13 Aralık 2024 Cuma

(6) TEKNİKER OKULU VE ERZURUM/ T̆EKNİK̆ERİŞ DOGURONİ DO ERZURUMİ

 

 


 

(1)AZLAĞA/ ABUİSLAH/ ESENKIYI:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/10/azlaga-abuislah-esenkiyi.html

(2) KÖYÜMÜZ/ KYOİ ÇKİNİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/koyumuz-kyoi-ckini.html

(3) HEY GİDİ ÇOCUKLUK/ EY GİDİ BEROBA:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/3-hey-gidi-cocukluk-ey-gidi-beroba.html

(4) BAYKUŞ/ OLOLİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/4-baykus-ololi.html

(5) Ortaokul Günlerim / Oşkenani Doguroniş Ndğalepes:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/ortaokul-gunlerim-oskenani-doguronis.html

(6) TEKNİKER OKULU VE ERZURUM/ T̆EKNİK̆ERİŞ DOGURONİ DO ERZURUMİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/6-tekniker-okulu-ve-erzurum-teknikeris.html

(7) EŞKIYALAR YOLUMUZU KESTİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/7-eskiyalar-yolumuzu-kesti.html

(8) ŞİİR NASIL YAZILIR?/ LEKSİ MUÇ̆OŞİ İÇ̆AREN?:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/8-siir-nasil-yazilir-leksi-mucosi-icaren.html

 

  

 

 

TEKNİKER OKULU VE ERZURUM

 

(Türkçe- Lazca)

 

 

 

 

1958 yılında Erzurum’a sadece “Çavuşoğlu”nun uzun burunlu Vabis otobüsleri çalışırdı. Sonradan ona bir de “Reisoğlu” firması eklenmiş ve rekabet başlamıştı. O da sabah saatlerinde hareket ediyordu. Ertesi sabah bindiğimiz otobüs ancak gece yarısı Erzurum’a inebildi. Yol boyunca yolcular hep Erzurum’un Şark’ın Paris’i olduğundan bahsedip durdular. Tabii ki bu benim içimi ferahlatıyordu. Bir yandan da Erzurum’a gece indiğimizde nereye gideceğimi düşünüp duruyordum. Son durakta, kilidi bozuk olduğu için iple sarmış olduğum tahta bavulumu elime alıp yolculardan iki kişinin peşine takıldım. O geceyi ilk defa bir handa 5-6 kişi ile paylaştığım odamda tahtakuruları ile boğuşarak geçirdim. Öylece hem çarşafta gördüğüm, hem de kitaplarda adını duyduğum han duvarlarında kan izleri bırakarak gurbet eldeki ikinci gecem de geride kalmış oldu.

 

Ertesi gün okula gidince iki arkadaş daha edindim. Onlarla beraber daimi olarak bir otele yerleştik. Bir ay kadar zaman sonra ise imtihana girip kazanamayan yüz otuz kişinin bir kısmı daha okula girdiler. Böylece kırk kişi olan sınıfımızda öğrenci sayısı altmış beşe çıkmış oldu. Bu geri dönüşün nedenini sorunca, yapılan açıklama çok ilginçti. “Bakanın kardeşi imtihanı kazanamadı da ondan!” Diye bir yanıt almıştık. Keza üç tane olan okul sayısı da yirmi beşe çıkarıldı. Bu enflasyon nedeniyle, okulun değeri benim gözümde düşmüş oldu. Ben de kendi kendime, “Benim el attığım iş tabii ki böyle olur!” Diye söylenip durdum.

 

1958-1960 yıllarına rastlayan o yıllarda Erzurum çok soğuk oluyordu. Radyo, eksi 35 derece diye açıklama yaparken, bizim ölçümüzle, eksi 40- 42 derece çıkıyordu, hem de öğlen saatlerinde. Bunun nedenini ise, devlet saklıyor diye açıklıyorlardı. Kim bilir belki de meteorolojinin o günlerdeki tahmini ancak o kadardı! Şu satırları yazdığım 2004 yılının Şubat ayında ise ısı – 30’lara düşünce, 70 yılın en soğuk günleri diye açıklamalar yapılıyor ki bir türlü bunu da anlamıyorum. Erzurum’da “Üşümemek için titremesini bileceksin!” Derlerdi ki biz de onu öğrenmeye çalışıyorduk. Kaldığımız otelin salonunda içi geçmiş şekilde yanmakta olan bir tek soba vardı. Bazı odaların kapısı bu salona açılsa da bizim odanın bu salonla hiç ilgisi yoktu. Zaten ilgisi olsa da bize faydası olamazdı. Çünkü soba ancak kendi kendini ısıtıyordu. Biz de yatmadan önce sobaya abanarak biraz ısınır gibi yaptıktan sonra iki battaniye ile yatağa girerdik. Hasta olmazdık çünkü titremesini öğrenmiştik.

