Ali İhsan
Yazan: Erol Karayel
Ali İhsan Aksamaz’ı
tanır mısınız?
Kısaca tanıtmam
gerekirse, “kararlı, çalışkan ve samimiyet abidesi” vasıflarını sayardım.
Ali İhsan’la
arkadaşlığımızın yirmi küsur yıllık bir geçmişi var.
Kendisini Abhazya
yollarında tanıdım. Abhaz-Gürcü savaşı sonrası ben ata vatanımı ziyarete
giderken, o da mensubu olduğu Lâzların kardeş halkı Megrellerin izini sürmek
üzere yollara düşmüştü.
O zamanlar Ali İhsan’ın
Lâzca dağarcığı üç beş kelimeyi geçmiyordu. Nitekim Abhazya Megrelleriyle ancak
tercüman vasıtasıyla iletişim kurabilmişti.
Aradan geçen 20 küsur
yıl sonrasında ise durum çok farklı.
Ali İhsan o günlerde
öğrenmeye başladığı Lâzcasını müthiş ilerletti.
Bununla yetinmedi; bu
sefer Lâzcasını “kitabileştirme” gayretine girdi.
Çiçek, böcek,… gibi
sıradan ansiklopedi maddelerini Lâzcaya çevirip yayınladığı günlerde, “Niçin
bunlarla uğraşıyorsun Ali İhsan? Doğrudan Lâzlarla ilgili bir şeyleri çevirsen
de kalıcı olsa…” dediğimde, “Bu dille her şeyi ifade edebilir hale
gelmek için bu antrenmanlara ihtiyacımız var…” cevabıyla benim önerimi
kökten çürütürken, aslında yüklendiği uzun vadeli misyonu ve bu yoldaki
kararlılığını da ortaya koyuyordu. Nitekim bu zor ve dikenli yollardan geçerek
bir araya getirdiği derlemeler ve oluşturduğu metinlerle bugün “kitabî
Lâzcanın” en önemli temsilcilerinden biri haline geldi Ali İhsan.
Bu, bir insanın kendi
kendini motive ederek neler yapabileceğini gösteren önemli örneklerden biridir.
Böyle bilinçli, kararlı,
samimi ve çalışkan evlatları olan bir halkı hiçbir gücün tarih sahnesinden
silemeyeceğinin de önemli bir karinesi.
***
Ali İhsan 2016 yılına
çok kötü bir giriş yaptı. İstanbul Erkek Lisesi’nde göreve başlayalı daha üç
gün olmuştu ki yakalandığı grip hastalığı ile birlikte kanında ortaya
çıkan virüs bütün vücudunu esir alarak yıktı ve 31 Aralık
gecesi hastanelik etti. Tam 60 gün yoğun bakım ünitesinde kaldı Ali
İhsan. Gözlerini aralamadan külçe gibi yattı. Akciğerleri durdu, aldığı
ilaçlarla bedeni iyice kendini saldı. Makinaya bağlı olarak yaşamla ölüm
arasındaki sınırda büyük bir mücadeleye girişti. Başta aile fertleri olmak
üzere herkesin yüreğini ağzına getirdi. Ama çok şükür korkulan olmadı. Hayata
sımsıkı tutundu ve duaların da bereketiyle ölüm uykusundan uyandı sonunda Ali
İhsan. Doktorların söylediğine göre bünyesi çok sağlammış. En ufak
bir zafiyeti olsa, zararlı müptelalıkları olsa bu mücadeleden galip çıkamazdı
diyor tedavisini yapanlar.
Ali İhsan şimdi taburcu
oldu. Baharla birlikte, iki aylık ölüm kalım mücadelesinde çökmüş bedeni
yeniden hayat buluyor. Zihni melekeleri oldukça açık ve kafası zehir gibi
çalışıyor. Belli ki Allah onu halkına bağışladı, belli ki onlara vereceği daha
çok şey var.
Kendisine gönülden
geçmiş olsun diyor; bu "ikinci hayatında" Allah’ın ve halkının
rızasına uygun, hayırlı, bereketli, uzun bir ömür diliyorum.