“Laz Aydınları”na üç Mektubum
Sayın Selma Koçiva,
Konu: http://www.lazebura.net/index.php/content/view/707/32/#jc_allComments
Uğraştığımız bu kültürel dava, toplumsal bir konudur ve
kolektif çalışma ruhunu gerektirir. Bu konu akıldan hiç çıkarılmamalıdır.
Uğraştığımız konu kültüreldir, ancak siyasî iradeyi gerektirir. Bu da hiç
unutulmamalı. Bugüne kadar bu konuda siyasî bir irade oluşmadı; var olan siyasî
iradeler de bu konuya nedense ilgi göstermedi. Geriye bu konuyla şurasından,
burasından dil, tarih ve kültür ile uğraşan bir avuç aydın kalıyor. Bir avuç
küçük burjuva. Zamanında ustaların tanımını yaptıkları küçük burjuva
özellikleri üzerinde taşıyan; halleriyle, tavırlarıyla, ilişkileriyle,
yaşayışlarıyla bir avuç küçük burjuva. Küçük burjuvanın kaypak ve
egoist davranış biçimi bize yön verdiği için; bu olumsuz özelliklerimizi
törpüleyemediğimiz ve birlikte üretmenin gereğini kavrayamadığımız için bu
haldeyiz. Durum bu. Birkaç aydınız. Bir şeyler yapıyoruz. Üretiyoruz. Bunu
yaparken küçük burjuva özelliklerimiz hep bizi teslim alıyor. Bir türlü
yaptığımız için toplumsal bir iş olduğunu ve kolektif çalışmaya ihtiyacımız
olduğunu hiç aklımıza getirmiyoruz. Bu halimizle; öncelikle kendimizi,
arkadaşlarımızı ve toplumumuzu bir şekilde sömürdüğümüzü neden anlamıyoruz?
Öncelikle bir tespit yapmalıyız: Lazca ölüyor. Lazcayı
ölmekten kurtarmalıyız. Bunu nasıl yapabiliriz? Lazcayı nasıl yaşatabiliriz?
Nasıl geliştirebiliriz? Gelecek kuşaklara zenginleştirerek nasıl aktarabiliriz?
Görevimiz bu.
TRT, Lazca yayın yapmıyor. Neden? Eğer biz, yukarıda
saymaya çalıştığım olumsuzlukların pençesinde bütün enerjimizi birbirimizi
yıpratmak için harcamıyor olsaydık; Lazca, TRT'de sahipsiz kalır mıydı?
Lazca, Hititçe değil, konuşulan bir dil. Lazca zenginleştirilmelidir, yazılı
hale getirilmelidir.1993'e kadar Lazcanın yaşatılması konusunda engelleyici
olan sistemdi. O tarihten itibaren Lazca gelişemediyse, bunun sorumlusunun
sistem olmadığı açıktır.
Şimdi senin yazdıklarına gelelim. Yazdığın o makalenin,
Lazcaya ne gibi bir katkısı var? (Keşke makaleni Lazca yazabilseydin.) Bir kere
böyle bir yazıyı kaleme alman doğru değil. İnsanlar arasındaki suni ayrılıkları
derinleştirmeye hizmet ediyorsun. Madem kendini tutamadın, mektup olarak
muhataplarına gönderseydin.
Bunun dışında tarzın da yanlış. 20 sene diyorsun. Kişileri
ön plana çıkartıyorsun. Doğru olan kişileri ön plana çıkarmak değil. Yapılan
işlerin ne gibi olumluluklara yol açtığını belirtmeliydin.
Ben bu işlerin kişiselleştirilmesine karşıyım. Ancak; hem
elektronik posta adresime yazını gönderiyorsun hem de siteye asıyorsun. Madem
siteye asacaktın, makaleni bana neden gönderdin? Makalene benim adımı da
karıştırdın. Bana karşı geçmişte yürütüldüğünü söylediğin provokatif
faaliyetleri doğru bulmadığını ancak sekiz sene sonra açıklamak ne kadar ciddî
olduğunu gösteriyor. O zaman o provokasyonları yapanlarla dosttun, şimdi değilsin.
Aklınca şimdi beni yanına alıp onları deşifre ediyorsun. Bu yaptığın tipik bir
küçük burjuva davranışı. Farkına varabiliyor musun? Bırak bu Bizans oyunlarını!
TRT'nin Lazca yayın yapmasına ilişkin neden çalışma
yapmıyorsun? Lazca yayın yapılması konusunu neden tartışmaya açmıyorsun? Bu
konuda neler düşünüyorsun? Ne gibi projelerin var?
Sen herkesin üstünde bir şahsiyet değilsin. Ancak kendi
adına konuşabilir ve sonuçları topluma zarar veren konularda yorum
yapabilirsin. Keyfine göre bir kronoloji oluşturmaya çıkarmışsın. O kronoloji
yanlış. Zaten kronolojilere ihtiyacımız yok. Kendin de dâhil olmak üzere
kahramanlar yaratmaya çalışmışsın. Kahramanımız yok. Zaten kahramanlara
ihtiyacımız da yok. Lazcaya ihtiyacımız var. Şu noktada Lazcayı yaşatmak için
ne yapabiliriz? Bu konuya kafa yormalıyız.
Ben, saydığın ve saymak
istemediğin bütün süreçlerde bulundum; bu işlerle ilgili insanları her
yönleriyle tanıdım. İnsanların olumsuzluklarını törpüleyip Lazcayı
yaşatmak noktasında bir araya gelebileceklerine hep inandığım için, şahsî bir
şeyler yazılmasına her zaman karşı oldum. O sebeple yazılarında adım bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da geçmesin lütfen.
Nasıl oldu? Oldu.
