BİR “AYDIN”A İKİ MEKTUP
[Türkçe-
Lazca]
MEKTUP (BİRİNCİ)
Kıymetli Arkadaş;
Bu mektubu, ihtiyaç
duyduğum için hazırlıyor ve sana gönderiyorum. İyi oku, düşün ve sen de bana
düşüncelerini gönder de, ben de bilmediklerimi senden öğreneyim. Bu,
entelektüel bir görevdir. Lütfen, mektubumu üçüncü kişi veya kişilere gönderme,
onlara da bu mektubumu gönderdiğimi düşünsen bile. Bu şahsî bir durumdur.
Son zamanlarda; eskiden
veya sonradan çeşitli vesileler ile tanıdığım veya hiç tanımadığım ancak isimlerini
sonradan duyduğum birileri benim ile telefon ve e-posta ile bağlantı kuruyor;
konuşuyor; buluşuyor. Ben, bu insanları ve yapmak istediklerini söyledikleri
aktiviteleri önemsiyorum. Bu sebep ile de bu insanları dinliyor; e-posta adresime
yazdıklarını ciddiyetle okuyor; buluşabildiklerimle de karşılıklı olarak
konuşuyorum. Kendilerine dostça yaklaşıyorum. Kendilerini anlamaya çalışıyorum.
Benimle bağlantı kurmalarının sebebi olarak da, bir "dernek" kurmak
ve bir "dergi" yayınlamak düşünceleri olduğunu söylüyorlar;
yazıyorlar. Gel gör ki, yazışma; konuşma ve buluşmalarımızdan anlıyorum ki;
konu "dernek" ve "dergi" değil. Konuşma; sürdürülen e-posta
yazışmaları ve görüşmelerin sonucundan, bu iki konunun kullanıldığını ve
sömürüldüğünü görüyorum. Esas amacın üçüncü şahıs veya şahıslar ile olan
sürtüşmeler ve bu polemiklere yandaş aramak olduğunu sezinliyor; anlıyor;
görüyorum. Özellikle karşılıklı konuşmalarda, bizimle bulunmayan insanlar ile
ilgili hiç de hoş olmayan lâfların sarf edilmesi beni üzüyor; bu tür ifadelerin
kullanılmaması için kendilerini uyarma ihtiyacı hissediyorum. Muhatap,
birileriyle olan ve sebebi de incir çekirdeğini doldurmayacak ve hiçbir
entelektüel boyutu da bulunmayan çatışmaları anlatıyor da anlatıyor; kendisi
gibi düşünenler ile hareket etmemi istiyor. Bu kişiler, çok uzun bir zamanı,
"dernek" ve "dergi" konusu ile uzaktan yakından bir ilgisi
olmayan çocukça ifadelerle harcıyor; yazıyor da yazıyor; konuşuyor da konuşuyor.
Neden sonra, zorlamayla "dernek" ve "dergi" konusuna giren bu
kişiler, çok kısa bir süre bu konu üzerinde yüzeysel olarak bir şeyler söylüyorlar
ve yine başkalarıyla olan şahsî ilişkilerinde kendilerinin nasıl ve ne kadar
haklı olduğu konusuna giriyorlar. Tabii herkesin genellikle kendisine göre
haklı bir sebebi oluyor. "Dernek" ve "dergi" konusunun,
şahsî sürtüşmelerin bir aracı haline getirilmek istenmesi hiç hoş değil. Ben,
son gelişmeleri böyle görüyor ve değerlendiriyorum. Böyle bir değerlendirme
yapmaya beni yönlendiren sebep, "dernek" ve "dergi"
konusunda bana gelen telefon, e-posta ve buluşmalardan edindiğim somut
bilgilerdir.
Bugün gelinen noktada,
arenada iki gurup görülüyor; bir taraf "dernek" kurmak iddiasıyla,
diğer taraf ise, "dergi" yayınlamak iddiasıyla ortaya çıkıyor. Bu gruplaşmanın
sebebinin, siyasî ve ideolojik farklılık olmadığını biliyoruz. Çünkü ortaya
koyabildikleri yazılı siyasî bir metin, yazılı bir manifestoları yok. Bu gruplaşmanın
sebebinin, öncelikle "dernek" kurmak veya öncelikle "dergi"
yayınlamak konusunda anlaşamamaktan çıkmadığını da görüyoruz. Çünkü bugüne
kadar, ne için "dernek" kurmak istediklerini ve ne sebeple
"dergi" yayınlamak istediklerini belirten özgün bir açıklamada bulundular.
"Dernek" ve "dergi" kavramlarıyla kendilerini ifade eden bu
iki gurup, birbirlerine gösterdikleri reaksiyonerlikle beslenmeye çalışıyor. Bu
reaksiyonerliklerin sebebi ise, incir çekirdeğini doldurmayacak basit, şahsî
çatışmalarla birbirlerinden uzaklaşmış bir- iki kişinin yandaşlığına veya
karşıtlığına destek vermekten başka bir şey değil.
Bir- iki kişinin
yandaşlığına veya karşıtlığına ahbap çavuş ilişkileri içinde destek vermek için
oluşmuş grupların, anlamsız "sen- ben" ve "dernek" mi?
"dergi" mi? tartışmalarıyla konuyu boğuntuya getirdiklerini
görüyoruz. Oysa sağlıklı bir başlangıç yaşanabilirdi. Oluşturulacak özel bir
mail grubuyla öncelikle geçmişe yönelik bir hesaplaşma yaşanmalıydı. Bu
demokratik tartışma ortamı yalnızca konuya taraf kişiler arasında
yürütülmeliydi. Özel konular, özel halledilmeliydi. "(1992) Laz Vakfı
Girişim Komitesi", "Sima Vakfı", "Ogni Kültür
Dergisi", "Zuğaşi Berepe", "Kâzım Koyuncu",
"Birol Topaloğlu", "Mjora Serisi", "Mjora
Dergisi", "Sima Kültür Dergisi", "Gola-der", "Yayla Festivali", "Lazlar
Belgeseli", "Postosculara destek olanlar", "bilgi sahibi
olmadıkları konularda başkalarının götüyle osurmuş utanma bilmeyen reytingci
sitelerin editörleri", "insanların arkasından konuşanlar",
"reaksiyonerlere insanları satmak için ince raporlar yazmış olan
kimseler", "fırsatçılar", "şikâyetler",
"mahkemeler", "ajanlar", "ahbap çavuşluklar" ve
bunların süreçleri tartışılmalıydı. Açık ve kesin bir hesaplaşma yaşanmalıydı.
Bu hesaplaşmadan sonra, bu hesaplaşma yazılı olarak ve ortak imza ile ilgili
herkese ilân edilmeliydi. Özeleştiri ve eleştirileriyle böyle bir süreçten
geçerek oluşacak bir girişim komitesi anlamlı çalışmalara önderlik edebilirdi;
meşru olurdu. Bu, bir- iki kişinin yandaşlığına veya karşıtlığına ahbap çavuş
ilişkileriyle oluşan ve çatışan grupların ortaya çıkmasını önleyebilir;
buralardan nemalananları açığa vurarak etkisiz kılarak yola getirebilirdi.
