30 Haziran 2025 Pazartesi

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 3: “Ticaret yapmak için Cvari’ye gittik!”

 

 



 

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 3: “Ticaret yapmak için Cvari’ye gittik!”

 

İki yıl önce Osman Davitoğlu, Hasan Davitoğlu, Hakkı Osmanoğlu ve ben, Hüseyin  Reşidoğlu [ახალ სანაკი ]/ Akhal- Senaki’ye gittik. [ბათუმი]/ Batum’dan trene binip Akhal- Senaki’ye gittik. Orada büyük bir otel var. O otelde kaldık. Ertesi gün sabah, oradan otobüs için bilet satın alıp [ზუგდიდი]/ Zugdidi’ye gittik.  Zugdidi’de bir gece kaldık. Oradan da sabah kalkıp paytona bindik. Böylece Cvari’ye ulaştık.

 

Cvari’de biri vardı… Esas adını biliyordum, şimdi unuttum. [Диакон / დჲაკონი]/ Dyakoni dedikleri biri vardı. Güzel bir adı vardı ama şimdi hatırlayamıyorum… Dyakoni’nin evinde kaldık. Bizi misafir ettiler. Hizmette hiç kusur etmediler; yemeğimizi yedirdiler, yatağımızı serdiler. Sordular:

 

--Siz buraya neden geldiniz? Burada ne işiniz var?

 

Şöyle dedik:

 

--Biz buraya ticaret yapmak için geldik. Keçi satın alacağız! Buradan ticaret yapmanın kârlı olduğunu söylediler. O sebeple geldik.

 

Aslında oraları hiç bilmiyorduk. Sabahleyin kalktıktan sonra bizi misafir edenlere şöyle dedik:

--Biz buranın köylerini bilmiyoruz. Kimseyi de tanımıyoruz. Yanımıza birilerini katın da bizi köylere gönderin. Onlarla beraber gidelim.

 

Biz oraya ticaret yapmak için giden dört kişiydik. İki gruba ayrıldık. Dyakoni, rehberlik yapması için ikimizin yanına kendi çocuğunu verdi.  Diğer ikimize ise kendisi rehberlik etti. Böylece iki grup hâlinde ötedeki, berideki köylere gittik.

 

Keçi satın almak için gittiğimiz köylerde bize şöyle dediler:

--Satılık keçi yılın bu zamanlarında bulunmaz. Biraz daha önceki bir zamanda gelseydiniz, satılık keçi bulabilirdiniz.

 

İki gün boyunca Dyakoni’nin evinde kaldık. Üçüncü gün [დელიჯანი]/at arabasıyla geri döndük.  Zugdidi’ye kadar at arabasıyla geldik. Zugdidi’den Akhal- Senaki’ye kadar yine bir başka at arabası tuttuk.  Oradan trene binip Batum’a geldik. Hava çok yağmurluydu. Sonra da  evimize geldik.

Evde sordular:

--Neden keçi satın almadınız?

--Pahalıydı! Oralarda yoktu!

Komşular gülüştü:

--Siz keçi nasıl satın alacaktınız ki?! Keçi satın alacak adam sizin gibi olmaz. Siz kalem efendisisiniz.  Efendi efendi dolaşıp geri gelmişsiniz!

 

Bizle böyle eğlendiler.

 

 [Devam edecek…]

 



https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-1-once.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-2-kendimden.html


 

“Cvarişa Bigzalit!”

 

Jur ǯana ǯoxle çkun bidit – Osman Davit- oğli, Xasan Davit-oğli, Hak̆i Osman- oğli do ma, Xusein Reşid-oğli- Axal- Sanak̆işa. Maşinas gepxedit Batumis, Axal- Sanak̆işa bigzalit maşinate. Hek ar didi oteli ren. Hek bincirit. Hekolen-- ç̆umani divu, opt̆omobilis biletepe yep̆ç̆opit,  Zugdidişa bigzalit. Ar seris heko kodobdgitit, Zugdidis. Hek-ti ç̆umani ebiselit do payt̆onis gepxedit do Cvarişa bigzalit.

 

Cvaris ar ondi t̆u… Dyak̆oni uǯumelan, coxo miçkit̆u, gomoç̆k̆ondu… K̆ai coxo uğut̆u, gomoç̆k̆ondu. Hemuşi(!) oxois kodobdgitit. K̆ai mixezmet̆es; oç̆k̆omale, oncire kodomirçes. Miǯves ki, “Tkva muşeni moxtit? Mu dulya giğut̆es hak?” Çkunti buǯvit ki, “Txaşen moptit! Txa yep̆ç̆opate! Hakoni dulya k̆ai iven- ya, miǯves do yep̆ç̆opaten!” Ç̆umani ebiselit-şi, “Çkun kyoepe va miçkinan- ya, -buǯvit, - e-do elmak̆atit, myonit!” Arkadaşepeşen jur baraber bidat – Bere muşi elemik̆ates, juristi muk elak̆atu. Hentepe juri heşo ides, çkun juri haşo bidit kyopeşa.