 

Akşam okuldan çıkınca, Cumhuriyet Caddesinde bir tur attıktan sonra Taş Mağazalarından doğru otele dönerdik. O arada buharla nemlenen bıyıklarımızla ıslak saçlarımıza buzlar asılırdı. Sokaklardaki 20- 30 santim kalınlığındaki buz tabakalarını kazmalarla kırıp atıyorlardı. Görünürdeki binek arabası sayısı parmakla sayılacak kadar az veya birkaç tane idi. Ulaşım için en uygun ve her zaman kullanılan araç, belediye otobüsleri veya faytonlardı. Zaten Erzurum dediğin, bir Cumhuriyet Caddesinden havuza kadar olan gidiş, bir de dönüşte Taş Mağazalarını ziyaret. İşte hepsi bu kadarcık bir yer.

 

 

Okul bitince, bir ay kadar staj yapmamız istendi. Staj yaptırdığımız yerde imzalatmamız için elimize bir de kâğıt parçası tutuşturdular. Ne var ki ben tatilde köye döndüm. 1960 yılına denk gelen o tatili Engin Deniz ve Seyfettin Turan (Sefu) adlı iki arkadaşımla beraber balık tutarak geçirdim. Balığa giderken, arkadaşlarla çok eski bir kayıktan istifade ederdik. Kapkaranlık ve çok rüzgârlı bir gecede zarganaya gitme kararı aldığımızda, Rıza Kaptan, bizi bu maceradan alıkoymaya çok çalışmış ama muvaffak olamamıştı. Biz bir kere kararımızı vermiştik ve bu yoldan artık dönüş olamazdı. Bütün mesele dalgalar kırıldığı anda suya açılabilmekti. Bu amaçla bir müddet kayıkla hazır vaziyette beklemiş ve iki arkadaş bir anda kayığa atladığımız gibi bir dalganın peşinden denize açılırken Sefu da lüksle beraber kendisini almamızı beklemişti. Bunu yapabilmemiz için öncelikle dalganın tekrar kırılması beklemek, sonra da lüksün fitilini dökmeden arkadaşı kayığa almamız ve başka bir dalgaya yakalanmadan hemen açılmamız gerekiyordu. Biz devamlı tetikte beklerken gelen büyük bir dalga kayığı yan çevirmez mi! Hemen küreklere sarıldığımız anda ise arka taraftan gelen bir karaltı görmüş ve irkilmiştik. Sanki kocaman bir dağ kütlesi yerinden kopmuş, üstümüze doğru geliyordu. O anda yapabildiğimiz tek şey, ”Eyvaaah!”  Diye bağırıp kayığın içine sinmek oldu. Sonrasında   kendimi suların içinde takla atar durumda bulmuş ve üç takla sonunda da sahilde çakıl taşları üstüne fırlatılıp atılmıştım. Kendime geldiğimde ise kayığı bir tarafta, Engini diğer tarafta, lüksü tutan Sefu’yu ise tepemde dikilir durumda bulmuştum. Sonuçta o gece için denizi bırakıp Meçeğali Deresinde alabalık avına yönelmek zorunda kalmıştık. Zaten balık için bizim mutlaka denize gitmek gibi bir zorunluluğumuz yoktu. Deniz olmazsa, derelerde kırmızı benekli alabalıklar eksik olmazdı.

 

Kopmuş Sahili’nde kefal avına gittiğimiz bir gün vurulan balıkları almak için denize daldığımızda, Engin’in Liman tarafındaki karakolu gösterip; “Eyvah, jandarmalar geliyor!” Diye yaygara koparması üzerine Sefu da onu tasdik edince, onca balığı denizde bırakıp sadece ikişer balıkla, koşa koşa evin yolunu tutmuştuk. Ne var ki benim balıkları da yolda bir baba dostu elimden almış ve ilk defa eve eli boş dönmüştüm. Denizde bıraktığımız o balıklara için ise hâlâ yanarım. Bizim balık avlarımız böyle hüsranla bittiği gibi, çok bereketli geçen günlerimiz de oluyordu. Tabii ki öyle durumlarda yol üstündeki muhtaç ailelere elimizden geldiğince bir miktar balık verip artan kısmıyla yetinirdik. O yıl bütün yaz boyunca hemen her günümüzü balık avı ile geçirmiştik.