(Böyle doğru bir başlangıç için hâlâ geç kalınmış değil.)
Ancak öylesi meşru bir
komite, "dernek" ve "dergi" çalışmalarını, önce kendi
içinde tartışabilir ve sonuca ulaştırdıktan sonra, çalışmalara başlayabilirdi.
"Sen-ben", "dernek" ve "dergi" tartışmaları esas amacı gizliyor.
Esas amaç Lazca
olmalıdır; Lazcanın yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara kurumsal
olarak aktarılması varlık sebebimiz olmalıdır. İster "dernek, ister
"dergi" olsun, Lazcanın yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek
kuşaklara kurumsal olarak aktarılması konusunda neler yapılacaktır? Varlık sebebi,
Lazcanın yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara kurumsal olarak
aktarılması olmayan bir "vakıf", bir "dernek" veya bir
"dergi", yalnızca bir- iki kişinin yandaşlığına veya karşıtlığına
ahbap çavuş ilişkileri ile hizmet edecek içi boş yapılar olarak kalmaya
mahkûmdur. Bu "dernek" yanlılarının bugünkü kafalarıyla kuracağı bir
dernek ve bu "dergi" yanlılarının bugünkü kafalarıyla
yayınlayacakları dergiyle oluşacağı ortamı bir düşünelim; bugünkü boş
"sen- ben" tartışmaları; derneğin basın açıklamalarıyla ve derginin
sayfalarına yazılacak makaleler ile de sürdürülecek ve sonuçta da bugünkünden
daha kötü ve anlamsız bir durum ortaya çıkacak; düşmanlıklar yaşanacaktır.
Bütün bunları önlemenin bir yolu var: Konunun tarafları, amaçlarının Lazcanın
yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara kurumsal olarak aktarılması
olduğunu açık seçik ilân etmelidirler. Bunu da nasıl yapacaklarına ilişkin kafa
yorduklarını somut program ve örneklerle duyurmalılar. Konunun taraflarının,
bir metin ile kendilerini deklere edememeleri ve bir metnin altına adlarını
yazamamaları, olumsuzluklar yönünde duyduğumuz kuşkuyu destekliyor. Üstelik her
iki grup önderlerinin yazışmalarda Lazcayı kullanmadıkları da görülüyor.
Ben, derneğin değil;
derginin öncelikli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çünkü dergi, sağlıklı
dernekleşmelere destek verecek insanlara ulaşma imkânını sağlayacak ve anlamsız
gruplaşmaların devamını ve yenilerinin oluşmasını büyük ölçüde engelleyecektir.
Kısa ve orta vade için şöyle düşünüyorum: Hemen her il ve ilçede bulunan dernek
ve vakıflar insanların tanışması ve buluşması işlevi görebilirler; bunlara
katkıda bulunulmalı, olması gerektiği ölçülerde kütüphanelere kavuşmaları için
çalışılmalıdır. Bu dernek ve vakıflarda "Lazca Konuşma Gurupları" ve
"Lazca Atölye Çalışma Grupları" oluşturulmalıdır. İllâ bir dernek
kurulacaksa, belirttiğim dernek ve vakıflarda "Lazca Konuşma Grupları"
ve "Lazca Atölye Çalışma Grupları" tecrübesi yaşandıktan sonra
kurulmalıdır ve adı da "Lazcayı Yaşatma ve Geliştirme/ Yüceltme
Derneği" olmalıdır. Özellikle büyük kentlerdeki genç insanların Lazca
konuşmaları özendirilmeli; bunun yolları aranmalıdır. Vakıf ve dernekler, parti
konularının konuşulduğu siyasî kuruluşlar haline getirilmemeli; vakıf ve
dernekler eğer taşıyorlarsa bu siyasî tartışma konularından kurtarılmalı;
kültür ve dil etkili hale getirilmelidir.
Bu aşamada önemli olan
dergidir. Nasıl bir dergi? Önerim üç formalık "Ogni Kültür Dergisi"
boyutunda bir derginin yayınlanmasıdır. Periyodu şimdilik üç ayda bir ve her
sayfası ise iki sütunlu olmalıdır. İlki Lazca ve ikincisi ise Türkçe için. Her
güncel Lazca makalenin, her güncel Lazca haberin, her Lazca masalın, her Lazca
atasözünün mutlaka tam Türkçesi ve her Lazca şiir ve şarkının ise mümkün olduğu
kadar Türkçe açıklaması verilmelidir. Yani dergi Lazcayı yaşamalı;
yaşatmalıdır. Yukarıda dikkat çekmeye çalıştım; bir kez daha tekrarlamak
istiyor ve "güncel Lazca makale" ve "güncel Lazca haber"
ifadelerini kullanıyorum. Lazca; yalnızca şarkı, şiir, destan dili olarak
değil, güncelin dili olarak da kullanılmalıdır. Lazca ancak böyle
geliştirilebilir. (Kuşkusuz; derginin periyodu, boyutu, renkli veya siyah beyaz
yayınlanması konusu tartışılabilir.)
Lazca dergi deyince,
bazılarınızın hangi Lazca diye soracağını biliyorum. Hemen cevap vereyim:
Bildiğiniz Lazca. "Şive", "ağız", "diyalekt" ve
"lehçe" gibi kavramların üzerinde durmuyorum. Çünkü bu, Lazcanın
"şarkı dili" olarak kalması için içerden ve dışardan dua edenlerin
söylemidir. Lazcanın yazı ve yayın dili olarak standardize edilmesinin önünde
duranların beyanıdır. Atalarının özgün dilini modernize etme gayreti
göstermeyenlerin kavram kargaşasıdır. Düşünen, söyleyecek sözü olan,
fikirlerinin ülke çıkarları için kullanılmasını isteyen aklı başında, eli kalem
tutan ve Lazca bilen herkes tespit edilen konu ve verilen görev doğrultusunda
yazmalıdır; bildiği Lazca ile yazmalıdır. Lazca bilmeyen ancak aynı düşünce ile
hareket edenler ise Türkçe yazmalıdır. Onların yazdıkları; sıra ile Lazcaya
çevrilecektir. Herkes kendi Lazcası ile yazacaktır, olmayan bazı kavramlar
Türkçeden, Gürcüceden veya bir Batı dilinden alınacak ve Lazca konuşan
kişilerin telâffuzuna uygun olarak kullanılacaktır. Bu konuda birlik
sağlanacaktır. Bu dergi çalışmalar, hem Lazca yazarak katkıda bulunacakların
Lazcalarını geliştirmelerine hem Lazcayı bilmeyenlerin öğrenmelerine hem de
bir- iki kişinin yandaşlığına veya karşıtlığına ahbap çavuş ilişkileri ile
harcanan zamanın verimli kullanmasına yol açacaktır. En önemlisi birlikte
üretmenin tadına varılacak ve gelecek kuşaklara demokratik bir davranış
şeklinin bırakılmasını sağlayacaktır. Lazcanın yazılı kullanımı özendirilmiş ve
yazılı ve standart bir dilin ilk ve sağlam temelleri atılmış olacaktır. Bunu bu
bakışla; birliktelikle kolayca yapabiliriz. Buna, çeşitli bahaneleri ileri
sürerek karşı çıkanların ciddiyetinden kuşku duymak gerekir. Lazcayı yaşatmak
gibi bir amacınız yoksa, Lazcayı yaşatmak için çareler aramıyorsanız, o zaman
dernek kurmak veya dergi çıkarmanın ne faydası olacak ki?!