 

“Gamaçamoni txa haǯi var ižiren”- ya, miǯves kyopes. “Mʒika ǯoxle moxtat̆k̆o-ya, kižiret̆u”- ya.  Ju’ndğas hek bort̆it, hemuşi oxoris. Masumani dğas geri gobiktit delicanite, Zugdidi-şakis delecanite moptit. Zugdidis xolo dobokaçit başka delecani Axali Sanak̆işa. Heko maşinas kodopxedit,  komoptit Batumişa. Mç̆ima t̆u. Uk̆ule komoptit oxorişa, Oxoris p̆k̆itxes ki, “Txa muşeni var mo’onit?” Çkunti buǯvit- ki, “Paxali t̆u. Va rt̆u heko!” K̆onk̆şepek memožiʒes: “Tkvan txa muç̆o egaç̆opet̆es” – ya, miǯves. “Txa na eç̆opums k̆oçi tkvani steri’ k̆oçi va iven”- ya, miǯves. “Tkvan efendi k̆oçepe ret! Efendi’steri goxtit!”… do memožiʒes.

[Naqonasunon…]

 

 

[Kaynak kitap: Arnold Çikobava, (27./ Kaynak kişi: Xusein Reşid- oğli), “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆ Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos Piliali, Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)] 

aksamaz@gmail.com

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1293695&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&L%C3%82ZCA-T%C3%9CRK%C3%87E-S%C3%96ZL%C3%9C-TAR%C4%B0H--3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

24 Haziran 2025 Salı

Lazca- Türkçe Fabllar-5/ KİRPİ- BUŽGİ

 

 

 


Lazca- Türkçe Fabllar-5/ KİRPİ- BUŽGİ

 

Dana, Kirpiyi görmüş:

-- Seni yiyeceğim!

Dananın, kendisini yiyemeyeceğini Kirpi meğerse hiç bilmiyormuş. Çok korkmuş. Hemen yumak gibi olmuş.

[Hele bir dene...]

Akılsız Dana, kuyruğunu dikmiş. Kirpiyi kapmaya çalışmış. Vurmak da istiyormuş. Ön ayaklarını açmış. Kirpiyi yalamaya başlamış. Yalamış, yalamış…

-- Oy, oy, oy!

Dananın dili çok acımış. Böğürmeye başlamış. Sonra da yakınlardaki İneğe koşup şöyle demiş:

 -- Kirpi, dilimi ısırdı!

İnek, başını şöyle bir kaldırıp bakmış. Yine otlamaya devam etmiş.

Kirpi, yuvarlanarak hemen mağarasına gitmiş. Eşine şöyle demiş:

-- Ben bugün çok büyük bir hayvanı yendim. Belki de Arslandı!

O günden sonra Kirpinin ne kadar cesur olduğu kulaktan kulağa dört bir yana yayılmış.


 


BUŽGİ

 

Gyenik Bužgi kožiru do zop̆ons:

-- Ma si gç̆k̆omare!

Gyenis Bužgi na var aç̆k̆omen Bužgis var uçkit̆u, aşkurinu, murgisteri divu do dopurtinu.

[Hele ʒadi...]

Uğnose Gyeni k̆udeli muşi jin keǯazdu, eǯank̆ap̆inus kogyoç̆k̆u, geçamuti unt̆u, ok̆ule ǯoxleni k̆uçxepe kogontxu do Bužgis nolosku, nolosku...

-- Oy, oy, oy!

Gyenik dimğoru do Pucişa unk̆ap̆u.

-- Bužgik nenas gemak̆ibinuya! -Gyenik Pucis uǯu.

Pucik ti eǯazdu, osimadute Gyenis oǯk̆edu do xolo cums.

Bužgik k̆ap̆ineri mağara muşişa geingrinu do uǯumers oxorca muşis:

-- Ma didi ar avis gebocgini, bekiti arslani t̆u!

Hemuş-k̆ule Bužgi guroni na renşi iri k̆ele ambayi goxtu.

 




[Kaynak kitap: Ǯitaşi İskenderi, M. Vanişi, S. Koseşi, “Oitxuşeni Supara/ Majurani fila” , Abazistanişi Devletiş gamamşkumale, Sohum, 1937, Gürcistan SSC., SSCB, (1937 Latin Alfabesinden 1984 Latin Alfabesine çevriyazı ve Lazcadan Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1997)]

 

aksamaz@gmail.com

 


https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/05/lazca-turkce-fabllar-1-civciv.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-2-bildircin-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-3-baykus-ile-adam.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-4-kedi-ile-kopek.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-5-kirpi-buzgi.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-6-cesur-tavsan.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-7-ayi-mtuti.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-8-cakalin-masali.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-9-iyi-dedir-kayi.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-10-arslan-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-11bunduri-do-ana.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-12-bunduri-qvai-do.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-13-koci-do-mtuti.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-14-moxti-bzirat.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-15-iila-do-mkyapu.html


https://www.circassiancenter.com/tr/lazca-turkce-fabllar-1-bolum/

https://www.circassiancenter.com/tr/lazca-turkce-fabllar-2-bolum/

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 2: “Kendimden bahsetmeye devam edeyim!”

 

 

 


 

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 2:  “Kendimden bahsetmeye devam edeyim!”

 

 

Daha önce de söylediğim gibi, ben çok küçük yaşta öksüz ve yetim kaldım! Eğer annem ve babam olsaydı, yazmayı da öğrenirdim, okumayı da öğrenirdim; iyi elbiseler giydirirlerdi, iyi yemekler yedirirlerdi, bana iyi davranırlardı. Beni Camiye okumaya da gönderirlerdi. Eğer Camiye gitmeseydim, zorla gönderirlerdi. Beni adam etmeye çalışırlardı. Sonunda da ben daha düzgün bir adam olurdum.