 

Erzurum’a döndüğümde arkadaşlarla staj durumunu konuşurken bir arkadaş, “Sen onu merak etme, benim ismini duyduğum bir firma var. Orada yapmış gibi hallederiz.” Diyerek staj kâğıdını elimden aldı ve benim itirazlarıma rağmen kafasına göre doldurduktan sonra bir de yakışıklı imza attı. Bu yaşa geldiğim halde hazırlanan o sahte evrakın korkusunu hala içimde hissederim. Ben o korku içinde onu alıp okula götürdüm. Müdür muavininin makamında olmaması oldukça hoşuma gitti ve kâğıdı masasına bıraktım ve içimde çöreklenen “Acaba anlaşılır mı!” korkusu içinde kıvranarak iş aramak için Ankara’daki Sami Ağabeyimin yanına gittim.

                                                                                 

1960 İhtilali’nin yeni olması nedeniyle Ankara’da bir ay iş arama rağmen, bulamadım. O arada, askerlik yapmak isteyenler için “Yedek Subay Öğretmenliği” getirilince hemen müracaat edip askerlik için karar aldırdım. Bu şekilde de hayatımda yeni bir dönem başlamış oldu. “Yedek Subay Öğretmen” olarak iki sene süren askerliğimi, Gelibolu’nun Güneyli Köyünde tamamladım. Bu köy, 1935 senesinde Bulgaristan’dan yurdumuza gelen göçmenlere verilmişti. Okulda bir de esas öğretmen vardı. Öğretmenlik çok ulvî ve zevkli bir meslekti. Ben de bu mesleği çok seviyordum. Üstelik Kaymakam ve Millî Eğitim Müdürü çok ısrar ettiler ama yine de öğretmenlikte kalmadım.

 

Birinci ders yılını takip eden tatil aylarında eğitim için Edremit’e gittim. Böylece de askerliği bilfiil tanımış oldum. Asıl öğretmenlerle beraber dört bin kişilik bir gurup tugayda bir araya geldik. Rahatımız çok iyi idi. Yataklarımızı askerler düzeltiyor, yemeğimiz masada otururken tabağımıza konuyordu. Ancak koğuşta tahtakurusu vardı ve ilaçlama da fayda vermiyordu. Onun üzerine yatma zamanı gelince yatağımızı bahçeye çıkarıp istediğimiz bir köşede sere serpe yatıyorduk. Koğuşta kimse kalmıyordu. Ne var ki bahçede de sivrisinekler rahat vermiyordu. Sabah kalktığımda yüzümün bir tarafını davul gibi şişmiş görüyordum. Sadece burun deliğimi dışarı bırakıp yattım ama o delikten de yine gözümü şişirme imkânı buluyorlardı. Diğer yandan, hafta sonları yüzmek için Akçay’a da gidiyorduk ama bir buçuk ay kadar sonra, “isteyenler geride kalan bir buçuk ay için Ezine’ye gidebilir” dediklerinde değişiklik olur diyerek oraya gittim. Orada da çok rahat vakit geçirip askerlik üç ay içinde bitti. Akabinde fuar zamanına denk geldiği için on beş gün kadar İzmir’de tatil yapıp tekrar öğretmenliğe döndüm. Toplam üç ay süren eğitim dönemi ile beraber benim silâh altındaki görevim bu şekilde son buldu.                                                                                                               

Bu köyde bulunduğum sürece gördüğüm itibar, şahsiyetimi geliştirmemde önemli rol oynadı. Ben de gençleri kahveden çıkarmanın yollarını aradım. İlk iş olarak bir futbol topu alarak hep beraber top peşinde koşturmaya başladık. Arada bir de Saros Körfezi’nde balık tutmaya gittik. Birkaç ay sonra da hiç sinema yüzü görmeyen bütün öğrencileri toplu olarak Orduevi’nin sinemasına götürdüm. İkinci yıl ise Millî Eğitim, köyde demircilik ve marangozluk kursları açtı. İki sene dolunca tezkeremi alıp İzmit’teki ablamın yanına döndüm.