Sağlıkla ve sevinç ile.
Ali İhsan Aksamaz
[3 Ocak 2008]
+
MEKTUP (İKİNCİ)
Kıymetli Dost;
Son bir ay içinde
gönderdiğin ikisi Türkçe, biri Lazca mektubun için teşekkür ederim. Bu
mektuplarından çok faydalandım. Önderlik ettiğini söylediğin dergi süreci
hakkında yeterince bilgi edindim. Ancak İstanbul'da yaşıyor olmama rağmen, beni
İstanbul'da yaptığınızı söylediğin toplantıya değil de, Ankara'da yapacağınızı
söylediğin toplantıya çağırmanın sebebini anlamadım. Toplantınıza
katılmayacağım. Göndereceğim bir mektubu, Ankara'da yapacağınız toplantıda
okuyacağını söylediğin için de bu mektubu yazıyor ve sana gönderiyorum. Birinci
mektubumda değindiğim konulara bir daha burada değinmiyorum.
Seni 1993 Temmuz ayı
içinde tanıdım. Birkaç toplantımıza katılmıştın. Aynı yılın sonlarında beni
telefonla aradığını da hatırlıyorum. İlginç bir telefon görüşmesiydi. Sen
sordun, ben cevapladım! "Ogni"yi yayınladık; İstanbul'dan ayrıldın.
Bir makaleni "Ogni"de yayımladığımızı ve 105,7 Çevre FM'de bir
programa katıldığını da hatırlıyorum. Yıllardan beri ne adını duydum ne de
haberlerini aldım. On yılı aşkın bir süre entelektüel faaliyetlerin tamamen
dışında olduğun, herhangi bir entelektüel duyarlılık göstermediğin biliniyor.
Son iki yıl içinde
önce, bazı sitelerin okuyucu köşelerine göndermiş olduğun kısa mesajları
okudum. Adın görüldü. Sonra da lazebura.net'e yazdığın makaleleri, eleştirileri
okudum. Bir-iki gazete ve siteye yazdığın makaleleri, röportajlarını da gördüm.
Laz dili ve kültüründen bahseden makaleler yazıyorsun. Ancak fikirleriniz
bulanık. Önce güvercin olup uçmak istiyorsun. Bunun için bir makale yazıyorsun.
Tehlikeyi görüyorsun. Gelen tepkilerden korkuyorsun. Yazdıklarının arkasında
duramıyorsun. TRT'nin Lazca da yayın yapmasını isteyen insanlara karşı
çıkıyorsun. Düşmana akıl veriyorsun. TRT'nin Lazca yayın yapmasına karşı
çıkanların eline malzeme veriyorsun. Bu alanda tehlike görmüyorsun. Bir insan
çıkıyor. Laz yemekleri üzerine bir kitap hazırlıyor. Lazca yazıyor. Yine aynı
düşmanca tavırla Lazca bir kitaba karşı çıkıyorsun. Ülkenin vatandaşı, seninle
aynı ana diline sahip kişilere gösterdiğin bu düşmanca tavırlardan sonra;
akademik bir anlayışla çalışma yapan bir yabancıyı ilâhlaştırmaya çalışıyorsun.
Bu kişiyi, Lazcayı dünyada en iyi bilen kişi ilân ediyorsun. Anlaşılan Meleni
Sarpi'yi görmedin. Bilmiyorsun. Bilmediğini bilmiyorsun. Bilmediğinin
bilindiğini de bilmiyorsun.
Şimdi de bir derginin
yayınlanmasına önderlik ediyorsun. Yazdığın Türkçe mektubunda liderlik hikâyeni
şöyle anlatmışsın: " … şu kişilerle,
şu zamanda şöyle bir dergi diye hiç düşünmedim …durup dururken dergi için bir
fırsat çıktı. Öyle bir fırsat ki işin mali boyutu, teknik işler, baskı ve
matbaa vs. hallediliyordu. Oluşumun en önemli nedeni bu. Yani benim önüme böyle
bir fırsat gelince, bunun altında kalınmaz, arkadaşlarla paylaşayım dedim. Ve
ilk olarak ….. ….. la konuşup durumu anlattım. ….. …..la yaptığımız
değerlendirmede bu fırsatın kaybedilmemesi
gerektiğini düşündük. Bu işin teknik boyutunu üstlenecek arkadaşlarla
görüşüp yola çıkmaya karar verdik. Yola
çıkışın özeti budur. "
Şimdi sen, kafandaki bu
bulanıklıkla ve kaynağını açıklamadığın bu fırsat ile bir dergi
yayınlayabileceğine inanıyor musun?
Ben, sana bir fikir
vermesi için daha önce çeşitli vesilelerle söylediklerimi burada da tekrarlamak
istiyorum. İlk mektubumun ve yazdıklarımın sana katkı sağlayacağına inanıyorum.
Kişinin gücü, yanında
durduklarını zannettiği kişilerin sayısından ve ona birilerinin vereceğini
sandığı paradan gelmez. Önce akıl gerekir. Akıllı insan düşünür. Resmî ideoloji
ve resmî tarih tezlerinden arınır. Düşünen akıllı insan, ölüyor olan Lazcanın
derdini çeker. Ölüyor olan Lazcanın derdini çeken bir insan, dilini kurtarmak
için çareler arar. Böyle bir insan, öncelikle her şeyi bilmediğini,
bilemeyeceğini de bilir; öğrenmenin yolunu arar. Her geçen gün yeni bir şeyler
öğrenir. Öleceği ana kadar da bir şeyler öğreneceğini bilir. Dürüst insan,
kendisinin tek başına bir hiç olduğunu da bilir. Bilmiyorsa da öğrenir. Dürüst
bir insan ise, bilmediklerini öğrenir. Dürüst akıllı insan; Lazcanın geçmişini,
bugününü ve yarınını düşünür. Haklı olduğunu görür. Önemli olanın Lazca
olduğunu anlar. Dürüst akıllı insan araştırır. Dilin, kişisel değil, toplumsal
bir iş olduğunu bilir. Artık "ben" değil, "sen" değil,
"biz" demesi gerektiğini anlar. Düşünen akıllı insan, işte burada bir
karar verir. Kendisi gibi, ölüyor olan
Lazcanın derdini çeken insanlarla tanışmanın yolunu arar; tanışır. Birlikte
çalışmanın çarelerini arar. Bilmediklerini birbirlerinden öğrenirler,
bildiklerini birbirlerine öğretirler. "Sen- ben" hastalığından
kurtulmuş, Lazcayı yaşatmak, geliştirmek ve gelecek kuşaklara aktarmanın
yollarını arayan dürüst, haklı, akıllı ve düşünen insanlar, işte bu noktada bir
şeyin farkına varırlar: Lazca yazmak. Lazca yazmanın önemli olduğunu öğrenen bu
düşünen insanlar; "ağız", "lehçe" vb. kelimelerin arkasına
saklanmaz, bunlarla bilgisizliğini örtmez.
