımda söylediklerin hoş değil. adam açığa
vurunca da inkar ediyorsun. yakışmaz sana. koca adamsız. bir geçmişin var.
boyunca evlatların var. onların bile kabullenemeyeceği laflar etmek yakışık
düşmüyor. söyleyecek lafın varsa, al eline kalemi yaz. altına adını da aç.
başka başka adlarla internet maymunluğu yapanlar gibi hareket etme!
türkiye'deki
gürcüler ve lazlar; birlikte hareket etmeli. çünkü onlar kardeş. ancak sen ve
senin gibiler bu kardeşliğe zarar verdiniz hep. nasıl mı? gürcü devletinin
osuruktan tezlerini savunarak tabi. gürcü halkının kimlik mücadelesini
yapmayarak. lazları gürcü, lazcayı gürcü diyalekti göstererek. sinsice geride
durarak ve bu tezleri savunarak değil. ortaya özgün fikirlerle çıkarak kimlik
mücadelesi yapmak. bütün bu dediklerimi anladın mı? bilmem! sana kardeşlik
çağrısı yapıyorum. ailen ve sevdiklerinle uzun ve mutlu bir hayat diliyorum.
15 eylül
2011- ali ihsan aksamaz"
C/ Sırrı Öztürk tarafından deşifre edilen Mustafa
Yakut’un Ali İhsan Aksamaz tarafından kendisine yazılan mektuba verdiği cevapla
sataşmalarına devam etmesi (20 Eylül 2011):
"Be
hey, kara boynuz gi bi kaşlı,
Mukaddes Apis başlı adam.
Behey Kara Maça Bey !
Behey Ali İhsan Aksamaz Bey !
Sen kim oluyorsun da bana hesap sormaya kalkıyorsun?
Sen kim oluyorsun da beni eleştirmeye kalkıyorsun?
Ben Türkiye’de Gürcü kimliği ve kültürü konusunda mücadele vermekte olan
biriyim. Kimlik mücadelesini fiiliyatta yerine getiriyorum. Asimilasyona karşı
mücadele lafazanlıkla olmaz, fiiliyatla olur.
Ahmet Özkan’ın ölümünden sonra, onun hatırasını kimlerin yaşattığı ortada. Bunu
sana kanıtlamaya çalışmak gereksiz.
Gürcü ve Laz halkları konusunda, Gürcü düşmanlığı temelinde, sinsi planları
olan da sensin. Sen Ahmet Özkan’ın ve Hayri Hayrioğlu’nun mezarlarında
timsah gözyaşları dökerek, onları ve onların gerçek dostlarını (oğlu dahil)
arkadan hançerlemek ve Gürcü ve Laz Halkları arasına nifak sokmak için
provokasyonlarına devam et, ancak beni ağzına alma ! Haddini Bil!
Benim Lazların Gürcü olduğuna, Lazcanın Gürcüce olduğuna dair hiçbir
yazılı ve sözlü beyanım yok. Senin hakkında konuşulan, Sırrı Öztürk’ün
yansıttığı da bana değil Osman N. Mercan’a ait.
Ben yazımı ‘Ogni Dostları’ ile paylaştım. Ogni, senin şahsına mı ait de bana
Ogni adına cevap yazıyorsun. Eğer öyle olduğunu bilseydim, yazıyı zaten
paylaşmazdım. Ayrıca ben seni hiçbir zaman , hiçbir yerde ağzıma almadım, almam
da. Çünkü muhatabım değilsin.
Durum böyle olduğu halde, bana sataşmaya devam etmemen için seni tekrar
uyarıyorum.
20 Eylül 2011 - Mustafa Yakut "
https://www.demokrathaber.org/ahmet-ozkan-melasvili-ve-hayri-hayriogluyu-andik-makale,1585.html