 

Bir ay kadar iş bulmak için koşturdum. Sonunda burnumun dibinde beni beklemekte olan SEKA’ya girdim. SEKA’da ilk defa mesleğimle ilgili çalışacaktım. İnşaat müdürü, müdürlükte yeterli sayıda mühendis olmadığı için bana yeni başlayan lojman inşaatlarının kontrol mühendisliği görevini verdi. Kontrol şefinin bendeki hassasiyeti bilmesi mümkün olmadığı için benim elime bir kumpas vermiş ve demir çaplarını onunla ölçmemi istemişti. Ne var ki, bu ölçümlerde işçiler bana tuhaf tuhaf bakıyor ve içten içe gülüyorlardı. Bir müddet sonra ise “Seri Döpri” denen ve işlerin tarifini yapan (Yeni adıyla, Birim fiyat tarifi) adlı kitabı ezberlemiş ve çok sıkı bir kontrol mühendisi olmuştum. Öyle ki elektrik ve sıhhi tesisatların kontrolörlüğünü bile ben yapmıştım. Kesin hesaplara gelince, elbette ki o da benden geçmişti. O devirlerde hesap işleri kollu Facit makineleri ile yapılırdı ki ben o makineyi de rakamlarına hiç bakmadan kullanabiliyordum.          

 


“Akşam okuldan çıkınca, Cumhuriyet Caddesinde bir tur attıktan sonra Taş Mağazalarından doğru otele dönerdik”                                      

                       

Böylece ilk apartmandan sonra ikinci ve üçüncüler de başladı. Ben de işimi severek yapıyordum. Ancak yine biraz boş zamanım kalıyordu ve ben onu da değerlendirmek istiyordum. Bu nedenle de mektupla eğitim veren bir enstitüye kayıt olup onun çıkardığı 104 derslik Almanca kursunu tamamladım.  Biraz lisan öğrenince de 1963 yılında dayımın mesai arkadaşı olan bir dostumla beraber İstanbul’da bir firma ile anlaşıp çalışmak üzere Zürih’e gitmeye karar verdik. Tam gitmek üzereyken de işyerimdeki başka bir tekniker arkadaşımla, bizim önümüzdeki tek üniversite kapısı olan Yıldız’daki İYTO’nun sınavlarına girdik. Böylece, Tekniker okulundan sonra, aradan üç buçuk yıl geçmesine rağmen, eskiden kalma bilgilerle tesadüfen de olsa İYTO’nun, tek tercihim olan İnşaat Mühendisliği Bölümünü kazanmış oldum. Sonuçta babamın da onayını aldıktan sonra Zürih’i bir tarafa bırakıp tahsilime devam kararı aldım. [Yazan: Munir Yılmaz Avcı]

 

 

T̆EKNİK̆ERİŞ DOGURONİ DO ERZURUMİ

 

ʒ̆ana 1958 rt̆u do em orapes T̆ramt̆raşen Erzurumişa xvala “Çavuşoğli” coxoni çxvindi ginže Vabisiş ot̆obosepe ulut̆u. Manti em ndğaşen ʒ̆oxle oxorişen gamaxtimei vavort̆i mara aʒ̆i k̆vinçiş gamaputxinuş ora komoxteet̆u. Rizinis vort̆it do ç̆umandele ar ot̆obositen T̆ramt̆raşa mek̆avili. Murenki Erzurumiş ot̆obosi çkimden ʒ̆oxle igzaleen. Edo mu maxvenen! Tok̆i gok̆ireli piʒariş bavuli mokaçei, “Selamet” coxoni ar otelişa komepti do namomçes ar odas bavuli kodobdvi. Manti gepti do amolu k̆ala nart̆u k̆aveanes kodopxedi. Mʒikaçkvaşi jur k̆oçi moxtes do kelamixedes.

 

