“Lazca İngilizceden eski bir dil”
“Gelişim TV”nin
adını yaklaşık on yıl kadar önce duydum. 16 Şubat 2002 tarihli Cumhuriyet
Gazetesi, Gelişim TV’nin RTÜK’ten uyarı aldığını yazıyordu. Sebebi Lazca olarak
sunduğu bir müzik- eğlence programıymış.
Bir
makalemde bu konudan da bahsetmiştim. Özetle; o zamandan beri “Gelişim TV”den
ve programlarından haberdarım. İstanbul’da yaşadığım için, “Gelişim TV”yi ancak
internet üzerinden izleme imkânım oluyor. Ardeşen’de bulunduğum zamanda da “Gelişim
TV”nin yayınlarını izledim. Ardeşen’de yoğun olarak izlenen bir kanal olduğunu
biliyorum.
Lazca.org’da
çıkan bir yazıdan “Gelişim TV”nin uydudan yayın yapacağı haberi okuyunca
sevimdim. “Gelişim TV”nin internetteki sitesinden de yeni yılda atılım
yapacağını okudum. Yöre kültürüne daha fazla ağırlık vereceklerini, Lazca da
yayın yapacaklarını öğrendim. “Gelişim TV”nin atılım yapmasına sevindim. Lazca
yayın yapacağı açıklamasına da ayrıca sevindim. “Gelişim TV”nin yeni adı
konusunda internet üzerinden “MJORA/ TUTA TV” önerisinde bulunmuştum. Her ikisi
birlikte veya biri olabilir. Benim önerim bu şekilde.
Hatırlanacağı
üzere 2004 yılında TRT, bazı ana dillerinde yayın yapmaya başladı. Ne yazık ki,
bu diller arasında Lazca yoktu. 2012 yılında Millî Eğitim Bakanlığı, ilköğretim
okullarında “seçmeli ana dilleri dersleri” uygulamasını başlattı. Yine ne yazık
ki, bu anadilleri arasında Lazca yoktu. Oysa birçok yerde veliler çocuklarının
Lazca ana dili derslerini görmesini istiyordu; okul müdürlüklerine dilekçeler
verdiler. Ancak olmadı; “müfredat hazır” değil ya da “okutacak öğretmen” yok
gibi sebepler öne sürüldü. Eğer “Gelişim TV”, Lazca da yayın yapabilirse, bu,
Lazcanın sahiplenilmesi ve yaygınlaşması yönünde çok önemli bir adım ve ciddî
bir mevzi olabilecek.
“Gelişim TV”nin
uydudan Lazca yayınları yalnızca Çamlıhemşin, Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Hopa ve
Borçka’daki Lazlar tarafından
izlenilmeyecek. 93 Harbi Muhaciri Lazların yaşadıkları Akçakoca, Sapanca,
Yalova, Maşukiye, Karamürsel, Gölcük, Düzce, İzmit, Bursa gibi şehirlerin kimi
köylerinden de izlenecek. İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya vb. şehirlerde
yaşayan Lazları da unutmayalım. Lazca yayın yapacak bir TV’nin izleyicileri
yalnızca Türkiye ulusal sınırları içinden olmayacak. Batum civarında yaşayan
Lazlar ve Lazca bilenler de bu Lazca programları izleyecektir. Abhazya’da
yaşayan Lazlar da izleyecek bu yayınları. O sebeple “Gelişim TV”nin omuzundaki
yük oldukça ağır. Lazca programların yayınlanacağı zaman dilimleri ve kalitesi
de önemli. “Gelişim TV”, kendisini arabesk müzikten kesinlikle korumalıdır.