 

Başkalarının elinde büyüdüm. Başkalarının evinde yaşadım. Başkalarının ekmeğini yedim. Beni yedirsinler, giydirsinler diye hep başkalarının eline bakıyordum…

 

Biraz büyüdükten ve yavaş yavaş aklım başına gelmeye başladıktan sonra yanlarında büyüdüğüm ağalar şöyle dedi:

--Seni bir zanaata verelim. İstersen seni bir ayakkabı ustasının yanına, istersen bir potin ustasının yanına çırak verelim de bir zanaat öğren!

 

Madem annem ve babam yoktu o hâlde başıma buyruktum! O zaman böyle düşünüyordum.  Beni büyüten ağalara o günkü aklımla şöyle dedim:  

 

--Ben o işleri yapamam. Bana iyi bir tüfek satın alın!

 

Ayakkabı ustasına iyi bir de fişeklik yaptırdım! “Tüfeği omuzuma atıp, fişekliği belime bağlayıp o düğün senin, bu davet benim dolaşayım, imecelere gidip kızlarla gezip tozayım!” O zamanki aklımla böyle düşünüyordum. Daha sonra aklım başıma gelecekti ama ben bütün bunları o yaşlarımda bilemiyordum. Evlerinde büyüdüğüm ağalar şöyle dedi:

--Sen bir tüfek ile bir de fişeklik mi istiyorsun? Tabii satın alalım. Bakalım sonunda ne kazanacaksın?!

 

Dediğim gibi de yaptım. İstediğim gibi gezip tozdum… Bugün artık 55 yaşımdayım. Görüyorum ki yeterince iyi bir adam olamamışım… Artık Mart ayı gelince, gençken tüfeğimi attığım bu omuzuma şimdi baltamı atıyorum! Tarlamdaki ayrık otlarını yoluyorum, yakıp temizliyorum. Ekim zamanı Nisan ayı gelince de, yine kazmamı omuzuma atıp tarlayı kazıyorum. Daha sonra çapalama zamanı geliyor. Sonra bir kat daha çapalıyorum. Mısır ekip biçiyorum işte.

 

Çapalama işi bitince eğrelti otlarını biçmeye başlıyorum. Eğrelti otlarını ahırdaki ineklerin altına seriyorum ki gübre yapsınlar da sonra bahçeye yayayım! Eğrelti otu işi bitince yine ot biçmeye başlıyorum. İneklerin yiyeceği otları biçiyorum. Ot biçme işi bitince tarladan mısırları toplamaya başlıyoruz. Mısırları kırıyoruz. Kırdıktan sonra taşımaya başlıyoruz. Mısırları serenderin altına yığıyoruz. Daha sonra mısır imecesi yapıyoruz, gece imecesi. Aslında bazen imece yapıyoruz, bazen mısırları kendimiz ayıklıyoruz! Mısırları ayıkladıktan sonra serendere yığıyoruz. Daha sonra mısır saplarını demetleyip ağacın altına yığıyoruz. Sonra dağdan odun kesmeye gidiyoruz. Odun kesme işi bitince odunları sırtımızda ta dağdan eve kadar getiriyoruz.

 

Bütün bu çalışmaya insan dayanır mı? Bunca işe el mi dayanır? Elim nasır içinde. Öğretmeniniz bize misafir gelmişti. İlaç yapıp elime bağladı. Bu yaşımda işte bütün bu işleri yapıyorum… Biz bu hâlde yaşıyoruz işte! Okuyun çocuklarım! Öğretmeninizin sizlere öğrettiklerini iyi dinleyin! Size her ne öğretiyorsa iyice öğrenin! Okuma ve yazma bilen insan ekmeğini daha rahat kazanır. Maaşınızı her ay tıkır tıkır alırsınız. Ekmeğiniz hazır olur.  Katığınızı ayağınıza getirirler. Yağmurda dışarılarda çalışmaz, ıslanmazsınız. Güneşte dışarılarda çalışmaz,  kavrulmazsınız. Soğuk havalarda sıcacık odanızda oturursunuz. Hükümetin işleyişi nasılsa, ona göre öyle rahat rahat okuyup yazarsınız!

 

Okuma ve yazmayı öğrenirseniz, öğrenim görürseniz,  benim gibi bu yaşta böyle elleri nasırlı, sırtı yara bere içinde dolaşmazsınız! Şimdi okuyun ki daha sonra rahat yaşayın! Günümüzde artık yaşayacak pek yer bile kalmadı!

 

Tek başına bir mısır ekmeğinin bile sofraya gelmesi ne kadar emek istiyor?! Mısır kuruyunca değirmene götüreceksin, öğüteceksin: Unu değirmenden eve taşıyacaksın. Deposuna dolduracaksın. Sonra ormandan sırtında odun getireceksin. Baltayla o odunu ince ince kıracaksın. Ateş yakacaksın. Ekmek pişirme taşını o ateşte ısıtacaksın. Unu eleyip tekneye koyacaksın. Tuz katacaksın. Sonra ılık suyla unu yoğuracaksın. Ateşten ekmek pişirme taşını indirip içine yoğurduğun hamuru dikkatle yayacaksın. Hamuru elinle düzeltip, üstünü de yapraklarla örteceksin. Sonra bunu közün üstüne yerleştireceksin! Bir saat boyunca pişecek. Ekmek pişince silkeleyip sofraya getirip koyacaksın. Sonra da yiyeceksin. Bir ekmeği bile yemek ne kadar da  meşakkatli değil mi?!  Bütün bu işlere dayanabilirseniz hiç okumayın! Ya da gece gündüz hiç durmadan okuyun!