K̆urbetis iptinei ndğa T̆ramt̆ras mek̆ovolapişk̆ule ç̆umandele ordo xolo keviseli do gzas kogebdgitit. Xamsi Kyoişi sut̆li menşuri ren ya tkves do ot̆obosi kododgituşi, ek sum tabaği sutli op̆ç̆k̆omi do mek̆avilit. Coğrafyaşi suparapes coxo namignaput̆u Ziganaşa eşaptitşi, sanki mp̆ulaş jin gexunei vore ya maçkinu. Gzas Erzurumişeni Yulvaşi P̆arisi ren ya zop̆onan do manti maxelen. Seriş gverdis Erzurumişa amavit̆itşi, nam otelişa vida yado visimadept̆işi, ar k̆oçik majuranis, man ar k̆ai xani miçkin do ek vidat ya uʒ̆uşi, manti entepes komevaqoni. Edo em seri xut- anşi k̆oçi k̆ala xaniş ar odas ç̆umanişakis k̆oridape k̆ala viç̆k̆omi do dovotani. “Han Duvarları” yado ar leksi mik̆itxaput̆u mara em xanişi duvarepe bekiti başka mututen xvenei rt̆u. Muşeniki çkini duvarepe mteli godiʒxireli rt̆u do emus çkar varmengapt̆u. Majurani ndğas doguronişa mendaptişi, dodginuş yeri nagorups jur bere k̆ala meptit do ar otelis kodovibargit.

 

1958-1960 ʒ̆anapes namoxvadu qinobaşi droepe dido qini mik̆ilapt̆u. Radyok - 35 derece ya zop̆ont̆u mara onğeiş oras çkin nabzimat do - 40, - 42 derece mulut̆u. Radios ya varaçkinet̆u varnati mʒudi zop̆ont̆u. Edo mutu var. Erzurumis k̆ai xeşa kodilikunaşi, heleti otirtinu kogiçkinna, p̆ot̆es vargaşkurinas.  Ç̆umanişi otelişen nagamaptat do oşumeşepes buzepe kogoʒ̆amak̆idet̆es. Mtviri vardo buzi mtupt̆u. Ti eʒ̆ozdaşi, iri sva çxat̆up̆t̆u. Gzaepes 30-40 sant̆imi buzi iqvet̆u do k̆oçepek çapapeten entepe t̆axupt̆es do manganapeten nimert̆es. Taksi yado mutu varižiret̆u. Xvala Belediyeşi ot̆obosi do faytonepe gulut̆es. ʒxenepeşi tomapes ginže- ginže buzepe goʒ̆ak̆idei iqvet̆u. Otelis odapes soba navarmiğut̆esşeni lobis naren sobas movatvet̆it do mʒika dovit̆ibat̆itşk̆ule vit̆it do onceres komeşavit̆it, dersiti onceres vigurapt̆it.

 

A- jur tutaşk̆ule ar gazocaği, tencere do xami, k̆izi kepç̆opit do gyariş oxvenus kogevoç̆kit. Banyo oxvenuşeni bodrumişa gevit̆it do teneketen navot̆ibinit ʒ̆k̆ari vixmart̆it. Dolokunuti xolo bodrumis leğenis gemnaxupt̆it. Dido orapes, leboni porçapes goşapʒxunupt̆it do ar çkva fara dolovikunapt̆it.

Edo Yulvaş P̆arisi Erzurumis ar “Cumhuriyet Caddesi” do arçkva nauğun “Taş Mağazaları”. Mteli eya uğut̆u. Doguronis dersi içoden. Çkin Cumhuriyet caddeşen mek̆avilapt havuzis muç̆o zoğaş niyetine dolovoxosart do goviktet̆atşiti taş mağazapeşen otelişa mek̆avilapt. Şebeke namiğunanşeni nauğun jur sinema p̆ot̆es uçkineli vardoskidun. Oteli, doguroni do sinematen jur ʒ̆ana koniçodu.

Em orapes ʒ̆ana 1960 rt̆u do Cemal Gurseli do askerik iktidari ağani gyokteret̆u. Murenki çkin ok̆itxus kogevoç̆k̆itşik̆ule 25 çkva “T̆eknik̆eriş Doguroni” nagonʒ̆k̆esşeni çkini k̆ismet̆iti pulişa kaguiktu. Edo mup̆at! Man namevanç̆a yerepe doxomun ya ptkvi do moşvacinonis kyoişa mendapti.

 