Geleneksel Laz kültürünün arabesk ile hiçbir alâkası yoktur. Yerel, otantik
müziğe ağırlık vermelidir. Lazca; Türkiye’de de, Gürcistan’da da, Abhazya’da da
resmî statüsü olmayan, tanınmayan bir dil. Ne yazık ki, ölüme terkedilmiş bir
dil. Bu kabul edilebilir bir durum mu?! Benim ninemin, dedemin, atalarımın dili
neden ölsün?! Lazca İngilizce’den daha eski bir dil. İngilizce, dünyanın
anlaşma dili olmuş. Lazca, kendi vatanında ölüme terkediliyor. Bu nasıl bir
mantık ve yaklaşım! Adaletsizlik bu! Bu sebeple de “Gelişim TV”nin sorumluluğu
büyük.
Özellikle
büyük şehirlerde yaşayan Laz ana-babaların çocukları Lazcaya çok ilgi
duyuyorlar. Lazcayı öğrenmek istiyorlar. Bu insanlara Lazcayı öğretmenin bir
diğer yolu da TV yayınlarıdır. “Gelişim TV”, bu anlamda tarihî bir misyon
üstlenebilir; seviyeyi yükseltebilir.
Mehmet
Bekâroğlu’nun “Anadili Günü” sebebiyle geçen yıl “İMC TV”ye yaptığı Lazca
açıklama büyük bir ilgi uyandırdı. Aynı şekilde Rize Milletvekili Nusret
Bayraktar ve Sanatçı Hülya Polat’ın “CNN”deki bir programda kısa da olsa Lazca
konuşmaları sempatiyle karşılandı. Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliğini yaptığı
“Benim için Üzülme” adlı dizinin Lazca konuşulan bölümlerinin klipleri izlenme
rekorları kırıyor. İnsanlar, çeşitli yerlerde Laz kültür dernekleri kuruyor.
Laz Enstütüsü kurmak için hazırlıklar yapılıyor. Lazca ders kitapları
yayınlıyorlar. Lazca ilk roman olan “Daçxuri/ Daçkhuri” yayınlandı.
“Daçkhuri”nin yazarı Murat Ercan Murğulişi’nin yayınlanmayı bekleyen ona yakın
Lazca romanı bulunuyor. Lazca çocuk masalları basıldı. Lazca şiir kitapları
yayınlanıyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmit gibi kentlerde Lazca kursları
açılmakta. Özetle; insanlar Lazcaya ilgi duyuyorlar; Lazcanın ölmesini
istemiyorlar. Lazca şarkılar söyleyen müzik gruplarının sayısı da artmıştır.
Görüldüğü gibi, bu noktada “Gelişim TV”ye de önemli roller düşüyor. Bir anlam
da “Gelişim TV” şanslı. 1993 yılında “Ogni Kültür Dergisi”yle başlayan süreçte,
Lazcaya vâkıf, Lazca üretim yapan bilinçli Laz aydınları da yetişti. Bunlar “Gelişim
TV”ye katkı sunabilir. “Noderi” yani “imece,” Laz halkının binlerce yıllık
toplumsal hayatında önemli bir gelenektir. “Gelişim TV”, bu gelenekten de
faydalanmalıdır.
Yüzyıl önce
Lazlar için gurbet “Rusye” dedikleri Batum, Anaklia, Sokhumi, Oçamçire, Gagra,
Gudauta gibi yerlerdi. Oralara giderler, ekmek paralarını kazanırlardı.
Gittikleri yerlerin yerlisi olan Lazlarla ve Megrellerle karşılaşınca Lazca
anlaşırlardı. Böylelikle Lazcaları gelişkin olurdu. Sovyetler Birliği- Türkiye
sınırı kapanınca gurbet, İstanbul ve Türkiye’nin diğer büyük kentleri oldu.
Özellikle de 1980’den sonra, Türkçe televizyonun yöreye ulaşmasıyla Lazca
gerilemeye başladı. Eğer “Gelişim TV” Lazca yayınlarında başarılı olabilirse,
yalnızca yurt içinden ve dışından izlenmekle kalmayacak, Lazcanın gelişmesine
de belirttiğim üzere katkıda bulunabilecek.