[Devam edecek…]

 https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-sozlu-tarih-1-once.html

 

+

[25.]

Ma Xolo Ti Çkimişen Giǯvare! Ma nana- babaşen yetimi bort̆i, yetimi dopskidi! Eger nana- baba mi’onut̆uk̆o, oç̆aru-ti biguramt̆i, ok̆itxu-ti biguramt̆i; k̆ai dolokunu-ti dolomokunamt̆es, k̆ai gyari-ti mçamt̆es, k̆ai-ti moğodamt̆es, cameşa-ti moçkumelt̆es. Eger cameşa var bidik̆o, zorite-ti mendimoçkumelt̆es e-do k̆oçi p̆ǯopxumt̆es. E-do mati k̆oçi dobivet̆u.

 

Xark̆iş oxois bort̆i, xalk̆iş gyais boǯk̆et̆i, xark̆ik miç̆as, dolomokunas- dei, boǯk̆et̆i…

 

Mʒika dobirdi-ş-k̆ule, ti çkimişa nosi moxtu-is, miǯves ki, “Si ar zanaxat̆is komekçamt, ginon çaplaciluğis, ginon potinciluğis, - ar zanaxat̆i kodiguri!”

 

Oki nana- baba var mi’onut̆u, ti çkimişi buyurci ma bort̆i- “Ma hentepe var maxenen”, - buǯvi. “Ar k̆ai t̆ofeği emiç̆opit- ma – buǯvi, “Ar k̆ai fişekluği-ti dooç̆apiti- ma çaplacis! Ey, t̆ofeği mobidva xucis, fişekluğiti kobit̆k̆a do dugunişa bida, davetişa bida, noderişa bida do bozopek̆ala eşo gopta!”- Uk̆açxe ti çkimişa mu moxtasen, hea var miçkin! P̆k̆itxes- ki ağapek oxoris: “Si t̆ufeği do fişekluği ginon-i? Moro kegiç̆opat do goxti! Edo bakalum, mu mogare?!”

 

E-do ma heşote gopti… Haǯiti jureneçdovit̆oxut (55)  ǯaneri bore. E-do ar k̆oçi var dobidoren… Mart̆i moxta-is, burç̆uli do arguni mobidumer (ǯoxle t̆ofeği mobidumert̆i!). E-do ‘onaşi kenarepe bğarum, -gomǯk̆um, dobç̆um do pağum. E-do oxaçku zamani Ap̆rili moxta-is, bergi xucis mobidumel e-do pxaçkum, lazut̆i pxaçkum. Uk̆ule k̆atişi obergu mulun, uk̆ule jur k̆at̆işi xolo bergum.

 

 

Obergu diçoda-is,  limxonaşi oç̆k̆orus kogeboç̆k̆am (ki pucepes eǯeburça-ki, lazma van! Ki gvanapaşeni livadis gebobğam!) E-do limxona diçoda-ş-k̆ule, tipişi oç̆k̆orus kogeboç̆k̆am- Pucepeşi gyari en tipi! Tipi diçoda-is, lazut̆i yezdimus, ‘onape yezdimus kogeboç̆k̆amt, lazut̆i dop̆t̆axumt, dopt̆axat̆ç̆k̆ule, ozdimus kogeboç̆k̆amt, bagenişi tude kok̆obobğamt. Uk̆ule noderi bikomt, serişi noderi (Min noderi bikomt, min çkinebura pʒxunumt!) Lazut̆i dopʒxunumt, dopʒxunat̆ç̆k̆ule bagenis kogebobğamt; uk̆ule çala ink̆ili (xeşi) dop̆k̆orumt. Uk̆ule ar caşi tude kok̆obobğamt. Hak bardi dobikomt, hem cas. Uk̆ule geboç̆k̆amt dişkaşi ok̆vatus dağis. Dişka tamami dobk̆vatat-ç̆-k̆ule, ozdus kogeboç̆k̆amt, k̆ap̆ulate.

 

Hayas k̆oçis konuxondun-i? Hak̆o dulyas xe konuxondun-i? Haǯi xe ç̆k̆ondineri miğun, domiç̆k̆ondudoren. Tkvani muelimi moxtudort̆un, çkimi oxoris musafiri rt̆u. E-do xes ç̆ami mixenu… E-do çkun haşoten pskidut. Tkvan haǯi heşo bognam-ki, ik̆itxamt, berepe çkimi. Muelimi tkvanis nusiminit, mutxani giǯvan, k̆ai isimadit, muntxani goguran, k̆ai igurit! Ok̆itxu do oç̆aru na uçkin k̆oçik, gyari hemuk imxors raxat̆i doxuneri! Ayluği k̆atta tuta eç̆opit,  xaziri gyari, ç̆veri, p̆osvari xeneri mogimelan(!) do ç̆k̆omit! Mç̆imas var goxtare, mjoras va iç̆vate, ‘ini oras t̆uʒa odas doxedate, Hukumetişi mu k̆anoni re, ik̆itxate e-do ç̆arate!

 

Ok̆itxu do oç̆aru va igurat-na, xe ç̆k̆ondineri, k̆ap̆ula gestikeri (gebriǯeri) goxtate! Gyoreisizi berepe ok̆itxus devami ivit e-do raxat̆i skidit! Haǯi soti va doskidu oskidinu-şi yeri!

