10 Ocak 2025 Cuma

“Laz Aydınları”na üç Mektubum

 




“Laz Aydınları”na üç Mektubum

 

 



 

Sayın Selma Koçiva,

 

Konu: http://www.lazebura.net/index.php/content/view/707/32/#jc_allComments

 

 

Uğraştığımız bu kültürel dava, toplumsal bir konudur ve kolektif çalışma ruhunu gerektirir. Bu konu akıldan hiç çıkarılmamalıdır. Uğraştığımız konu kültüreldir, ancak siyasî iradeyi gerektirir. Bu da hiç unutulmamalı. Bugüne kadar bu konuda siyasî bir irade oluşmadı; var olan siyasî iradeler de bu konuya nedense ilgi göstermedi. Geriye bu konuyla şurasından, burasından dil, tarih ve kültür ile uğraşan bir avuç aydın kalıyor. Bir avuç küçük burjuva. Zamanında ustaların tanımını yaptıkları küçük burjuva özellikleri üzerinde taşıyan; halleriyle, tavırlarıyla, ilişkileriyle, yaşayışlarıyla bir avuç küçük burjuva. Küçük burjuvanın kaypak  ve egoist  davranış biçimi bize yön verdiği için; bu olumsuz özelliklerimizi törpüleyemediğimiz ve birlikte üretmenin gereğini kavrayamadığımız için bu haldeyiz. Durum bu. Birkaç aydınız. Bir şeyler yapıyoruz. Üretiyoruz. Bunu yaparken küçük burjuva özelliklerimiz hep bizi teslim alıyor. Bir türlü yaptığımız için toplumsal bir iş olduğunu ve kolektif çalışmaya ihtiyacımız olduğunu hiç aklımıza getirmiyoruz. Bu halimizle; öncelikle kendimizi, arkadaşlarımızı ve toplumumuzu bir şekilde sömürdüğümüzü neden anlamıyoruz?

 

Öncelikle bir tespit yapmalıyız: Lazca ölüyor. Lazcayı ölmekten kurtarmalıyız. Bunu nasıl yapabiliriz? Lazcayı nasıl yaşatabiliriz? Nasıl geliştirebiliriz? Gelecek kuşaklara zenginleştirerek nasıl aktarabiliriz? Görevimiz bu.

 

TRT, Lazca yayın yapmıyor. Neden? Eğer biz, yukarıda saymaya çalıştığım olumsuzlukların pençesinde bütün enerjimizi birbirimizi yıpratmak için harcamıyor olsaydık; Lazca, TRT'de sahipsiz kalır mıydı?   Lazca, Hititçe değil, konuşulan bir dil. Lazca zenginleştirilmelidir, yazılı hale getirilmelidir.1993'e kadar Lazcanın yaşatılması konusunda engelleyici olan sistemdi. O tarihten itibaren Lazca gelişemediyse, bunun sorumlusunun sistem olmadığı açıktır.

 

Şimdi senin yazdıklarına gelelim. Yazdığın o makalenin, Lazcaya ne gibi bir katkısı var? (Keşke makaleni Lazca yazabilseydin.) Bir kere böyle bir yazıyı kaleme alman doğru değil. İnsanlar arasındaki suni ayrılıkları derinleştirmeye hizmet ediyorsun. Madem kendini tutamadın, mektup olarak muhataplarına gönderseydin.

Bunun dışında tarzın da yanlış. 20 sene diyorsun. Kişileri ön plana çıkartıyorsun. Doğru olan kişileri ön plana çıkarmak değil. Yapılan işlerin ne gibi olumluluklara yol açtığını belirtmeliydin. 

 

Ben bu işlerin kişiselleştirilmesine karşıyım. Ancak; hem elektronik posta adresime yazını gönderiyorsun hem de siteye asıyorsun. Madem siteye asacaktın, makaleni bana neden gönderdin? Makalene benim adımı da karıştırdın. Bana karşı geçmişte yürütüldüğünü söylediğin provokatif faaliyetleri doğru bulmadığını ancak sekiz sene sonra açıklamak ne kadar ciddî olduğunu gösteriyor. O zaman o provokasyonları yapanlarla dosttun, şimdi değilsin. Aklınca şimdi beni yanına alıp onları deşifre ediyorsun. Bu yaptığın tipik bir küçük burjuva davranışı. Farkına varabiliyor musun? Bırak bu Bizans oyunlarını!

 

TRT'nin Lazca yayın yapmasına ilişkin neden çalışma yapmıyorsun? Lazca yayın yapılması konusunu neden tartışmaya açmıyorsun? Bu konuda neler düşünüyorsun? Ne gibi projelerin var?

 

Sen herkesin üstünde bir şahsiyet değilsin. Ancak kendi adına konuşabilir ve sonuçları topluma zarar veren konularda yorum yapabilirsin. Keyfine göre bir kronoloji oluşturmaya çıkarmışsın. O kronoloji yanlış. Zaten kronolojilere ihtiyacımız yok. Kendin de dâhil olmak üzere kahramanlar yaratmaya çalışmışsın. Kahramanımız yok. Zaten kahramanlara ihtiyacımız da yok. Lazcaya ihtiyacımız var. Şu noktada Lazcayı yaşatmak için ne yapabiliriz? Bu konuya kafa yormalıyız.

 

Ben, saydığın ve saymak istemediğin bütün süreçlerde bulundum; bu işlerle ilgili insanları her yönleriyle   tanıdım. İnsanların olumsuzluklarını törpüleyip Lazcayı yaşatmak noktasında bir araya gelebileceklerine hep inandığım için, şahsî bir şeyler yazılmasına her zaman karşı oldum. O sebeple yazılarında adım bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da geçmesin lütfen.