On yılı aşkın bir süre
sesini çıkarmamandan sonra yazdıklarından ve mektuplarından; dergi için sana
vereceklerini söylediğin paranın kaynağını açıklamamandan; dergiyi niçin
çıkartmak istediğini söylememenden; yuvarlak lâflar dışında bir manifestonun
olmamasından; dergide neler yazacağını söylememenden; "Lazca"
denilince, "diyalektler" demenden; Lazca bir şiir kitabı, bir Lazca
masal çalışması, Lazca bir tiyatro eseri ve bir Lazca gramer çalışması
yayınlamış, kendisini ispat etmiş bir insanı görmemenden ve Lazca için dert
çekmeyen bir yabancıyı üstat ilân etmenden ne anladığımı söyleyeyim. Ölen
Lazcanın derdini çekmiyorsun. Lazcayı yaşatmak, geliştirmek ve gelecek
kuşaklara aktarmak gibi bir düşüncen yok.
Lazların Doğu Karadeniz
Bölgesinin yerlisi olmadıklarını, sonradan buralara geldiklerini ve kültürsüz
olduklarını ve Lazca diye bir dil olmadığının propagandasını sinsice yapan
makaleler yayınlanıyor. Hemşinlilerin Müslüman Ermeni olduğunu iddia eden
duyurular internette yazılıyor. Halkların kardeşliğine inanan bazı iyi niyetli
Laz Aydınları, hem Lazların Pontuslu oldukları hem de Lazların Doğu Karadeniz
bölgesine sonradan geldikleri ve asıl yerlilerin Ermeniler ve Pontuslular
oldukları propagandasını yapmak ve yaptırmak için kullanılıyor. Senin aklında yokken,
sırf, nereden geldiğini açıklamadığın bir para sebebiyle bu işe girdiğini
söylediğine göre, Lazcayı yaşatmak, geliştirmek ve gelecek kuşaklara aktarmak
gibi bir düşüncen yokmuş. Öyle anlıyorum. Bu hâlinle bir dergi çıkarırsan,
Lazcaya değil, Lazları ve Lazcayı kullanarak başkalarının değirmenine su
taşımak isteyen kötü niyetli propagandacı kimselere hizmet etmiş olursun.
Bilesin! Şimdi bir kez değil, yüz kere düşünmen gerekir.
Dostlukla…
Ali İhsan Aksamaz
[16 Ocak 2008]
[Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, "Birinci Laz Kültürü Toplantısı", circassiancenter.com.tr, 5. XII. 2004; Ali İhsan Aksamaz, "Laz Aydınları Platformu Oluşturma Toplantılarındaki Konuşmalarım" (“Laz Aydınları ve Sorumluluk, 1. Baskı, Sorun Yayınları, İstanbul, 2011)/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, "Bazı Laz Aydınları Arasında Geciken Hesaplaşmalar ve Unutulan Kimlik Mücadelesi", circassiancenter.com.tr, 21. VIII. 2011; Ali İhsan Aksamaz, “Ogni Kültür Dergisi (Anı-1)”, circassiancenter.com.tr, 15. XI. 2015; “İstim arkadan gelir”, lazuri.com]
JUR
KART̆ALİ AR “İNT̆ELEKT̆UALİ”-S
KART̆ALİ (MAARTANİ)
Qoroponi Megabre;
Am kart̆ali oç̆aru nadomaç̆irs
şeni pxazirop do megincğonop. K̆ai ik̆itxi, isimadi do siti simadape skani
memincğoni do mati navarmiçkin ondepe skanden dovigura. Aya ren int̆elekt̆ualuri
anank̆eni. Mara, mu iqven, kart̆ali çkimi mo nuncğonop majurani şuri do
şurepes, entepesti namevuncğoni, isimadeptina. Aya ren şaxsuri xali.
Çodina orapes; mcveşi
orapeşendoni naviçinopt̆i varna ok̆ulendo, çkvadoçkva sebebepeten naviçini
varna p̆ot̆es navarviçini, mara coxope mutepeşi navogneret̆i mitxanepek t̆ilifoni
varna e-post̆aten k̆ont̆akt̆i ikipan çkimi k̆ala; ğarğalapan. Ma, am şurepes do
entepes oxvenu naunonan dulyapes quci mepçap, entepe do entepeşi dulya beciti
ren yado visimadep do emuşeni. Am sebebitenti, am şurepes vusimin; e-post̆a
adresi çkimis, namemincğonupan mutxanepe vik̆itxup do entepe k̆ala p̆icdop̆ici
bğarğalap. Ti-mutepeşis megabroba voʒ̆irap. Entepeşi oxoʒ̆onu şeni vinç̆işep.
Çkimi k̆ala k̆ont̆akt̆i naqvesşi sebebi şeniti, ar "k̆erk̆eli" ok̆iduşi
do ar "jurnali" gamoçkvuşi simadape nauğut̆es, miʒ̆umernan; meminç̆arupan.