 

Xvala ar mç̆k̆idişi gedvalus muk̆o dulya uğun? Lazut̆i xomba-is (doxomba-şi), hea dokurçola-şi, karmat̆eşa iğare, hea omkvinare, karmat̆eşen geri moiğare oxorişa,omkveris dolobğare, ok̆ule idare, dağişen dişka moiğare ar yuki, argunite hem dişka çitare mç̆ipe, uk̆ule daçxuri ogzare, ok̆ule gresta meladgare, ok̆ule sarğa gedvare oržos, ok̆ule mkveri onʒorus gyobğare e-do sarğas mʒorare, ok̆ule cumu moiğare do uk̆atare. Uk̆ule t̆uʒa ǯk̆aite şvelare, daçxurişen gresta geiğare do k̆eras geladgare, uk̆ule xamuri grestas gyobğare, ok̆ule xamuri xete grestas oduzanare, ok̆ule but̆k̆a gyotvare; but̆k̆a yotva-şi-k̆ule xurmali (maxvali) jin yobğare! Ar saatis iç̆vase. Diçva-ş-k̆ule mç̆k̆udi epatxare, epatxa-ş-k̆ule sufra dodgare. Mç̆k̆udi get̆axare sufras e-do ç̆k̆omare! Hentepeşa megaxondinenan-na do gaxenan-na, mo ik̆itxamt vana seri-ndğaleri mo dodgitut, ik̆itxit!

[Naqonasunon…]

 

[Kaynak kitap: Arnold Çikobava, (25./ Kaynak kişi: Xusein Reşid- oğli), “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆.  Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos Piliali, Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)] 

aksamaz@gmail.com

 

 

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1293541&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&L%C3%82ZCA-T%C3%9CRK%C3%87E-S%C3%96ZL%C3%9C-TAR%C4%B0H--2


18 Haziran 2025 Çarşamba

Lazca- Türkçe Fabllar-4/ KEDİ İLE KÖPEK- K̆AT̆U DO COĞOİ

 

 



 

KEDİ İLE KÖPEK- K̆AT̆U DO COĞOİ

 

Köpek, Kediye her zaman düşmandır. Neden biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim.

Bir zamanlar Kedi ile Köpek çok iyi arkadaşlarmış. Bir gün Köpek şöyle demiş:

--Soğukta başım çok üşüyor. Bana bir başlık örüver.

Kedi, hiç kulak asmamış. Örmemiş. Bu durum Köpeğin pek fenasına gitmiş. Kediyi kovalamış.

Kedi hemen bir ağaca tırmanmış. Oradan Köpeğe bakıyormuş.

Köpek yalvarmış:

--Ne olur, ağaca tırmanmayı bana da öğret! Öğretirsen, şimdiye kadar bana ettiklerini affederim.

Kedi:

 

- Ya, ben de bu işi tam da böyle zamanlar için düşünüyordum!

Bu sözler Köpeğin pek fenasına gitmiş. Kediye havlamaya başlamış. Ne var ki hiçbir şey yapamamış. İşte bundan sonra da Kediye hep düşman olmuş.


 

K̆AT̆U DO COĞOİ

Coğoi at̆uşa dido duşmani ren. Muşeni giçkini? Moo dogiʒ̆va.

K̆at̆u do Coğoi ar vaxtis dido k̆ai manebrape t̆es. Ar dğas Coğoik at̆us uʒ̆u, megeem, ki tis zade qini maqu edo ar p̆ap̆axi domişviya. K̆at̆uk va nusiminu do Coğois p̆ap̆axi va uşveen. Amuşeni Coğois p̆at̆i aʒ̆oneen, gui muxteen do at̆us gyatxozeen.

K̆at̆u cas kextu ekolen Coğois oʒ̆k̆ert̆u.

-Ar caşa yextimu kodomogui mu iqven! Aşo oxveʒ̆inu kogyoç̆k̆u Coğoik at̆us. Moguina, k̆atta şei gixat̆iupya.

-Aya man amk̆ata vaxtişeni şevinaxepya,- uʒ̆u at̆uk Coğois.

Coğois p̆at̆i gui komuxtu do kogyoç̆k̆u at̆us olalus, hama mutu var axvenu. Amuşk̆ule Coğoi at̆uşa duşmani ren.

 


[Ʒiala Narak̆iže, “Lazuri T̆ekst̆ebi ”, Gamomʒemloba “Batumis Şota Rustavelis Saxelmʒ̆ipo Universit̆et̆i, Batumi, 2015 (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı ve Lazcadan Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 2020)]

 

aksamaz@gmail.com



https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/05/lazca-turkce-fabllar-1-civciv.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-2-bildircin-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-3-baykus-ile-adam.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-4-kedi-ile-kopek.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/06/lazca-turkce-fabllar-5-kirpi-buzgi.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-6-cesur-tavsan.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-7-ayi-mtuti.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-8-cakalin-masali.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-9-iyi-dedir-kayi.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-10-arslan-ile.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/07/lazca-turkce-fabllar-11bunduri-do-ana.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-12-bunduri-qvai-do.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-13-koci-do-mtuti.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-14-moxti-bzirat.html

https://aliihsanaksamaz.blogspot.com/2025/08/lazca-turkce-fabllar-15-iila-do-mkyapu.html

 


16 Haziran 2025 Pazartesi

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 1: “Önce kendimden bahsedeyim!”