Bugüne ulaştık. Önümüzdeki görev Lazcayı zenginleştirerek yaşatmak. Bu konuda
kolektif adımlar atmalıyız
Başarı
dileklerimle.
(01.12.2006)
Ali İhsan Aksamaz
+
Sayın Ortak Çağrı
Yapanlar;
Konuya taraf olmadığım ve diğer tarafın
çağrısına imza vermediğim için yapacağınızı söylediğiniz toplantıya
katılmayacağım. Lazcanın geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması ve
TRT’nin Lazca yayın yapması noktasında ortak çalışmak gibi ciddî konularda
çalışmayı gündeminize almayı düşünürseniz, doğru bir iş yapmış olursunuz. Kendinizi
içinde bulduğunuz olayın boyutu büyük ve farklı. Tanıdık
hatırlı insanlar varsa, karşı tarafla konuşsun. Dilekçeleri karşılıklı geri
çekin. Siz de bu olayı kapatın, üzerine gitmeyin. Bu işi tezgâhlayanların
amacı, işi bu yola sokmaktı. Başarılı oldular. Bu işin kazananı olmayacak. Herkes
ve adına çaba harcanan değerler zarar görecek. TRT'de Lazca yayın
yapılmasını engelleyenleri oyununu boşa çıkarın lütfen.
Sağlıcakla.
Ali
İhsan Aksamaz
[19 Oca 2007]
Değerli Kültür Gönüldaşları,
Aşağıda, tarafıma çeşitli zamanlarda e-posta
yoluyla ulaşmış bazı metinler bulunmaktadır. Bunların tamamını veya bir kısmını
görmüşsünüzdür. Bir prosesi yansıtan bu yazılarla ilgili olarak yorum yapmaktan
kaçınıyorum.
Ben, “Ogni”, “Kafkasya Yazıları”, “Mjora” gibi
proseslerde bulundum. Bu proseslerde bulunan herkesi iyi tanırım. Kâzım’ı da
tanırdım. Birol’u da tanıdım.
Zamanında ben de haklı-haksız ve tatsız
davranışlarla karşılaştım, ancak toplumsal bir konunun bireyselleştirilmesine
yol açacak davranışlardan sürekli kaçındım.
Benim için ölçü kişinin davaya hizmetidir. Bunun
için bu davaya bilerek, bilmeyerek, itilerek veya bizim aklımıza bile
getiremeyeceğimiz sebeplerle üreterek destek veren herkes eli öpülmeye ve baş
taşı edilmeye lâyıktır. Yani; Özcan Sapan, Memedali Barış Beşli (Zuğaşi
Berepe), İsmail Bucaklişi, Kâzım Koyuncu (Zuğaşi Berepe), Birol Topaloğlu,
Ahmet H. Kırım (yani; Ahmet Hacaloğlu Kırım) benim için önemlidir. Onlar dil ve
kültürümüzün yaşatılmasında önemli insanlardır. Bundan sonra da kendilerini
geliştirdikleri, ürettikleri kadar kendilerini saygı ve sevgiyle yâd edeceğim.
Lazcanın geliştirilerek gelecek kuşaklara
aktarılması gibi ciddî bir alanda her konuda fedakârlığa hazırım. Birileri bir
provokasyon tezgâhlıyor. Alet olmayalım.
Bu işin kazananı olmayacak. Herkes ve adına çaba
harcanan değerler zarar görecek. TRT'de Lazca yayın yapılmasını
engelleyenlerin oyununu boşa çıkaralım lütfen.
Saygılarımla,
Ali İhsan Aksamaz
[22 Ocak 2007]
+
(Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Birinci Laz Kültürü
Toplantısı”, circassiancenter.com.tr, 5. XII. 2004; Ali İhsan Aksamaz,
“Yamakhoğlu Yüksel Yılmaz (Öldü mü?!)”,
Sima Dergisi, Sayı 7, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, Mart 2005/
circassiancenter.com.tr; Ali İhsan
Aksamaz, "Ne Diyeyim Bilemiyorum…", circassiancenter.com.tr, 24. I. 2007; Ali İhsan Aksamaz, “Bir “Aydın”a İki Mektup”, circassiancenter.com.tr, 3. I.
2008; Ali İhsan Aksamaz, “Bir “Aydın”a E-posta”,
circassiancenter.com.tr, 5. III. 2008; Ali İhsan Aksamaz, “Laz Aydınları
Platformu Oluşturma Toplantılarındaki Konuşmalarım” (“Laz Aydınları ve
Sorumluluk, 1. Baskı, Sorun Yayınları, İstanbul, 2011)/ sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Bazı Laz Aydınları Arasında
Geciken Hesaplaşmalar ve Unutulan Kimlik Mücadelesi”, circassiancenter.com.tr,
21. VIII. 2011; Ali İhsan Aksamaz, “Ogni Kültür Dergisi (Anı-1)”,
circassiancenter.com.tr, 15. XI. 2015; Kâmil Aksoylu, “Tarihe Tanıklık/ Laz
Kültürel Hareketi/ 93 Süreci” (“Laz Kültürü”, Phoenix Yayınları, Ankara, 2009);
Mecit Çakırusta: “Ben Bu İşe Ana Lisanımı Yaşatmak İçin Girdim!”/Mecit
Çakırusta ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 9/
circassiancenter.com.tr, 2003; “İstim arkadan gelir”, lazuri.com; “Makale
Arşivi”, lazuri.com; Yılmaz Avcı: “Tek Ses Olarak Muhatap Olamadığımız Müddetçe
Bizim Bu Seslenişlerimiz Sadece Çatlak Birer Ses Olarak Yankılanır!”,
lazca.org, 31.V. 2013]