Murenki, namemincğones ç̆ara; t̆ilifonişi ğarğala do çkini ok̆oxtalapeşen oxovoʒ̆onap
do tema "k̆erk̆eli" do "jurnali" var ren. Ğarğala, nanaqonups
e-post̆aşi ç̆arape do ok̆oxtalapeşen oxomaʒ̆onen do am jur tema naixmarinen do
nagamişvalen, mevagnep. Dudari noğire mutepeşi, masumani şuri varna şurepe k̆ala
nauğunan onç̆işoba do am p̆olemik̆apes mxuci nameçasen mitxanepe ožiru naren,
mevagnep; oxovoʒ̆onap; bžirop. Met̆alotti çkimi k̆ala artot nart̆anşi, çkini k̆ala
navarren mitxanepe şeni, natkumernan p̆at̆i nenapeten guris memaç̆ven; emk̆at̆a
p̆at̆i nenape mo ixmarinas yado ti-mutepeşi ostibinu domaç̆irs. Muxatabik, mitxanepe k̆ala bereluri
sebebepeten emus naaqveren do int̆elekt̆ualuri ğirsoba navaruğun onç̆işoba
mutepeşen zop̆ons, zop̆ons; ti-muşi steri naisimadeps mitxanepes mxuci mepça
yado gza moʒ̆iraps. Mtelora, "k̆erk̆eli" do "jurnali"-şi temas
çkar mutu navarnungaps bereluri nenapeten xarcupan; ç̆arupan do ç̆arupan;
ğarğalapan do ğarğalapan am şurepek. Dido ora bereluri temapeten oxarcuten,
çkimi zoriten do guri çkimi oxvenu şeni, "k̆erk̆eli" do
"jurnali"-şi temaşenti armʒika mutxanepe namiʒ̆umernan am şurepek
dido mk̆ule ar oraş morgvalis udet̆alurot. Edo xolo majuranepe k̆ala nauğunan
niza mutepeşis, ti-mutepeşi muç̆oşi do muk̆onariti dido ʒ̆ori narenanşi temaşen
ğarğalapan. Ho, k̆artayis uğun ar ʒ̆ori sebebi. "K̆erkeli"do
"jurnali"-şi tema, şaxsuri onç̆işobapeşi ar vasit̆a oxvenu ak̆vanduşi
gzalepe ogoru çkar xoşi var ren. Ma, çodina oğodapape aşo bžirop do aşo k̆imet̆i
mepçap. Aşo ar toliten am dulyas oʒ̆k̆omilu şeni, çkimda gza namomçaps sebebi,
"k̆erkeli" do "jurnali"-şi temas, namomixtu t̆ilifoni,
e-post̆a do ok̆oxtalapeşen naviguri do ma namaqu ʒ̆ori ambaepe renan.
Andğaneri ndğas, arenas
jur k̆ele ižiren; ar k̆ele "k̆erk̆eli"-şi ok̆iduşi idiaten, majura k̆eleti,
"jurnali"-şi gamoçkuşi idiaten gamulun. Am ok̆erk̆elanupeşi sebebi, p̆olit̆ik̆uri
do ideolojiuri çkvadoçkvaloba navarren, miçkinan. Entepek naç̆ares ar p̆olit̆ik̆uri
t̆ekst̆i, ç̆areli ar manifest̆i var uğunan do emuşeni. Am k̆erk̆elepeşi sebebi ʒ̆oxle
"k̆erk̆eli"-şi ok̆idu varna ʒ̆oxle "jurnali"-şi gamoçkuşen
navargamaxtuti bžiropt. Andğaşakis, muşeni "k̆erk̆eli"-şi ok̆idu do
mu sebebiten "jurnali"-şi gamoçku naunt̆es, namoʒ̆iropan nadvaç̆irs
steri det̆alurixeşa ar ognapa var axvenes do emuşeni. "K̆erk̆eli" do
"jurnali"-şi t̆erminepeten, t̆ani mutepeşi namoʒ̆irapan am jur k̆erk̆elik,
artikartis naoʒ̆irapan reakʒionerobaten oskedinu şeni gza gorupan. Am reakʒionerobapeşi
sebebiti, bereluri, şaxsuri ok̆vak̆idinapeten artikartişen mendraneri ar- jur k̆oçis
mxuci meçamu varna nodgituşen ekole mutu var ren.
Ar- jur k̆oçis, axbap ç̆avuşuri
gagnapaten mxuci meçamu varna nodgitu şeni gamaxtimeri k̆erk̆elepek, "si-
ma" do "k̆erk̆eli"-i? "jurnali"-i? şeni ok̆ok̆rit̆ik̆uten
tema naşinaxupan, bžiropt. Andaseni k̆ap̆et̆i ar geç̆k̆ala oskedinuşi şansi ažirasunt̆u.
Naixvasunt̆u xususi ar meilişi gurubiten ʒ̆oxle, mcveşi p̆eriodi şeni ar ok̆oxesap̆u
oskedinuşi rt̆u. Am demok̆rat̆iuli ok̆ok̆rit̆ika, xvala temaşi k̆elepeşi doloxe
oxvenuşi rt̆u. Andaseni; mi mi k̆ala derdi uğut̆u, muşi k̆ala olağasunt̆u.
"(1992) Lazuri Vakfişi İniʒiat̆ivişi K̆omit̆et̆i",
"Simaşi Vakfi", "K̆ult̆uruli Jurnali Ogni", "Zuğaşi
Berepe", "Kazim Koyuncu", "Birol Topaloğlu",
"Mjoraşi Seria", "Jurnali Mjora", K̆ult̆uruli Jurnali
"Sima", "Gola-deri",
"Golaşi Fest̆ivali", "Dok̆umant̆uri filmi Lazepe",
"P̆ont̆usurepes mxuci nameçupe, "mutu navaruçkit̆es temapes,
çkvalepeşi munditen naskinu do oncğore navaruçkit̆u mareytinge sait̆epeşi edit̆orepeşi
uğnose emğežobape", "k̆oçepeşi k̆ap̆ulaşen gammazoba naqupe",
"reakʒioneri mitxanepes k̆oçepe gamaçamu şeni mç̆ipe rap̆orepe naxazireret̆u
mitxanepe", "op̆ort̆unist̆epe", "şikaet̆epe",
"maxkemepe", "ajanepe", "axbap çavuşobape",
çkvadoçkva do entepeşi p̆roʒesepe şeni k̆rit̆ik̆ape oxvenuşi rt̆u.
Gonʒ̆k̆imeri do ʒ̆ori
ar ok̆oxesap̆u oskedinuşi rt̆u. Am ok̆oxesap̆aş k̆ule, am ok̆oxesap̆a ç̆arelot
do oşkendari xeşç̆araten dulyas toli nauğun irixolos ognapuşi rt̆u. Muşebura k̆rit̆ik̆a
do k̆rit̆ik̆apeten aşo ar p̆eriodis mek̆axtimuten naiʒ̆opxunasen ar iniʒiat̆iuri
k̆omit̆et̆ik ğirsoni dulyapes goʒ̆vancğonasunt̆u; legit̆imuri iqvasunt̆u. Ar-
jur k̆oçis mxuci meçamu varna nodgitu şeni axbap ç̆avuşuri gagnapaten,
artikarti k̆ala niza naikipan k̆erk̆elepeşi eç̆k̆indus gza var naçinasunt̆u; am
xalepeşen naskidunanpeşi dulyape ok̆oxuten, entepe dvamorçilasunt̆es. (Aşo ar ʒ̆ori
geç̆k̆ala şeni, xoloti yano var ren.)
Aşo ar legit̆imuri k̆omit̆et̆ik
"k̆erk̆eli" do "jurnali"-şi tema, ʒ̆oxle doloxe muşis ʒadasunt̆u
do nadvaç̆irs steri ar gza nažirasti, oxandus geç̆k̆asunt̆u. "Si
-ma", "k̆erk̆eli" do "jurnali"-şi nizape şinaxups
dudari noğira.