 

[Ön açıklama: Gerek (1877-78) Osmanlı- Rus Harbi, gerekse Birinci Cihan Harbi sırasında diğer Müslüman ahali gibi Lazlar da canlarını düşman zulmünden kurtarmak maksadıyla  yerlerini, yurtlarını, evlerini, topraklarını, mallarını terk etmek ve Türkiye’nin daha güvenli bölgelerine göç etmek zorunda kaldı; trajedileri yaşandı. Lazca olarak vaktizamanında Sovyet dilbilimciler tarafından Gürcü Alfabesiyle kayıt altına alınan bu tanıklıkları önce Lazca olarak Latin Alfabesine çevriyazı olarak aktardım. Daha sonra da Türkçeye tercüme ettim. Bu tanıklıklar dizi hâlinde yayınlanacak. Her tanıklık metninin sonunda, tanıklığını anlatan kişi ile o tanıklık metninin hangi kitapta, ne zaman, kim tarafından yayınlandığını belirttim. Ümit ederim, bu tanıklıklar dizisi hem bu konuyu merak edenlere ve hem de araştırmacılara katkı sağlar. Ali İhsan Aksamaz aksamaz@gmail.com]

 

 


 

Lazca-Türkçe Sözlü Tarih- 1:

 

“Önce kendimden bahsedeyim!”

 

Ben esasen Batumlu’yum. Babam Çerkes. Annem Fındıklı’dan. Ben henüz altı aylık bir bebekken annem vefat etmiş. Küçük yaşta öksüz kalmışım. Üç yaşımdayken de babam vefat etmiş. Babam vefat etmeden hemen önce, “Yakın zamanda buralarda muharebe olacak, ayak altında kalıp zarar görürsünüz,” diyerek, beni anneannemle beraber [ბათუმი]/Batum’dan [ვიწე]/ Fındıklı’ya göndermiş. Çarlık Rusyası ile Osmanlı Devleti arasında çıkan harpte Batum’da da muharebe olmuş.

 

O hengâmede ben Fındıklı’da kalmışım. Babam Batum’daymış. Muharebe bitince babam bir ara Fındıklı’ya gelmiş. Gel kör ki ben o zaman çok küçük olduğum için babamı tam olarak  hatırlayamıyorum. Anneannem, “ Ben Batum’a önceden gideyim sonra sizi de aldıracağım”, demiş. Ne var ki Anneannem Batum’a gittikten kısa bir süre sonra babam vefat etmiş.

 

Babam vefat ettikten sonra ben yine Fındıklı’da kalmışım. Babamın evi Batum’daki [ნურიეში ბაზარი]/ Nuriye Pazarı semtindeymiş. Babam vefat edip ben de kimsesiz kalınca oradaki evini başkaları sahiplenmiş. Her şeyi de kaybolup gitmiş.  

 

Ben Fındıklı’da dayımın yanında yetim büyüdüm. 14 yaşıma kadar dayımın yanında kaldım. Daha sonra onun yanından ayrıldım. [ხოფა]/ Hopa’ya gittim. Hopa’da bir ağanın yanında işe girdim. Ağanın hanımı, sanki öz annemmiş gibi beni gözetiyordu. Kendi çocuklarından ayrı tutmuyordu. Çocuklarıyla öz kardeş gibi büyüdüm.

 

Aradan yıllar geçti. 20 yaşıma geldim. O sıralarda Yunanlılar Türklerle muharebe yapıyordu. Seferberlik ilân oldu. Yanında çalıştığım ağanın iki oğlunu da silâh altına aldılar. Muharebeye gireceklerdi. Bu çocuklar çok çıtkırıldımdı. Onlardan birinin yerine askere ben gittim. Muharebeye gittim. Onların yerine askere gittiğim için daha sonra beni evlendirmek istediler. Evlendirdiler de…

 

Evlendikten sonra Hopa’da ağanın yanında kalmak istemedim. Eşimin Fındıklı’daki evine gidip yerleştik. 4- 5 yıl orada kaldık. O sırada ben üç yıl boyunca [ანაკლია]/ Anaklia, [ფოთი]/ Poti ve [ოჩამჩირე]/ Oçamçire’de sandalcılık yaptım. Daha sonra Fındıklı’ya döndüm. Hep eşimin evinde yaşamaktan artık utanıyordum. Kalktım tek başıma Batum’a geldim. Ailemi Fındıklı’da ailesiyle bıraktım. Batum’a yakın [მახო]/ Maho’da Fındıklılı komşular vardı. “Bir onların yanına çıkayım,” dedim. Öyle de yaptım. Bir gün Batum’dan Maho’ya çıktım. Oralarda verimli araziler vardı. Orayı beğendim. Maho’ya önceden yerleşmiş Fındıklılı komşular, “Eşini de Fındıklı’dan al getir. Buraya yerleşin. Buralar çok iyi,” dediler. Hemen Fındıklı’ya döndüm. Eşimi ve çocuğumu alıp tekrar Maho’ya gittim; yerleştim.

Salih adlı bir zat vardı. Ondan icarla bir arazi tuttum. 7- 8 yıl boyunca orada kaldım. Ekip biçtim. Şükrü Efendi dedikleri bir zat vardı. Durduk yere bana düşman oldu. “Burada sana arazi ekip biçtirmem, buradan çekip git!” Diyordu.

 

Ben de kendisine şöyle dedim: “Çalıştığımın, benim olan şeylerin karşılığını ver, ben de gideyim!”

 

İki yıl boyunca kendisiyle her Allah’ın günü böyle cenkleşip durduk. Bir gün artık  dayanamayıp yemin ettim: “Bu Maho’da artık icarla yaşamam!”