Lazlar,
artık günümüzde esas olarak köylü değil, kentli ve büyük ölçüde de kent
hayatıyla bağlantılı bir halk. “Gelişim TV”, bunu göz önünde tutmalıdır.
Türkiye’deki resmî ideoloji ve resmî tarih tezleri artık Türkiye’deki etkisini
kaybetmiştir. Ana dillerin bir nebze de olsa özgürleşmesi bunu gösteriyor.
Ancak Lazlar ve Lazca, Tiflis’ten kaynaklanan “Lazlar Gürcüdür; Lazca
Gürcücenin şivesidir” tasallutunun altında. “Gelişim TV”, bu konuda dikkatli
olmalı, Tiflis’in bu yaklaşımını TV ekranına taşıyacak kişi ve kuruluşlara
karşı uyanık davranmalıdır. Tiflis’in Lazlara ve Lazcaya yönelik uzun yıllara dayanan
bu ırkçı yaklaşımları, yalnızca Türkiye ve Gürcistan arasındaki dostluğa zarar
vermekle kalmıyor; aynı zamanda bir Laz ve Gürcü sürtüşmesinin de tohumlarını
ekmektedir. “Gelişim TV”nin Lazcayı sahiplenmesi, bu anlamda Tiflis’i rahatsız
edecektir. Bu konuda dikkatli davranılmalı. Tiflis’in Türkiye’nin iç
meselelerine karışması da engellenmelidir. Tiflis’in ırkçı politikalarına
karşıyız. Ancak Gürcüler, Svanlar ve en yakından da Megreller bizim
kardeşimizdir. Lazlar, Gürcü değildir. Lazca, Gürcücenin şivesi değildir.
“Gelişim TV”de
Lazca için kısa dönemde neler yapabilir?! Bu konuda benim de İrfan Ç. Aleksiva,
İsmail Avcı Bucak̆lişi, Osman Şafak Buyuk̆lişi ve
konuya kafa yoran diğer arkadaşlar gibi önerilerim var. Bazı programlar tamamen
Lazca olmalı. Lazca programlar mutlaka belirli saatlerde yayınlanmalı. Böylece
Lazca programların yurtiçinden ve yurtdışından Laz dinleyicileri zamanlarını o
saatlere göre ayarlayabilir. Lazca şarkılar kuşkusuz günün herhangi bir
zamanında yayınlanabilir. Lazca programların içeriği ne olabilir?! İlk başta,
şimdilik, Lazca haber sunumu mümkün olamayabilir. Eğlence programları tamamen
Lazca olabilir. Köy, kişi, meslek, kitap tanıtımları tamamen Lazca olabilir.
Kimi konulardaki röportajlar tamamen Lazca olabilir. Ancak dediğim gibi, Lazca
programların yayınlanma saatleri mutlaka fiks olmalı. Bu, izlenmeyi sürekli
kılar. Yine programların kalitesi çok önemli. Kaliteli Lazca programlar
dinleyiciyi arttıracaktır.
Seksen yıl
önce Sovyetler Birliği’nde, yani Acaristan’da ve Abhazya’daki Laz köylerinde
Lazca Ana dili okulları vardı. Laz çocukları kendi ana dilleri olan Lazcada da
eğitim- öğretim görebiliyordu. Matematik dersini, Hayat Bilgisi dersini Lazca
olarak görüyorlardı. Lazcanın eğitim- öğretim için yeterli bir dil olduğu daha
o zamandan ispatlanmıştır. Ancak SB’deki Lazcaya yönelik bu olumlu uygulama
kısa sürdü. Laz okulları kapatıldı. Laz okulları direktörü İskender Tzitaşi ve
kadrosu tasfiye edildi.
Bir dil kitapsız,
okulsuz, radyosuz, televizyonsuz yaşayamaz. “Gelişim TV”, Lazca yayınlarında
başarılı olabilirse, Lazcaya karşı yapılmış tarihsel haksızlıkları da telâfi
etme yönünde önemli adımlar atmış olacaktır.