Dudari noğira Lazuri ren;
Lazurişi oskedinu, oçalişu do moxtasneri otasobapes k̆idaluri oqopinot nunç̆işinu,
çkini renobaşi sebebi oqopinu ren. Ginonna, "k̆erk̆eli, ginonna
"jurnali" iqvas, Lazurişi oskedinu, oxampu do moxtasneri otasobapes k̆idaluri
oqopinot nunç̆işinu şeni muepe ixvenasen? Renobaşi sebebi, Lazurişi oskedinu,
oxampu do moxtasneri otasobapes k̆idaluri oqopinot nunç̆işinu navarren ar
"vakifi", ar "k̆erk̆eli" varna ar "jurnali",
xvala ar- jur k̆oçis mxuci meçamu varna nodgitus axbap ç̆avuşuri gagnapaten
uxizmet̆asen, doloxe muşi upşu oxvenoba oqopinot oskedinus maxkumi ren. "K̆erk̆eli"-s
mxuci nameçapanpek aʒ̆i nauğunan ğnositen, nak̆idasunonan "k̆erk̆eli"
do "jurnali"-s mxuci nameçapanpek
aʒ̆i na uğunan ğnositen, na gamaçkvasunonan jurnaliten, na iʒ̆opxinasen at̆mosferi
ar visimadat; andğaşi upşu "si- ma"-şi ok̆vak̆idape, k̆erk̆elişi p̆resuri
ognapapeten do jurnalişi gverdepesti na iç̆arasen st̆at̆iapetenti niqoninasen
do aşopetenti andğanerişen p̆at̆i do ugagnaponi ar xali ižirinasen; duşmanobape
iskedinasen. Mtel antepe dodginu şeni ar çare koren: Temas mxuci nameçapanpek,
mutepeşi noğira Lazurişi oskedinu, oxampu do moxtasneri otasobapes k̆idaluri
oqopinot nunç̆işinu naren, gonʒ̆k̆uperot ognapuşi renan. Ati muç̆oşi
naqvasunonan, nanizmonopanşi gonʒ̆k̆imeri p̆rograma do misalepeten ognapuşi
renan. Murenki temas mxuci nameçapanpes ç̆areli ar t̆ekst̆iten ti- mutepeşi
navaragnapen do ar t̆ekst̆is tude xeşç̆arape navaraç̆arenan, nanipşit̆ilupt
negat̆iurobapes mxuci meçaps. Amuşen met̆a k̆arta jur k̆eleeşi goʒ̆oncğonerepek
ok̆oç̆arapes Lazuri navarixmarnanti, ižiren.
Ma, k̆erk̆eli var,
jurnali ʒ̆oxlenuri ar dvaç̆iroba ren yado visimadep. Jurnalik k̆ap̆et̆i ar k̆erk̆eli
ok̆idus mxuci nameçasen şurepe k̆ala k̆ont̆akt̆i oxvenus gza meçasen do
ugagnaponi ok̆elanupeşi naqonu do ağanepeşi gamaxtupe didopeten nodgitasen do
emuşeni. Mk̆ule do şkanuri p̆eriodi şeni aşo visimadep: Naiçkinen k̆onari, k̆arta
noğa do ç̆it̆a noğapes k̆ideri k̆erk̆eli do pondepe ixandinapen şurepeşi ok̆oçinu
do ok̆ok̆atu şeni; entepes mxuci meçamuşi ren, nadvaç̆irs xalis bibliotek̆ape
entepes aqvan yado oxanduşi ren. Am k̆erk̆eli do pondepes, "Lazuri
Oğarğaluşi Grup̆epe" do "Lazuri At̆eliuri Xandapeşi Grup̆epe" oʒ̆opxuşi
ren. Majura k̆ele ar k̆erk̆eli ok̆idu entepes guris uğunanna, giʒ̆vit k̆erkeli
do pondepes, "Lazuri Oğarğaluşi Grup̆epe" do "Lazuri At̆eliuri
Xandapeşi Grup̆epe"-şi ʒadoba žiraş k̆ule ok̆iduşi ren. Edo coxo muşiti
"Lazuri Oskedinu do Oxampuşi/ Omağalinuşi K̆erk̆eli" oqopinuşi ren.
Met̆alotti didi noğapes naskidunan ağanmordalepes Lazuri oğarğaluşi xavesoba
mogapapuşi ren; am dulyaşi çarepe ogoruşi ren. Pondi do k̆erk̆elepe, p̆art̆iapeşi
temape naiğarğalinen p̆olit̆ik̆uri sotxanepe oxvenuşi var renan; egere pondi do
k̆erk̆elepes am ok̆rit̆ik̆uşi temapeşen opağuşi renan; k̆ult̆ura do nena onç̆uşoboni
oxvenuşi ren.
Andğaneri ndğas jurnali gamoçku beciti ren.
Muperi jurnali? Gza muşi oʒ̆iru na minon, sumi formaloni "K̆ult̆uruli
Jurnali Ogni"-şi zimaten ar jurnali gamoçku. P̆eriodi muşi aʒ̆ineri ora
şeni sumi tutas ar fara, k̆arta gverdi muşiti jur sut̆unoni oqopinuşi ren.
Maartani Lazuri do majurani Turkuli şeni. K̆arta Lazuri ndğalobaluri temaloni st̆at̆iaşi
do k̆arta Lazuri ndğalobaluri ambaişi, k̆arta Lazuri p̆aramitişi, k̆arta Lazuri
andazişi Turkuli mtelot do k̆arta Lazuri leksi do k̆arta Lazuri birapaşi
Turkuli maana, naiqvas k̆onari meçamuşi ren. Mtini tkvalaten, jurnalik Lazuri
oskiduşi do oskedinuşi ren. Jile becitoba muşi oʒ̆iru şeni gza bgori; ar çkva
faratenti ojuru minon, "k̆arta Lazuri ndğalobaluri temaloni st̆at̆ia
" do "k̆arta Lazuri ndğalobaluri ambai"-şi tkvalepe vixmari.
Lazuri; xvalot birapa, leksi, dest̆anepeşi nena var, ndğalobaluri nena xeşa
oxmaruşi ren. Lazuri aşo maxampapinenan. (Narği var ren; jurnalişi p̆eriodi, zima
muşi, peroni varna uça-xçe xaliten gomoçkuti ok̆oitkvasen.)
Lazuriten nagamiçkvinasen
ar jurnali ptkvaşi, nam Lazuriten yado nadomik̆itxatginonan, k̆ai miçkin.
Astaxolo nena gegiktirat: Na giçkinan Lazuriten. "Şive", "p̆ici",
"dialekt̆i" do "lexçe" steri t̆erminepeşi jin var yevodgir.