Kyois jur manebra k̆ala kok̆optit do k̆arta ndğas çxomişa vulut̆it. Seriti vit̆it, ndğaleiti vit̆it. Kimi ank̆eʒiten kimi xulexiten, luksiten, dinamititen. K̆ai t̆aronisti vit̆it, p̆at̆isti. Ar mitxanişi goxʒapei do goncaxei ar feluk̆a çkin mokaçut̆es do emuten mundes mint̆anna vit̆it. Edo xolo zoğa dido didi nart̆u ar ndğas noğaşa kagelaptit do feluk̆as kogevak̆nitşi, Riza K̆aptani gematxozes do “Berepe mu ikipt? Aşo zoğas çxomişa ileni! Nosi niç̆k̆omiti?” Yado dido nenape domiʒ̆vestina çkin innat̆i dop̆it do vargoviktit. K̆oçis çkinda varacginuşi uk̆uniktu do igzalu. Seriş gverdis luksis memižinan mara zoğa nʒaşa yulun. Aʒ̆i feluk̆a muç̆oşi gelovonç̆at do zoğaşa amaptat! ʒ̆oxle feluk̆a zoğas komevonç̆it do t̆alğaş gelaxtimu dopçvit. Luksi naokaçun manebra kodovit̆alit do jur manebrak t̆alğa nagelalu k̆ala feluk̆as mevuntxit do kodolopʒxont̆itşk̆ule t̆alğa k̆ala zoğaşa kamavilit. Aʒ̆i xolo t̆alğa kagelalas do majurani manebrati kebzdat yado t̆alğaşi gelalapu pçumert. Ar k̆eleti k̆ap̆ulaşk̆ele viʒ̆k̆ert ki t̆alğak vardolomtiyan. Mʒika oras varoxomank̆anes mara ar ok̆onaviʒ̆k̆edi. Ok̆omʒ̆k̆upanei ar mutxani mulun. “Ehe mulun!” Ya ptkvit do xop̆epes mevank̆ap̆it mara eya memç̆işes do kagolomoktesşik̆ule koxomişkves. Aʒ̆i feluk̆as onʒ̆uranu unon mara ora vardoskidu. Sanki ar didi germa kamuiselu do gemotxozunan. Edo mutu var. Muç̆o mp̆ula stei ar mutxani tis komomatves. Ok̆ule feluk̆a mundis kagoʒ̆amistu do ʒ̆k̆ariş doloxe 3-4 fara dovingimoni. Toli gomʒ̆k̆işi, zoğap̆icis elabžit̆i. Ak muç̆oşi mopti ya do govinʒ̆k̆edişiti çkimi ekole naelažin majurani manebrati kobžiri. Feluk̆akti gonçxvareli do goragadei mʒika çkva ekole çkin moʒ̆k̆ert̆es. Edo çkin emuşk̆ule oxorişa boşi varilenten ğalis kodoloptit do ğaliçxomiten oxorişa vigzalit. Çkin eşo şkurina navaruçkin berepe vort̆it. Arçkva aʒ̆ineepes voʒ̆k̆er do…

 

Staji şeni xolo Erzurumişa mek̆avili. Ekolenti dulyaş ogoruşeni Angaras nart̆es Sami didi cuma çkimişa vigzali. Ar tutas dulya varmažiruşi, Askerobaşa oxtimuşi k̆arari komepçi. Zaten “Yedek Subay Oğretmen”- luği nagamaxtuşeni maaşiten askerobaş oxvenu k̆ai maʒ̆oneet̆u. Çankayas naren şubeşa meptişi, “Tamam, Çanakkale. Sum ndğaş doloxe ek iqvaginon!” Ya miʒ̆ves. Ar çkva  “sulusi” yado ar kart̆ali do 540 kuruş gzaş parati komoçesşik̆ule koxomişkves. Majurani ndğas trenis gepxedi do İzmitişakis komopti. Ek Etibankis naiçalişeps enişte do didi da çkimi Sevimiti ožiramu mint̆u. Edo Mp̆olişati çkar varmixtimaput̆u do Çanakkaleşa oxtimuş gzaepe kodomogures.

 

İzmitis dayik xeşen saat̆imuşi diliʒ̆k̆u do, “Sin çkimden dido lazimi gaqven!” yado man komomçu. Ç̆umanişiti gepxedi ot̆obosis do K̆adikyois kagepti. Ekolenti Sirkecişa feribotiten mek̆avili do em zamanepes Sirkecis nart̆u otogaris nagepxedi ot̆obositenti Çanakkaleşa mek̆avili. Nabžiropt̆i noğape em ndğaşakis varmižiraput̆u. Murenki iri sva dido mskva rt̆es do tolepe çkimik bayyami ikipt̆es. Hele Çanakkale ar mcixi sva ren mara mskvaepeşenti daha mskva. Ar otelis bavuli kodobdvi do “Milli Eğitim Mudirluği”- şa vigzali.  Ek xolo çkimistei ağani moxtimeepe k̆ala kok̆optit do ar doloni k̆onai doguronepes dersepeşa amaptit do staji dop̆itşik̆ule k̆uras naeşamixtu Gelibolu- Guneyli kyoişa oxtimuşeni xolo gzas kogebdgiti.  Gelibolus xolo Milli Eğitimişa komeptişi, xolo çkimisteepe k̆ala ar askeri cemses dolomobğes do tito- tito kyoepes kodomobğes.