Daha sonra Halkoğlu Salih adlı zat bana şöyle dedi: “Seni buradan bir yere bırakmam. Arazi istiyorsan, ben vereceğim!”

İşte bu araziyi verdi. Sonra çalıştım çabaladım bir ev yaptım. Adamın arazisinin parasını da  ödedim. Böylece buraya yerleşmiş oldum.

 

Derken seferberlik ilân edildi. Biz de buralarda duramadık. Türkiye’ye, Fındıklı’ya döndük. Üç ay boyunca kaynımın yanında kaldık. Bize baktılar. Sonra oradan [სამსუნი]/ Samsun’a gittik. Harp zamanı. Her şeyi bırakıp gittik. Samsun’a eşim, dört erkek ve bir kız çocukla gittim. Dört yıl boyunca Samsun’da muhacir olarak yaşadık. Zor günler geçirdik. Samsun’da yirmi gün içinde üç erkek ve bir kız çocuğum vefat etti. Orada toprağa verdik. Elimde bir tek erkek çocuk kalmıştı. O da ha bugün ha yarın ölecek diye üzülüyordum! Öldürmeyen Allah öldürmedi, ömrünü uzattı. Annesiyle birlikte o çocuğumu da yıllar sonra ancak Fındıklı’ya getirebildim.

 

Önce Fındıklı’da kaynımın evine sığındık. Ekip biçme zamanıydı. Neredeyse ekip biçme zamanı geçiyordu da. Ekip biçmeye dört yıldır hasrettim. Ancak iki gece Fındıklı’da kalabildim. Fındıklı’dan tekrar Maho’ya döndük. Arazimi ekip biçmenin hasretini yaşıyordum. Gel gör ki Maho’ya dönünce dünyam başıma yıkıldı. Bir de baktım ki evin yerinde yeller esiyordu. Rus Çarının askerleri bütün köyü yakmış. Sonra bu tarafa geldim. Ekip biçmeye başladım. Burada da kuru topraktan başka bir şey yoktu. Toprağı kazdım, derme çatma bir kulübe yaptım. Burada canla başla çalışıp çocuk çocuğumu yaşattım. Çok çalıştım. Çalışıp bir ev yaptı. Büyük bir ev yaptım. Sonunda artık rahatım, biraz rahatladım... Bu evi yapalı iki yıl oluyor.

 

Tarlada mısırlar olgunlaştı. Artık kırma zamanı. Çalışma zamanı yani. Birkaç ineğim var. İki de boğam var. Göz açıp kapayana kadar kış gelecek, kar yağacak. Hayvanlar yiyecek isteyecek! Çalışmayınca olmuyor işte… Evi de henüz tam olarak düzenleyemedim ki… Şimdi ürünü toplayalım ki kış gelince yiyebilelim…

Şimdi çok yorgunum. Yarın yine anlatırım.

[Devam edecek…]

 

 

 

“Ti Çkimişen Giǯva”

 

Ma zati Batumuri bore. Baba çkimi Ç̆erkezi e. Ǯut̆a bort̆i-şa, baba domiğuru. Nana çkimi Viǯuri e. Aşi tuteri, nanak yetimi memaşku. Sum ǯaneri bort̆i-şi, baba-ti domiğuru. Baba-çkimi var ğuru-şa, Batumis muarebe ivu, Rusi do Turkişi muarebe rt̆u. Baba çkimik nana çkimişi nana, nan-didi elemik̆atu, Viǯeşa mendimoçku- ki, “Haǯi hak muarebe ivasen, muarebes tkvan dizaten.”

 

Ma Viǯes kodopskidi. Baba çkimi Batumis t̆u. Muarebe tamami divu-ş- k̆ule, baba çkimi Viǯeşa komoxtu. Lakin ma ǯut̆a bort̆i. Baba çkimi var biçini. Nan- didis baba çkimik uǯu- ki, “Ma ǯoxle bigzala Batumişa. E-do ek̆ule tkva-ti mogiçinate. E- do tkva- ti komoxtate Batumişa”, uǯu nan-didi. Batumişa moxtu- ç̆k̆ule doğuru baba- çkimi.

Baba çkimi doğuru-ç̆k̆ule, ma dopskidi Viǯes. Baba çkimişi oxori-ti Batumis Nurieşi Bazais t̆u. Ma-ti umiteli dopskidi- is, baba çkimişi yeri gondunu.

 

Ma Viǯes cumadi çkimi- k̆ala bort̆i yetimi. Vit̆ootxo (14) ǯaneri bort̆işa, cumadi çkimi- k̆ala bort̆i. Ek̆ule hekolen gamapti do Xopaşa komopti. Xopas ar ağaşi yanis kamapti. Ağaşi çili xanumi buži gemiberet̆u. Emuşi berepek̆ala baraber cuma’steri gobit̆it!

 

Ek̆ule mati dobivi. Arti eçi (20) ǯaneri dobivi. Urumik muarebe goru Turkik̆ala. Muarebe goruşk̆ule, berepe lat̆ifi t̆es do i’onat̆es juriti muarebeşa. Arteğişi yeine ma bidi. Uk̆ule muarebeşe moptişi, tkves- ki, ağaşi biç̆epek, “Haya çkuni yerine muarebeşa na iduşi, çkun haya doboçilat,” – do domoçiles.