Aya ren Lazuri birapaluri nena doskidas yado galendo do galendo nanuxvamapenpeşi
tkvala. Aya, Lazurişi ç̆ara do gamaçkvalaş nena xeşa ost̆andart̆izinus nagoʒ̆adginanpeşi
ognapa ren. Mcveşepe muşişi Ğormoturi nananena omodernuşi çarepe navargorupanpeşi
simadaluri p̆aradoksi ren. Naisimadeps,
otkuşi nena nauğun, simadape muşi dobadona şeni ixmarinas yado gza nagorups
ğnosoni, k̆alemiten oç̆aru nauçkin do Lazuri nauçkin k̆artayis ok̆oitkveri tema
do niçinen anank̆eniten oç̆aruşi ren; nauçkin Lazuriten oç̆aruşi ren. Lazuri navaruçkin,
mara artneri simadapeten naulunanpeti Turkuli oç̆aruşi renan. Entepek naç̆aranpeti;
siraten Lazuris itercuminasen. K̆artayik ti-muşişi Lazuriten ç̆arasen, navarmiğunan
t̆erminepe Turkulişen, Kortulişen varna Gyulvaluri ar nenaşen ixmarinasen do
Lazuri nağarğalaps mitxanepeşi telafuzis moxva xeşa iç̆arinasen. Am speros
artnoba goink̆vatinasen. Amk̆ata ar jurnalişi dulyapek hem Lazuri oç̆aruten
mxuci nameçasunonapeşi Lazuris oxampu do opukiruşi fursat̆i meçasen, hemti
Lazuri navaruçkinanpes oguruşi fursat̆i meçasen, hemti ar- jur k̆oçişi bereluri
nizapes axbap ç̆avuşuri gagnapaten mxuci meçamu varna nodgituten xarceri ora,
meçamura oxmarus gza meçasen. İrişen beciti, artot omraluşi loqanoba igurinasen
do moxtasneri tasobapesti demok̆rat̆iuli ar dodgita meşkvinus gza meçasen.
Aşopeten Lazurişi ç̆areli xmaraşi xavesoba irdasen do ç̆areli do st̆andart̆i ar
nenaşi temelis iptineri do k̆ap̆eti ar kva geşodveri iqvasen. Aya nagiʒ̆umer
ğnositen; artot perpu xeşa maxvenenan. Amus, çkvadoçkva baxanepeten nanodgitunanpeşi
seriozulobaşen meşit̆ilu dvaç̆irs. Lazuri oskedinu steri ar noğira var giğunanna,
Lazuri oskedinu şeni çarepe var goruptna, emoras k̆erk̆eli ok̆idu varna jurnali
gamoçkuşi mu feide gaqvasunonan p̆ea?!
Xelak̆aobaten.
Ali İhsan Aksamaz
3 ʒ̆anağani 2008
KART̆ALİ (MAJURANİ)
Qoropeli Megabre;
Çodina tutaşi doloxe namemincğoni
jur Turkuli, ar Lazuri kart̆ali şeni mardi giʒ̆umer. Dido feide maqu am kart̆alepeşen.
Nagoʒ̆oncğonup jurnalişi p̆roʒesişen domibağun k̆onari ambai maqu. Murenki, Mp̆olis pskidur tina, Mp̆olis p̆it-ya
namiʒ̆vi ok̆oxtalas vardo, Ank̆aras nap̆aten-ya namiʒ̆umer ok̆oxtalas muşeni namicoxişi
sebebi var oxovoʒ̆oni. Ok̆oxtala skanis var vak̆atare. Namegincğonare ar kart̆ali,
Ank̆aras naqvaginon ok̆oxtalas naik̆itxaginon, namiʒ̆vi şeniti, am kart̆ali p̆ç̆arup
do megincğonup. Maartani kart̆ali çkimis namolapşini temapeşen ar fara çkva var
molapşinap.
Giçini 1993 ʒ̆anaşi Xʒalaşi
doloxe. Ar-jur ok̆oxtala çkinis ak̆ateret̆i. Artneri ʒ̆anaşi çodinas, t̆ilifonis
namicoxiti mşuns. Oint̆eresoni ar t̆ilifonuri ğarğala rt̆u. Si mk̆itxi, ma nena
gegiktiri! Gamaviğit "Ogni"; Mp̆olişen ok̆uiʒ̆k̆i. Ar st̆at̆ia skani,
"Ogni"-s na gamaviğit do 105,7 Çevre FM-s ar p̆rogramas naak̆atiti
mşuns. ʒ̆anapeşen doni varti coxo skani vogni, varti ambai skani momixtu. Vit ʒ̆anaşen
met̆i ar oras, mtelot ent̆elekt̆ueluri dulyapeşi gale nare, çkar soti ent̆elekt̆ueluri
gagnapoba navargaqu, içkinen.
Çodina jur ʒ̆anaşi
doloxe, namtini sait̆epeşi mak̆itxalepeşi burmepes nagedvi mk̆ule kart̆alepe vik̆itxi.
Coxo skani ižirinu. Ok̆uleti lazebura.net-is naç̆ari st̆at̆iape, k̆rit̆ik̆epe
vik̆itxi. Ar-jur k̆azeta do sait̆is naç̆ari st̆at̆iape, int̆erviupeti kobžiri.
Lazuri nena do k̆ult̆uraşen namolaşinaps st̆at̆iape ç̆arup. Mara simadape skani
mğiri ren. ʒ̆oxle, t̆oroci oqopinu do oputxu ginon. Amuşeni ar st̆at̆ia ç̆arup.
Şkurina žirop. Namogixt̆u reakʒiapeşen şk̆urineri re. Naç̆arupeşi k̆ap̆ulas var
dogadginen. TRT-şen Lazuri ç̆andina naak̆vandeps k̆oçepes nodgitur. Duşmanis
nosi ogurap. TRT-şi Lazuri ç̆andinaşa nanodgitunpeşi xes malzeme meçap. Am
speros şkurina var žirop. Ar k̆oçi gamulun. Lazuri oç̆k̆omalepeşi svara
xazirups. Lazuriten ç̆arups. Xolo artneri duşmanuli gagnapaten, Lazuri svaras
nodgitur. Dobadona skanişi dobadonamşine, skani nananena nauğun mitxanepes naoʒ̆iri
gagnapa şk̆ule; ak̆ademik̆uri ar gagnapaten na ixandeps ar xark̆i uğormotinap.
Am k̆oçi, Lazuri nena irişen k̆ai nauçkin mitxani yado ognapap. İžiren, Meleni Sarpi navaržiri. Var giçkin.
Navargiçkinti, var giçkin. Navargiçkin, naiçkinenti, var giçkin.