Ek kodovibargişk̆ule nana- babas “Man aʒ̆i Gelibolus askeroba vikip. K̆ai                                                vore,” yado kart̆ali mendavuç̆ari. Edo xolo k̆urbetis kodolobli mara mu maxvenet̆u ki skidala aşo rt̆u.

 

Eşopeten ek nart̆u ar mamgurapele k̆ala sinifi kak̆ovirtit do ar ʒ̆anas k̆ai- k̆ai manti mamgurapaloba dop̆i. Kyois narenanpe 1935 ʒ̆anas Bulgaryaşen monoxtime rt̆es. 1961 ʒ̆anas moşvacinoni moxtuşi, sum tutas eğitimi oxvenuşeni Edremitişa mek̆avili. Er Eğitim Tugayis 4000 k̆oçi komolomobğes. Mteli xolo mamgurapalepe vort̆it. Dolokunupe domirtes, oncerepe komemigures ar teğiti goncaxei, goragadei K̆irikk̆ale mavizeri komomçes. Edo askeroba kogyoç̆k̆u. Murenki çkin dido raxat̆i vort̆it. Çkini dulyape mteli majurani askerepek mixvenupt̆es. Murenki k̆oğuşis k̆orida namolobğut̆uşeni seri onciru şeni oncerepeten gale gamavit̆it do namint̆es ar svas kelavincirt̆it. Gale serinis daha k̆ai inciret̆u mara ekti k̆orğonepe kogomabğu. Milleti t̆et̆eli kocans mara mitişa varnulunan do xvala gale nadovit̆ali çxvindiş xut̆ulaşen bile mişit̆es do man memoʒigapt̆es. Ç̆umanişi iri yeri gobaeli keviselt̆i do milletik, amus mu ağodusten ğula ğula moʒ̆k̆ert̆es. Ar ndğas t̆oxtoişa vigzalişi jur grip̆ini komomçu do mek̆omolapuşi arçkva t̆oxtoişati varvidi. Xoş emusti naunt̆u eya rt̆u ya.

 

Askeroba mutu çetini vart̆u mara Mariaşinaşi tutas vort̆it do dido mçxopape rt̆u. Mjaçxaş ndğalepes Akçayişa onçviruşati vit̆it. Em orapes Akçayis ar mcixi oxori varti gedgit̆u. Edo 50 ndğa mik̆iluşi, naunonanpe Ezineşa voçkumert do mis unon ya miʒ̆vesşi, manti coxo çkimi komevoç̆arapi.  Amuşk̆ule 40 ndğa nadomiskidesşeni hem Ezineti kobžirop hem beki ek k̆orğoni variqven yado visimadept̆i. Edo vigzalit. K̆işlaş ʒ̆oxle nart̆u k̆arp̆uziş ont̆ulepeşa meşaptut̆it do k̆arp̆uzis ar mcixi gepçapt̆it. Guri keşovomert̆it do ovimxort̆it. Namoskidas yerepeti mep̆t̆k̆omert̆it. Edo aʒ̆i ekoni ndğaepe osvarus mogevoç̆k̆ap̆t̆a, varna am ç̆ara varmaçodinen.

 

Ezinesti 40 ndğa mik̆ilu do koxomişkvesşi, em orapes İzmiris Hava Harp Okulis naren Muşiriş xoloşa goxtimuşeni vigzali. Fuariş vaxtis 10-15 ndğas ek kodobdgitişk̆ule xolo kyoişa kak̆onavikti. 

Kyois doguroni kagomʒ̆k̆itşik̆ule em oraşakis berepes sinema muren navaruçkit̆esşeni ʒ̆oxleşen vidi do ekoni teği naren orduevişi sinema kodovokaçi. Ok̆uleti mteli berepe ar manganas gevobği do sinemaşa mendaviqoni. Mʒika oraşk̆uleti ar fut̆boliş topi kep̆ç̆opi do boşi orapes fut̆boli osterus kogevoç̆k̆it.  Pukirobaş tutasti ar musamere dopxazirit do berepek disteres. Eşopeten, musamereti kodigures. Emuşk̆ule askerobaşk̆uleti ak kort̆a yado dido komemak̆idu mara k̆abuli varp̆i do ar odaş doloxe jur ʒ̆ana mek̆ovolapi. Çeçme bile çkimi ʒ̆oxleni ont̆ules muç̆o çadiri stei jindole ok̆ok̆ireli xaşaepeten mixveneet̆es do ndğalei varmalet̆u. Eşo- aşoten jur ʒ̆ana mik̆ilapt̆uşakis ar k̆eleti dulya ogurus kogevoç̆k̆eet̆i mara çkar soti dulya mutu vart̆u.