 

Domoçiles-ş-k̆ule ma daha hek dodginu var mint̆u, Hekole kagamapti do çili çkimişi oxorişa bigzali. Viǯes rt̆u. Otxo- xut (4- 5) ǯanas çili çkimiş oxoris bort̆i. Sum ǯanas Anak̆rias, Potis, Çamçires biçalişidoren, Zuğaş sandalis. Ek̆ule bizgali oxorişa geri. İro çilişi oxoris dodginu oncğore ma’u. Hekolen ebiseli do Batumişa mopti ma xvala. Batumişa mopti ç̆k̆ule, Viǯuri manžageepe hak, Maxos xet̆es. “Hantepeşi yanişa ar keşapta” – ma, ptkvi, Batumişen. Keşapti- is, ham yerepe k̆ai yerepe t̆u, momǯondu. ( Viǯurepe – k̆onkşi zop̆onan, Xopurepe – manžageri, amma juriti ar yen!) Viǯuri, ak na xet̆es, k̆onkşepe, miǯves: “Hak moxti sin, çili skani yezdi do moxti! Hak k̆ai ren,” – miǯves. Manti geri bigzali Viǯeşa, çili çkimi do bere çkimi yebzdi do geri komopti Maxoşa.

 

Hak uşurite ar ar yona ebuç̆opi Salixas, heşo uşurite şkit- ovro (7- 8) ǯanas dopxedi. Maradidis Xavlaşi Şukri Efendi uǯumelt̆es. Heak maduşmanu ma:

 

“Si hak ‘ona var goxaçkapam” - ya, miǯu. “Si igzali” - a, miǯu.

 

Manti buǯvi ki, “ Ma na biçalişi, na miğun şeepeşi haki komomçi do bigzalar!”

 

Jur ǯanas haşopeten bicengit, ok̆ule ma - “Ham Maxos uşurite var dopxedur” – dei, yemini p̆i. Uk̆ule Xalk̆- oğli Salixak miǯu ki, “Si var goçkumer geri, yeri ginon na, ma megçare!” do ham yeri ma momçu. Ma momçu-ş-k̆ule, ar oxori dop̆k̆odi do para komepçi yerişi. Uk̆ule yeleşmişi dobivi, kodobixori.

 

Deken, seferbelluği kogamaxtu. Kogamaxtu-ç̆k̆ule, çkun muaciri dobivit. Bigzalit Turkiaşa. Sum tutas oxoraskiri çkimiş yanis bort̆i, hemuk pşinaxu. Uk̆ule, hekole Samsonişa bigzalit, kamebaşkvit do bgzalit. Otxo (4) biç̆i bere do ar bozote bidi. Otxo ǯanas muaciri bort̆i Samsonis. Sum (3) biç̆i dor ar bozo domiğuru hek eçi (20) dğaşi doloxe. Arteği biç̆i  domiskidu xes. Heti – andğa ğurase, ç̆umen ğurase, haşote boǯk̆edi! Tangrik va oğurinu, didi ndğa meçu do geri komobiyoni (nana muşi do ar bere).

 

Viǯeşa mopti ǯoxle, oxraskiri çkimişi oxorişa. Oxaçkuşi ora t̆u. Vaxti mek̆ilamt̆u oxaçkuşi. Otxo (4) ǯaneri xaseti bort̆i; jur seriş domadginu hak. Hekole komopti Maxoşa. Maxoşa mopti- is, Maxos oxori çkar va ren.  Teli kyoi doç̆udoren Rusik. Uk̆ule ak mopti- is, oxaçkus kogeboç̆k̆i. Let̆aşi met̆i mutu va bžiri: Ar let̆a kort̆u. Met̆i mutu var! Edo ar paʒxa, let̆a gamapxaçki do ar paʒxa dop̆k̆odi. Heşo hak biçalişi do berepe heşo boskedini. Biçalişi, biçalişi do oxoroiti dop̆k̆odi, didi oxori, edo haǯi raxat̆i bore, dobiraxat̆i mʒika… Jur ǯana ren, na dop̆k̆odidoren. Si hak moxtidore, ma hak va bort̆i.

 

‘Onape ot̆axoni en, lazut̆i komoinç̆u dulyaşi zori zamani ren, kyep̆ç̆opaten. Ar- jur puci komiyonun, jur xoci komiyonun; aǯi k̆işi mulun, mtviri mtvasen, hentepes gyari unon! Var içalişaşi, var iven… Va domaǯopxu oxori ki… Aǯi ok̆obobğare, k̆işis p̆ç̆k̆omare…

Haǯi donoç̆k̆inde boret do kodobincirat! Ç̆umeniti lumcis bç̆arate!

[Naqonasunon…]

 

 


[Kaynak kitap: Arnold Çikobava (24./ Kaynak kişi: Xusein Reşid- oğli),  “Ç̆anuris Gramat̆ik̆uli Analizi/ T̆ekst̆ebiturt”, S.S.R.K̆ Meʒnierebata Ak̆ademiis- Sakartvelos  Piliali, Tbilisi, 1936, (Gürcü Alfabesinden Latin Alfabesine çevriyazı, düzenleme ve Türkçeye çeviri: Ali İhsan Aksamaz, İstanbul, 1999)] 

aksamaz@gmail.com

 

https://www.ozgurcerkes.com/?Syf=22&Mkl=1293248&pt=Ali%20%C4%B0hsan%20Aksamaz&L%C3%82ZCA-T%C3%9CRK%C3%87E-S%C3%96ZL%C3%9C-TAR%C4%B0H--1