 

Nasıl oldu? Oldu. Bugüne ulaştık. Önümüzdeki görev Lazcayı zenginleştirerek yaşatmak. Bu konuda kolektif adımlar atmalıyız

 

Başarı dileklerimle.

 

 (01.12.2006)

Ali İhsan Aksamaz

xvalamgeri@gmail.com

 

+

Sayın Ortak Çağrı Yapanlar;

 Konuya taraf olmadığım ve diğer tarafın çağrısına imza vermediğim için yapacağınızı söylediğiniz toplantıya katılmayacağım. Lazcanın geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması ve TRT’nin Lazca yayın yapması noktasında ortak çalışmak gibi ciddî konularda çalışmayı gündeminize almayı düşünürseniz, doğru bir iş yapmış olursunuz. Kendinizi içinde bulduğunuz olayın boyutu büyük ve farklı. Tanıdık hatırlı insanlar varsa, karşı tarafla konuşsun. Dilekçeleri karşılıklı geri çekin. Siz de bu olayı kapatın, üzerine gitmeyin. Bu işi tezgâhlayanların amacı, işi bu yola sokmaktı. Başarılı oldular. Bu işin kazananı olmayacak. Herkes ve adına çaba harcanan değerler zarar görecek.  TRT'de Lazca yayın yapılmasını engelleyenleri oyununu boşa çıkarın lütfen.

Sağlıcakla.

Ali İhsan Aksamaz

[19 Oca 2007]

 

 

Değerli Kültür Gönüldaşları,

Aşağıda, tarafıma çeşitli zamanlarda e-posta yoluyla ulaşmış bazı metinler bulunmaktadır. Bunların tamamını veya bir kısmını görmüşsünüzdür. Bir prosesi yansıtan bu yazılarla ilgili olarak yorum yapmaktan kaçınıyorum.

Ben, “Ogni”, “Kafkasya Yazıları”, “Mjora” gibi proseslerde bulundum. Bu proseslerde bulunan herkesi iyi tanırım. Kâzım’ı da tanırdım.  Birol’u da tanıdım.

Zamanında ben de haklı-haksız ve tatsız davranışlarla karşılaştım, ancak toplumsal bir konunun bireyselleştirilmesine yol açacak davranışlardan sürekli kaçındım. 

Benim için ölçü kişinin davaya hizmetidir. Bunun için bu davaya bilerek, bilmeyerek, itilerek veya bizim aklımıza bile getiremeyeceğimiz sebeplerle üreterek destek veren herkes eli öpülmeye ve baş taşı edilmeye lâyıktır. Yani; Özcan Sapan, Memedali Barış Beşli (Zuğaşi Berepe), İsmail Bucaklişi, Kâzım Koyuncu (Zuğaşi Berepe), Birol Topaloğlu, Ahmet H. Kırım (yani; Ahmet Hacaloğlu Kırım) benim için önemlidir. Onlar dil ve kültürümüzün yaşatılmasında önemli insanlardır. Bundan sonra da kendilerini geliştirdikleri, ürettikleri kadar kendilerini saygı ve sevgiyle yâd edeceğim.

Lazcanın geliştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması gibi ciddî bir alanda her konuda fedakârlığa hazırım. Birileri bir provokasyon tezgâhlıyor. Alet olmayalım.

Bu işin kazananı olmayacak. Herkes ve adına çaba harcanan değerler zarar görecek.  TRT'de Lazca yayın yapılmasını engelleyenlerin oyununu boşa çıkaralım lütfen.

Saygılarımla,                                                      

Ali İhsan Aksamaz

[22 Ocak 2007]

+

(Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Birinci Laz Kültürü Toplantısı”, circassiancenter.com.tr, 5. XII. 2004; Ali İhsan Aksamaz, “Yamakhoğlu Yüksel Yılmaz  (Öldü mü?!)”, Sima Dergisi, Sayı 7, Sima Laz Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, Mart 2005/ circassiancenter.com.tr;  Ali İhsan Aksamaz, "Ne Diyeyim Bilemiyorum…", circassiancenter.com.tr, 24. I. 2007; Ali İhsan Aksamaz, “Bir “Aydın”a İki Mektup”, circassiancenter.com.tr,  3. I.  2008; Ali İhsan Aksamaz, “Bir “Aydın”a E-posta”, circassiancenter.com.tr, 5. III. 2008; Ali İhsan Aksamaz, “Laz Aydınları Platformu Oluşturma Toplantılarındaki Konuşmalarım” (“Laz Aydınları ve Sorumluluk, 1. Baskı, Sorun Yayınları, İstanbul, 2011)/ sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr; Ali İhsan Aksamaz, “Bazı Laz Aydınları Arasında Geciken Hesaplaşmalar ve Unutulan Kimlik Mücadelesi”, circassiancenter.com.tr, 21. VIII. 2011; Ali İhsan Aksamaz, “Ogni Kültür Dergisi (Anı-1)”, circassiancenter.com.tr, 15. XI. 2015; Kâmil Aksoylu, “Tarihe Tanıklık/ Laz Kültürel Hareketi/ 93 Süreci” (“Laz Kültürü”, Phoenix Yayınları, Ankara, 2009); Mecit Çakırusta: “Ben Bu İşe Ana Lisanımı Yaşatmak İçin Girdim!”/Mecit Çakırusta ile Haber& Söyleşi, Yeni Kafkasya Gazetesi, Sayı 9/ circassiancenter.com.tr, 2003; “İstim arkadan gelir”, lazuri.com; “Makale Arşivi”, lazuri.com; Yılmaz Avcı: “Tek Ses Olarak Muhatap Olamadığımız Müddetçe Bizim Bu Seslenişlerimiz Sadece Çatlak Birer Ses Olarak Yankılanır!”, lazca.org, 31.V. 2013]