Aʒ̆iti ar jurnalişi
gamaçkus goʒ̆vancğonop. Namemiç̆ari Turkuli kart̆alis goʒ̆oncğoneroba skanişi
ambai aşo oxomoʒ̆onapere: "…am
şurepe k̆ala, am oras aşo ar jurnali yado var mevisimadi … ar şvacis jurnalişi
fursat̆i maqu. Eşo ar fursat̆i ki dulyaşi geç̆areluri xali, t̆eknik̆uri
dulyape, gamoçkva do gamaçkvaloba dç. ilağen. Dulyaşi irişen beciti sebebi aya
ren. Yani aşo ar fursat̆i maquşi, aya var meit̆k̆oçinen, megabrepe k̆ala ok̆oviğarğalat
yado mevisimadi. Edo iptinerot ….. k̆ala oğarğaluten, emus vuʒ̆vi am xali. …..
….. k̆ala artot na ok̆oviğarğalit şk̆ule, am fursat̆i var govondinat yado
visimadit. Am dulyaşi t̆eknik̆uri dulyas mxuci na meçasen megabrepe k̆ala ok̆oviğarğalit
do gzas gedgitu şeni gevonk̆vatit. Aya ren mk̆ule ambai çkimi. "
Aʒ̆i, si am mğiri
simadapeten do solen mulun navar tkumer am fursat̆iten ar jurnali
gamagaçkvasunonanşa icer-i?
Ma, skanda ar simada
mekças yado, ʒ̆oxle çkvadoçkva vesilepeten nagiʒ̆vipe akonaşisti ojuru minon.
Maartani kart̆ali çkimi do namegiç̆aripe, skanda megişvalasen yado vicer.
Şurişi menceli, muşi
xolos eladgin yado naaʒ̆onen şurepeşi nak̆onobaşen do mitxanepek meçasunon yado
naaçkinen paraşen var yeçkindun. İptinerot dulyas dvaç̆irs nosi. Nosoni k̆oçik
isimadeps. Ofiʒialuri ideolojia do ofiʒialuri ist̆oriaşi tezepeşen ti-muşi
bonups. Naisimadeps nosoni k̆oçik nağurun Lazurişi derdi zdips. Nağurun Lazurişi
derdi nazdips ar k̆oçik nena muşi moşletinuşi çarepe gorups. Aşo naiqopen
koçik, iptinerot navaruçkin, k̆arta ondi navar açkinenti, uçkin; oguruşi
gzalepe gorups. Namek̆ilaps k̆arta ndğas, iguraps ağani mutxanepe. Nağurasunon
moment̆işakisti, mutxanepe naigurasunon,
uçkin. ʒ̆ori k̆oçis, ti-muşi k̆ala çkar mutu navarrenti, uçkin. Var
uçkin nati, iguraps. ʒ̆ori k̆oçi renna, navar uçkinanpe iguraps. ʒ̆ori nosoni k̆oçik
isimadeps Lazuri nenaşi golaxtimeri, andğaneri do moxtasneri orape. Hak̆k̆oni
naren, žirops. Beciti naren, Lazuri naren, žirops. ʒ̆ori nosoni k̆oçi
goşogorups. Nena doxmeli var, xalk̆uri
ar dulya naren, uçkin. Arçkva "ma" var, "si" var,
"çkin" otkuşi naren, oxoʒ̆onaps. Naisimadeps nosoni k̆oçik, ak ar k̆arari
meçaps. Ti-muşi steri, nağurun Lazurişi derdi nazdips k̆oçepe k̆ala ok̆oçinuşi
gzalepe gorups; ok̆uiçinen. Artot oxanduşi çarepe gorups. Navar uçkinanpe
artikartişen igurapan, nauçkinanpe artikartis dogurapan. "Si- ma"-şi
zabunaboşen moçitineri, Lazurişi oskedinu, oxampu do moxtasneri otasobapes nunç̆işinuşi
gzalepe nagorups ʒ̆ori, hak̆k̆oni, nosoni do naisimadeps k̆oçepes gvanç̆k̆irenan
ar xali: Lazuri oç̆aru. Lazuri oç̆aruşi becitoba naiguraps, am k̆oçepek var
impulapan "akʒent̆i", "lexçe" dç. tkvalapeşi k̆ap̆ulas,
entepeten uçkinoba mutepeşi var geitumenan.
Vit ʒ̆anaşen met̆i ar
oraşen doni xonari navar işiğişk̆ule, naç̆aripeşen do kart̆alepe skanişen;
jurnali şeni, skanda namekçasunonan yado na memiç̆ari, para solen namogixtasen,
çkimda navar miʒ̆vişen; muşeni ar jurnali gamoçku navarmiʒ̆vişen; morgvala
nenapeş gale, ar manifest̆i navargiğunşen; jurnalis mupe naç̆araginonşen mutu
navarmiʒ̆vişen; "Lazuri" itkvenşi, "dialekt̆epe" natkuşen;
Lazuri ar leksişi svara, Lazuri ar p̆aramitişi xvena, Lazuri ar teat̆ruli t̆ekst̆i
do Lazuri ar gramerişi xvena nagamoçkvu, ti- muşi oʒ̆ireret̆u ar k̆oçi užiramuten
do Lazuri şeni derdi navarzdips ar xark̆is ust̆at̆i naognapuşen mu oxovoʒ̆oni,
ar dogiʒ̆va: Nağurun Lazurişi derdi var zdip. Lazurişi oskedinu, oxampu do
moxtasneri otasobapes nunç̆işinuşi simada var giğun.
Lazepe Uçamzoğaşi t̆erit̆oriaşi
svalonepe navarrenşi; ok̆ulendo am t̆erit̆oriaşa namoxtuşi; uk̆ult̆uroni narenşi
do Lazuri yado ar nena, navarrenşi p̆rop̆agandape sinsilot, naognapaps st̆at̆iape
gamiçkvinen. Xemşilepe Muslimani Somexi narenşi idiape naikips mutxanepe
geidvinen int̆ernet̆is. Xalk̆epeşi cumalobas gurdoşuriten naicers namtini Lazi
ent̆elekt̆ualepe, hem Lazepe P̆ont̆osuri narenşi, hemti Lazepe Uçamzoğaşi t̆erit̆oriaşa
ok̆ule namoxtuşi do ʒ̆ori svalonepe Somexepe do P̆ont̆osurepe nat̆esşi p̆rop̆aganda
oxvenu do entepes oxvenapu şeni ixmarinen. Nosis navar giğut̆uşi, arxvala,
solen namoxtasunon, navaroxomoʒ̆onapi paraşi sebebiten am dulyas naak̆ati, namemiç̆ari
şeni, Lazurişi oskedinu, oxampu do moxtasneri otasobapes nunç̆işinuşi simada
var giğun. Aşo oxovoʒ̆onap. Am xali skaniten ar jurnali gamiği na; Lazuris var,
Lazepe do Lazuri oxmaru do çkvalepeşi mskibus ʒ̆k̆ari otiru naunonan p̆at̆i fik̆ironi
map̆rop̆agande mitxanepes mxuci meçap. Giçkit̆as! Aʒ̆i ar var, oşi fara osimadu
dogaç̆irs.
Megabrobate…
Ali İhsan Aksamaz
[16 ʒ̆anağani 2008]