 

Mevisimadi. Ek vardomadginet̆u mara dulyati vart̆u.  Hele ar İzmitişakis vigzala do belki ek komažiren ya ptkvi do gepʒxont̆i manganas, mek̆avili İzmitişa. Em orapes didi cuma çkimi Nahidi SEKA-s 4-ani fabrik̆as şefi rt̆u do beki mutu dvaxvenen ya bzop̆ont̆i. Mara emus mutu varaxvenutina İnşaat Mudirik dulyas kemzdu do ağani nagyoç̆k̆es lojmaniş inşaatepes kontrol muhendisobas kogevoç̆k̆i. Man em orapes daha acami navort̆işeni K̆ontrol Şefik mu miʒ̆vasna, eya vikipt̆i. Man demirepe k̆umpasiten ozimus kogevoç̆k̆işi demircepek “Am acamiti solen moxtu” ya nazop̆ont̆an stei ğula ğula moʒ̆k̆ert̆es mara man xolo a-jur tutaş doloxe oʒ̆k̆omiluten maguret̆uşakis ozimu varmep̆t̆k̆oçi. Edo eşo ar k̆ap̆et̆i k̆ontrol muendisi viqviki mutaidis toli vargovonʒ̆k̆api. Ar k̆eleti limcişi oxorişa vit̆aşi, “Man andğa muk̆o liraş dulya p̆i. Nagoʒ̆avumer para k̆onai varmaçalişuna, nagoʒ̆avumer paras yetimiş xakki oxvakten do em para xurxişen vargemixteps.” Yado nap̆at̆i dulyapeşi xesap̆epe vikipt̆i. Eşopeten jur ʒ̆anaş doloxe 4 apartumani dop̆k̆idit do manti k̆ai xeşa dulya çkimi kodoviguri.

 

ʒ̆ana 1963-is vort̆it do 24 ʒ̆anei vort̆i. Nana- babaşen, oçiluş vaxti komogixtu yado ar nena varvognişi Avrop̆aşa oxtimu kodolovingoni. Edo İsviçreşa oxtimuşi kart̆alepe maxaziret̆uşiti, hele ar universit̆eşi imtianisti kamapta ya ptkvi do man naamamalet̆u teği universet̆e naren (Yildiz) İYTO-s imtianis kamapti. Doguronişen nagamapti 4 ʒ̆anaşk̆ule çkar uçalişu naamapti imtiani komovorgişiti dulyas kagamapti. [Mç̆aru: Munir Yilmaz Avci]

(1)AZLAĞA/ ABUİSLAH/ ESENKIYI:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/10/azlaga-abuislah-esenkiyi.html

(2) KÖYÜMÜZ/ KYOİ ÇKİNİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/koyumuz-kyoi-ckini.html

(3) HEY GİDİ ÇOCUKLUK/ EY GİDİ BEROBA:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/3-hey-gidi-cocukluk-ey-gidi-beroba.html

(4) BAYKUŞ/ OLOLİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/11/4-baykus-ololi.html

(5) Ortaokul Günlerim / Oşkenani Doguroniş Ndğalepes:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/ortaokul-gunlerim-oskenani-doguronis.html

(6) TEKNİKER OKULU VE ERZURUM/ T̆EKNİK̆ERİŞ DOGURONİ DO ERZURUMİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/6-tekniker-okulu-ve-erzurum-teknikeris.html

(7) EŞKIYALAR YOLUMUZU KESTİ:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/7-eskiyalar-yolumuzu-kesti.html

(8) ŞİİR NASIL YAZILIR?/ LEKSİ MUÇ̆OŞİ İÇ̆AREN?:

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2024/12/8-siir-nasil-yazilir-leksi-mucosi-icaren.html

 

 

 

 

 


 

 

 

https://www.circassiancenter.com/tr/tekniker-okulu-ve-erzurum/