Lazca ihmal
edilmiş bir dildir. Oysa Lazca da bir dildir. Aynı Türkçe gibi. Aynı Gürcüce
gibi. Aynı Rusça gibi. Aynı İngilizce gibi. Lazcayı konuşanların sayısı azdır.
Ancak bir dil, konuşanlarının sayısı az olduğu için değil, konuşulmadığı için
ölür. O dilde yazılmadığı için, o dil ölür. O dilde romanlar, hikâyeler
yazılmadığı için, o dil ölür. O dilde radyo ve TV yayınları yapılmadığı için, o
dil ölür. Lazcayı hor görmemeliyiz. Lazca yazmalıyız. Lazca yayın yapmalıyız.
Kuşkusuz başta zor olacaktır. Yavaş olacaktır. Konuya sahip çıkılırsa, Lazca
yaşayacaktır.
Son olarak
şunları eklemek isterim: Lazca yer adlarının tekrar resmî olarak kullanılması
ve tabelalarda yer alması için “Gelişim TV”nin çaba harcayabileceğini de
düşünüyorum. Bu ve diğer kültürel konularda yöre milletvekillerinin desteği
sağlanmalıdır.
Lazcanın
yaşaması, politik değil, insanî bir konudur. Lazca, yörenin en eski dili,
bizlerin ata dilidir. Türkçe ise, bugün ortak vatanımızda birbirimizle anlaşma
dilimizdir. İşte biz bu anlayış ve bilinçle Lazcaya sahip çıkıyoruz.
İki-dillilik bir diğer zenginliğimizdir. Bu duygu ve düşüncelerle “Gelişim TV”ye
yayınlarında başarılar dilerim.
[Kaynak: Ali İhsan Aksamaz, “Lazca İngilizceden eski bir dil”,
demokrathaber.org/ lazca.org, 11. I. 2013]
[Önerilen okumalar: Ali İhsan Aksamaz, “Yerel Diller”: Anadilleri
Yaşatmak Mı? Öldürmek Mi?” Sorun Polemik/ Marksist İnceleme- Araştırma
Dergisi”, Sayı 5, Kış, İstanbul, 2002/ Sima Dergisi, Sayılar 5 ve 6, Sima Laz
Vakfı Yayını, Fotosan Ofset, İzmit, 2002- 2003/ circassiancenter.com.tr; Ali
İhsan Aksamaz, “Tengiz Abuladze’nin Pişmanlığı”, Çveneburi Kültürel Dergi, Sayı
52- 53, Nisan- Eylül 2004/3, İstanbul, gurcuhaber.com, 25. V. 2005; Ali İhsan
Aksamaz, "Lazika Yayın Kolektifi Kokteyli (Gözlemler- Değerlendirmeler",
demokrathaber.org/ circassiancenter.com.tr, 20. VII. 2011; Ali İhsan Aksamaz,
"Gelişim TV, Lazca İçin Bir Şans Olabilir", lazca.org/ circassiancenter.com.tr,10.
I. 2012; Ali İhsan Aksamaz, "Munir Yılmaz Avcı (1939- 2016)",
sonhaber.ch/ circassiancenter.com.tr, 16. XII. 2020; Ali İhsan Aksamaz, "Mecit
Çakırusta’nın İmza Günü Etkinliği", circassiancenter.com.tr, 19. II. 2012; Ali İhsan Aksamaz, “Lazuri ren
çkin minoba”, Laz Kültür Dergisi Tanura, sayı 3, İstanbul, 2012/ circassiancenter.com.tr;
Ali İhsan Aksamaz, "Abhazya’da Yayınlanan Lazca Ders Kitapları", Özgür
Gündem Gazetesi, İstanbul/ circassiancenter.com.tr, 09. VII. 2012; Ali İhsan
Aksamaz, "‘Ogni’ Başarısız Oldu Mu?", yusufbulut.com/ sonhaber.ch/
circassiancenter.com.tr, 12. IX. 2013]